9 Haziran 2016 Perşembe

SA3015/KY6-SK53: CHP Referandumdan Korktu mu?

"Bu ortamda salt ‘başkanlığa hayır’ ‘kanımızı dökmeden başkanlık gelemez’ söylemi yerine, Başkanlık sistemini, başkanın yetkilerini ABD’dekinden bile daha dar şekilde sağlayacak, yargı mensuplarına talimatı engelleyen, Meclis soruşturmaları ile başkanın da hesap vermesine olanak tanıyan bir çerçeveye oturtmak için ciddi çalışma yapmak çok daha hayırlı ve akılcı."



CHP seçmeninin AK Parti'nin getireceği başkanlık sistemine ne kadar karşı olduğu malum. Erdoğan yönetiminin gündeme getireceği çoğu karara hayır deme eğilimindeler. Bununla birlikte dokunulmazlıklarda, vatansever hassasiyete sahip CHP seçmeni için bu konu bir istisna olabilirdi.

CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile etkili bir muhalefet yürütemediğini düşünen bir kısım seçmenin, sırf mesaj ve alternatifsizlikten HDP seçmeni haline geldiğini de biliyoruz. Bu kesimler Demirtaş’ın 'başkanlığa hayır’ ‘seni başkan yaptırmayacağız’ taahhüdünü de dikkate aldılar. 7 Haziran’ın ardından esen hava da bu seçmene umut verdi.

Her ne kadar operasyonların artmasıyla her gün şehit haberlerinin gelmeye başlaması bu kesimin bir kısmında pişmanlık oluşturduysa da Erdoğan’ın dokunulmazlıkları kaldırma ısrarına tabanın sırf şahsi itiraz eğiliminde olduğunu düşünüyorum.

***
Aksi hale bu açıdan CHP dokunulmazlıklara hayır deseydi, HDP’ye oy vermişken pişman olan tabanının kafasını karıştırmış ve ‘vatansever' denilen milliyetçi CHP tabanını da riske atmış olacaktı.

Bunun dışında asıl dikkate alınması gereken; CHP Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edildiği halde bu yasaya evet oyu vermiş oldu. 

Parti içinde pek çok isim, bu aykırılığa değinerek hayır oyu kullanmak istedi.

Referanduma gidilmesi halinde ise, Ak Parti adına sokağa çıkacak ve Türkiye’yi gezecek Erdoğan’ın elinde şehitler ve terör saldırıları varken, CHP’nin elinde dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşıyız diyebilmek için 'Anayasa’ya aykırı’ yeterli argüman yoktu.  

Tabanın bir kısmının da MHP’den farklı olsa da milliyetçi hassasiyeti de hesaba katıldığında CHP ve Kılıçdaroğlu için sonuç hezimet olacaktı.

Mevcut durumda belki partinin Erdoğan’a daha karşı ateşli genç tabanı bu dokunulmazlığa eveti sorgulayacaktır...

***
Bunlar olurken fezlekesi bulunan vekillerin Anayasa Mahkemesine bireysel başvurularına destek geldi CHP den. Bunu tutarsızlık olarak görenlere katılmıyorum. Politik kaygılar ile veya devletçi zihniyetin ister istemez etkisinde olan derin CHP’nin kararı ile veya teröre destek gibi bir ithama muhatap olmamak için evet diyenler, olası başkanlık referandumunda Anayasa’ya aykırılık gibi gerekçelere sarılamayacakları örnek bir karara imza atmış oldular.

Asıl konu başkanlık sitemine dair karar alınırken de Erdoğan düşmanlığı ile toptan hayır demek yerine parlamentonun başkan üzerinde denetleme mücadelesini verecek akılcı bir politika izlemeyi başarıp başaramayacakları.

***
Parti tabanına detayların anlatılması ve mücadelenin bu yönde verilmesi Türkiye’de olabilecek bir başkanlık sisteminin mümkün olan en doğru şekilde uygulanmasını sağlayabilir.

Aksi takdirde Erdoğanı başkan olarak görmek istemeyen hatta cumhurbaşkanlığına da hakaret eden nefret söylemindekilerin karşısına, Erdoğan destekçileri olarak çıkıldığında hezimet kaçınılmaz görünüyor.

***
Türkiye gibi yargının durumunun ortada olduğu bir ülkede, demokrasinin toplumsal kurumlar ve normlarla uygulanacağı bir geleneğin yerleşik olmadığı, buna karşılık Erdoğan gibi etkili bir liderin Yargının üst kesimi ile sık sık geziler yaptığı bir ortam mevcut. Daha önce de Kemalizm adına irtica karşıtı olmak adına yasalara insan haklarına aykırı kararlar alınabildiği gerçeğini de unutamayız. Zaman zaman hem nalına hem mıhına diye eleştirilsek de gerçeklere bütünsel bakalım.

***
Bu ortamda salt ‘başkanlığa hayır’ ‘kanımızı dökmeden başkanlık gelemez’ söylemi yerine, Başkanlık sistemini, başkanın yetkilerini ABD’dekinden bile daha dar şekilde sağlayacak, yargı mensuplarına talimatı engelleyen, Meclis soruşturmaları ile başkanın da hesap vermesine olanak tanıyan bir çerçeveye oturtmak için ciddi çalışma yapmak çok daha hayırlı ve akılcı.

***
Bu sırada CHP bölünme noktasına gider diye korkmamalı. CHP’nin farklı düşünen tüm kesimleri asıl tam bu dönemde birleşmeli. Zira Ortadoğu’da Kürtlere özgürlük diyen ancak onları sadece parçalayarak kendilerine taşeron devlet çıkarmayı planlayan stratejilerin uygulanmak istendiği bir dönemde güçlü bir iktidar ve güçlü bir muhalefet önemli. 

Bu noktada Türkiye kendi Kürtleri ile sorunlarını, ABD’nin, 'PKK nın saldırılarını durdurması karşılığında YPG’nin Kuzey Suriye ilerlemesi' gibi teklifler içeren pazarlıklarıyla çözemez.

***
Kürtlerin, özgürlük mücadelesine inanan tabanı ile emperyalistler ile uzlaşan üst yönetimleri arasında da çözülmeler var. Bu yapının her zihniyetteki mensuplarını, kumandasını başkasına bağlı kılan teklifler ile mutlu etmek yerine daha sağlam açılımlar yapılması, toplumsal bütünlüğü önemseyerek politika yürütülmesi ve katılımcı demokrasinin güçlendirilmesi önemli. HDP’nin de en büyük sorunu milli olmak yerine dışarının temsilciliğine yakın görünüm vermek oldu.

Bu noktada Başkanlık sistemi PRının da buralardan yürüyeceği kanaatindeyim.

***
CHP dokunulmazlıklarda olduğu şekilde referandumdan korkarak sinmemeli, tabanını toptancı yaklaşımlar yerine gerçekçi bir sistem mücadelesine dair ikna ederek evriltmeli, CHP’li muhalifler de ayrışma yerine ortak noktada buluşmalı. Bu şekilde systemic değişmesini engellemeye odaklanarak vereceği mücadeleyi systemic doğruluğuna katkı noktasında vermeli. Yakın dönemde coğrafyada yaşanacak gelişmeler hızlı kararlar alınmasını zorunlu kılacak. 

Aksi takdirde sistem olması gerektiği şekilde değil de Türk usülü değiştiğinde CHP'nin başarısızlığının bedelini Türkiye öder.




Serra Karaçam, 09.06.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, 

Seçkin Deniz Twitter Akışı