29 Haziran 2016 Çarşamba

SA3101/KY13-AO80: İsrail Dersini Almış Olmalı

"İsrail, Erdoğan'ı tasfiye etmenin zorluğunu görünce dünyanın "olmaz "dediği şeye, yani Türkiye'nin ilişkilerin başlaması için ileri sürdüğü diğer şartları müzakere etmekten başka çarenin olmadığını gördü."

 

Türkiye'nin İsrail'le vardığı mutabakat bazı çevrelerin Ak Parti iktidarını ve Erdoğan'ı yıpratmak için istismar ettiği bir konu haline dönüşmüş durumda. Bunu sadece Erdoğan'ın tescilli düşmanları yapmıyor, dost denilen kimi çevrelerde başka açılardan eleştiriler yaparak istismara vesile oluyor. 

Öncelikle bir tespit yapmalı.. Varılan mutabakat nedir ve bu mutabakatın sonucunda ne olacak?

Türkiye, İsrail'le kopardığı ilişkilerinin yeniden başlaması için Türkiye'nin İsrail'den istediği, İsrail'in kendini temize çıkardığı Mavi Marmara yardım gemisine yaptığı saldırıyla ilgili hatalarını kabul etmesi ve bu hatasını onarmak için gerekli adımları atmasıydı. Türkiye bu konuda 3 şart ileri sürmekteydi.


  1. Özür
  2. Tazminat
  3. Gazze'ye ambargonun kalkması.

Görüldüğü gibi Türkiye'nin ileri sürdüğü üç maddeden ikisi bizatihi Mavi Marmara'ya yapılan saldırıyla ilgiliyken, Gazze'ye ambargonun kalkması şartı ise Mavi Marmara yardım gemisinin amacıyla, hedefiyle ilgili bir madde. 

Yani bu maddenin Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıyla bir ilgisi yok. Türkiye burada açıkça İsrail'in Filistin politikasının karşısına geçerek Gazze'ye karşı yürüttüğü insanlık dışı uygulamalardan vazgeçmedikçe Mavi Marmara'ya karşı hatasını onarıcı adımlar atmasını ilişkilerin yeniden başlaması için yeterli görmüyordu. 

İsrail, Filistin'i/Gazze'yi her aklına estiğinde yerle bir etmeye kalktığında İsrail/siyonizm korkusuyla tüm dünya olup bitenlere gözünü kapatırken, Türkiye, İsrail'e başkaldırıyor, İsrail'le ilişkilerinin başlaması için İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın kaldırılmasını şart koşuyordu. Üstelik bu şartı ileri sürerken İsrail'in düşman bellediği Hamas'la da içli dışlı olmayı sürdürüyor, adeta Hamas'ın talebini dillendiriyordu.

Hiç kimse Türkiye'nin ileri sürdüğü bu şartları İsrail'in dikkate alacağına zerre ihtimal vermiyordu. Zira İsrail bugüne kadar yaptığı insanlık dışı uygulamaları için burnundan kıl aldırmıyor, hesap vermek bir yana kendisine dokundurana hesabını pahalıya ödettiriyordu. O nedenle uluslararası kamuoyu Türkiye'nin taleplerine burun kıvırıp geçiyor, İsrail'in,kendisine şart dayatan, imajını törpüleyen Erdoğan'dan bunun hesabını soracağını düşünüyordu. 

Beklendiği gibi İsrail, Erdoğan'ı devirmek, Ak Parti'yi iktidardan düşürmek için elinden geleni ardına koymadı. Türkiye'nin düşmanlarıyla işbirliği yapmanın ötesinde, iyi ilişkiler içerisinde olduğu tüm ülkeleri de kendi safına çekti. Türkiye, ilişkilerinin normalleşmesi için hakkaniyetli taleplerle kendini sınırlarken İsrail, her geçen gün Erdoğan'a olan düşmanlığının dozunu artırdı. Ancak yine de istediği sonucu alamadı. 

Bunun üzerine 2013 yılında Netenyahu, Erdoğan'dan dilediği "özür"le Türkiye'yle uzlaşmak için önemli bir adım attı.Netenyahu, Obama'yla görüşme esnasında yaptığı bu özürle Türkiye ile arasındaki buzların eriyeceğini düşünüyor, Türkiye'nin ileri sürdüğü diğer şartları dikkate almayacağını hesap ediyordu..  

Türkiye, Netenyahu'nun özrünün ilişkilerin düzelmesi için yeterli olmadığını, kamuoyuna deklare ettiği her üç şartta ısrarcı olacağını belirterek İsrail'i adeta köşeye sıkıştırdı (Bu arada da özürle birlikte iki ülke heyetleri arasında da temas imkanı da doğdu.)

Mavi Marmara baskınında kendini haklı görüp uluslararası arenada bu doğrultuda kimi düzmece raporlar çıkarttıran İsrail, özre rağmen Türkiye'nin hala geri adım atmaması üzerine artık tek çarenin Erdoğan'ı siyaseten tasfiye etmekten geçtiği düşüncesine kilitlendi. 

Bu doğrultuda Türkiye çok yönlü olarak kıskaca alınmış olsa da Erdoğan'ın gücü kırılmadı.Siyaseten tasfiye etmeye çalıştıkları Erdoğan, tasfiye olmak bir yana halkın yarısından çoğunun desteğiyle cumhurbaşkanı oldu.

İsrail, Erdoğan'ı tasfiye etmenin zorluğunu görünce dünyanın "olmaz "dediği şeye, yani Türkiye'nin ilişkilerin başlaması için ileri sürdüğü diğer şartları müzakere etmekten başka çarenin olmadığını gördü. 

Sonuçta; İsrail, Türkiye'nin bileğini bükemeyeceğini, Türkiye ile çatışmasının sadece Türkiye'ye değil kendilerine de zarar verdiğini gördü. Zira İsrail, köşeye sıkıştırmak istediği Türkiye'ye bir çok açıdan muhtaçtı. En az Türkiye kadar İsrail de iki ülke arasında yaşanan krizden olumsuz etkileniyordu. İsrail'in enerji kaynaklarını çıkarmak ve Avrupa'ya aktarmak konusunda Türkiye'ye mahkum olması anlaşmak için en zorunlu nedenlerden biriydi. 

Bugüne dek hiçbir ülkeden özür dilemeyen İsrail, Türkiye'den özür dilemesine rağmen istediğini elde edemedi, Mavi Marmara saldırısı nedeniyle 21 milyon dolar tazminat ödemeyi ve Türkiye'nin Gazze'ye yardım yapma talebini kabul etti. Gelinen bu nokta İsrail için küçültücü bir durum olduğu gibi Türkiye'nin büyük bir başarısı olarak görülmelidir. 

Umarız, İsrail olup bitenlerden dersini almış ve Türkiye ile iyi ilişkinin önemini kavramıştır..



Adnan ONAY, 29.06.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı