Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Konuşmadan önce susma vakti bu."
Sizi alıp götürsem
kendimle uzaklara, ne dersiniz dostlarım? Hani yalnızlığınızdan bıktığınız,
insanlardan yorulduğunuz ve kaçıp bir yerlere gitmek istediğiniz o zamanlardan
biri ise bu zaman, hadi gelin gemim sizi bekliyor; benden bıkmayacaksanız eğer…
Biliyorum; yorgun, yılgın
ve tıkanmış bir ruhun yalazlanıp şaha kalkmasını beklemek yanlış; hem de çok
yanlış. Çünkü o güne dek olup bitmiş her şeyin zihninizin derin yerlerinde
kalan izleri var. İyi ya da kötü o izler orada durdukça kaçabileceğiniz
herhangi bir yer yok. Ama isterseniz gemim sizin için sakin bir yer olabilir… Sizi
dinleyebilirim.
Size bir sır vermem
lazım ama önce. Hiç kimseye söylememeniz gereken o sırrı öğrenmeyi hak etmiş
durumdasınız çünkü. İyi dinleyin; bugüne dek herhangi bir işçinin, yoksulun,
geçim derdi peşinde ömrünü tüketmiş, bir an bile dinlenme imkânı bulmadan
gündüzler boyu çalışmış ve gece çöker çökmez doyumsuz uykunun kucağında
kaybolmuş insanların yorgun, yılgın ve tıkanmış ruhları yok. Duydunuz mu? Bu
tamamen sizin gibilerin derdi ve sizin sınanmanız da böyle… Bu sebeple kaçıp
gidebileceğiniz zamanınız ve gittiğiniz yerlerde çalışmadan yaşayabileceğiniz
maddiyatınız var.
Hadi gelin, nasılsa
sırrı öğrendiniz ve bu sırla gemide benle beraber bir yolculuğa çıkacaksınız.
İyi bir yer bulun kendinize, hava rüzgârlı bu gece; sıkı tutunun, dalgalar sizi
savurabilir.
Eğer sağlam bir yer
edindiyseniz demir alalım yavaş yavaş; isterseniz demiri çekmek için gönüllü
olabilirsiniz, korkmayın elleriniz yaralanmaz, pörsümez, kırışmaz. Hem varsın
yaralansınlar, pörsüsünler ve kırışsınlar, ne olur ki? Ruhunuz bu kadar
yıpranmışken ellerinizin ne önemi var?
Bu gemi bir direnişin
simgesidir dostlarım, tıpkı sizin kayalıklara çarpıp dağıtmak istediğiniz kendi
geminiz gibi bir gemi bu; herhangi bir özelliği yok… Konuk olduğunuz bu gemi bu
yüzden sizin de emek sarf etmeniz gereken şeylerle yürüyecek.
Tamam, hiçbir şey yapmak
istemiyorsunuz, sorun değil; bunu sizden bekleyerek sizi davet etmedim buraya…
Ama acıkınca, susayınca benden isteme hakkınız yok bunu bilmeniz gerek. Ambar
ve mutfak orada… Canınız ne isterse gidip seçin, yapın ve dilerseniz bana da ikram
edin, canım çekerse alırım.
Yelkenleri açmayalım
isterseniz, motorla idare edelim şimdilik; biraz salınalım açıldıktan sonra… epeyce
açıldıktan ve salındıktan sonra oturur, gecenin ve yıldızların tadını çıkarırız
ve tabi dalgaların, suyun, rüzgârın. Açlıktan öleceğimizi hissedene kadar
yemeyeceğiz, susuzluktan çölde kaldığımızı zannedene kadar da bir şey
içmeyeceğiz, anlaştık mı dostlarım?
Yok, hayır şimdilik
sohbet de etmeyeceğiz. Güvertede oturmuşken, sular yüzünüze sıçrarken düşünüp
öyle kalın istiyorum, kendinizle konuşun önce. Sonra birbirimizle konuşuruz. Ama
bu uzun bir yolculuk olacak unutmayın, benle uzaklara gelmeyi siz istediniz.
Düşünmeye başladınız
değil mi?
Ben biraz açılana kadar
dümendeyim… sessizce sizi bekleyeceğim, siz benle konuşana ya da ben sizin
benle konuşmayı istediğinizi görene kadar susun, susun biraz… Konuşmadan önce
susma vakti bu.
Hoş ve hoşnut kalınız.
Yaşlı Bilge, 06.07.2016, 23:52, Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 38
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.