"Hayal ve beklentileri şu; İsrail iki paralık Rumları, Türkiye’ye tercih edecek ve Anastasiadis istedi diye Türkiye ile tüm bağlarını koparıp sırtını dönecek!"
Steinitz’in bu açıklaması Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'i, Rum hükümetini ve Rum siyasileri bayağı endişelendirdi. Endişelendirmekten öteye bütün dünyalarını kararttı.
Geçmiş yıllarda İsrail ile yaptıkları birtakım ikili anlaşmalarla İsrail’i Türkiye’den koparabilecekleri hayaline kapıldılar. Zannettiler ki İsrail ne pahasına olursa olsun kendilerini Türkiye’ye tercih edecek, aynen 1 Mayıs 2004 yılında AB’ye giriş nedenleri olan AB’yi arkalarına alıp Türkiye’yi adadan atabilecekleri stratejisini İsrail ile de yürürlüğe koyacaklar ve Türkiye’yi dört bir taraftan düşmanlarla sararak ekonomik, siyasi ve askeri baskı altına alabilecekler. Sonra da Türkiye üzerinde AB, İsrail ve Mısır sayesinde dayanılmaz baskılar uygulayıp adadan atacaklar. Kantara’daki keçiler bile güler bu hayali senaryoya.
İsrail kaçın kurası. Kıbrıs Rum Yönetimi gibi dünyada saygınlığı olmayan devletleri parmaklarında fırıldak gibi oynatırlar. Biraz da diklenirlerse karşılarında susta durdururlar.
Kıbrıs Rum Yönetimi içine düştüğü ekonomik krizi, daha doğrusu iflası önlemek için bu yıl Avrupa Stabilite (Denge sağlamlığı) Mekanizması’ndan 6.3 milyar Avro, Dünya Bankasından da (IMF) bir milyar Avro borç aldı ve o sayede ayakta durabilmeyi başardı. Rumlar, İsrail öksürse yıkılacak acizlikte olduklarının farkında bile değiller.
Yurtiçi Toplam Hasılasının yüzde 108.90 kadarı borcu var halen. Yani ürettiklerini yemeyip içmeyip, hiçbir yatırım yapmayıp ve memurlarını ödemeden bir kenara koysalar gene borçlarını ödeyemezler durumdalar. İhracatları ise topu topuna 2015 yılında 5.9 Milyar dolar Dolar.
Rum Yönetimi lideri Anastasiadis apar topar İsrail’e, tüm diplomatik teamüllere aykırı olarak yıldırım bir ziyaret yaptı ve açıkça İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'dan Türkiye ile işbirliği yapmamalarını talep etti. Aklınca Anastasiadis çok kurnaz ve boyuna posuna bakmadan İsrail’i Türkiye ile işbirliği yapmamaya ikna edecek ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den çıkarılacak doğalgazdan mahrum edecek!
Kendilerine öyle bir güvenleri var ki bu Rumların, olmayan ve daha yeryüzüne çıkmamış, çıkarılmamış ve çıkarılma olasılığı da halen tartışmada olan doğalgaz ile Rum Enerji bakanı Lakkotripis boyuna bakmadan Türkiye’yi tehdit edebiliyor ve Kıbrıs’taki siyasi sorun çözülmeden Türkiye’yi seçenek olarak bile ele almayacaklarını belirtiyor. Lakkotripis’in bu davranışı tam da “tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok”a uyuyor.
Hayal ve beklentileri şu; İsrail iki paralık Rumları, Türkiye’ye tercih edecek ve Anastasiadis istedi diye Türkiye ile tüm bağlarını koparıp sırtını dönecek!
Gerçekte Ortadoğu’da son bir ay içerisinde yaşanan politik gelişmeler gösteriyor ki, Rumlar çok güvendikleri dağlara karların yağdığının ve soğuktan bir köşede büzüşüp kalacak olanın da yine kendileri olacağının halen farkında değiller.
Ata Atun, 27.07.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, KKTC Stratejileri
Facebook: Ata Atun