"Zinhar üflemenizde tarih vermeyin.."
Üflemenin adâb ve erkânı üzerine bazı mülahazalar;
a) Üflerken "Bir üst yetkilinin bana dediğine göre" ile başlamak her zaman kişinin üflemesini muteber kılar ki yalanlanmasının imkânı yoktur.. üflemeniz yersiz çıkarsa "Benim bir kabahatim yok bana öyle dendi" yorumu elinizin altındadır..
b) Zinhar üflemenizde tarih vermeyin.. isterse uzun upuzun bir tarih olsun.. çıkmadığında çuvalladığınızı söyleyecek densizler çıkacaktır.. ille de tarih vermeniz gerekirse "yakın bir zamanda" deyin.. herkesin yakını farklı olduğu için siz ölseniz de ve dediğiniz olmamış olsa da "Daha vakti olmadı demek ki" denecektir, bunu tilmizleriniz söyleyecektir, yaşıyorsanız zaten siz söylersiniz.
c) Gönlünüzden geçeni olmuş gibi veyahut olacakmış gibi anlatmanın yolu egemen değerlere sığınarak yapmaktır ki günümüzde "Bilimsel verilerle de bu desteklenmektedir" yargısı işte tam da sizin üfürmelerinize kavi dayanak oluşturur.. hele bir de "İsveçli bilim adamlarının yaptığı deneyler sonucu" ile bağlarsanız üfürmenize kendinizin dahi inanma olasılığı vardır, ne olasılığı kesinkez inanırsınız.
d) Üflemenizin sıhhati için muğlak ifadeler kullanmalısınız, demagojiyi biran dahi gözden uzak tutmamalısınız, "Petrol vaa dı da biz mi içtik?" ne büyük bir üflemenin ne kesin kanıtı değil midir?
Üfleme örnekleri:
Cüz 1, Kısım: Serbest;
"Bir üst düzey Çin yetkilisi bana dedi ki, yakın zamanda Washington'da 14 şiddetinde bir deprem olacak ve böylece ABD yeryüzünden silinecek.. eli kulağında!" :)
Cüz 1, Kısım: Gerekçe;
Adını vermeyen Hollandalı bir genetik mühendis sorduğum, "Niçin ülkenizde yabancı düşmanlığı revaçta?" sorusuna kimseye söylememem koşuluyla şöyle yanıt verdi:
"Biz genetik mühendislerine beş ayaklı bir at oluşturmamız için korkunç miktarda paralar harcandı.. beş ayaklı atı oluşturduk oluşturmasına ancak bu beş ayaklı at dört ayaklı attan ne hız ne kuvvet bakımından ilerde oldu.. hele hız bakımından adeta kaplumbağadan da gerideydi.. boşa harcanan para ülkemizi korkunç bir ekonomik buhrana soktu.. işte bu buhranı halktan gizlemek için yabancı düşmanlığı piyasaya sürüldü.. hatta sizin ülkenizde anlatılan bir fıkra var.. bir adam bir köyde bir aileye misafir olur.. tuvalet evin dışındadır.. adam gece sıkışır.. dışarıya çıkmak için evin dış kapısını açar.. karşısında dev gibi bir köpek hırlayarak karşılar adamı.. adam çaresiz evden içeri girer.. sonra da kundaktaki çocuğun kundağını çözer, ihtiyacını kundağa giderir ve tekrar kundağı bağlar.. sabah kalkılır.. kahvaltıya oturulur.. ev sahibesi çocuğun kundağını açar.. şaşırır.. ve bağırır 'Bu ne hal?' misafir hiç istifini bozmaz ve 'O köpek evin önünde oldukça bu çocuk daha çok böyle kaka yapar!' der.. şimdi biz böyle masraflar yaptıkça daha çok düşmanlıklar icat ederiz!"
Ben genetik mühendisinin râvisiyim.
Bugünlük bu kadar :)
Cemal Çalık, 30.09.2016, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme