5 Ekim 2016 Çarşamba

SA3500/KY36-CK108: Orada Bir Cami Var Uzakta...

"1933 yılında Abdurreşid İbrahim Japonya'ya gelir. Burada Japon hanedanlık ailesi ve devlet adamlarıyla muhabbet kurar. Bu ilişkilerini Japonya'daki Müslümanların hayatlarını iyileştirmek için kullanır. Ve Japon iş adamlarının katkısı ile alınan bir arazide, 1938 yılında Tokyo Camii inşa edilir."


1917 Bolşevik devrimi Orta Asya coğrafyasında yaşayan Müslümanlar için bir felaketi getirdi. Bitmeyen işkence ve zulümler kitlelerce Müslüman'ı başka ülkelere göç etmeye itti. İnançları nedeniyle doğdukları topraklardan ayrılan on binlerce Müslüman'ın bir kısmı Rusya'nın batısına, diğer kısmı ise doğusuna gidecekti.

Orta Asya’dan Sibirya demiryolu ile Mançurya’ya gelerek yerleşen Kazan Türkleri, Japon hükümetinin 1.500 Yen teminat karşılığında vize vermesi ile Japonya'ya yerleşmeye başlar. Japonya'yı o kadar benimserler ki, 1923 yılında 100.000'den fazla insanın öldüğü o korkunç depremden sonra bile Tokyo'yu terk etmezler. Depremden sonra Amerikan hükümeti Tokyo'daki yabancıları ülkesine davet eder ve hatta Yokohama Limanı’na özel bir gemi gönderir, ancak Kazan Türkleri bu daveti kabul etmez ve Japonya'da yaşamaya devam etmek isterler.

Japonya'da yavaş yavaş örgütlenmeye başlayan Kazan Türkleri'nin hayatı, Abdurreşid İbrahim'in buraya gelmesi ile değişir.

1852'de Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Tara'da dünyaya gelen İbrahim'in gençlik yılları, Rus esareti altındaki Kazan'da geçmiş, hayatını ise farklı coğrafyalardaki Müslümanlar arasında birlik sağlamaya adamıştı. İbrahim, Avrupa, Balkanlar, Türkistan, Moğolistan, Çin, Japonya, Kore, Singapur, Hindistan, Hicaz, Filistin ve Kuzey Afrika'yı gezmiş, buralardaki Müslüman halklarla temas kurmuştu. Hatta, 1895’te geldiği İstanbul’da Rusya’da yaşayan Müslümanları Osmanlı Devleti’ne göç etmeye davet edip, 70 bin Müslüman Türk’ün Anadolu’ya göçmesine vesile olmuştu.

1933 yılında İbrahim Japonya'ya gelir. Burada Japon hanedanlık ailesi ve devlet adamlarıyla muhabbet kurar. Bu ilişkilerini Japonya'daki Müslümanların hayatlarını iyileştirmek için kullanır. Ve Japon iş adamlarının katkısı ile alınan bir arazide, 1938 yılında Tokyo Camii inşa edilir.

Bu cami bakımsızlıktan 1986 yılında yıkılır ancak 2000 yılında bir restorasyon sonrasında tekrar ibadete açılır.(*)

Tokyo Camii ile ilgili görsel sonucu

Japonya'nın en merkezî semtlerinden birinde olan, mimari açıdan bir mücevher bu camide şu an Türkiye'den gelen bir sergi Japonlarla buluşuyor.

Mevlevi tekkelerinde dervişlerin kullandığı yaklaşık 300 parça eser "Tekke Objeleri Sergisi" başlığı altında bu camide sergileniyor. Sergilenen eserler arasında tekke şecereleri, keşkül-ü fukaralar, asalar, şifa tasları, tılsımlar, tekkelerde kullanılan kap kacak ve tekke estetiği ile üretilmiş eşyalar ve hat eserlerinin de bulunduğu Türk dünyasının çeşitli yerlerinden toplanmış parçalar bulunuyor. Daha önce Roma'da ve ABD'de sergilenen bu eserler şimdi Japonya'da. Tokyo Camii'nden sonra eserler Yunus Emre Kültür Merkezinde sergilenmeye devam edecek.

Organizasyonu düzenleyen ise Yeni Doğu Derneği (New East Foundation)... Yeni Doğu Derneği, hem İstanbul'da hem de Roma'da şubeleri bulunan bir düşünce ve sivil toplum kuruluşu. Amaçları arasında Batı dünyasının düşünsel temellerine dair bilgi hazinesi genişletmek ve bu konuda çalışan Türkiyeli araştırmacıları desteklemek var. Derneğin kurucularından ve Denetim Kurulu Başkanı, reklamcı Erol Olçok, 15 Temmuz gecesi FETÖ üyesi askerlerin açtığı ateş sonucu oğlu Abdullah Olçok ile Şehitler Köprüsü’nde şehit edildi. Dernek, bünyesindeki Batı Araştırmaları Merkezi’nin adını "Erol-Abdullah Olçok Batı Araştırmaları Merkezi" olarak değiştirdi.

Yeni Doğu Derneği Başkanı Atılgan Bayar derneğin Türkiye lehine kültürel diplomasi faaliyetlerinde bulunduğunu ve bu faaliyetler ile Türkiye'nin soft power'ını arttırmayı amaçladıklarını vurguluyor.

11 Eylül'den sonra İslam ile radikalizmin çoğu zaman eşleştiği bir algıya karşı, İslam'ın tefekkür ve ruhani yönünü öne çıkaran bu sergi, Sufi geleneğin gündelik hayatı ile tanıştırıyor kamuoyunu.

İslam, Batı coğrafyasında yayılmaya devam ediyor. Bunun temelde iki sebebi var. Öncelikli olarak Müslüman göçmenlerin sayısının artması. Buna ek olarak, İslam'ı seçen gayrimüslim sayılarındaki artış.

Bir yandan bu kompleks trend, DAEŞ'e katılan yabancı savaşçılar imgesi ile neredeyse kriminalize edilmeye çalışılıyor; özellikle İslamofobik ve ırkçı çevrelerde. Oysaki, Batı dünyasında İslam'ı seçen birçok kişi radikalizm üzerinden değil, tasavvuf üzerinden İslam'la tanışıyor. Burada Sufi grup ve yorumların, Selefi grupların hedefinde olduğunu not düşmekte de fayda var... "Tekke Objeleri Sergisi" bir dervişin tekke hayatına dair otantik bir sunum sağlamayı başarıyor.

Sufizmin popülerleşmesi ile birçok Sufi âlim, Sufi gelenek içinden bir kopuş tehlikesinin baş gösterdiği görüşünde. Bu endişelerin kaynağında bir moda trendi olarak popüler kültürde yaygınlaşan Sufi temalar, eklektik ve tasavvuf geleneğinden tamamen kopuk bazı yorumların ortaya çıkması yatıyor. Buna karşı "Tekke Objeleri Sergisi" hem dizaynı, hem de sergilendiği eserler açısından, geleneksel bir Türkiye tekkesinin dokusunu sunuyor. Tasavvuf hayatının ve uygulamasının tarihsel ve geleneksel hatlarını ziyaretçileri ile tanıştırıyor.

Mevlana'nın eserleri, Amerika'daki kitapçıların en çok okunan bölümlerini süslerken ve Batı kamuoyunda tasavvufî konulara yönelik ilgi ve merak artarken, bu serginin önce Roma'da ve Washington'da, şimdi ise Japonya'da ilgi çekmesini anlamak zor değil.
.....

(*) Bu bilgiler şu kaynaklardan derlenmiştir: http://www.dunyabulteni.net/haber/325890/islami-japonyada-yayan-isim-abdurresid-ibrahim http://www.tokyocamii.org/tr/


 Ceren Kenar, 05.10.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Ceren Kenar Yazıları








Sonsuz Ark'ın Notu: Ceren Kenar Hanımefendi'den yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 31.08.2015


İlk yayınladığı yer: Türkiye Gazetesi

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/ceren-kenar/593504.aspx

Seçkin Deniz Twitter Akışı