21 Ekim 2016 Cuma

SA3560/KY33-YO139: Bastırılmış Darbenin Direnişçisi Çok Olur

"Ama en azından yalanlara inana inana geldiğimiz 15 Temmuz’un hakikatlerini tekrar başka yalanlara kurban etmeye kimsenin hakkı yok. 15 Temmuz direnişinin şanını, bir türlü halka layık görmeyip, bu kadar uydurma haberlerle ve bu kadar kolay algı operasyonlarıyla içerideki ve dışarıdaki fırsatçılara peşkeş çekmeye ise hiç kimsenin hakkı yok..."


Darbe girişiminden 12 gün sonraki Sözcü gazetesinin manşetiydi

Gazetenin birinci sayfası dev puntolarla darbe gecesi Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’la Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasına ayrılmıştı.

Dündar: Ankara’ya gitmeyin. Sizi korurum, İstanbul’a gelin!

Erdoğan: Ben size nasıl güveneyim?

Dündar: Beni Bahçeli’ye sorun efendim.


(Haberi yapan Sözcü muhabirinin adını Süleyman Müftügil adında o ana kadar kimsenin adını bilmediği bir FETÖ’cü ‘iş adamı’yla 17 Aralık 2013 sonrası yapıldığı anlaşılan bu telefon konuşmasından hatırlıyoruz.)

Haber aynı gün Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan bir açıklamayla yalanlandı ama bu diyalog üzerine çoktan yüzlerce yorum, analiz yapılmıştı, yalanlamaya rağmen yapılmaya devam edildi.

Cumhurbaşkanı’nın darbe gecesi Marmaris’ten İstanbul’a uçması Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar’ın “İstanbul’a gelin, sizi ben korurum” sözleriyle açıklandı.

Dün itibarıyla gazetenin manşetindeki diyaloğun bütün cümleleri yalanlanmış oldu.
Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar ‘’TBMM 15 Temmuz Komisyonu’’na konuştu ve şöyle dedi:

“15 Temmuz gecesi sayın Cumhurbaşkanı, sayın Başbakan da dahil hiçbir bakanla da görüşmem olmadı. ‘Bahçeli’ye beni sorun diye’ bir beyanım olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın direktiflerini havalimanından itibaren aldım…”

Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar’ın darbe gecesi televizyonlara bağlanıp darbecilere karşı hükümetin yanında durduğunu açıklaması şüphesiz o gecenin çok önemli dönüm noktalarından biriydi ama dün komisyona “Emir subayım FETÖ darbe girişiminin ardından firar etti” diyen Birinci Ordu Komutanı’nın da yapacağı çok bir şey yoktu. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisi riski alıp İstanbul’a gelmiş ve yerdeki durumu bilmeden Atatürk Havalimanı’na ailesini de taşıyan bir uçakla inmişti.

Zaten İstanbul’da darbe gecesi sokaklarda darbeci askerlerin karşısına halk ve sınırlı sayıdaki polisten başka asker de çıkmamıştı.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı’nı darbe karşısında zayıf ve çaresiz gösterip, darbeyi durdurma payesini de halktan askerlere vermek, biraz da ülkücülere selam göndermek için uydurulmuş olsa da 15 Temmuz’dan bu yana 15 Temmuz’la ilgili uydurulan asparagas haberlerin belki en masumlarından biriydi bu...

Daha profesyonelleri yurt dışı kaynaklı olarak yapıldı.

Darbeden 6 gün sonra yolculuğuna İran’ın yarı resmî Fars Haber Ajansı’nda başlayıp, Rus gazeteleri ve sitelerine taşınan haber şöyleydi:

“İran'ın yarı resmî Fars Haber Ajansı, Türkiye’de cuma akşamı gerçekleşen darbe girişimi başlamadan saatler önce Rusya’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı uyardığını aktardı.  Ajansın muhtelif Arap haber sitelerine konuşan diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre bölgedeki Rus askerleri, bazı görüşmeler tespit etti. Şifreleri çözülen bu görüşmelerde, askerlerin Ankara'da yönetime karşı darbe hazırlığı hakkında konuştuğu tespit edildi. Bazı görüşmelerde de Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelde tutuklanması veya öldürülmesi emri verildiği öne sürüldü. Haberde, bu bilginin darbe girişiminden yaklaşık 5 saat önce Millî İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) iletildiğini iddia edildi. Diplomatlar, Rusya'nın bu sinyalleri nasıl tespit ettiklerini söylemeyeceklerini ama Rus Hava Kuvvetleri'nin Suriye'deki Hmeymim hava üssünde bu sinyalleri yakalayacak sistemlerin olduğunu bildiklerini belirtti. "

“Muhtelif Arap sitelerine konuşan adını vermeyen diplomatların” iddialarına dayanan haberin derdi son cümlesinde saklıydı:

“Diplomatik kaynaklar, Erdoğan’ın dış politikasında darbe girişiminden yalnızca 1 hafta önce yaptığı değişikliğin, pek çok yabancı ülkeyi orduya darbe desteği vermeye iten önemli nedenlerden biri olduğunu ve aynı değişikliğin Erdoğan’ı kurtardığını da söyledi.”

Ama bu kadar aleni bir yalan haber, acemice bir PR faaliyeti bile Türkiye’de hükümete yakın ve uzak bütün anaakım medyada haber olmayı başarmıştı.

Haber o kadar uydurmaydı ki, İranlıların jest yaptıkları Ruslar bile dayanamadı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Bende böyle bir uyarıda bulunduğumuza dair hiçbir bilgi yok. Fars Haber Ajansının da bu haberi yayımlarken kime dayandırdığını, bunu hangi kaynaklardan aldığını bilmiyoruz” dedi.

Ama darbeyi Putin engelledi PR’ı burada da bitmedi. 9 Ağustos’taki Erdoğan-Putin zirvesi yaklaşırken bu kez topu Rusların yıllardır Türkiye ve Erdoğan ile ilgili onlarca uydurma habere imza atmış kara propaganda siteleri aldı.

Bunların en popüler olanı herhalde inşaat mezunu Kıbrıslı Profesör Ata Atun’un imzasıyla bir anda Facebook, Twitter, Whatsapp hesaplarında dönmeye başlayan, üzerine onlarca yazı, yorum yazılmış şu hikayeydi.

Şöyle başlıyordu herkesin birbirine gönderdiği Kıbrıslı profesörün yazısı:

“Dün yabancı basında Türkiye ve KKTC ile ilgili haberleri karıştırırken çok ilginç bir yazıya rast geldim. Yazının orijinali Fransızca yazılmış. Yazarı da Hannibal Genseric. Yazı La Cause du Peuple’de 27 Temmuz günü yayınlanmış. Yazının orijinal başlığı (Comment Poutine a fait «échec et mat» au coup d’état d’Obama en Turquie) ve yayın adresi de Türkçe çevirisinin başlığı da (Obama’nın Türkiye’de yaptırdığı darbeyi Putin nasıl Şah-Mat etti.) Yazının içeriği çok ilginç. Bu nedenle de önce yazarın kim olduğunu, yazdıklarının komplo teorisi mi yoksa araştırmaya dayalı gerçekleri mi yansıttığını araştırdım. Hannibal Genseric Fransız bir Matematikçi ve Bilgisayar Mühendisi. Yani kafası somut analizler yapan bir yapıya sahip. Fransa’da yaşayan ünlü bir araştırmacı ve yazar. Araştırma ve yazı alanı Uluslararası ilişkiler ile dünya politikası…”
Yani aslında Ata Atun’un da internette gördüğü bir yazıdan bahsediyoruz. Yazarı “ünlü Fransız matematikçi ve yazar Hannibal Genseric”

Fransız yazarın ailesi çok ilginç kişiler olmalı. Soyadları Vandal Kralı Genseric iken bir de gidip oğullarına Kartacalı meşhur komutan Hannibal’in adını vermemişler mi? Nedense bu kadar çarpıcı bir ada sahip bu “ünlü Fransız yazarı” Fransa’da kimse tanımıyor anlaşılan. Hakkında hiçbir bilgi yok, sosyal medyada hesabı da yok. Profesör Ata Atun, Hannibal Genseric’in ünlü bir yazar olduğunu nereden çıkarmış acaba?

Belki Ukrayna hakkında Rus yalanlarının deşifre edildiği bu sitede görmüştür. Anlaşılan Hannibal Bey, Rus propagandasında Türkiye masasına zıplamadan önce Ukraynalıların başına bela olmuş.

Tuhaf olan çok kötü bir Fransızcayla yazılmış bu yazının aslında İngilizce bir yazıdan direkt çeviri olması. Adın Hannibal Genseric olunca yazı çalmak çok güç olmuyordur. 15 Temmuz’dan 4 gün sonra yazılmış orijinal yazı Makedon birine ait. Yok adı İskender değil. Gorazd Velkovski.
Bu ismin de size hiçbir şey ifade etmemesi normal. Yazının çıkmasından önce hakkında örneğin Twitter’da hiçbir şey yazılmamış, herhangi bir sosyal medya hesabı da olmayan hayalet başka bir yazardan bahsediyoruz. Yazının çıktığı Makedonya Uluslararası Haber Ajansı (MINA) adlı site de nereye tıklasanız Rusya yanlısı haber ve yorumlarla dolu uydurma bir site.

Rus propaganda sitelerinde fake bir ismin yazdığı bir yazı İngilizce’den başka bir fake isimle Fransızca’ya çevriliyor sonra da yazarı tanıdığını iddia eden bir profesör üzerinden Türkiye’de dolaşıma giriyor, yüz binlerce insan bu yazıyı alıp okuyor, üzerine onlarca köşe yazısı yazılıyor.

Peki yazıdaki iddialar ne? Başlığı anlatıyor zaten: “Erdoğan hayatını ABD destekli darbeyi engelleyen Moskova’ya borçlu…”

(Yazıya göre Suriye’deki S-400 füze sistemleri ve 7 Rus avcı uçağı darbe gecesi Erdoğan’ın uçağını takip eden darbecilerin F-16’larına kilitlenmiş, onları Erdoğan’ın uçağına en ufak saldırıda düşürürüz diye tehdit etmişler [o füzelerin menzili o kadar değil, Rus uçakları Türk hava sahasına girmedi] CNN muhabiri Amanpour darbeden iki gün önce Türkiye’ye gelip kamp kurmuş (gelmedi, darbe gecesi ABD’den yayın yaptı) Putin darbe ihbarını vermek üzere danışmanı Dugin’i gizlice Ankara’ya göndermiş (Gizlice değil, basın toplantısı bile yaptı) Bütün bu iddiaların nasıl palavra olduğunu anlatan iyi bir yazı için: )

Neyse ki Cumhurbaşkanı, bu propagandayı bizzat kaynağında, Putin’le görüşmek için gittiği Moskova’da Rus Tass Haber ajansının "Rusya’nın FETÖ’nün darbe girişiminde bulunacağına dair Türk tarafına bilgi verdiği" yönündeki iddiaları sorması üzerine bizzat yalanladı:

"Bunu ben şu anda sizden duyuyorum, yani böyle bir durum olmuş olsa bunun daha önceden bana bildirilmiş olması gerekir. Bunu ne istihbarat teşkilatım, ne de bir başka kanaldan almış değilim. Ama bunu söyleyenler kime söylemişler, nasıl söylemişler haberimiz yok. Öyle zannediyorum ki bunlar asılsız dedikodular ve asparagas haber bunlar diye değerlendiriyorum."

Ama bu yalanlama bile bu “darbeyi Ruslar sayesinde durdurduk” propagandasını durdurmadı.

Rus ve İran propagandasının en iyi müşterilerinden Robert Fisk dâhil topa girdi, Rus milyarder Lebedevlerin sahibi olduğu Independent gazetesinde hem Rusya’nın hem de İran’ın darbeden önce Erdoğan’ı uyardığını yazdı.

Son olarak Ekim ayında aynı iddia bir kere daha işlendi. Dugin’in 14 Temmuz’da Avrasya Yerel Yönetimler Birliği adlı bir grubun davetiyle geldiği Türkiye’de yetkilileri “Türk ordusunda hareketlilik var” diye uyardığı iddia edildi. Kaynak Avrasya Yerel Yönetimler Birliği başkanıydı. Onun Dugin’in ağzından açıklamaları Hürriyet’e haber, Aydınlık’a manşet oldu.

(Avrasya Yerel Yönetimler Birliği hakkında bir fikir vermesi için http://www.comu.edu.tr/haber-12534.html)

Yine günlerce dolaşıma sokulan bu iddiayı da Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş “Şehir efsanesi” diyerek yalanladı.

Ama bu da yetmemiş olacak ki, Meclis’te kurulan 15 Temmuz’u Araştırma  Komisyonu Alexander Dugin’i darbe hakkındaki derin bilgilerini dinlemek için davet etti. Artık bizzat kendisinden gerçeği öğrenmiş olur meraklı vekillerimiz...

Sadece bu kadar da değil. 15 Temmuz’dan beri darbeyi daha sonra emekli olduğu ortaya çıkan bir Amerikalı generalin organize ettiği, ABD’de karısını öldürmüş bir katilin önemli suikastlar için darbe günü gizlice Türkiye’ye getirildiğini de öğrendik, nedense darbede gerçekten şehit  ya da gazi olmuş kimsenin yer almadığı infaz listeleri ortalığa çıktı, en son bir savcı yok böyle bir liste demek zorunda kaldı.

Türkiye her gün gazetelerinde ve televizyonlarında “algı operasyonlarının” “karanlık planların” “büyük oyunların” çekirdek çitletir gibi deşifre edildiği ama kendisine işte bu kadar kolay algı operasyonu yapılabilen bir ülke. Şaibeli bir siteden uyduruk isimle yazılmış bir yazının bir gazetenin internet sitesine düşmesi an meselesi.

Zaten son üç yılda içeriden ve dışarıdan yapılan bu kara propaganda haberleriyle böyle böyle hava zehirlenmedi mi, Türkiye darbe olabilecek ülke durumuna getirilmedi mi? Herhalde entelektüellerinin ve gazetecilerinin bu kadar kolay kandırılabildiği, süzgeçlerinin bu kadar geniş olduğu, propagandanın, hakikate bu kadar baskın çıkabildiği ve tercih edilebildiği başka bir ülke pek yoktur.

Ama en azından yalanlara inana inana geldiğimiz 15 Temmuz’un hakikatlerini tekrar başka yalanlara kurban etmeye kimsenin hakkı yok. 15 Temmuz direnişinin şanını, bir türlü halka layık görmeyip, bu kadar uydurma haberlerle ve bu kadar kolay algı operasyonlarıyla içerideki ve dışarıdaki fırsatçılara peşkeş çekmeye ise hiç kimsenin hakkı yok...


Yıldıray Oğur, 21.10.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Yıldıray Oğur Belgeselleri
Yıldıray Oğur Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Yıldıray Oğur Beyefendi'den yazılarının yayını için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 05.07.2015


Yazının ilk yayınladığı yer: Türkiye Gazetesi

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/593739.aspx

Seçkin Deniz Twitter Akışı