"Son elde edilen rakamlar, DAEŞ’in askeri gücünün neredeyse yarısının yok edildiğini göstermekte."
DAEŞ, bir terör örgütünün ismi içinde “İslam” kelimesinin olamayacağına inanan kişilerin IŞİD terör örgütüne verdiği isimdir ve Arapça “Devletül Irak ve Şam” okunuşu ile “Irak ve Şam Devleti” manasındadır.
IŞİD’in açılımı “Irak Şam İslam Devleti” veya da Arapça okunuşu ile DAİŞ (ad-Dawlah al-Islamiyah fil-‘Iraq wa ash-Sham”, İngilizce kısaltılmış adı ISIS olup açılımı da “Islamic State of Iraq and al-Sham”dır.
Bu kısaltılmış isimlerin tümü de terör örgütü DAEŞ’i tanımlar.
Irak Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan DAEŞ’in geçmişi yirmibirinci yüzyılın başlarına kadar gidiyor. 2004 yılında El-Kaide'ye bağlılığını ilan eden grup bir süre sonra “Irak El-Kaidesi” adını aldı. Grup genelde Sünnî topluluklar olmak üzere “Mücahidîn Şûra Konseyi”, “el-Kaide”, “Jaysh el-Fatiheen”, “Jund el-Sahaba”, “Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah”, “Jeish el-Taiifa el-Mansoura” gibi farklı isyancı gruplardan oluşmaktadır.
Bu terör örgütünün lideri Ebubekir Bağdadi’dir. Bağdadi’nin Mossad ajanı bir Yahudi olduğu ve gerçek adının da Şimon Elitton olduğu iddia edilmektedir.
Terör örgütü DAEŞ’in yayın organlarından bir tanesinin adı “Dabık”tır. 5 bin nüfuslu Dabık kasabası örgüt için sembolik bir öneme sahip olup Suriye'nin kuzey batısında Halep İli'ne bağlı Azez ilçesindedir. Tarihimizde bildiğimiz şekli ile bu kasabanın diğer adı da Mercidabık'tır. Örgüt Dabık'ta "Müslüman olmadığına inandığı güçler" ile yapacağı savaşla "kıyamet"in başlayacağına güçlü bir şekilde inanmaktadır.
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) TSK’nın da desteğiyle, terör örgütü DAEŞ için sembolik öneme sahip Suriye’nin kuzeyindeki Halep ilinin Soran beldesi ve Dabık köyünü, terör örgütü DEAŞ militanlarından temizledi ve El Bab’a doğru ilerlemekte.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında desteklediği ÖSO güçleri, Azez-Cerablus hattında ele geçirdiği yeni bölgelerde terör örgütünün yoğun biçimde kullandığı bomba düzeneklerini etkisiz hale getirerek hem sivil halkın ikametine açıyor, hem de güvenli bir şekilde ilerliyor. Gerçekte en zorlu safha tamamlandı, DAEŞ’in direnci kırıldı.
Suriye İnsan Hakları Gözleme örgütünün raporuna göre Ağustos 2014'te terör örgütünün Suriye'deki savaşçı sayısının 50 bin, Irak'ta ise 30 bin olduğu görülürken, CIA bu rakamları Eylül 2014'te terör örgütünün Suriye ve Irak'ta toplam 20 bin ile 31 bin 500 arasında açıklamıştı.
Son elde edilen rakamlar, DAEŞ’in askeri gücünün neredeyse yarısının yok edildiğini göstermekte.
DAEŞ, başta Türkiye olmak üzere, Suriye ordusu, Hizbullah, Şii militanlar, Kürtler, Arap koalisyonu ve Özgür Suriye Ordusu ile çatışmadan dolayı çok yorgun düşmüş durumda ve buna ilaveten de çok sayıda kaybı ve binlerce de yaralı askeri bulunmakta.
Son 18 ay içinde DAEŞ, elindeki toprakların dörtte birini ve savaşçılarının da üçte birini kaybederek, geçen sene başında ortalama 25 bin olarak tespit edilen askeri gücü, 15 bine düşmüş durumda.
Türkiye’nin geçen ay içinde Suriye topraklarında DAEŞ’e karşı başlattığı Cerablus harekatı ve önemli şehirler olan Fallujah, Ramadi, Minbaj ve Palmira’daki mağlubiyetler, DAEŞ’in yenilmez ordu imajını yıkmış ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmekte olan gönüllü savaşçıların sayısının da ip gibi kesilmesine yol açmış durumda.
DAEŞ’in asker kaybına ilaveten gelirlerinde de çok keskin düşüşler yaşanmaya başlaması ve 2015 yılında ham petrolden elde ettiği 600-700 milyon dolarlık gelirin bu yıl yaklaşık 300 milyon dolara düşmesi, DAEŞ’i daha da zayıf duruma düşürmüş durumda.
Gelirlerin azalması nedeni ile yapılan kesintilerden sonra geçen yıl 300 dolar olan maaşlar rütbeye göre 150 dolardan başlayıp 50 dolara kadar inmiş ve birçok yüksek rütbeli subayın ayrılmasına neden olmuş. Yönetimi altındaki topraklarda vergileri arttıran IŞİD, savaş tekniğini saldırıdan savunmaya dönüştürmüş durumda.
DAEŞ yükseliş dönemini tamamlayıp, iniş moduna geçti. İki yıldan fazladır DAEŞ hakimiyetinde olan Musul’un, bölgedeki aşiret reislerinin de yardımı ve katkılarıyla geri alınması, önce -DAEŞ’in son çırpınışları olarak- mezaliminin artmasına neden olacak, sonra da yok oluş sürecine girmesine yol açacak…
Ata Atun, 21.10.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, KKTC Stratejileri