"Genç adam biri kolunda, diğeri ensesinde ne yapacaklarını bilemez bir halde iki akrep yakaladı. Önce ürktü. Gözlerine inanamadı. İki akrep. Sokmamışlardı onu. Bu nasıl olabilirdi ki? Oluyordu işte."
Akrep iriydi. İriliği yaşlılığına delildir akreplerin. Kocamışlığına. Yaşlı olduğuna göre anılar çöplüğünü karıştırıyordur sık, sık. Yaşlılık, kocamışlık anı çöpçülüğünden zevk alma demleridir.
Kendi çöpü kokmaz kişiye. Burnunu sızlatması kötü kokuşundan değil artık giyinemeyeceğindendir. Küçük gelir, dar gelir. Midesi kaldırmaz.. eline alacak kadar bir büyüklükten ıraktır.. gözleri ancak seçer. Elini uzatır un ufak olur. Zaman öğütmüştür. Hevesi kursağında kalır. Omuz silker, istemez görünür, çeker gider gibi yapar. Sonra yeni bir umutla koşar ve yine hüsrandır bekleyen. Kaç kez yinelenirse yinelensin, hep öyle sürer. Bıkmadan usanmadan karıştırılır bu çöplük. Belki, belki ufak tefek de olsa kullanabileceği sarılabileceği bir şey bulur umuduyla dalar çöplerin içine.. çocuklarını beklerken çöplüğü karıştırıyordu anne akrep.