Brookings Entstitüsü'nden sorular:
"ABD’nin, denizaltıdan ateşlenen balistik füzeler, kıtalararası balistik füzeler ve bombardıman uçakları konusundaki tutumunu sürdürmesi gerekli midir?"
Nuclear arms control choices for the next administration
Silah kontrolü meselesi 1960’lardan beri Washington ve Amerika’nın gündeminde bulunuyor. Art arda gelen Amerikan yönetimleri, silah kontrolü düzenlemeleri ile alakalı müzakereler yürüttü. Bundaki amaç; Sovyet/Rus nükleer silahlarının sayısını sınırlandırmak ve azaltmak, stratejik istikrarın genişletilmesi, şeffaflık ve öngörülebilirliğin artırılması, nükleer güçlere yönelik maliyetlerin azaltılması ve nükleer silahların yayılımını önleme itimatnamesini desteklemekti.
ABD-Rusya arasındaki ilişkiler Soğuk Savaş’ın sonundan beri en düşük seviyesindeyken ve nükleer silahların kontrolü noktasında ABD-Rusya arasındaki diyalogun devam ettirilmesi yönünde pek fazla umut yokken, yeni ABD başkanı Ocak 2017 tarihinde göreve başlayacak. Bu konuda iyimser olmak için çok az sebep olsa da yeni başkan Moskova’nın konuya olumlu yaklaşma ihtimalini de göz ardı etmemelidir.
Yeni yönetimin dikkate alması gereken bazı sorular bulunmaktadır:
- ABD’nin, denizaltıdan ateşlenen balistik füzeler, kıtalararası balistik füzeler ve bombardıman uçakları konusundaki tutumunu sürdürmesi gerekli midir?
- Obama yönetimi tarafından gerekli görülen stratejik güç modernizasyonu programı ve bu programa yönelik miktarların tekrar onaylanması mı yoksa bu konuda düzenlemeye mi gidilmesi gerekmektedir?
- Nükleer silahla donatılmış havadan ateşlenen yeni füzeler, gereksiz bir kapasiteye mi sahiptir?
- Nükleer silah kullanan ‘ilk taraf olmama’ politikasının benimsenmesi veya Amerikan nükleer silahlarının tek amacının, ABD veya müttefiklerine karşı gerçekleştirilecek nükleer bir saldırının engellenmesi olduğunun deklare edilmesi mantıklı mıdır?
- Yeni yönetim, birkaç dakika içinde fırlatılabilecek kıtalararası balistik füze gücünün aktive edilme süresinin geciktirilmesi yönündeki önerileri değerlendirecek midir?
Bir taraftan bu soruları değerlendirirken yeni başkanın atabileceği başka adımlar da bulunuyor:
- ABD, nükleer güç ve politikalarının ihtiyaçlarını belirlemek için nükleer durum değerlendirmesi gerçekleştirilmesi ve hâlihazırdaki nükleer güçler ile planlanması yapılmış olanların bu ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığının değerlendirilmesi veya bu planlarda düzenleme yapılması noktasında bir değerlendirme gerçekleştirilmesi.
- ABD ve müttefikleri arasında gerçekleştirilecek görüş alışverişine dayanarak; ABD’nin sahip olduğu nükleer silahların tek hedefinin, kendisine ve müttefiklerine karşı gerçekleştirilebilecek bir saldırıyı engellemek olduğuna dair verilecek bir beyanata yönelik politik tutumla alakalı komisyon çalışması gerçekleştirilmesi.
- ABD ve Rusya’nın sahip olduğu-stratejik, stratejik olmayan; dağıtımı yapılmış veya yapılmamış- tüm nükleer silahların karşılıklı olarak azaltılmasına yönelik müzakerelere Rusya’nın dâhil edilmesi.
- Nükleer silahların daha fazla azaltılmasına yönelik müzakereler bağlamında ABD’nin, Rusya’nın füze savunma, gelişmiş geleneksel vurucu silahlar ve üçüncü dünya ülkelerindeki nükleer güçlerle alakalı endişeleri ile alakalı tartışmalara hazır olacağının ifade edilmesi.
Bu fikirler ve diğerleri, son yıllarda ABD ve Rusya arasında silah kontrolü ve bununla alakalı meseleler konusunda ortaya çıkmış boşluğun doldurulmasını mümkün kılabilir.
Eğer Rus hükümeti bu yaklaşımlara hazır değilse, ABD’nin ve Rusya’nın sahip olduğu nükleer silahlarda geniş çaplı azaltmaya gidilmesine ABD’nin hazır olduğunun ifade edilmesi ve bununla ilgili Rusya’nın endişelerinin dikkate alındığının belirtilmesi, ABD’nin nükleer tehlikenin azaltılmasına yönelik kararlılığına dair güçlü bir işaret anlamı taşıyacaktır.
Steven Pifer / Ekim 2016
Tamer Güner, 09.11.2016, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri
Takip et: @Trrguni
Metnin orijinali:
https://www.brookings.edu/research/nuclear-arms-control-choices-for-the-next-administration/