17 Kasım 2016 Perşembe

SA3653/KY35-YTK134: Hazır Bir Fırsat Çıkmışken

"Ekonomiden dış politikaya sosyal hayattan siyasete ne yapılacağı nasıl yapılacağı da çoktandır defalarca çalışılmış, defalarca tartışılmış, defalarca denenmiş bilinen adımları atmak için değerli bir zaman kazanmış görünüyoruz."


Dünyanın içine girmekte olduğu mevsimin geçtiğimiz yakın dönemdeki bahar havasından epey uzak olacağı konusunda hemen bütün uzmanlar hemfikir. Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasından kısa süreli tek kutuplu dünyanın birden fazla yeni uç vererek çıktığı yerdeyiz şimdi.

1.Dünya Savaşı'nın kaderini belirleyen müdahalesiyle küresel düzeyde sahneye çıkan ABD bunu sonra 2. Dünya Savaşı'nda da yapmıştı. Ama bu ikinciden sonra artık sahnedeki aktörlerden biri değil birincisiydi.

Soğuk Savaş'ın Batı tarafındaki güçlü lideri bu savaşı da kazanıp yerkürenin patronluğuna soyunmuşken şimdi Ortadoğu'daki müdahalelerin maliyeti, küresel kriz derken Trump'ın başkanlığıyla birkaç adım birden geri atacağından bahsediliyor.

Uluslararası ilişkiler hep zannedildiğinden daha karmaşık, kimin eli kimin cebinde bilemeyeceğiniz karmaşık labirentlere sahipti muhtemelen. 

Dünyanın Batı-Doğu veya ekonomik ve gelişmişlik açısından Kuzey-Güney diye daha katı şekilde bölünmüş olduğu zamanlar ya da herhangi bir bölgedeki kana kan dişe diş düşmanca parçalanmışlıklar zamanlarda da böyleydi.

“Dünyanın alışılmış, bilinen patronlarının” zayıfladığı bir süreç hızlandıkça her ülkenin kendi özgül ağırlığı, bölgelerin kendi iç dinamikleri ve patronlar katındaki küresel düzeyde tekelciliğin birden fazla paydaşı oluştukça bu kimin eli kimin cebinde meselesi daha da karmaşık hale geliyor belli ki.
Trump'ın şahsında değil seçilmesinin simgesel açıklamasında ABD'nin belki ta 60'lardan bu yana sürdürdüğü dış politikasında büyük bir geri çekilmeye yönelik analizler şu sıra çok revaçtı.

Trump veya onu getirenler veya gelmesindeki temel etkenler bunu başarabilir mi, onca yılın emeği, birikimi, beklentisi bu geri çekilmeyi durdurabilir mi göreceğiz.

Ama eğer bu analizler haklı çıkarsa bu bütün bölgemiz ve tabii ki bizim için önemli bir nefes alma dönemi demek olur.

Nihayetinde bu analizler de sadece taktik bir değişime işaret ediyor.

ABD'nin sonra daha güçlü biçimde yeniden dünyaya abanmak için güç toplama molasının biteceği belli. Bunun için yeni başkanlığın sonunu mu beklerler, 4 yıl bitmeden arada bir yerde tekrar eski ayarlarına mı dönerler, bu toparlanma sandıklarından uzun sürer ve birkaç başkanlık dönemi böyle mi geçer bunu da hep birlikte izleyeceğiz.

Asıl rakip olarak Pasifik'teki yükselen güçleri ve tabii bu arada en başta Çin'e yönelik hamleler içine girmesi bekleniyordu uzun zamandır. Ama Ortadoğu enerji kaynaklarının birinci alıcısı durumundaki Çin'e karşı en az maliyetli ve hazır elde bulunan zorluk çıkarma mekanizması yine bu bölgedeki operasyonlar olduğu sürece bölge dış müdahalelerin en azından bu parçasından ne kadar kurtulabilecek?

Ya da bir an önce buralarda istediklerini alıp o tarafa yönelmek istiyorsa burada sıkıştırılmış bir acelecilikle girişilecek daha kararlı adımların bize ve komşu ülkelere etkisi ne olacak?

Bu konularda üzerinde çalışılmış dosyalarını bir kenara itip yeni baştan bir plan çizmelerini beklemek çok gerçekçi değil.

Dolayısıyla şimdi hem bizim hem benzeri durumdaki ülkeler için bir nefes alabilme imkanı doğmuş görünüyor.

Bir yandan da “O kadar çabuk değil, önce şu meseleleri hızla halledelim” baskısıyla da karşılaşma ihtimalimiz yüksek.

Her şey çok iç içe, her şey birbiriyle bağlantılı.

Her taşı kıpırdatmanın kısa orta ve uzun vadede sonuçları olan bir satranç masasındayız yine ama bu sefer saat eskisinden hızlı ilerliyor.

Ama öyle ama böyle bir rahatlama, bir mola, bir teneffüs imkanı doğduğuna göre ve yarın bundan zor olan bir zaman geleceği de açıkken bizim de bu hızlanan saatlere göre adımları atmamız gerekiyor.

İçeride de dışarıda da neredeyse kaç asırlık olmuş sorunlarımız belli.

Ekonomiden dış politikaya sosyal hayattan siyasete ne yapılacağı nasıl yapılacağı da çoktandır defalarca çalışılmış, defalarca tartışılmış, defalarca denenmiş bilinen adımları atmak için değerli bir zaman kazanmış görünüyoruz.

İnşallah bir kazaya uğramadan, kısa sürede radikal ve doğru adımları atar ve sonrasında gelecek olan bugünkünden çok daha zorlu sürece daha dayanıklı ve hazır gireriz.


Yaşar Taşkın Koç, 17.11.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak, 

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/hazir-bir-firsat-cikmisken-2034143

Seçkin Deniz Twitter Akışı