19 Kasım 2016 Cumartesi

SA3660/KY27-ŞT69: Kitap Günlüğü 3/ Biraz Dante, Biraz Guenon

"Guenon’a göre özellikle İtalya topraklarında gözlenecek biçimde hiç kopmadan süregelen bir gelenek söz konusudur ve bu geleneğin izleğinde de bütün dünya için söz konusu edilebilecek bir kadim bilgeliğin sırları gizlidir." 

Kitap Günlüğü(*)

13 Ağustos 2016 - 003

Cennet, cehennem ve ezoteri... ek: alemin hükümdarı, sembolizm, tradisyonalizm, vergilius, ilahi komedya

İnsan yayınları arasında 2014 yılında oldukça şık bir baskı ile yayınlanan Rene Guenon’un İsmail Taşpınar çevirisi 'Dante ve Ortaçağ’da Dini Sembolizm' adlı kitabını, adeta bu kitabı detaylandırarak tamamlayan yine İnsan yayınları arasında yine İsmail Taşpınar çevirisiyle çıkan ‘Âlemin Hükümdarı’ ile birlikte okumak gerekiyor. Hem Guenon’un kendi ifadesiyle de;‘Bize göre, coğrafi vakıalar ve aynı zamanda tarihi vakıaların kendisi, her şey gibi bir sembolik değere sahiptir. Zaten öyle olması, onlarınbir vakıa olmaları gerçeğinden bir şey eksiltmez…’ deyişini de göz önüne alacak olursak böylesi bir okuma bir gereklilik olmaktan çok neredeyse bir şart haline geliyor.

Çünkü toplu bir bakışla ‘Dinlerde Merkez Sembolizmi’ni konu edindiği kısa ama başka bir anlamda da çokça derin ve uzun bir kitap hükmündeki ‘Âlemin Hükümdarı’ aynı zamanda Dante’nin de dahil olduğu inisiyatik organizmaların Batı dünyasının taşrasına yayılmış haldeki giz ve gizemlerini gerçekleştiği yerlerde görüp anlamak bakımında da önemli ipuçlarını barındırıyor.

Dante ve Ortaçağ’da Dini Sembolizm ile ilgili görsel sonucu

Öte yandan Dante, masonik örgütlenmeler, tapınakçılar, gülhaçlar, fede santa vs. gibi belki hiç de düşünmek istemediğimiz, ancak böylesi bir okumayla algılayıp, bir bütün olarak dinlerin merkezinde yer aldığı öne sürülen sembollerden de yararlanarak önce ortaçağ’a ve takiben R.Guenon’un bu çağın sembolizmini net biçimde açık edecek olan Dante’nin eserinin merkezine yerleştirdiği sembolizme – belki bir ölçüde- doğru yol almak, anlamak mümkün olabilir.

Âlemin Hükümdarı ile ilgili görsel sonucu

Öyle ki, her iki kitabında da bilindiği üzere, genel tradisyonel söylemin bel kemiği hükmündeki; herhangi bir metnin lügavî – lügate dair, dilsel, kelimesel anlamının yanında, bir siyasi ya da sosyal anlamının da olduğu, bundan da öte aynı metnin bir felsefi anlamının ve dahası metnin merkezinde yer alan bir başka metafizik inisyatik- ezoterik anlamının da olabileceği görüşüne kadar giden derin ve uzun bir yolculuktan söz ediyor R.Guenon.

R.Guenon’a göre bu dört farklı anlamın temelde birbirine ters olması mümkün değil, hiçbir anlam hiçbir şekilde bir diğerini yok etmiyor, hiçbir anlam derinde bir diğer anlama karşı konum kazanmıyor. Tam aksine sanki bir bütünün parçalarıymış gibi merkezde ve derinde bir yerde tamamlanıyor bu dört anlam. İşte R.Guenon’a göre bu farklı anlamların bizi götürdüğü merkezi anlayabilmek için öncelikle inisyatik- ezoterik anlamın ciddi biçimde anlaşılması gerekiyor. Zira yine R.Guenon’a göre; bu inisiatik - ezoterik anlamı görmeyen yorumcunun tespitleri muhakkak eksik kalacaktır.

***

Dante, viyana müzesi, kadoshlar, fede santa vs. vs.

Öncelikle söylemek gerekiyor; bu çok katmanlı ve tek merkezli anlam yorumu ile Dante’yi inceleyen R.Guenon’un Viyana Müzesinde sergilenen, ön yüzleri farklı ama arka yüzlerinde aynı harfler bulunan iki madalyondan yola çıkarak Dante’nin de üyesi hatta liderlerinden olduğu, kökleri ‘Aziz’ anlamına gelen ‘Kadosh’ lara, Fede Santa adlı gizli örgüte ve bunların tümünün bağlı olduğunu öne sürdüğü Tapınak Şövalyelerine kadar giden bir izleği açık etmesi hayli ilginç bir içerik taşıyor.

Viyana Müzesi’nde sergilenen ve birinde ressam Pierre de Pise’in diğerinde ise Dante’nin resmi bulunan bu iki madalyonun arka yüzlerinde aynı harflerle yazılmış biçimde Fede Santa cemiyeti okunmaktadır. Guenon’a göre bu harflerin oluşturduğu cümlenin bir kısmı Dante’nin de başında olduğunu düşündüğü bir örgütü ele verir : Fede Santa.

Guenon, Dante’nin de üyesi olduğunu öne sürdüğü bu Fede Santa Cemiyetinden hareketle Dante’nin şiirindeki derin ve yüce bölgenin semavi alemle ilişkisini anlatırken bu dolayımın tasavvufla olan yakın ilişkisine de değinerek temelde kuvvetli bir benzerlik arayışına çıkar böylece. Bu anlamda özellikle ‘İlahi Komedya’ da dikkati çeken sembollerin insanı göklere ulaştıran manevi mertebeleri ifade ettiğini ve göğe doğru uzanan 7 gezegenin 7 bilimle ilişkili olduğunu söyleyerek bir biçimde de kadim Doğu ve batı da münevveranı birbirine bağlayan derin bir ilişki ağından söz ediyor.

Guenon’a göre Dante’nin birbiri ardı sıra yükselttiği bu basamakların en yukarısında derin bir iman bulunmaktadır ki, bu en üst yere varıncaya kadar edinilen tüm ilimler de zahiren ortaya koydukları gerçeklikler bir yana aslında insanı imana yükselten yüksek ilimler için birer giriş mesabesindedirler. 

Bu anlamda insanı imana yükselten bütün bu ilimler özde daha farklı ve derin bir ilmin sembollerinden başka bir şey değildir. Bütün bu ilimler zahiren onlara atfedilen değerlerin yanı sıra üzerinde asıl düşünülmesi gereken birer inisiyatik- ezoterik değere de sahiptirler ve asıl olanda bu değerin bilinmesinden başkası değildir.

Sözgelimi Aritmetik bilimi ki, özellikle müzikle birlikte düşünüldüğünde sadece müziğin merkezinde kalmayıp tüm bilimlerin merkezinde yer alacak kadar büyük bir bilimdir. Böylece de bize bir kadim bilgelikten söz eden Guenon, giderek Dante’den geriye Pitagoras’a kadar uzayana bir zincirin takibiyle her daim canlı biçimde atıp duran bir ‘Geleneğin’ de altını çizerek bu geleneğin batı dünyasındaki merkezi olarak ta İtalya’ya dikkat çekiyor.

Guenon’a göre özellikle İtalya topraklarında gözlenecek biçimde hiç kopmadan süregelen bir gelenek söz konusudur ve bu geleneğin izleğinde de bütün dünya için söz konusu edilebilecek bir kadim bilgeliğin sırları gizlidir. 

İşte tam da bu nokta da Guenon’un ortaya koymak istediği bir evrensel bağ ortaya çıkmaktadır. Evrensel hakikatin kaynağı nedir ve neresidir diye soran Guenon’un bu noktada açıklamış olduğu Doğu- Batı ikilemi ya da ayrımından öte hakikatin kaynağı olarak ne Doğu ne de Batı’yı öne sürmekten çok benzer ritüeller ve sembollerle anlam kazanan bir coğrafi bağımsızlıktan söz edişi ise hayli önemlidir. Bu anlamda Dante’nin özellikle Cehennemin inşasında İslam tasavvufuyla kurmuş olduğu yakın benzerliğe dikkat çekmektedir Guenon.

Guenon’a göre gerek Dante’nin tüm yapıtı ve gerekse ‘İlahi Komedya’ bütün bu açıklamalar ışığında çıplak gözle okunacak –profan- bir metin olmaktan çok derin okumayla anlaşılabilecek ezoterik bir bakışla okunacak bir metindir. Ancak böylesi bir okumayla onun Cennet ve Cehennem konusundaki inşa metodunu hangi kaynaklardan beslenerek oluşturmuş olabileceği de daha kolay anlaşılacaktır.

Böylece okuru Dante’nin Cennet ve Cehenneminden Hz. Peygamber’in Miracına kadar götüren Guenon bundan da öte biçimde bu kafası ve kalbi alev alev yanan şairin sözgelimi ibn Arabi’nin Kitab el İsra’sından da ilham almış olabileceğini ve onun yanı sıra yürüyen Virgilius’un da muhtemelen Cebrail’den esinlenildiğini öne sürerek yüce ilhamın kaynağının da sadece bir yerde olabileceğini ifade etmiştir.




Şahin Torun, 19.11.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Eleştiri, Kitap Notları, Kitapların Ruhu
Şahin Torun Yazıları



(*) Kıymetli okur, aziz dost. Kimi eski ve uzun zamanlara dayalı, kimi yeni okumalardan yola çıkan bu satırlarla belki çokça söz tüketerek sizlere güzel kitaplardan -özellikle de bu kitaplardan bende kalanlardan- ve okurken dal budak sarmış biçimdeki öteki okumalarla yeniden öğrendiklerimden söz etmek üzere bu aydan itibaren Ayraç Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi ile Sonsuz Ark’ın sayfalarında bu köşede olacağım. Kimi zaman uzun kimi zaman kısa yazılar olacak bu köşede. İster uzatarak söylemiş olayım isterse kısadan konuşayım, yazayım, inşallah hep bir kitabın içinde, bir kitapla beraber olacağım. Vesselam... (31 Ekim 2016)


Sonsuz Ark'ın Notu:  Şahin Torun Beyefendi'nin çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır.  Seçkin Deniz, 18.06.2016

İlk yayınlandığı yer:  
Ayraç Dergi

Seçkin Deniz Twitter Akışı