Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Belki de bir riyânın yürüyen ayak sesleridir o türden bazı susuşlar ve sırf susarak bir kötülüğü sürdürmeye hizmet edersiniz o türden zamanlarda."
Sustuğunuz
zaman içiniz de susar mı dostlarım? Susmayı konuşarak mı konuşsak, susarak mı? Bugün
bunu konuşalım mı? Güvertede uzun kaldınız biliyorum; tıpkı hayat gibi, hem
zaten hayat bir güverte değil midir?
Yazın o
sıcak ve uzun günlerinden bugüne dek çok şey sustuk, çok şey söyledi içimiz,
gördük; dilimiz sussa da içimiz susmadı. Açıkça anladık hepimiz, biz asla
susmuyoruz, uykumuzda bile, gündüz susarak ya da konuşarak içimize taşıdığımız,
içimizden dışımıza sürüklediğimiz, hem bazen kollarından tutarak dışımıza taşıdığımız
her şey uykumuzda, gece rüyalarımızın içinden hiç anlamadığımız, hatta
anlayamayacağımız biçimde, ilginç bağlantılarla tekrar tekrar susuşlarımızın
tepesinde patladı.
Hani her
sabah kalktığınızda dilinizde sesi olmayan terennümler olur ya, zihninizde dolanan
yankılar, işte onlar hiç susmayan sizin aslında neye önem verdiğinizin de bir
işaretidir... Gündüzü neyle meşgul ise zihninizin geceniz onunla hem dem olur,
sabaha taşır bu nev-i şahsınıza mahsus o dizini. Bu sebeple derim ki dostlarım;
her ne olursa olsun bu dizinde size ayna olan şeyler, eğer Allah'ı
zikretmiyorsanız sizi dinginliğe ulaştırmazlar.
Allah
zihninizi arındırır, sizi varlığınızın tam ortasında idrakinizle sınar. Tedbirli olun, içinizin seslerini dilinizin seslerine dönüştürecek olan irade
dışı zamanlarınız da olacak; o zamanlara bugünden hazırlanın ve hep ve asla
bıkmadan ve asla vazgeçmeden İblis'e inat Allah'ı anın, Allah'ı zikredin; bu
sizin menfaatinizedir.
Susmak
çaresizlik değildir, bilirsiniz; susmanın daha doğru konuşmak için
zihninize lazım olan zamanlar demek olduğunu bildiğinizde, içinizdeki sesler
daha doğru yankılanır, daha güzel severler sizi; sizi sevdiklerinize daha güzel
bakmaya alıştırırlar; ya yoksa ne yaparsanız yapın İblis sizi her şeyin,
herkesin en olumsuz yönlerini hatırlamaya ve düşünmeye zorlar. Bir de bakarsınız
ki içinizde bir sürü kir birikmiş, paslı bir hava var ruhunuzun her yerinde ve
siz huzursuz, öfkeli bir şahsiyet olarak çıkarsınız insanların içine.
Hem
bilir misiniz insanların kendilerini sarhoş eden şeylere neden düşkün
olduklarını? Susmayan içlerini duymamak için müptela olurlar insanlar uyuşturan
şeylere... eğer; sağırlaşırlarsa, keyiflerince yaşayacaklarını umarlar, bu
umuttur onları susturamadıkları iç seslerini duymazlığa sürükleyen ve elbette
felaketlere doğru giden bir yok oluşa hazırlayan.
İnsanın
iç sesleri insanın felaketine giden yolları da açarlar, felaketten kaçmanın
yollarına da ulaştırırlar; önemli olan o iç seslerin kimden geldiğidir,
vicdanınızdan mı, Allah'tan mı, İblis'ten mi?
Susmayı susarak konuşan eskiler vardır hani masallarda, hikayelerde; bu susuşlar başka susuşlardır, anı muhakeme etmeye dairdir bunlar ve bunlar hakikate dair olabilirler de olmayabilirler de. Belki de bir riyânın yürüyen ayak sesleridir o türden bazı susuşlar ve sırf susarak bir kötülüğü sürdürmeye hizmet edersiniz o türden zamanlarda.
Dikkatli olmanız lazım, eğer o kötü, tedirgin susuşlarınızda içinizden fırlamak için bekleyen itiraz sesleri varsa, oturun başka bir yere o susuşunuzdaki sebepleri irdeleyin, ta ki huzursuzluğunuz gidene kadar. Ama elbette Allah'tan yardım dileyerek.
İnsan
ömrü bir güvertede geçer gibidir başta söylediğim gibi.. işte bu suyu seyreder
gibi seyredersiniz kendi hayatınızı, başka hayatları... bu yolculuk bir gün
bitecek diyerek bakarsınız bazen bir başkası gibi kendinize...
Merak etmediniz mi hiç kimdir o size bir başkası gibi bakan içinizdeki o şey nedir, kimdir? Belki Din Günü'nde size hesap soracak olan nefsinizdir, belki de bir bütün olarak sizi idare eden, gözlerinizdeki pencerelerden dışarıya bakan, dillerinizdeki seslerden dışarıya çıkan, tam olarak bedenlerinizden bağımsız olan, ama bedeniniz olmadan olmayan, içinizde Allah'a söz vermiş olan sizsiniz tam olarak.
Merak etmediniz mi hiç kimdir o size bir başkası gibi bakan içinizdeki o şey nedir, kimdir? Belki Din Günü'nde size hesap soracak olan nefsinizdir, belki de bir bütün olarak sizi idare eden, gözlerinizdeki pencerelerden dışarıya bakan, dillerinizdeki seslerden dışarıya çıkan, tam olarak bedenlerinizden bağımsız olan, ama bedeniniz olmadan olmayan, içinizde Allah'a söz vermiş olan sizsiniz tam olarak.
Susmayı
denediniz mi böyle? Ve hiç sustuğunuza şahit oldunuz mu dostlarım?
Bu
okyanus, bu yolculuk böyledir bazen... Susmanızı ister, ama bakalım susabilir
misiniz?
Unutmayın zihninizde dolanan yankılardan da sorumlusunuz sustuğunuzu zannettiğiniz zamanlarda.
Hem
kahve içerken susabilir belki insan; kahvemi yaptınız mı?
Hoş ve hoşnut kalınız.
Yaşlı Bilge, 20.11.2016, 25:15, Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 40
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.