20 Kasım 2016 Pazar

SA3665/YB41: Zihninizde Dolanan Yankılar / Sınanmış Renkler 40

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Belki de bir riyânın yürüyen ayak sesleridir o türden bazı susuşlar ve sırf susarak bir kötülüğü sürdürmeye hizmet edersiniz o türden zamanlarda."

Sustuğunuz zaman içiniz de susar mı dostlarım? Susmayı konuşarak mı konuşsak, susarak mı? Bugün bunu konuşalım mı? Güvertede uzun kaldınız biliyorum; tıpkı hayat gibi, hem zaten hayat bir güverte değil midir?

Yazın o sıcak ve uzun günlerinden bugüne dek çok şey sustuk, çok şey söyledi içimiz, gördük; dilimiz sussa da içimiz susmadı. Açıkça anladık hepimiz, biz asla susmuyoruz, uykumuzda bile, gündüz susarak ya da konuşarak içimize taşıdığımız, içimizden dışımıza sürüklediğimiz, hem bazen kollarından tutarak dışımıza taşıdığımız her şey uykumuzda, gece rüyalarımızın içinden hiç anlamadığımız, hatta anlayamayacağımız biçimde, ilginç bağlantılarla tekrar tekrar susuşlarımızın tepesinde patladı.

Hani her sabah kalktığınızda dilinizde sesi olmayan terennümler olur ya, zihninizde dolanan yankılar, işte onlar hiç susmayan sizin aslında neye önem verdiğinizin de bir işaretidir... Gündüzü neyle meşgul ise zihninizin geceniz onunla hem dem olur, sabaha taşır bu nev-i şahsınıza mahsus o dizini. Bu sebeple derim ki dostlarım; her ne olursa olsun bu dizinde size ayna olan şeyler, eğer Allah'ı zikretmiyorsanız sizi dinginliğe ulaştırmazlar.

Allah zihninizi arındırır, sizi varlığınızın tam ortasında idrakinizle sınar. Tedbirli olun, içinizin seslerini dilinizin seslerine dönüştürecek olan irade dışı zamanlarınız da olacak; o zamanlara bugünden hazırlanın ve hep ve asla bıkmadan ve asla vazgeçmeden İblis'e inat Allah'ı anın, Allah'ı zikredin; bu sizin menfaatinizedir.

Susmak çaresizlik değildir, bilirsiniz; susmanın daha doğru konuşmak için zihninize lazım olan zamanlar demek olduğunu bildiğinizde, içinizdeki sesler daha doğru yankılanır, daha güzel severler sizi; sizi sevdiklerinize daha güzel bakmaya alıştırırlar; ya yoksa ne yaparsanız yapın İblis sizi her şeyin, herkesin en olumsuz yönlerini hatırlamaya ve düşünmeye zorlar. Bir de bakarsınız ki içinizde bir sürü kir birikmiş, paslı bir hava var ruhunuzun her yerinde ve siz huzursuz, öfkeli bir şahsiyet olarak çıkarsınız insanların içine.

Hem bilir misiniz insanların kendilerini sarhoş eden şeylere neden düşkün olduklarını? Susmayan içlerini duymamak için müptela olurlar insanlar uyuşturan şeylere... eğer; sağırlaşırlarsa, keyiflerince yaşayacaklarını umarlar, bu umuttur onları susturamadıkları iç seslerini duymazlığa sürükleyen ve elbette felaketlere doğru giden bir yok oluşa hazırlayan.

İnsanın iç sesleri insanın felaketine giden yolları da açarlar, felaketten kaçmanın yollarına da ulaştırırlar; önemli olan o iç seslerin kimden geldiğidir, vicdanınızdan mı, Allah'tan mı, İblis'ten mi?

Susmayı susarak konuşan eskiler vardır hani masallarda, hikayelerde; bu susuşlar başka susuşlardır, anı muhakeme etmeye dairdir bunlar ve bunlar hakikate dair olabilirler de olmayabilirler de. Belki de bir riyânın yürüyen ayak sesleridir o türden bazı susuşlar ve sırf susarak bir kötülüğü sürdürmeye hizmet edersiniz o türden zamanlarda. 

Dikkatli olmanız lazım, eğer o kötü, tedirgin susuşlarınızda içinizden fırlamak için bekleyen itiraz sesleri varsa, oturun başka bir yere o susuşunuzdaki sebepleri irdeleyin, ta ki huzursuzluğunuz gidene kadar. Ama elbette Allah'tan yardım dileyerek.

İnsan ömrü bir güvertede geçer gibidir başta söylediğim gibi.. işte bu suyu seyreder gibi seyredersiniz kendi hayatınızı, başka hayatları... bu yolculuk bir gün bitecek diyerek bakarsınız bazen bir başkası gibi kendinize... 

Merak etmediniz mi hiç kimdir o size bir başkası gibi bakan içinizdeki o şey nedir, kimdir? Belki Din Günü'nde size hesap soracak olan nefsinizdir, belki de bir bütün olarak sizi idare eden, gözlerinizdeki pencerelerden dışarıya bakan, dillerinizdeki seslerden dışarıya çıkan, tam olarak bedenlerinizden bağımsız olan, ama bedeniniz olmadan olmayan, içinizde Allah'a söz vermiş olan sizsiniz tam olarak.

Susmayı denediniz mi böyle? Ve hiç sustuğunuza şahit oldunuz mu dostlarım?

Bu okyanus, bu yolculuk böyledir bazen... Susmanızı ister, ama bakalım susabilir misiniz? 

Unutmayın zihninizde dolanan yankılardan da sorumlusunuz sustuğunuzu zannettiğiniz zamanlarda.

Hem kahve içerken susabilir belki insan; kahvemi yaptınız mı?

Hoş ve hoşnut kalınız.

Selam ve sevgiyle.


<<Önceki                        Sonraki>>


Yaşlı Bilge, 20.11.2016, 25:15Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 40



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.


Seçkin Deniz Twitter Akışı