"Yani AB, bütün bileşenleriyle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışsa da nicelik ve nitelik olarak eski gücü yok. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının restinin ve halkın bu reste verdiği sessiz desteğin prestij boyutu Brexit hezimetinden de hazin AB için!"
Buna göre Avrupa Parlamentosu, bu hafta içinde Türkiye’nin AB üyeliğini durdurmayı tartışacak ve bunu oylayacakmış! Büyük ihtimal üyeliği durdurulabilirmiş Türkiye’nin!
Yazının devamındaki ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013’ten bu yana gelişen otoriterliğinin Türkiye’yi AB üyeliğinden men ettiği’ yorumuna gülmemek elde değil.
Esasen bu Avrupa, karamizah denince verilecek en güzel örnek.
Sanki Türkiye’yi AB’ye alacaklardı da, Erdoğan’ın sert çıkışı fikirlerini değiştirdi!
Kendi göstermelik görüşmelerini, Türk halkının da ciddiye almadığını biliyor aslında ama bu “mış gibi” oyununu sürdürmek işine geliyor.
Çünkü bu “alacak-mış gibi” oyunu sayesinde Kıbrıs’ta taviz koparıyor, teröristleri kolluyor, onlar lehine kararlar çıkarttırıyor.
Elinde böylesi bir koz varken ve bu kozu yaptırım aracı kullanıyorken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “gerekirse halka sorarız” demesi bunlar için felaketin alt perdesi zira Türk Halkı'nın AB’ye hayır diyeceğini bal gibi bilmekteler.
“Türkiye AB müzakerelerini durdurursa ne olur?” sorusunu duyar gibiyim. Bu sorunun cevabı bilimsel olacaksa çok uzun.
Ama basitçe özetleyelim;
- Tüm yaptırımları ellerinde patlar.
- “Şunu yaparsan üç başlık, bunu yaparsan beş başlık” olayı biter.
- Terörist değil “silahlı mücadele veren gerilla” olarak kabul ettikleri ve hamilik yaptıkları PKK’yı korumaları zorlaşır.
- İdam cezasının gelmesine engel olamazlarsa, PKK’ya verdikleri sözleri tutamamamın ağırlığı “terör” olarak kendilerine dönebilir.
Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nu sadece AB’ye yönelik sözlerinden ötürü değil, bunca zaman gösterdikleri sabırdan ötürü de kutluyorum. Artık karşılarında AB’yi kaybetmemesi gereken bir Türkiye yok, Türkiye’yi kaybetmemesi gereken bir AB var. Verdiği sözleri tutmaması ve ikiyüzlülüğüyle ünlü, mültecilere insan gibi muamele yapmayı başaramamış bir AB’ye kafa tutmakla kaybedeceğimiz bir şey yok.
“Ekonomik yaptırımlar” mı dediniz?
Pardon, ama her şarta uyum sağlamayı başarmış, her “yok oldu” dendiğinde küllerinden doğmuş, boğazından kısmış, özgürlüğünden taviz vermemiş bir millet var karşınızda.
Yani AB, bütün bileşenleriyle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışsa da nicelik ve nitelik olarak eski gücü yok. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının restinin ve halkın bu reste verdiği sessiz desteğin prestij boyutu Brexit hezimetinden de hazin AB için!
Yurdagül Atun, 23.11.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya,