2 Aralık 2016 Cuma

SA3706/KY33-YO148: Şanghay’a Giderken

"Batı’ya kızmakta sonuna kadar haklıyız. Suriye için, 15 Temmuz için, PKK için ABD’yle AB’nin mide bulandıran politikalarına ses çıkarmamak yanlış olurdu. Ama onlara kızıp kendimizi soğuk bozkırlara da atmayalım. Atacaksak da bari sahiden yolu bilen birilerine danışalım..."


2011 yılında Özbek Özel Kuvvetleri, başkent Taşkent’in en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Turkuaz’a bir operasyon düzenledi ve alışveriş merkezini kapattı. Alışveriş Merkezi’nin Türk sahipleri (Vahit Güneş, Fikret Güneş ve 3 yönetici) hapse atıldı.

Görünen sebep kaçakçılık, vergi kaçırma gibi suçlardı. Özbek tv'lerinde şirketin başta Fethullah Gülen cemaati olmak üzere, dinci gruplara para verdiği iddia edildi.

Hapse atılan yakınlarından haber alamayan, avukat tutmalarına dahi izin verilmeyen Türkiye’deki yakınlarının yanına bir gün bir adam geldi. Adam kendisini KGB’nin yerine kurulan Rus İstihbarat Servisi FSB’nin Şefi Alexander Bortnikov’un güvendiği bir kişi olarak tanıttı ve yardım teklifinde bulundu. Özbekistan’ın İstihbarat Şefi Rustem Inoyatov’a doğrudan ulaşabileceklerini söyledi. 

Adamın yanında korumalar, üst rütbeli generaller gören aile yardım teklifini kabul etti.

Tabii bu işi yapabilmek için para gerekiyordu. Aileden 3 milyon dolar istedi. Aile önce 1 milyon dolar verdi. “FSB şefinin yakını” olan heyet kartlarını verip gittiler. 6 ay sonra tekrar 1 milyon dolar daha istediler. Aile Özbekistan’daki hesaba 700 bin dolar daha gönderdi. Sonra aileye kendisini Özbekistan Ulusal Güvenlik Servisi’nde çalışan bir avukat olarak tanıtan bir kişi de, eğer 1 milyon dolar daha vermezlerse yakınlarının 18 yıl hapis cezası alacağını söyledi. Çaresiz aile 750 bin dolar da ona gönderdi.

10 ay sonra Türk iş adamları iki ülke arasındaki diplomatik görüşmeler sonucunda serbest bırakıldı ve Özbekistan’dan deport edildi. Ama bu kararda hiçbir FSB yetkilisinin rolü olmamıştı.
Aile, birkaç ay sonra gelip 3 milyon dolarlık borçlarını kapatmalarını isteyen bir Türk vatandaşını polise gitmekle tehdit edince gerçek ortaya çıktı. Adam onlara dolandırıldıklarını söyledi. Aile kendilerini dolandıran adamı fotoğraflardan teşhis etti.

Adamın adı T.Ç idi.

Türk iş adamının ailesi işin peşini bırakmadı ve özel bir dedektif tutarak dolandırıcıların peşine düştü.
Rusya’nın araştırmacı gazeteciliğiyle ünlü gazetesi Novaya Gazete’ye gittiler. (Gazete’nin kurucu ortaklarından biri 1991 yılında Nobel Barış Ödülü’yle aldığı parayı gazetenin bilgisayarlarının alımı işine harcayan Mikhail Gorbaçov. Diğeri ise Independent’in da sahibi Rus oligark Lebedev. Ülkenin en etkili muhalif gazetesi Novaya Gazete’nin Rusya’nın Çeçenistan'da işlediği insan hakları ihlallerini araştıran muhabirleri Anna Politkovskaya, Yury Shchekochikhin ve Anastasia Baburova öldürülmüştü.)

Gazetenin muhabiri Sergey Kanev, aileye T.Ç’in bıraktığı kartvizitteki telefon numaralarını araştırarak işe başladı. İlk telefon numarası Diana adlı bir kıza aitti. Diğer dört numara ise sahteydi. Muhabir bu kez karttaki adrese gitti. Adreste de kimse yoktu. Ama “Üç yıl önce tuhaf generallerin ofisi kiralayıp, sonra da hızlıca boşalttıklarını” öğrendi.

Peki, karttaki internet sitesindeki Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi neydi? Sitede bu kişilerin resmî üniformalı fotoğrafları bulunuyordu?

Novaya Gazete’nin muhabirine göre her şey sahteydi. Üniformalar satın alınmış ve kendilerine FSB yetkilisi görüntüsü vermişlerdi.

Akademinin o tarihlerdeki başkanı görünen Gennady Arutyunov, Moskova’nın banliyölerinde oturan çok sayıda küçük çaplı şirket kurmuş bir adamdı. Bir ara 2005 yılında batan bir bankanın başkanının desteğiyle Finans, ekonomi ve güvenlik konularında bir dergi çıkarmıştı. Gazete 2007 yılında, Arutyunov tarafından 40 bin dolar dolandırılan bir Samaralı iş adamına ulaşmıştı. Ortada tam bir batık dolandırıcı hikâyesi vardı. 

Sitede danışman olarak adları geçen eski generaller Ivashov ve Grachev, akademi kurucularını tanıdıklarını ama onlarla hiçbir ilgileri olmadıklarını söylediler. Gazetenin aramasından sonra siteden iki eski generalin fotoğrafları çıkarıldı.

Gazetenin haberine göre, kendini Ulusal Güvenlik Akademisi’nde korgeneral olarak tanıtan  T.Ç, 1973 Ağrı Posof doğumlu bir işadamı. 90’lı yıllarda Rusya ve Özbekistan’da iş yapmış, yatak örtüsü satmış. Sonra Rus ortağı tarafından dolandırılmış. Ufalı bir hanımla evlenerek Rusya vatandaşlığı almış bir de isminin ortasına Rusça ad; E....viç.

Novaya Gazete’ye göre kendisini FSB başkanının yakını diye tanıtmak  T.Ç’nin ilk vakası da değil.  

2012 yılında Malta Ticaret Odası, Rusya’nın turistik şehri Rostov’u ziyaretlerinde Rostov’daki Malta Fahri elçisi adayı olarak kendisini Londra merkezli bir şirketin Rusya temsilcisi olarak tanıtan  T.Ç’yi ziyaret etmişti.

Rostov valisi ve Rostov Ticaret Odası, gazeteye böyle bir ismi tanımadıklarını söylediler. Bu arada gazetenin ulaştığı Ulusal Güvenlik Akademisi’nin başkanı Gennady Arutyunov iki yıl önce akademinin dağıldığını,  T.Ç’nin ne yaptığını bilmediğini söyledi.

(2012 yılında Novaya Gazete’de çıkan haber https://www.novayagazeta.ru/articles/2012/12/24/52931-gospodin-turetskopoddannyy)

Ama biz ne yaptığını biliyoruz. Son zamanlarda her akşam televizyonlarda Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi’nde çalışan, Korgeneral olarak Türk-Rus ilişkileri üzerine konuşan en popüler uzman. Neredeyse bütün televizyonlara ve gazetelere röportajlar verdi. Türkiye’nin NATO’dan ayrılıp 'Şanghay Beşlisi’ne katılmasını savunuyor.

Sitesindeki biyografisini okuyunca etkilenmemek mümkün değil:

“ T.E.Ç (Rusça: Четин Талат Энверович) “Rusya Millî Güvenlik Akademisi”nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısıdır. Uluslararası hukuk ve ekonomi eğitimi almış Türk asıllı Rusya vatandaşıdır. Rusya’nın uluslararası ekonomik ilişkileri alanında yirmi yıllık tecrübesi vardır. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki girişimcilerle ilgili de oldukça zengin bir deneyime sahiptir. Başta Rusya olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi devletlerde iş yapmaya gelen yabancı vatandaşlar ile bizzat ilgilenmekte, ülkeler arası ilişkilerin pekişmesine yardımcı olmaktadır. Yabancılar göç bürosundaki kayıttan başlayarak iş sonuçlanıncaya kadar birçok problemlerle karşı karşıya kalmaktadır.

Türk Akımı'nın isim babasıdır. Rusya Federasyonu Millî Güvenlik Akademisi içinde korgeneral rütbesiyle görev yapan Sn. T.E.Ç.”

Rusya’da bu kadar yüksek mevkide görev yapan, Türk Akımı’nın isim babası, Türk asıllı bir korgenerali bunca yıldır tanımamış olmamız bizim ayıbımız.

Muhakkak Rusya’da çok ünlüdür diyerek sitedeki adının Rusça yazılışını Google’a yazıyoruz. Karşımıza ilk üç sırada kendi sitesinden haberler çıkıyor.

Dördüncü sıradaki haberse Novaya Gazete’nin yukarıda anlattığımız haberi.

T.Ç, 2013 yılında bir açıklama yaparak gazetede çıkan haberi yalanlamış, gazeteye dava açacağını söylemiş

Onun açıklamasına da bakalım:

“Halen Akademide Dış Ekonomik İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Tümgeneral rütbesi ile görev yaptığını, kurumun resmî internet sitesinin de www.uacadnb.ru olduğunu söyledi. Rusya Federasyonu genelinde, Rusya’nın ve dost ve stratejik ortak ülkelerin çıkarlarını her platformda korumak, geliştirmek, ülke çıkarlarına zarar verecek her türlü eylem ve davranışa engel olmak ve diğer devlet kurumları ile iş birliği içerisinde faaliyette bulunmak gibi bir misyonları olduğuna değinen Ç., resmî görevi dışında Türk vatandaşlarının haklarını korumak için de çalıştığını belirtti.”

Açıklamada bahsedilen adreste karşınıza Ulusal Güvenlik Akademisi adlı, kurucu ilkeleri ve kurucuları dışında bir çalışması gözükmeyen bir site çıkıyor. Sitedeki en kapsamlı yazı Akademi çalışanlarının giyeceği üniformalarının anlatıldığı bir yazı.

Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi’nin adını Türkçe dışında Rusça ve İngilizce arattığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Sadece İngilizcede bu adlı bir akademinin UFO araştırmaları bölümünde çalıştığını ve esas patronun Putin olduğunu iddia eden bir adam dışında.


Ç.’nin Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi başkan yardımcısı olarak (ki yine üniformalı değil) Sputnik’e de pro-Rusya açıklamalar yaptığını ekleyelim. 

Tuhaf. Ne tuhaf değil ki! Rusya’da böylesine bir kurumda bir korgeneral pozisyonunda olan birinin her akşam Türk kanallarında siyaset konuşması, adının T. E. olması... Ama en tuhafı Türkiye’nin Rusya’yla ilişkileriyle ilgili Türkiye’deki medyanın sorgusuz onu referans kabul etmesi...

Rusya’ya gittiğinde Öcalan’ı karşılayan, bir sene önce Boğaz’a nükleer bomba atmak lazım diyen Jirinovski’nin, Rusya’nın yeniden imparatorluk olmasına kendini adamış ama Türkiye’ye neo-Osmanlıcılık Türkiye’nin sonu olur aklı veren, Ukrayna’nın işgalini savunan Rus nasyonal sosyalist Dugin’in Ankara’da ağırlanması da tuhaf. Onun organizasyonuyla Kırım’a gidip, neredeyse Türkiye adına Kırım’daki Rus işgalini tanıma sözleri veren Avrasya Yerel Yönetimler Birliği ise en tuhafı herhâlde. (Avrasya Yerel Yönetimler Birliği hakkında bir fikir vermesi için http://www.comu.edu.tr/haber-12534.html)

Batı’ya kızmakta sonuna kadar haklıyız. Suriye için, 15 Temmuz için, PKK için ABD’yle AB’nin mide bulandıran politikalarına ses çıkarmamak yanlış olurdu. Ama onlara kızıp kendimizi soğuk bozkırlara da atmayalım. Atacaksak da bari sahiden yolu bilen birilerine danışalım...



Yıldıray Oğur, 02.12.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Yıldıray Oğur Belgeselleri

Yıldıray Oğur Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Yıldıray Oğur Beyefendi'den yazılarının yayını için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 05.07.2015


Yazının ilk yayınladığı yer: Türkiye Gazetesi

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/594365.aspx

Seçkin Deniz Twitter Akışı