"Unutmamalı ki dış politikada çıkarlar esastır. Türkiye doğrucu, şeffaf ve adil politikalarla her iki blokta da varlığını geliştirecek yöntemler, politikalar geliştirmeli.."
Ancak, baştan itibaren gördük ki, Batı bizi bu bölgede kendine benzeyen bir devlet olarak görmek isterken hiçbir zaman kendinden görmek istemedi. Yaptığı sadece ülkemizin politikalarını kendine eklemlemek, ihtiyaçlarımızı istismar ederek kendi emellerine alet etmek oldu.
Türkiye, Batı'nın "ne ol, ne öl" politikasından kurtulup, çıkarlarına daha uygun yol izlemeye kalktığında da uzantılarını harekete geçirerek iktidarları alaşağı etti. Bu gelenek hep süregeldi..
Türkiye buna rağmen kuruluşundaki batılı bir ülke olma hedefine sadık kaldı. Bu kalıp içerisinde neler yapabilecekse onları en iyi şekilde yapmaya çalıştı. Ancak bu şartlarda bile, Batı ülkemizi rahat bırakmadı ve gelişmemize köstek olmaya çalıştı. Bütün dostça yaklaşımlarımıza karşılık Batı'nın çeşitli entrikalarıyla karşılaştık.
Bugün yine Batı'nın ülkemize kurduğu tuzakla boğuşur durumdayız. AB(D) bu kez bölgemizde demokrasi havariliği üzerinden yola çıkarak ülkemizi bölmenin hesaplarını yapmakta. Bunun için Suriye'de, Irak'ta ve ülkemizde çeşitli terörist grupları el destekleyerek karşımızda cephe oluşturuyor.
Başlangıçta en tehlikeli kişi olarak gördüğü Esad'ı devirmek adına el attığı Suriye'de açıkça anlaşıldı ki,yapmak istediği Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak ve küçültüp, güçsüzleştirmek.. Bu durumun açığa çıkması üzerine Türkiye Rusya'ya yanaşarak batının oyununu bozmak istiyor. Rusya'yla ilişkimiz geliştikçe anlıyoruz ki ABD'yi telaş sarmış durumda.
Şu an tablo böyle ve o nedenle içeride halkın AB(D)'ye karşı olan tepkisi yükseliyor. Tepki yükseldikçe de batıdan kopmamız ciddi ciddi tartışılıyor.
Türkiye yaşananlar nedeniyle Batı'dan kopmaya kalkarsa bugün yaşananlardan daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Zira böylesi bir yöneliş ülkeyi başka bir yörüngeye sokmaya yol açar ki, o zaman ülkenin hedefleriyle çatışması gündeme gelir.. Buna içeriden de beklenmedik tepkiler olabilir.
O halde ne yapmalı; Türkiye (kendisine kahpelik yapan) AB(D) ile ilişkilerini koruyarak, hatta geliştirmeye çalışarak Avrasya hattıyla bilhassa Rusya ile işbirliğini artırmalı. Yeri geldiğinde de kahpelik yapanlara göğüs germekten çekinmemeli.
Eğer bu doğrultuda kalıcı bir politika oturtabilirsek batı bizim çıkarlarımıza dikkat etmek durumunda kalacaktır.
Unutmamalı ki dış politikada çıkarlar esastır. Türkiye doğrucu, şeffaf ve adil politikalarla her iki blokta da varlığını geliştirecek yöntemler, politikalar geliştirmeli..
Adnan ONAY, 30.12.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Takip et: @adnanonay