"Final belli, ama iyileşmenin süreceği vakti hızlandırmak o kadar da kolay değil."
Ya da siyasal Kürtçüsünden terör örgütü destekleyicisine kadar uzanabilen ama içinde yine her ideolojiyi barındırsa da yıllardır işlenen bir mikro milliyetçiliğin taarruzu altındaki milyonlarca Kürt varken…
Aleviler bildim bileli zaten kaşınmaya hazır bir soruna çevrilsin diye bu kadar çaba sarf edilmişken. Hele Ortadoğu'da kaç yıldır yanan ve sönmek bir yana harlanan bu ateşin içinde mezhep ve etnik bütün fay hatları harekete geçirilmişken…
Bunların hepsinin karşılığı Anadolu'da varken…
Ne kolay değil mi şimdi tarafların birbirine girmesi…
Oluk oluk kan akması…
İç savaşlardan iç savaş beğenmeler…
İzmir'deki patlama hepimizin yazmaya hazırlandığı şeyi değiştiriverdi. Yine yüreğimiz yerinden oynadı birden. Aklımız gitti geldi o an. Endişe bastı, karamsarlık çöktü yeniden…
Sırada hangi il var ki diye düşündük ister istemez.
Nasıl bir kaos, nasıl bir iç savaş, nasıl bir parçalanma, nasıl bir terör dalgası bekliyor acaba şimdi hepimizi… memleketin her köşesinde nasıl bir yangının parlaması an meselesi acaba?..
Balkanlarda yaşananlar dündü, Afganistan, Irak, Suriye hemen demindi ve ikisinde hâlâ sürüyor büyük yangın.
“Onlara ne kadar hızlı benzemeye başlıyoruz” bunaltıcı fikrini kovmaya çalıştık bir an önce aklımızdan.
Neler gelecek başımıza acaba diyerek koyu bir kederle geleceğimizin yok oluşuna dair hissimiz ağrıtıyor kalbimizi belli belirsiz.
Şehitler, ölümler, patlamalar, kurşunlar, birbirinden yakışıklı çocuklar, güzelim kızlar, habersiz eve giderken kaldırımda parçalananlar, yeni doğmuş torununun kulağına ezan okumaya giderken artık adının ona verildiğini öğrenemeyecek ihtiyarlar, öksüz yetim ağlayışları tabutların başında…
“Aman Allah'ım…” dedirten kaçıncı sahne tekrar tekrar çoğalıp onca video fotoğraf anlatı yazı kelime ile…
Ama hiçbiri olmayacak işte.
Kimse kimseyi kesmeyecek bu ülkede.
Komşusuna güvenmeye devam edecek, ertesi sabah, o kıyamet günü geldiğinde evimi basacak mı demeyecek, aklından bile geçmeyecek hatta. Şimdi bu yazıyı okurken bile ürperecek, “Neler düşünüyorlar böyle” diye…
İç savaş falan çıkmayacak.
Alevi Sünniyle veya muhafazakar laikle veya Türkmen Kürtle savaşmayacak.
Anadolu insanı toprağın kendisine öğrettiği ve bu topraktan kendisinin bin yıldır öğrendiğini unutmayacak. Unutmuş değil. Unutmadı…
Ama canımız yanacak. Yüreğimiz yanacak. Aklımız çıkacak ara ara. Kederimizi bastırmaya yetmeyecek teselli eden cümleler zaman zaman.
Kimseler işgale falan da yeltenemeyecek böyle bir parçalanmışlığı bulamayınca zaten.
Döviz kurları sıçrayıp duracak bu aralar. Bombalar patlayacak. Akla hayale gelmeyecek saldırılar yaşanabilecek.
Huzursuz, güvensiz, rahatsız edileceğiz maalesef evet.
Ama ne devlet yıkılacak ne millet kendi kendini imha edecek.
Dünya bilim ve teknoloji ile bir sıçrama anını yaşarken bundan ne kadar geri bıraktırılırsak o kadar kâr edecek bu dehşetin sahipleri.
Güvensizliği artırdıkça daha fazla güvenlik ve istihbarat eksenli düşünmemiz ama bunun yanına başka bir şey eklemememiz için uğraşacaklar.
Bu toprakları insanların, sadece kendimiz için değil bütün dünya için örnek, yaşanabilir, huzurlu bir toprak olarak tutmamızın, ekip biçmemizin önüne ne kadar geçerlerse o kalacaklar yanlarına.
Öldürmeyecek ama ağır bir gribin yaptığı gibi bir müddet süründürecekler.
Sonra grip de geçecek elbet.
Final belli, ama iyileşmenin süreceği vakti hızlandırmak o kadar da kolay değil.
Yaşar Taşkın Koç, 08.01.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları
Takip et: @yasartaskinkoc
Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015
İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak