...aslında bunalım, kendi düzenini oluşturduğu gibi, eski düzene uyum sağlamayı da öğretir her seferinde...
...ve kendi düzeninden çıkıp eski düzene döndüğünde bunalımın kafası karışık değildir; eski düzene karşı geliştirdiği yeni stratejiler vardır...
...ya değilse bunalım varlığına gerek duyulan bir şey olmazdı; her bunalımdan sonra yeni sistemler türemezdi bir tek insanın ve tüm insanların içinde...
...bunalımdan kalkıp onu görünür hâle getiren kaos'un önünde duralım...
...kaos varken kaos'a da bakalım...
...birileri ona bunalım demeye kalkabilir, ama yanılır sanırım; zira kaos mevcudiyettir yapısıyla; daha varlıksaldır, bunalım hâldir; geçicidir...
...kaos etkendir, baskındır, bunalım insan(lar)ın yaşamış oldu(kları)ğu iradî çalkantılar dönemidir ve insanın edilgenliğiyle ortaya çıkar...
...kaos sonsuzlukla alakalı olabileceği hâlde, bunalım sadece tekildir...
...bunalımların tekilliği, diğer tekilliklerle birlikte sonsuz sisteme entegre olmaya çalışırken de bunalımı kaosa dönüştüremez...
...kaos bir üst karmaşık sistem modelidir ve her alt karmaşık sistemi kapsar...
...ve biz, belki de, bunalımlara alt karmaşık sistemler olarak bakabilir, onları incitmeden yerlerinde tutabiliriz...
...hatta bunalımlar, kaosların tekil izdüşümleridir, diyerek onları yüceltebiliriz de...
...zira kaosa bulaşmış bunalım hakikaten ciddi üretim kabiliyetlerine destek verir..
...bunalımın bireysel faydalarından sonra, kuşkusuz, kontrolsüzlüğün getirdiği yok oluşları ve paramparça oluşları unutmayacağız...
...işte o kontrol durumlarında bize gerekli olanların ne olduğuna karar vermek önemli bu durumda...
...bize Allah ve onun emirleri mi gerekli, kaos'un ya da bunalım'ın ister sınırsız ister sınırlı anaforlarında dolaşırken biz?...
...ya yoksa iblis'ten üreyen kuşkuların, geçmiş zamanlardan bu yana, insan kılıklı iblislerin ellerinde büyütülmüş ve korunmuş olan iblis merkezli tüm öğretiler mi?...
...ya Allah'ı yok sayan tüm endeksler iblis merkezli değiller mi?...
..."değiller!", demeyi düşünmeyin her şeyden önce; kesinlikle öyleler...
...kaostan bunalıma dönen yol hangisi olursa olsun, eğer insana değen bir gerçek varsa insan onu seçecektir...
...ancak siz bunalımlarınızla kaosa değmediyseniz gerçeğin parçalarına dokunamazsınız...
...dokunmanız için peygamber olmanız gerekir...
...bu ise imkânsızdır...
...kaos kendi mevcudiyetini hissettirerek gezinir sonsuzluğun her vakitsiz, mekânsız yerinde...
...ne bedeninize karışır ne de ruhunuza...
...siz tercihlerinizi yaparsınız; yolları açarsınız ve o size gelir bunalımlarınızda...
...onu kutsal çerçeveyle algılıyorsanız, aldıklarınız ışıldatır sizi...
...iblis'in karanlık elleri uzanıyorsa ellerinizin içinden kaos'a, o yine gelir ve siz, gerçeğin karanlık yüzüne baka baka körelirsiniz...
...ona karmaşa demesinler, dikkat edin...
...belki siz de dersiniz, ben de...
...ama onu basitleştiririz karmaşa dediğimizde...
...ve biz onu basitleştirdiğimiz sürece iblis'in elleri daha da güçlü çeker bizi..
...tıpkı bunalımlara geçici karmaşa dediğimiz ve bu sebeple onları önemsemeyip kontrol edemediğimiz gibi...
...gafil kalmayalım, diyelim mi?...
...gaflet kötü bir şeydir; görürüm...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Takip et: @Seckin_Deniz