"İçimizdeki beyinsizlere kızarak dışımızdaki düşmanlarla ittifak edecek kadar ne aklımızı yedik, ne de vicdanımız körelmiş durumda."
Kimlerin evet kimlerin hayır dediği tabii ki yegâne ölçümüz değildir. Red cephesininin kahir ekseriyetinin inanç ve ilkelerimizin kadim düşmanları olması bizi; "Hayrola? Ne oluyor(uz)? Ben, kendi inanç ve ilkelerime göre demokrasi eksikliği için hayır demeyi düşünürken; sağımda solumda, önümde arkamdakiler neden hayır diyorlar acaba?" diye bir daha düşünmeye sevk etmeli.
Siyaseten özgül ağırlığı ve temsil kabiliyeti çok daha yüksek olan ve büyük çoğunluğu ile ne bu dünyada ne ötede yan yana olmak istemediğimiz güruhlarla ismimizin aynı hizaya yazılacak olması sadece bir acaba dedirtse yeter bence.
Mezkur güruhun senin-benim gibi demokratik(!) endişeler taşımadığını büyük ihtimalle Nisanda önümüze gelecek olan sandığı, sandığımız gibi değil de başka bir şeyler için, koçbaşı olarak kullanmak için, 15 Temmuz'un intikamı ve hatta devamı için kullanmaya hazırlanmaya başlamaları, bizler için bir kez daha düşündüren, uyandıran faktörler olmalı Sevgili Kardeşim.
Biz yanlışında ayetle düzeltilen bir Resûl'ün ümmetiyiz, ama bizim o lüksümüz yok artık. O yüzden birbirimizi hayra çağıracak, sabrı tavsiye edeceğiz.
İçimizdeki beyinsizlere kızarak dışımızdaki düşmanlarla ittifak edecek kadar ne aklımızı yedik, ne de vicdanımız körelmiş durumda. Ben olaya acizane bu açıdan bakıyor ve "EVET" demenin şahıslarımız için daha hayrlı, ülkemiz ve ümmetin maslahatlarına daha uygun olacağını düşünüyorum.
Takdir ve tercih sizindir ve içimize sinse de sinmese de buna saygı duymak zorundayım...
Naim Okur, 05.02.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem
Naim Okur Yazıları