6 Nisan 2017 Perşembe

SA3179/ÇY4-DB78: Usulca Fısıldanan Yaşayan Ölüler Şarkısı

"Bize ekranlardan usulca fısıldanan bir yaşayan ölüler şarkısı bu… Bu şarkıyı yıllardır dinleyen ve bu görsel şiddete aşırı maruz kalmış, bilinçsizleştirilmiş, duyarsızlaştırılmış yaşayan ölülerle aynı dünyada yaşamak kesinlikle bu senaryolardan daha korkunç."


Uzun süredir ABD kaynaklı bir dizi ve film fırtınasına şahit oluyoruz hep birlikte. Kıyamet senaryoları… Bazen zombiler, bazen dış uzaydan gelmiş yaratıklar şeklinde geliyor kıyamet ekranlara. Hepsi karanlık, kasvetli, ürkütücü.

İlginç ve sürükleyici olaylar dizisiyle milyonlarca kişinin izlediği bu yapımların verdiği mesajın ne olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Kıyamet hak dinlerde insanlığın sonunun geleceği, hesap vermek üzere huzura çıkarılacakları elbette dehşetli bir zaman. Dünyanın sonu yani.

“Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vakti de gelecektir; buna şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır. İnkar edenler kendilerine o saat ansızın gelinceye kadar hep şüphe içindedirler.” ( Hac: 1, 7, 55)

Bize bildirilen kıyametin dünyadaki yaşamın sonu olduğu. Bunun oldukça merak uyandıran bir konu olduğu tartışmasız bir gerçek.

İşte oldukça büyük bütçelerle çekilen dizi ve filmler çok çeşitli senaryolar, farklı aracılar kullanarak yeryüzündeki yaşamın altüst oluşunu işliyorlar yıllardır.

Kıyametten esinlenen bu senaryoların başarısı izlenme oranlarından belli oluyor. Çok izleniyorlar. Tabii ki kaosla başlıyor her biri. Histerik bir karmaşa sunuluyor en başta. Bu, konunun bir kısmına uygun elbette. Oysa karakterlerin olağanüstü özellikleriyle kaos esnasında ortaya çıkıp her şeyi kontrol altına alışlarını takip ediyoruz sonra. Ne kibir… Kıyameti durdurabileceğine inanma sanrısı.

İzlerken bu oldukça ulvi gibi gözüken amaçla birlikte karakterlerin insani özelliklerini yitirmeye başladıklarını gözlemliyoruz biraz da hak vererek. Kıyamet kopuyor ne de olsa. Güçlü, sert ve acımasız olmak böyle bir durumda olmazsa olmaz bir şey gibi geliyor. Aslında yaşanan şiddet, kan ve vahşet.

Dünyayı zombiler sarmışsa hepsini öldürmeli, bunu yaparken çıkarlara uymayan insanlara da acımamalı, bir uzaylı istilası varsa dünyanın diğer kısımları feda edilebilmeli. İşin tuhaf tarafı da bunu hep Amerikalılar yapmalı.

2012’de ABD Maine’de -Stephen King’in memleketidir aynı zamanda- şehirde çalışan bürokratlara zombi tatbikatı yaptırıldığını, 2014’te ABD ordusunun olası bir zombi istilasına karşı savunma stratejisi hazırladığını biliyor muydunuz? Bu korkuyu bir virüs gibi yaymanın amacı ne olabilir?

Amerikalıların bu derece dünyayı ve insanlığı kurtarma hevesleri ne yazık ki gerçek dünyada geçerli değil. Eğer dikkatli bir izleyici ve gözlemciyseniz senaryo gereği kendini feda ederek ölen karakterler için üzülen, kahrolan, sosyal medyada günlerce tartışanların; küresel güçlerin yıllardır işledikleri cinayet, savaş ve katliamlara karşı koymaya çalışan, bu uğurda öldürülen gerçek kahramanları ısrarla görmezden geldiğini ve yaşananların çoğunu inandırıcı bulmadıklarını fark etmenin bütün bu senaryolardan daha vahim bir sonuç olduğunu görebilirsiniz.     

Bize ekranlardan usulca fısıldanan bir yaşayan ölüler şarkısı bu… Bu şarkıyı yıllardır dinleyen ve bu görsel şiddete aşırı maruz kalmış, bilinçsizleştirilmiş, duyarsızlaştırılmış yaşayan ölülerle aynı dünyada yaşamak kesinlikle bu senaryolardan daha korkunç.



Derya Beyaz, 06.04.2017, Sonsuz Ark, Çırak-Çevirmen Yazar, Eleştiri


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı