1 Nisan 2017 Cumartesi

SA4162/AŞ77: Anadolu, NATO ve Farkındalıklar Tarihi

"Şaşkınların Tarihi bu kez vahşi Batı'ya, yobaz Doğu'ya doğru derinleşerek ve genişleyerek yaşanıyor, ama artık Anadolu'da Farkındalıklar Tarihi yazılıyor."


Anadolu tarihi insanlık tarihinin büyük çoğunluğunu teşkil ediyor. Sümer, Asur, Hitit, Yunan, Lidya, Kelt, Pers, Roma, Doğu Roma (Bizans), Selçuklu, Safevi, Moğol ve Osmanlı gibi onlarca medeniyete ev sahipliği yapan bu verimli toprakların sürdürülebilir bir hayat alanı olduğu gerçeği açıkça ortada iken, çok boyutlu bir kaos hâli yaşadığımız 21. yüzyılın ikinci on yılının sonunda, yeni bir hayat algısı üretmemesi beklenemezdi, beklenmiyor da.

Anadolu'da yaşayan insanlar değişimin gerekliliğini yılın dört mevsiminde yaşadıkları ekstremum doğa olaylarıyla sosyolojik olarak biliyorlar ve durağan coğrafyaların yaşadığı travmatik çaresizlikleri de bu yüzden anlayamıyorlar.


Cilalı Taş Devri'nden bu yana tarihi inşa eden savaşların, buluşların, dinlerin, ticaretin ve insan hırsının karşısında durağanlaşmış, sıradan ve sadece kaba kuvvete dayalı baskıcı yönetimlerin duramayacağını en iyi bilen insanların yaşadığı topraklara deniyor Anadolu.

Anadolu 21. yüzyılda tarihi yeniden değiştiriyor, şimdilik bu topraklarda bizler yaşıyoruz ve değişimin doğayla gelen zorunluluğunu bizler algılıyor ve artık tiksinti verici düzeye ulaşmış ABD-Avrupa baskısına karşı hem yerel hem de küresel bir başkaldırının temellerini yine biz atıyoruz. Bu eksiksiz olarak böyledir, çünkü hep böyle olmuştur. Bu topraklarda zulümle yol yürümeye başlayan tüm siyasi figürler ve kurumlar yok olup gitmeye mahkum olmuştur. ABD'nin kontrolündeki NATO da buna mahkumdur, çünkü NATO bu topraklardaki zulmün 65 yıllık sahibidir.

Piyasada bol miktarda "CIA-NATO Erdoğan'a 16 Nisan'dan önce suikast yapacak" mesajları dolaşıyor.  Okuyoruz, düşünüyoruz; bunu defalarca yaptılar gördük; 2012 öncesini saymıyorum, çünkü bu daha başka bir süreç ve daha derinlikli bir analize muhtaç, 2012 Mit Müsteşarını tutuklama girişimi, Gezi Terörü, 17-25 Aralık yargı-emniyet darbesi, sonraki tüm seçimlerde yapılan 7 Haziran gibi terör ittifakı, 15 Temmuz Askerî Darbesi hepsi birer suikast bohçası içinde yapılan saldırılardı ve hepsini de bu aziz millet cesaret ve suhuletle atlattı; başarısız oldular, Allah bu millete yardım etti, çünkü bu millet kendisini düzeltmeye kararlıydı, başındakini değiştirmişti.

20 Mart 2013 tarihli 'Normaller ve İlkeler Çatışmasında Batı ve Türkiye' başlıklı analizimde NATO-ABD ve Avrupa'dan gelen 15 Temmuz FETÖ Askerî darbesine sahip çıkan açıklamaları değerlendirmiştim. Dün (31 Mart 2017) NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in yaptığı açıklamaları okurken, bu vahşi, saygısız ve küstah açıklamaların arkasındaki tehdidi net bir şekilde görmüştüm. Ve tabi yine dün, Fırat Kalkanı Operasyonu'nun amacına ulaştığı ilan edilmiş, gerektiğinde başka operasyonlar yapılacağı açıklaması yapılarak operasyonun bittiği duyurulmuş, bir mahkeme FETÖ'nün medya ayağına dair bir yargılamada tutuklu 21 ismin tahliyesine karar vermiş, Erdoğan'ın açılış mitinglerinde bazı tehirler ve iptaller yapılmıştı. Önceki gün de Halk Bankası genel müdür yardımcısı ABD'den Türkiye'ye dönerken gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.

Bütün parçalarını bir arada görmediğimiz için çoğunlukla tam olarak anlayamadığımız kumpasları kurmaya devam ediyor NATO ve gördüğüm kadarıyla devleti idare edenler de bazı kararlar alıyorlar. Referandum öncesi ve sonrasına dair her türlü gelişmeyi dikkatle incelediklerine ve tedbir aldıklarına inandığım devlet yetkililerinin kararlılığını sadece Anadolu'nun ruhuna bağlamıyorum, bu tam olarak bir inanç meselesi, uzun soluklu bir direniş yolunun yürünmesi demek; gerektiğinde daha geniş tedbirler alabilmek için dinlenmek ve düşünmek gerektiğini de bilen tecrübeli insanların varlığı bu anlamda önemli. Ki Erdoğan ve ekibi bu anlamda 15 yıllık özel, 300 yıllık genel tecrübenin, en az 8000 yıllık Anadolu tecrübesinin net olarak farkında. Allah yardım ediyor ve edecektir diye düşünüyorum.

"NATO, demokrasi, hukukun egemenliği, kişisel özgürlükler gibi bazı temel değerler üzerine kurulu" yalanıyla tarihe geçen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg şöyle demişti dün:

"NATO, demokrasi, hukukun egemenliği, kişisel özgürlükler gibi bazı  temel değerler üzerine kurulu. Bu değerlere büyük önem verdiğimi daha önce bir  çok kez ifade ettim. Aynı zamanda, Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki şiddet ve  karışıklıktan en çok etkilenen müttefikimiz olduğunu anlamamız gerekiyor. Birçok  kez terör saldırısına maruz kaldılar. Yüzlerce insanın öldüğü bir darbe girişimi  yaşadılar. Milletvekilleri içerideyken Meclis bombalandı. Elbette ki Türkiye'nin  kendini savunma ve darbe girişiminin arkasında olanları yargılama hakkı var.  Ancak bunun hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yapılması gerekiyor. Bunu daha  önce birçok kez söyledim. Ayrıca Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında diyalog  kurulmasını memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Çünkü, Avrupa Konseyi,  Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde araç ve  sorumlulukları olan bir Avrupa kuruluşu. Bu yüzden de bu sorunları ele almak için  Avrupa Konseyi ve Türkiye arasında doğrudan diyalog kurulmasını memnuniyetle  karşılıyorum." 

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg önceki gün de (30 Mart 2017) ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Türkiye ziyareti ile ilgili benzer şekilde konuşmuştu:

"İki müttefikimiz ABD ve Türkiye'nin bir araya gelip DEAŞ'la mücadelede en iyi yöntemi ve Suriye'nin kuzeyinde mümkün olan en iyi şekilde beraber çalışmalarını temin etmek için görüşmelerini memnuniyetle karşılıyorum."

NATO genel sekreteri Stoltenberg, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri bakanı Rex Tillerson'dan istediği şeyleri gözardı ederek sadece DAEŞ'le ilgili yaptığı açıklama alışılageldik ve değersizdi. 

Türkiye ABD'den yaptırdığı darbenin maşası Gülen'i istiyor, Suriye ve Irak'ta PKK'ya verdiği desteği kesmesinde ısrar ediyor, DAEŞ'le Rakka ve Musul'da birlikte mücadele etme teklifinin kabul edilmesi konusunda alternatifler üretiyordu, ancak Stoltenberg FETÖ-PKK konusunda sağır ve kör olmayı tercih ederek Türkiye'den darbe yüzünden tepki gösterdiği ABD-NATO ve Avrupa'ya karşı daha boyun eğer olmasını istiyordu. Darbecilerin hukukunu korumak adına gösterdiği istikrar göze batacak kadar sertti: "Elbette ki Türkiye'nin  kendini savunma ve darbe girişiminin arkasında olanları yargılama hakkı var. Ancak bunun hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yapılması gerekiyor. Bunu daha  önce birçok kez söyledim."

NATO genel sekreteri Türkiye'ye ne yapması gerektiğini dikte mi ediyor, dikte ediyorsa bunu hangi tehdide binaen yapıyor ve Türkiye'nin ABD ve Avrupa Konseyi ile kurduğu ilişki yüzünden sevindiğini belirtiyor, bunu sorgulamamız lazım. Nihayetinde gerilimli süreçlerin bu toprakların insanını çok fazla korkutmadığını en iyi onlar biliyor; kavgaysa kavga barışsa barış, ama asla eskisi gibi değil, asla Köle-Efendi gibi değil, olacaksa iki Efendi gibi.

Düşünmeye devam edeceğiz, çünkü değiştirmek için hep düşündü bu toprakların insanları. Ama hiç korkmadılar, gelenleri değiştirdiler ve onlara medeniyyet öğrettiler, çünkü medeniyyet inşa etmek bu toprakların geleneksel alışkanlığıdır ve bunu da daima barbarları, vandalları terbiye ederek, birer medeniyyet savaşçısına dönüştürerek yaptı, NATO'yu da, ABD ve Avrupa'yı da, Rusya ve İsrail'i de İran'ı da dönüştürecek o güç bu topraklarda var... Allah'ın izniyle de olacak.

Yarın ne olur, elbette bunu sadece Allah bilir, ama biz de biliyoruz ki, Allah kendisine güvenenleri ve samimiyetle o yolda yürüyenleri asla yalnız bırakmamıştır, bırakmayacaktır... Buna hepimiz en güçlü ve emin oldukları zamanlarda Allah'ın zalimlere 15 yıldır yaşattığı yenilgileri görerek şahit olduk., sonrasını da bu şekilde inşa edeceğine inanıyoruz.

Şaşkınların Tarihi bu kez vahşi Batı'ya, yobaz Doğu'ya doğru derinleşerek ve genişleyerek yaşanıyor, ama artık Anadolu'da Farkındalıklar Tarihi yazılıyor.



Arif Şahin, 01.04.2017, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 77



 Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.




Seçkin Deniz Twitter Akışı