16 Nisan referandumu sonrası 17 Nisan'da Paylaştığı tweette,"Çok üzgünüm Türkiye" diyen biri Hazleteon.
Lesley Hazleton İngiliz asıllı ABD’li bir yazar. 1945 yılında İngiltere’de doğmuş,
1994’te Amerikan vatandaşı olmuş. Psikoloi okumuş ve özellikle Ortadoğu, din
ve siyaset üzerine araştırmaları var. On iki yıldan fazla bir süre Kudüs ve
Ortadoğuda muhabirlik yapmış. Time, New York Times,Harpers’ta yazılar yazmış.
Hz. Muhammed’in hayatını anlattığı The First Muslim (İlk Müslüman) kitabı 2013 yılında yayınlanmış. Oldukça ses getiren kitap
eleştirmenlerce oldukça başarılı bulunmuş olmalı ki Türkiye baskısındaki ilk
sayfalar bu övgülere ayrılmış.
Hazleton
kendisini bazı konuşmalarında tesadüfi teolojist olarak tanımlıyor ve agnostik
bir Yahudi olduğunu söylüyor.
Agnostisizmin
ne olduğuna kısaca bir nazar edecek olursak; Tanrının varlığının ya da
yokluğunun, bilimsel olarak da evrenin nereden türediğinin bilinmediğini veya
bilinemeyeceğini ileri süren felsefi bir akım. Bilinmezcilik de deniyor ve bu akımın takipçilerine agnostik veya
bilinmezci deniyor.
Sözcük
olarak ilk defa 1869 yılında Huxley tarafından kullanılsa da kavram aslında
çok eski. Örneğin eski Yunan filozofu Protogoras’ın öyle bir sözü var: “Tanrıların ne var olduklarını ne de var olmadıklarını biliyorum.”
Agnostikler
ellerinde yeterince kanıt veya veri olmadığı için Tanrı'nın varlığını ya da
yokluğunu kabul etmiyorlar. Android bir tür zihin yapısı.
Bilinmezcilerin
bilemedikleri şeyin Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu üzerine yoğunlaşması ve bu
konuda ses getirmesi ilginçtir, çünkü kendisini agnostik olarak tanımlayan bir
insanın bildiğini iddia ettiği pek çok şeyi kişisel olarak ispatlayamayacakları
da bir gerçek.
Hazleton
da bir agnostik olarak buna inanıyor olmalı ancak araştırmaları ve yazdığı
kitaplar din üzerine. Hazleton kendisini bu tür kitaplar yazmaya iten şeyin
agnostik olmasıyla alakalı olduğunu iddia ediyor. Ona göre agnostikler bu
olaylara ve kavramlara tarafsız bakabiliyorlar.
Burada
tartışılması gereken, bir agnostiğin asla peygamber olduğunu kabul edemeyeceği
bir insanın hayatını araştırması ve yazması değildir, sorgulama yeteneğine
sahip her insan bunu yapabilir, asıl mesele Hazleton’un bunu kendisi bir
agnostik olduğu için tarafsız ele aldığını iddia etmesidir.
Zira
agnostik felsefede bir insan Tanrı'ya inanabilir, ama inanmakla beraber agnostik
düşünceye göre bir peygamber Tanrı'dan kutsal bir görev aldığını iddia etmiştir
ve bu rivayetten öteye geçemez.
Nitekim daha önce yazdığı 'Peygamberden
Sonra-Sünni-Şii Ayrılığı' adlı kitabı da olaylara sadece Şii kaynaklı baktığı
iddiasıyla eleştirilmiştir.
Şunu
belirtmek isterim ki bu bir kitap eleştirisi değil kitabın yazarının peygamberlere
bakış açısı ve tarafsızlığıyla alakalı bir yazıdır. Kitabı okuyanlar kendi
birikimlerine göre farklı izlenimler edinecektir kuşkusuz.
Bana göre The First
Muslim, oldukça serüven tarzında anlatılmış ve Hz. Muhammed’in peygamberlik
vasıflarından daha çok sıradan bir insanın hayat hikayesidir ve yazarın kattığı
yorumlar kendi felsefesinden damıtılmıştır. Hz. Muhammed kitapta bir
peygamberden çok zeki bir politikacı şeklinde anlatılmıştır.
Kendisinin de bir
söyleşisinde söylediği gibi, “Bu kitap dindar bir bakış açısıyla
anlatılmamıştır, isminin bu şekilde seçilmiş olmasından da anlaşılabilir.”
Kitabın
ilgimi en çok çeken kısmından bir alıntı yaparsam belki daha iyi
anlaşılacaktır:
“Tanrı
Hz. Muhammed ile ya da daha doğrusu Hz Muhammed aracılığıyla konuşur. Fakat
sizin aracılığınızla sizinle konuşulduğunda kaçınılmaz olarak soracağınız soru,
duyduğunuz ses kendi dönüşmüş sesiniz mi yoksa o dönüşüm gerçekten de sizin
ötenizdeki bir varlığın yaptıklarının sonucu mu olmalıdır? Veya sonuçta bu
ikisi arasında bir fark yok mu? Gnostiklerin temel görüşü budur, tüm
geleneklerdeki en büyük gizemsel düşünürlerin görüşüyse, ilahi kıvılcımın her
insanoğlunun kendi içerisinde bulunduğudur.”
Hazleton
oldukça ilgi çekici konferanslar da veriyor ve TED Global’in pek sevdiği
konuşmacılardan. O yüzden tarzını Elif Şafak’a benzetmek pek da yanlış olmaz.
Ayrıca Edip Yüksel’le yaptığı oldukça samimi röportaj videoları da mevcut.
Hazleton sosyal medyayı özellikle Twitter'ı da oldukça etkin kullanıyor.
Tweetlerinden anlaşıldığı üzere tam bir Rumi hayranı ve Gülen’in bir entelektüel olduğunu düşünüyor.
16 Nisan referandumu sonrası 17 Nisan'da Paylaştığı tweette "Çok üzgünüm Türkiye" diyen biri Hazleteon
The First Muslim adlı kitabın önsözünde ise şu var:
“Azizlik
yakıştırmasını kabul etmiyorum… Ben de sizler kadar birçok zayıflığa sahibim.
Fakat ben dünyayı gördüm. Dünya’da gözlerim açık olarak yaşadım.” Mahatma Gandi
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.