"Tanımlanmamış, ABD'nin ya da AB'nin tanımlarına karşıt olarak konumlanmış bir örnek olarak çok daha olgun ve kalıcı bir sistem üretmek zorundayız, çünkü yaşadığımız şey tam olarak örneksiz ve tüm ideolojik yaklaşımları altüst ederek ortaya çıkmış bir olay, olgu ve gerçek."
Bir tür
doğum sonrası nekahet dönemi yaşıyor Türkiye. Kendini yeniden doğuran bir anne
ya da doğurgan bir anneden sancılı bir süreç sonrası doğan oğul psikolojisi,
değişimin zorunlu olduğunun farkında olan ve bunu örneksizlikten dolayı el
yordamı ve dua ile, kimi zaman da aşırı farkında neferleri dolayısıyla sıkı
diyalektik çıkarsamalarla, kimi zamanda sufizmin kokmuş ruhundan medet uman ve
bunu 'Rafine Din' zanneden cızırtılı müdahalelerle, telaşla konum belirleyen
veya gözü dönmüşçesine saldıran hain fedailerle mücadele ederek günleri
gecelerle iç içe yaşayan bir toplumun tüm hücrelerine hakim durumda.
Evet; 16
Nisan 2017 referandumu ile kendisi adına, belki de tüm müslümanlar adına ve
dünyanın tüm mazlumları adına sefil bir çağı kapatıp aydınlık bir çağ açtı
Türkiye insanı.
Yaşayıp göreceğiz, neleri değiştirdiğimizi torunlarımız daha net fark edecek, ama bu gün, hayırcılar da dahil, hepimizin hissettiği en temel duygu özgürlük ve bununla birlikte bir askeri darbeyi engellemekten doğan özgüven. Doğum sonrası nekahet dönemini de özgürlük ve özgüvenle inşa etmemiz bu anlamda en büyük ihtimal gibi duruyor, her şeyden önce bu ihtimali güçlendirmeye devam etmeliyiz.
Yaşayıp göreceğiz, neleri değiştirdiğimizi torunlarımız daha net fark edecek, ama bu gün, hayırcılar da dahil, hepimizin hissettiği en temel duygu özgürlük ve bununla birlikte bir askeri darbeyi engellemekten doğan özgüven. Doğum sonrası nekahet dönemini de özgürlük ve özgüvenle inşa etmemiz bu anlamda en büyük ihtimal gibi duruyor, her şeyden önce bu ihtimali güçlendirmeye devam etmeliyiz.
Bir fert
olma farkındalığının özgürlük ve özgüvenle mümkün olduğunu günümüz
değersizleşmiş fertlerinin ve toplumlarının yaşadığı derin kaygı ve umutsuzluk ile
karşılaştırabiliriz. Şirketlerin ve küresel kurumların acımasızlığı karşısında
kendini 'hiç'e indirgenmiş bulan insanlığın kendisine sunulan ve gün geçtikçe
legalleştirilen uyuşturucu, alkol, tüketim çılgınlığı ve seks ile bir çıkış
araması yeni binyılın başlangıcında yaşadığı derin yalnızlığının böyle
süregitmeyeceğini de gösteriyor, çünkü bunun bir çıkış olmadığını aksine bir
yok oluş olduğunu bu sefaletin damarlarında gezinen insanlar çok iyi
anlıyorlar.
Suriye,
Irak, Yemen, Libya, Ukrayna, Afrika, Myanmar
kan çanağına dönmüşken, Papa Franciscus, Darbeci general Sisi ile Mısır'da
ve Vatikan'da öpüşüp koklaşırken insanlığa bu derin umutsuzluğun bir BMGK
projesi olduğunu anlatıyorlar.
İngiltere
Brexit ile AB'den kopuyor, AB Almanya'nın hegemonyası altında birçok üyesini yeni
köleler olarak konumlandırmayı ve derin devlet güçlerinin ürettiği terörle
bütün AB üyesi ülke vatandaşlarını sindirerek yönetmeyi planlıyor ve bunu büyük
bir oranda başarıyor.
Ne
Katolik Kilisesi ne de Avrupa Birliği insanlara umut vaat ediyor; özgürlüğün,
hümanizmin, felsefenin, edebiyatın merkezi hâline gelmiş Fransa'da ırkçı ve
faşist Le Pen'e karşı Macron'u destekleyen Fransa Başpiskoposuna karşılık, Papa
Franciscus aşırı ırkçı Le Pen'i destekleyebiliyor.
Ve müslümanlar kendi
ülkelerinde olduğu gibi Avrupa'da, Amerika'da aşağılanarak herhangi bir keyfi
nedenle terörist olarak ilan edilebiliyorlar. Bütün dünya bunu dikkatle izliyor
ve insanlar umutlarını kaosa yükleyemeyeceklerini çok iyi biliyorlar, ancak
onları umutlandıracak herhangi bir neden yok.
Güney
Koreliler, Japonlar kulanılabilir enstrümanlar olmaktan bıkmış durumdalar ve
durduk yere başlatılan Kuzey Kore gerilimine karşı Güney Kore'ye
konuşlandırılan Amerikan füzelerine karşı protesto yürüyüşleri yapıyorlar.
Türkiye,
yeni bir doğum, yeni bir umut diyerek 15 yıldır kesintisiz bir kararlılıkla
başkaldırdığı için dünyanın bütün halklarına umut dağıtmaya bu yüzden devam
ediyor. Ve bu yüzden sorumluluğumuz çok büyük. Bir örnek üretme sorumluluğudur
bu..
Tanımlanmamış, ABD'nin ya da AB'nin tanımlarına karşıt olarak konumlanmış
bir örnek olarak çok daha olgun ve kalıcı bir sistem üretmek zorundayız, çünkü
yaşadığımız şey tam olarak örneksiz ve tüm ideolojik yaklaşımları altüst ederek
ortaya çıkmış bir olay, olgu ve gerçek.
Şimdiye
kadar olduğundan daha fazla zeka dolu, organik ve sistematik bir kararlılıkla
yürüyeceğimiz bu yolda fikirlerimizle birbirimize güç vermeli, sabırla,
duyarlılıkla, mümkün olduğu kadar insanımızı kazanarak ilerlemeyi bilmeliyiz.
samimiyetle atacağımız adımların hatalarını Allah'tan yardım dileyerek
azaltmalı ve hak olduğuna inandığımız yolda dirayetle ilerlemeliyiz,
yalpalamadan, hırpalanmadan...
Allah
yardımcımız olsun.
Arif Şahin, 01.05.2017, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 78
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.