"Artık niyetiniz, ideolojiniz, sınıfınız, umut ve beklentileriniz, kapasiteniz, zekânız, eğitiminize göre seçin telvenin şekli için bir anlam; akıp giden bulutlara bakıp benzetin neye benzetecekseniz."
Ne oldu, nasıl oldu, niye oldu... Hiçbirinin tam cevabını alamadan birden bittiği, bitmekte olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.
Dünya artık bilindik kalıplarla anlaşılması her geçen gün daha da imkânsız hale gelen bir dünya. Sistemler, kalıplar, “şu olursa şu olur” denklemleri, “bu onun müttefikidir” ön kabulleri işe yaramaz hale gelmeye devam ediyor.
Sadece uluslararası ilişkiler alanında değil finans, güvenlik, iç politika, sosyolojinin konusu birçok farklı mecrada bizzat bu konuların uzmanları bundan sonrası için kesin hüküm vermenin çok zor olduğuna dair yazılar yazıyor şu sıra.
Olup bitenler bir yanıyla da birbirine bağlı olduğu, birbirini mutlaka -ama az ama çok- etkilediği için her şeyde bir belirsiz gelecek sisler içinde yaklaşıyor. Yaklaştıkça netlik kazanmıyor, görüntü yine her anlama gelecek ters çevrilmiş kahve fincanı içinden okunmaya çalışılan fallara benziyor gitgide.
Artık niyetiniz, ideolojiniz, sınıfınız, umut ve beklentileriniz, kapasiteniz, zekânız, eğitiminize göre seçin telvenin şekli için bir anlam; akıp giden bulutlara bakıp benzetin neye benzetecekseniz.
Ama dedim ya uzmanlar hem çaresiz hem kararsız kendi alanlarında bir perspektif verebilmek için. Ne paranın yönü miktarı dönüşeceği haller için finansçılar ne kim kimin düşmanı ya da ortağı diye hüküm verebilecek siyaset ve uluslararası uzmanlar ne muhtemel iktidarlar için güçlü tahmin yapabilecek araştırma şirketleri ne yeni dönemin sanat estetik ideolojik yönelimleri için fikir birliğine varabilecek akademisyenler... hiçbiri yok ve daha bir müddet, fallarda denildiği gibi ‘üç vakte kadar’ görünmeyecekler.
En basitinden Suriye’de bundan sonra olabilecekleri, Irak’ta yapılması planlanan 25 Eylül’deki referandumu, İran konusunda Trump’ın görüşlerini kim nasıl görüyor, kim hangi tarafta diye etiketleyin sonra olacaklara bakıp tahmininiz tuttu mu not edin.
Klasik ayrımlara göre İngiltere küresel sistemin beyni, ABD kol gücü, İsrail yararlananıdır. Acaba hâlâ öyle mi? Kaç ABD var, İngiltere yekpare mi ve İsrail sadece Netanyahu’yla işaretlenebilecek bir monoblok mu gerçekten?
Rusya her biriyle ayrı ayrı çatışmalar ve ayrı ayrı hangi konularda ittifaklara yatkın?
Geleceğin Çin’i geliyor mu hakikaten?
Yakından izlediğimiz Katar krizi bile Ankara’nın her dost ve müttefik ülkeyle yeri geldiğinde derin ayrılıklar yaşayabileceğini göstermedi mi?
Bu kadar kaygan, dünyanın kutupsuz çünkü büyük orta küçük onlarca farklı kutbunun bulunduğu bir zamanda yeryüzünde nasıl bir “düzen” inşa edilecek? Düzen kelimesinden anladığımız şey her ne ise aslında onu karşılayan bir şey olmayacak o kadarı belli de yine de kurulup sonrasında sıçramaları, ani dönüş ve dönüşümleri stabil ya da en azından tahmin edilebilir orta boy süreçlere belki “düzen” demek zorunda kalacağız.
Şimdilik bir sahil kasabasındaki küçük esnaf lokantasının hem sahibi hem aşçısı kadının milli piyango satıcısıyla vergi borçlarını yapılandırma meselesinde girdiği hararetli tartışma olsun gündemimiz. Kadının askerdeki oğlunun resmi işlemler için dönmesi gerekmediğini öğrenmesi olsun. Oğlunun Manisa’da askerlik yapmadığını, onun için hiç endişelenmemesinden anlayalım.
Bahardan yaza bir türlü geçmeyen Haziran’ın, oysa ta Temmuz’a kadar sarkan CHP eyleminin, bu Eylül’ü bırak seneye Eylül’de bile seçim ihtimalinin gittikçe azalmasının peşinde tüketelim şimdilik zamanı.
Ama sonra o zaman da geçecek yenisi gelecek.
Türkiye bildikleri öngördükleri önyargıları sağduyularıyla bu belirsizlik okyanusundan karaya çıkmayı başaran ülkeler arasında olacak mı?
Olacak diyorsak dünyanın hararetle yaptığı bu tartışmaların neresindeyiz? Hangi ucundan tuttuk, hangi hedefler için hangi kararları aldık?
Yaşar Taşkın Koç, 22.06.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları
Takip et: @yasartaskinkoc
Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015
İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz