Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki çeviride, diğer Sonsuz Ark'ın yayınladığı Graham E. Fuller çevirilerinde olduğu gibi, Amerikan Stratejilerinin arka planını görmemizi sağlayan birçok önemli parametre olduğunu siz değerli okurlarımız da görecektir. Trump seçilmeden önce de seçildikten sonra da Masonik/Satanist Derin Dünya Devleti'nin emirlerini en az diğer Hillary Clinton kadar tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getireceğini Sonsuz Ark (ve kişisel analizlerle Seçkin Deniz-Twitter) olarak yayınlarımızda tespit etmiştik. ABD'nin Ortadoğu'da ve Türkiye'de askeri darbe ve kaos adına, iç savaşlar ve terör örgütlerinin inşâsı, organizasyonu, hedef ülkelere sevki konusunda uzman sorumlu, 17-25 Aralık 2013 FETÖ Yargı ve Emniyet Darbesi'nden 15 Temmuz 2016 FETÖ Askerî darbesine kadar Türkiye'nin varlığını hedef alan tüm organizasyonların en aktif direktörü olan Graham E. Fuller gibileri kastederek "Artık askeri darbeleri ve rejim değişikliğini desteklemek yok" diyen ABD Başkanı Trump'ın karşısında olması gereken Fuller'in Trump'ı destekleyici bu analizi, Başkan'ın ABD'de sadece bir figür olduğunun kanıtı olarak değerlendirilmelidir. Fuller, Trump'ı şöyle destekliyor: "(Trump olmasaydı) ABD kurbağası, etrafındaki sıcaklığın halen yükselmekte olduğunu tam olarak fark etmeden kaynatılmaya çok daha yakın olurdu." Fuller'e ve ait olduğu Masonik-Satanist yapıya göre ABD artık hedefteki bir kurbağa... Türkiye'nin halen ne tür bir tehditle karşı karşıya olduğunun unutulmaması gerekmektedir, çünkü bu yapının gücünü ve imkanlarını 100 yıldır kullandığı ABD'ye ve halkına zerre kadar değer vermediği açıktır.
Seçkin Deniz, 10.07.2017
Is Trump “Objectively Progressive?”
Tanrı
aşkına “tarafsız ilerici” ne demektir- ve Donald Trump nasıl bir
"ilerici" olarak görülebilir? Bu
terimi ilk kullanan Karl Marx olabilir - gerçekliği baş aşağı çeviren bir
yolla. Temelde bu, açıkça gerici olan bir liderin veya siyasi bir eğilimin,
istemeden "nesnel" olarak siyaset ve tarihin gidişatı üzerinde
ilerici bir etkisi olabilir demektir. Başka bir deyişle, anın görünüşte olumsuz
bir seyri sonunda, istemeden, beklenmedik, ancak önemli, uzun vadeli ilerleyici
etkilere sahip olabilir.
Asıl
soru şudur: "Trump yönetiminde olan her şey ne kadar kötü" değil,
dört yıl ilerde ve geriye bakarak, Trump Amerika'yı nasıl değiştirecek?
İlk
bakışta, yönetiminin tüm cephelerde basit bir felaket yaratabileceğini söylemek
kolay. Trump, Obama ve daha öncekilerin, ulusu daha ilerici bir yönde
ilerlemeye götürdüğü neredeyse her adımını geri çeviriyor. Trump’ın çabaları –
ve yaptığı gerçekten üzücü atamalar- kürtaj haklarını geri almaya, kamu okul
sistemine saldırmaya, iklim değişikliğini inkar etmeye, çevresel düzenlemeleri
bastırmaya, Obamacare'i tersine çevirmeye, zenginler ve şirketler için
vergileri düşürmeye, LGBT bireyleri aşağılamaya çalışıyor. Kadınlara yönelik
cinsiyetçi bir yaklaşım, genel yabancı düşmanlığını ve özellikle Müslümanlara
ve göçmenlere yönelik düşmanlığı teşvik etmek ve orduya daha fazla para ödemek
şeklinde liste devam ediyor.
Dış
politika görünümü de daha iyi değil: İran'la JCPOA nükleer anlaşmalarını
engellemek ya da kaldırmak, Suud Arabistan'ı destekleyerek bölgedeki ağırlığı
ona atmak, Paris İklim Anlaşması'ndan geri adım atmak, terörle mücadelede
işkenceyi benimsemek, Meksika ile duvar inşa etmek, savaş girişimleri
belirlenmesinde daha büyük Ordu için özerklik, gücendirilen yabancı liderlerin listesini büyütmek,
Washington'da gerçekten neler olup bittiğinin dünyaca sorgulanmasına yol açmak,
İsrail'in ikinci yarım yüzyıla doğru ilerleyen Filistin topraklarını işgaline
izin vermek- liste gayet iyi biliniyor.
İronik olarak, Trump'ın önceden
belirtilmiş niyetlerinden biri, Rusya ile olan bağları iyileştirmekti, ki benim
görüşüme göre oldukça makul. Ancak bu hedef, şimdi Soğuk Savaşın psikolojisi,
kültürü, bütçesi ve donanımına hala yatırım yapılan Washington elitleri tarafından
sert bir saldırı altına alınmış durumda. Trump'ın Çin'e yaklaşımı halen
oluşmakta olup, danışmanlarının yoluna girmesi durumunda daha agresif olacak.
Ve Tweetleriyle yaptığı diplomasi, kişiselleştirilmiş bir serseri mayın
niteliğinde.
Ancak
bir de şu şekilde bakın: Bu, şu anda kıvılcımlar saçan gerici eğilimler,
ilerici bir gündemi büyük ölçüde güçlendiren bir tepkimeye neden olur mu? Ve
biz Trump olmasaydı bunu olandan daha hızlı ve daha şiddetli mi yapıyor olurduk?
Yeni
başlayanlar için, Trump bugünkü haliyle Cumhuriyetçi Partiyi yok ediyor. Bence
bu ilerici bir gelişmedir. Parti, ilk önce, partiyi satın alan büyük işlere
hizmet edenlerin dışında kalıyor. Parti, yerli ve yabancı olmak üzere tüm
realiteden tamamen izole edilmiş gibi görünüyor. Yabancılar kafalarını
sallıyorlar.
Trump
gerçekten de bir Cumhuriyetçi değil. Partiye verdiği zararı, sonunda partiyi
yeniden icat etmek, onu gerçek muhafazakâr değerlere geri getirmek için
katalizör görevi üstlenebilir, büyük iş partisi yerine küçük "m" ile muhafazakâr
olabilir. Şu anda parti, gerçekten muhafazakâr gündemin destekleyebileceği
şeylerle - genel olarak toplum, gezegen ve kamu refahının korunması konusundaki
kaygı eksikliği ile çok az benzerlik göstermektedir. Müdahaleci güvenlik
devleti durumuna verilen destek muhafazakar bir değerden daha az olamazdı - bu
bir Büyük Devlet değeridir.
Bu
yüzden Trump aslında gecikmiş bir şeyler yapma sürecinde olabilir -şu anki kayıp
ve paniğe kapılan Cumhuriyetçi partiyi sefaletinden kurtarır. Muhtemelen
Trump'ın amacı bu değil, ama sonuçta iyi bir sonuç olabilir. Ve bu, Amerikan
siyaseti için gerçekten önemli bir dönüm noktası olur.
Benzer
şekilde, Trump’ın baskıları da ana akım Demokrat Parti kuruluşunu – can çekişen,
tembel, tehlikeli bir şekilde saklanmış, sakat bir parti- olarak yok etmeye
yarayan bir çıra olabilir. Üzgünüm millet, Hillary, Trump'dan daha az hasar
veren bir cumhurbaşkanı olurduysa da, Hillary ile birlikte dört yıl daha eski,
aynı köhne-Wall-Street yanlısı, savaş yanlısı politikalar görecektik.
Evet,
onun yönetimi Trump'lardan daha akıllı ve profesyonel olurdu ve kesinlikle pek
çok kişinin değişim ve reforma karşı tutkulu tepkiler vermesine sebep olmazdı.
ABD kurbağası, etrafındaki
sıcaklığın halen yükselmekte olduğunu tam olarak fark etmeden kaynatılmaya çok
daha yakın olurdu.
Fakat
onun yerine, Demokrat Partinin ilerici kanadına, sklerotik statü-kuruluş
liderliğine karşı güç veren bir Trump’ımız var. Parti, Wall Street ve Pentagon
dışına çıkmak için uğraşan Demokratlar artık Bernie'yi ya da en azından
fikirlerini-her zamankinden daha fazla istiyor. Trump yönetiminde yeni
keşfedilen aktivizm yeniden toparlandı. Yürüyüşler artıyor, kadınlar, işçiler,
geyler, etnik azınlıklar, Müslümanlar, asgari ücretçiler, Black Lives Matter, bilim
adamları -bunların hepsi ve diğerleri şimdi Trumpist rezaletlere karşı ayaklanmalar
için motive oluyor. Trump sonunda Cumhuriyetçi (ve hatta Demokratik)
politikaların gerçek yüzünün sınırlarını görmemizi sağladı. Nitekim Trumpist
sağlık çılgınlığı ülkeyi gerçekten de belki bir tek ödeme planı (gulp) olarak
görmek için bastırıyor.
Yurt
Dışındaki Trump şimdi emperyal dış politikamızın sonunun başlangıç tohumlarını
ekiyor olabilir. Son 20 yılın ya da daha uzun süren muazzam ABD dış politika falsolarına
anlayışla bakan yabancı devlet adamları şimdi Trump ile kırılma noktasına
gelmiş görünüyorlar.
Trump Amerikan maceracılığına, ayrıcalıklığına, hepsini kendimiz
yazdığımız için uluslararası kuralları çiğneme hakkımıza, düşman arayışına ve
küresel sorunlara askeri çözüm bulmamıza, uzun süredir gecikmiş bir yabancı
itiş başlattı. Evet, Trump politikalarının sonucu gerçekten de "Amerikan
liderliğine" zarar veriyor çünkü Amerikan liderliği, biz her şeyi
yapabileceğimizi düşündüğümüz zaman SSCB'nin düşüşünden beri raydan çıkmış
durumda. Trump bu “felaket” liderliğini dünyaya daha açık hale getiriyor. Ve
onlar artık satın almıyorlar (inanmıyorlar).
Acı
gerçek şu ki, modern Amerikan emperyal baskınlığı ve küresel imparatorluğun
peşinde koşmak şu anda Amerika'yı yok ediyor. İmparatorluklar sonunda daima
ortadan yok oluyorlar. Savunma için trilyonlar ayrılıyor, ancak sağlık,
altyapı, yaşama ücreti veya bilim için bir şey yok.
Dolayısıyla,
Avrupa'nın, Rusya ile olan ilişkileri de dahil savunma ve güvenlik konularında
artık daha fazla bağımsızlık kazanması iyi olabilir. Avrupa, Rusları ilk elden
tanıyor ve Washington'un küresel çatışma stratejisine bağlı kalmak istemiyor.
Bunların
hepsinin tahribatın şenlik ateşi etrafında dans etmek gibi olmasın başka bir
Marksist kavramı da unutmayalım (aslında Hegel'inki ilkiydi): Bir eylem bir
reaksiyona neden olur ve yakında ikisi arasında bir sentez ortaya çıkar. Trump,
hoşnutsuzluğu derinleştirerek ve genişleterek, yeni bir sentezin ortaya
çıkacağı tepkiyi patlatıyor.
Nihayetinde daha ilerici bir gündeme, bir
kıvılcım, bir netlik anı, daha büyük iç siyasi aktivizmi uyandırma çağrısı,
bölgesel sorumluluklar, yenilenmiş bir "Evet, elimizden geleni
yapabiliriz" diyen bir yükselen hoşnutsuzluk.
Eğer Trump
olmasaydı, Amerika'nın içinde olduğu seyir, tembellik ve düşüncesizce aynı
zararlı gidişat boyunca dört yıl daha sıkıntı çekebilirdi. Şimdi belki kaynama
noktasına ulaşıyor.
Karanlıkta
ıslık çalıyor da olabilirim. Bazıları meşru olarak, dört yıllık Trump sonrası
hepimizin daha kötüye gidebileceğinden korkabilirler. Ancak şu anda tezahür
eden ve pek çok çeyrekte biriken gizli öfkenin sadece kaynak yaratacağından
şüpheleniyorum- ne zamandan beri ilk kez?- ABD'nin siyasi yelpazesi, hakiki
Solcusu ve Sağcısıyla bugünkü ABD siyasi düzeninin bozuk sistemi hakkında
konuşan daha ateşli ve eylemci halkla dengelenmiştir.
Bu böyle
devam edemez.
Graham E. Fuller, 28 Haziran 2017
Graham
E. Fuller, CIA eski yetkilisi, Müslüman Dünyası üzerine çok sayıda kitap
yazarı; En yeni kitabı "İnançla Mücadele: Bir Casusluk Romanı ve Bir
Amerikalı'nın Pakistan'daki Vicdan Krizi”dir. (Amazon, Kindle)
Orijinal Metin:
http://grahamefuller.com/is-trump-objectively-progressive/
http://grahamefuller.com/is-trump-objectively-progressive/
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz