"Fransa, ses enerjisinin uzayda ve dünyanın atmosfer katmanlarında oluşturduğu 'Deformasyon'u çözmeyi başarırsa dünyada konuştuğumuz 'Fısıltı'nın bile farkında olacağı bir sistem peşinde..."
“Hiçbir şey yoktan var olmaz; varken de yok olmaz”, “Lavoisier’in Maddenin Sakımı Kanunu” adı altında ortaöğretimden başlayarak Genel Kimya kitaplarının ilk sayfalarında ve kimyanın temel kanunları arasında yer alır.
1905 yılında, Alman Fizikçi Albert Einstein, maddenin yoğunlaşmış bir enerji olduğunu, enerjinin maddeye, maddenin de enerjiye E=mc² (E: erg-enerji, m: gram-kütle, c: cm/s-boşluktaki ışık hızı) basit formülüne göre dönüşebileceğini bilim âlemine kabul ettirmiştir.
Aslında bu iki kanunun kısaca özeti şu: “Her nesne enerjidir ve enerji yok olmayıp dönüşür”
Birkaç örnek verelim ki sonraki gireceğimiz konu ile pekişsin;
Bir kağıdı yakarsak ısı enerjisine dönüşmeye başlar. Kararır, dumanlaşır ama bir şekilde hâlâ dünyada başka bir formda var olur.
Şimdi bazı okuyucularımız şunu diyor olabilir: "İyi de bunlar nereden aklına geldi şimdi?"
Hemen konuya gireyim;
İlk haber tarihi: 20 Ağustos 2014
Fransız Thales şirketi, yerden 20 kilometre yükseklikte özerk bir şekilde gözlem, güvenlik ve telekomünikasyon misyonları gerçekleştirecek bir zeplin projesi üzerinde çalışıyor.
İkinci haber tarihi: 23 Temmuz 2017
Fransız firması Thales tarafından üretilecek insansız zeplin. Bu zeplinler stratosfere kadar çıkıp istihbarat ve iletişim sağlayacak.
Dünya'da Dijital İstihbaratın önemi;
Askerî mikrosensörler ve her şeyi bilen video ekranları pahalı olabilir. Ancak, bilgi sistemlerine saldırmak için ihtiyaç duyulan teknolojinin çoğu düşük maliyetlidir, yaygın olarak bulunabilir ve etkilidir.
Alvin Toffler, bilgi savaşının denge sağlayıcı özelliğine dikkati çekmektedir. Toffler, "Bilgi savaşında ihtiyaç duyacağınız savaş tekniğini uygulayabilmek için büyük ve zengin olmanız gerekmez. İşte bu nedenle fakir ülkeler, teknolojik olarak gelişmiş ülkelerden daha hızlı bir şekilde bilgi savaşını benimsemektedir." demektedir.
Şimdi gelelim Fransa'nın "benim düşünceme göre" YAPMAK İSTEDİĞİNE !
Fransa'nın zeplini çıkardığı yer neresi?
Stratosfer...
Atmosfer Katmanları
Stratosfer, alt hava-kürenin üstündeki hava katı. Troposferin üstündeki katmandır. Yatay hava hareketleri görülür. Su buharı hemen hemen hiç bulunmadığı için dikey hava hareketleri oluşamaz. Bu nedenle sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür. Sıcaklık her yerde yaklaşık -50°C’dir. Üst sınırı yerden 25-30 km yüksekliktedir. Stratosferde yer çekimi azaldığı için cisimler gerçek ağırlıklarını kaybederler.
1- Ortalama 50 km yukarıda: Gözle orada olan bir cismin tespit edilebilmesi mümkün değil, ama dünyaya da çok yakın...
2- Radyo ve telsiz dalgalarını da yansıtan İYONOSFER'in çok yakınında: yani İstihbarat ağı için bulunmaz nimet. Aynı zamanda radyo frekansı ile kontrole çok açık bir ortam, hani derler ya "YEME DE YANINDA YAT" aynen bu misal...
Araya küçük bir not atalım;
İyonosfer: Yerden 80-90 km ile 300-325 kilometreler arasında yükseklikte yer alır.
Ultraviyole ışınlarının tutulması nedeniyle aşırı ısınmış bu katmanda gazlar iyonlar halinde bulunur. Gaz moleküllerinin aşırı sıcaklık nedeniyle seyrelmesi anlamına gelir. Radyo dalgalarını yansıttığı için dünya üzerinde iletişim için önemlidir. Kutup ışıkları (Aora) bu katmanda oluşur.
3- Hava hareketlerinin ani değişmemesi: Bir zeplinin ya da insansız dronun rahatlıkla hareket edebileceği ortamı oluşturur.
4- Su buharının bulunmaması: Elektronik cihazları nemden korur ve arızaları minimum seviyeye indirir.
5- Sıcaklık dağılımının her yerde -50 derece ve eşit düzeyde olması: Zeplinin içinde bulunan elektronik aksamı çok iyi bir yalıtım ile mümkün olduğunca soğuk tutacak ve çalışma performansını maksimum düzeye çıkaracaktır.
6- Cisim yer çekimi ağırlığını kaybettiği zaman: Size sadece sağ ve sol kontrol olanağı tanıyacak, enerji kaynaklarını daha uzun ömürlü sağlamanıza imkan sunacaktır.
Kısacası Fransa dijital istihbaratta boyut atlıyor.
Tabi bir de madalyonun öteki yüzü var. Hani konunun başında anlattığımız MADDENİN KAYBOLMAYIŞI !
Hemen onu da yazalım;
Dedik ya; evrende hiç bir şey kaybolmaz, sadece form değiştirir.
Dünya'da konuştuğunuz bir fısıltı bile kaybolmaz. Enerjiye dönüşüp cisimlere çarparak frekans kuvveti azalır. Yani bizim asla duyamayacağımız bir boyuta ulaşır. Aslında gerçekten dijital istihbaratın peşinde olanlar, tam olarak bunun peşindedir.
Yukarıda saydığım 6 maddeyi tekrar okursanız Fransa'ya -amiyane tabirle- şunu demeniz gerekir: "NE DURUYORSUN HELVA YAPSANA?"
Fransa, tam olarak kaybolmayan sesin peşinde...
Nereden mi anlıyoruz?
Radyo ve telsiz dalgalarını da yansıtan İYONOSFER'in çok yakınına bir zeplin göndermesinden.
Fransa, ses enerjisinin uzayda ve dünyanın atmosfer katmanlarında oluşturduğu 'Deformasyon'u çözmeyi başarırsa dünyada konuştuğumuz 'Fısıltı'nın bile farkında olacağı bir sistem peşinde ...
ÜLKE OLARAK DİJİTAL İSTİHBARATA NE KADAR HAKİM OLURSAK, BİLGİYE DE O KADAR HAKİM OLURUZ.
Ve şunu da bir uyarı olarak ekleyelim;
Dijital kadroları oluştururken,
SENİN-BENİM KADROM,
FALANCANIN ADAMI,
PİŞMANCANIN KIZI,
ŞEKLİNDE YAPILANMA YAPARSAK SADECE BOŞA VAKİT GEÇİRMİŞ OLURUZ !
BU İŞTEN GERÇEKTEN ANLAYAN ADAMLARI YETİŞTİRMEMİZ VEYA BULMAMIZ GEREK...
ÜLKEMİZİN KAYBEDECEK VAKTİ YOK!
(Bunun ciddi olarak ne kadar zarar verdiğini bizzat gördüm, yaşadım!)
SAYGILAR ...
Hakkı Aslan, 24.07.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Dümenciler Dünyası, Kybernétes,
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz