27 Temmuz 2017 Perşembe

SA4644/KY49-İTIĞLI58: Hece’den Samora Machel’e

"Machel pirinç yetiştiren kadınlar adına, haksızlığa uğrayan yaşlılar adına, bir türlü iş bulamayan gençler adına konuşur. Onun sesi kendilerine Allah’ın verdiği hakkı vermeyen, kendilerini tanrı gibi görenlere, gasp ve hırsızlık üzerine hayatını kurmuş sömürü sistemlerine ve araçlarına karşıdır."


Hece dergisi, Ahmet Sait Akçay’ın editörlüğünde özel bir Afrika sayısı hazırlamış. Hece dergisinin yöneticileri “Cape Town Öyküleri” adlı kitabın yazarı Akçay’a bu özel sayının editörlüğünü vermekle isabetli bir karar vermişler. Çünkü Akçay ile Afrika arasında derin ve sürekli bir edebiyat ilişkisi vardır. Bu koca kıta ile edebiyat arasında nadir ilişki kurmuş Afrikalı olmayanlardan biridir Akçay.

Akçay’ı Cape Town’un sokaklarında yürürken tanımıştım. Uzun düzgün taranmamış saçları ile Abdülhak Hamit Tarhan’ın Paris’te yaşadığı bohem hayatının bir benzeri beyaz, renkli ve siyahların bir arada bulunduğu şehirde yaşıyordu. Yabancılar için Güney Afrika şehirlerinde yaşamak zordur; cesaret ister, kendine güven ister. Fakat o bu şehre galip gelmiş tanıdığım ender kişilerden biriydi.

Akçay sanki yıllardır bu şehirde yaşayan güvenlik ortamlarına aldırmayan bu şehri yaşıyor gibiydi. O kendine şehri teslim etmemiş şehir ona teslim olmuştu sanki. Ben onu Cape Town kahramanı olarak tanıdım hep, şehrin en girilmez mekanların usta bir savaşçısıydı. Çünkü Cape Town’un bütün ikircikleri sanki onda gidiyor, bu anlam yüklü şehir onunla birlikte daha da derin bir anlam kazanıyordu.

Aslında bu yazının konusu Ahmet Sait Akçay değil. Ahmet Sait Akçay’ın kendisinden çok şeyler kattığı ve Türkiye’de bir farkındalık da oluşturan Hece dergisi de değil. Dergi içerisinde özellikle dikkatimi çeken uzun süredir hakkında yazmak istediğim ve bir türlü yazamadığım Samora Machel…

Samora Machel benim gençlik kahramanlarımdan biridir. Sosyalist düşünceyi hiç benimsemeyip kendimi daima bir İslamcı olarak nitelememe rağmen Machel’e karşı özel bir ilgim olmuştur. Çünkü onun söylediklerinden çok emperyalizme, sömürüye karşı mücadelesi, dik duruşu dikkatimi çekmişti hep.

Onun mücadelesini özetleyen ise meşhur Beira konuşmasıdır. Beira stadyumunda yaptığı bu meşhur konuşmanın Hece dergisinde yayınlanması oldukça dikkat çekicidir. Ancak Mozambik politik tarihi ile edebiyatını çok iyi bilen biri bu ayrıntıyı yakalayabilir ve Beira konuşmasına yer verebilir.

Beira konuşması sömürü düzenini yok eden, artık bu emperyal dünyanın zihinlerde yerinin kalmadığının dünyaya ilanıdır. Konuşmada aslında sömürü düzenine karşı alternatif bir teori veya ideolojik yapı sunma yoktur. Çünkü Foucaultçı söylemle iktidara alternatif iktidar sunmak da iktidarın işine gelecektir.

Beira konuşması sömürüye karşı mücadelenin ne kadar kendiliğinden, içten olmasını göstermesi bakımından önemlidir. Konuşma Marcelino dos Santos’u Machel’in tanıtmasıyla başlar. Dos Santos Mozambik dışında pek tanınmasa da FRELİMO hareketinin politik liderlerinden biri olduğu kadar Mozambik’in de Pablo Neruda’sıdır aynı zamanda.

Bugün terörizm kavramı bile Avrupa merkezcidir. Dünya onların terörist dediğine terörist der, onların kabul etmediğini terörist olarak görmez. Afganistan, Irak veya Filistin’de ABD, İngiltere, Fransa ya da İsrail uçaklarla kadınları çocukları bombalasalar onlar terörist olarak görülmezler. İşte Machel bu kavramlaştırmaya bu uzun konuşmasında sert bir şekilde karşı çıkar ve sömürgecilerin kavramlarının kendilerini ilgilendirmediğini dünyaya haykırır.

Machel pirinç yetiştiren kadınlar adına, haksızlığa uğrayan yaşlılar adına, bir türlü iş bulamayan gençler adına konuşur. Onun sesi kendilerine Allah’ın verdiği hakkı vermeyen, kendilerini tanrı gibi görenlere, gasp ve hırsızlık üzerine hayatını kurmuş sömürü sistemlerine ve araçlarına karşıdır.

Beira Konuşması birlik, beraberlik ve özgürlüğün önemli olduğuna dair vurgularla doludur. Yeni Mozambik birlik ruhu ile beraber çalışmaya özgürlük elde edilecektir. Özgürlük Batı modernizminin sunduğu bir şey değildir Özgürlük Mozambik halkının birlikte ve beraber gerçekleştireceği bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaracak olanlar da başkaları değil bizzat kendilerdir.

Samora Machel bu konuşmadan yaklaşık 11 sene sonra Güney Afrika hava sahası içinde bir uçak kazasında hayatını kaybeder. Onu öldürenin CIA, Güney Afrika Apartheid yönetimi olduğu iddia edilmiştir. 38 arkadaşı ile onu ölüme götüren aslında Beira Konuşmasıdır. Çünkü bu konuşma Mozambik’ten tüm dünyaya yayılan bir özgürlük çığlığıdır. Irkçılığa, faşizme, kapitalizme, sosyalizme, komünizme karşı bir direniş çağrısıdır.

Belki de Machel’in en büyük hatası dine karşı mesafeli oluşudur. Hıristiyan kiliseler sömürge düzeninin araçları olduğu için dine karşı sert politikalar izlemesine neden olmuştur. Hıristiyanlıkla beraber İslam’a karşı da aynı tavrı sürdürmüştür. Bu da Machel’in büyük günahı, hatası, yanlışı eksikliğidir. Toplumun din ile birlik ve beraberlik sağladığını İslam’ın özgürlükçü ruhunu görememesidir.

Hece dergisi Türkiye’de Afrika çalışmaları içinde önemli bir boşluğu doldurdu. Zihinlerdeki Afrika kavramını yerle yeksan etti. Alman filozof George Hegel’in “Afrika dünyanın tarihsel bir parçası değildir” sözünü yıkıp geçti. Afrika’daki kültür, edebiyat çeşitliliğini gösterdi. Statik bir Afrika olmadığını dinamik bir Afrika’nın olduğunu, Sadece Afrika’da Messai ya da Omo kabilesinin yaşamadığını egzotik, ütopik bir Afrika bulunmadığını bizlere Ahmet Sait Akçay’ın editörlüğünde anlattı.

Hece dergisi Afrika özel sayısında bu kıtanın sadece sırtımızda yardım torbaları ile gidilmeyecek bir yer olmadığını, bize ait bir şeylerin uzaklarda olmasına rağmen var olduğunu, Mozambik’te Machel’in Beira konuşması, Afrika entelektüel birikimin temsilcisi Ali Mazrui, direnişin adı Kamerun sineması ile gösterdi. Şimdi bu izleri takip ederek kaybettiğimiz Afrika algısını Rasim Özdenören, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil’in sesi ile tekrar hatırlayabilmek.



İbrahim Tığlı, 27.07.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan

İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat




Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı