Bitmek bilmeyen Suriye savaşında ABD, Rusya ve İran desteği ile DEAŞ terör örgütünden temizlenen bölgelere PYD/PKK terör örgütü kanton ilan ederek terör devleti kurma yolunda adımlar atmaya devam ediyor. İşgal ettiği bölgelerde aldığı kararlarla kan donduran PYD/PKK kanlı terör örgütü, bölge halkına zorunlu askerlikten tutun da, ilkokullarda çocuklara örgüt ideolojisi ve “militanlık” aşılamaya, kadar birçok yöntemlere başvurdu. Sıradaki yöntem, aynı zamanda terör örgütü için gelir kapısına dönüşecek olan vergi/haraç yöntemi.
Bölgede devlet gibi hareket eden PKK terör örgütünün uzantısı olan YPG/PYD, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın inşaat malzemeleri gibi silaha dönüştürülebilecek malzemelerin geçişine kapanmasından sonra, Hatay ve Kilis’in hemen yanı başındaki Afrin bölgesinden geçen tırlardan kendi deyimleriyle vergi, yani haraç almaya başladı.
Eşkıya bölgeden haraç kesiyor
Türkiye’nin Hatay-Reyhanlı’dan Suriye’ye açılan sınır kapısı Cilvegözü’nün geçtiğimiz ay muhaliflerle yaşanan çatışmaların ardından Türkiye’den İdlib’e TIR’larla yapılan sevkiyat büyük oranda durduruldu.
Reyhanlı’daki Cilvegözü Sınır Kapısı’nda gıda, tahıl, sağlık, temizlik ürünleri ve meyve-sebze dışında herhangi bir ürün taşıyan bütün TIR’lara yasak konulması, İdlib'in ihtiyaçlarını Suriye PKK’sının işgali altındaki bölgelerden geçmek zorunda bıraktı. Cilvegözü’ndeki kısıtlamalardan faydalanmak isteyen terör örgütü, TIR’ların geçiş güzergahında ‘Afrin Kantonu Gümrük Müdürlüğü’ oluşturarak, geçen araçlardan haraç almaya başladı.
Örgütün yayınladığı listeye göre Bab es-Selam kapısından geçerek Afrin’e giden TIR’ların ödeyeceği ton başına ve araç başına geçiş ücreti tarifesi örgüte milyonlarca dolarlık gelir getirecek. İnşaat malzemesine ihtiyacın çok olmasından dolayı günlük 200’e yakın kamyon ve TIR’ın geçtiği tahmin edilen bölgede, araçların büyüklüklerine göre vergi alınıyor. Buna göre, Afrin bölgesine giren her araçtan 50 ila 100 dolar, ton başına ise 120 dolar vergi/haraç alınıyor. Bölgeye yüklü giren TIR’lardan alınan vergi/haraç ise 4 bin doları buluyor.
İnsan kaçakçılığı en büyük gelir kaynağı
Suriye PKK’sı YPG’nin sınırlardaki gelir kaynakları sadece sınır kapılarında bölgeye giren TIR’lardan aldığı haraçlardan ibaret değil. Bilindiği üzere insan kaçakçılığı terör örgütünün gelir kaynakları arasında çok önemli bir yer tutuyor. Esed, ABD ve Rus bombardımanları sebebiyle Suriye içlerinden kaçan ve Türkiye tarafına geçmek isteyen siviller, PKK/YPG terör örgütünün pazarlığı ile karşılaşıyor. Terör örgütü PKK Kamışlı, Ayn el-Arap, Dırbesiye, Amude, Tel Abyad ve Afrin’de farklı yöntemler kullanarak ve büyük meblağlar karşılığında sınır ticareti gerçekleştiriyor. PKK’nın insan ve ürün kaçakçılığından elde ettiği kar, aylık 3 ila 4 buçuk milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor.
Sınır demek ganimet demek
Fırat Kalkanı ile Cerablus-Afrin koridorunu bağlama ihtimali ortadan kalkan terör örgütünün bölgede yaşayan ve arada sıkışan sivillere gıda, sağlık, eğitim başta olmak üzere insani yardım ulaştırmak için Mümbiç, Resulayn, Süluk ve Set Tişrin bölgelerinde kurduğu geçiş güzergahlarında yüklü miktarda haraç, yani geçiş ücreti alıyor. Ancak örgütün en büyük kaçakçılık kapısı Kamışlı ve Afrin. Çünkü Suriye’deki çaresiz sivil halkın, Hama, İdlib, Dera veya Humus’taki savaşın şiddetinden kaçıp büyük oranda geçiş yolu olarak kullandıkları yer burası. Kanlı terör örgütü bu gelir kapısını kaybetmek istemediği için yer altı tüneller kazıyor ya da sınır boyu duvarları deliyor.
YPG’nin gelir kapısı bunlarla da bitmiyor. Türkiye sınır hattının 5 yüz kilometrelik bölümünde konuşlanan terör örgütü, Esed tarafına geçecek ticari ürünler ve petrol ürünlerinden de benzer bir haraç yöntemi uyguluyor. Sınır demek ganimet demek, sınır kapılarını tutan, büyük bir gelir kaynağını da yakalamış oluyor.
Sınırdaki sivil unsurlar durumu
Gelelim Türkiye’nin Cilvegözü sınır kapısını kapama sebebine. Hükümet, elbette ki PKK’nın ekmeğine yağ sürmek için değil, kendi menfaatlerini düşündüğü için bu sınır kapısını bir süreliğine kapatma ihtiyacı duydu. 2016 yılının temmuz ayında Ruslar Halep’i bombaladığı sırada muhaliflerden olan el Nusra grubu bölünmüştü. El Kaide’ye bağlı olmadıklarını açıklayan Nusra grubu, Şam’ın Fethi Cephesi adında bir grup kurdu. Zaman içinde Nureddin Zengi, Ceyşu’s Sünne gibi bazı gruplarla birlikte HTŞ (Heyet Tahrir Şam) çatısı altında toplandı.
Halep düşüp Astana süreci başladığında Ahrar’üş Şam grubu Astana sürecini desteklerken Şam’ın Fethi Cephesi desteklemedi. Astana süreciyle Heyet Tahrir Şam ve Ahrar’uş Şam arasında başlayan ayrışma, fikir ayrılığından zaman içerisinde çatışmalara evrildi. Çatışmaların sonucunda İdlip, Nusra’nın da içinde olduğu Tahrir’uş Şam’ın domine ettiği grubun eline geçti. Ahrar’uş Şam, doğudan iyice uzaklaşıp güneye doğru çekilmek zorunda kaldı. Normalde Cilvegözü sınır kapısının karşısındaki, Türkiye için Afrin’e yapılacak olası bir harekat için de stratejik öneme sahip olan Bab el Hava Sınır Kapısı Ahrar’ın kontrolündeyken, ne olduğu ve kimlerden oluştuğu belli olmayan sivil unsurların eline geçmiş oldu.
İdlib karışık, bir süre kapılar kapalı
Son bir yıl içinde İdlib ismini sıklıkla duyar olduk. Suriye savaşında Hatay’ın hemen güneyindeki bu sınır komşusu bölge, Suriye’de iç savaşın başlangıcından beri Hatay, Afrin, Halep ve Lazkiye arasındaki yeri önemli. Türkiye’ye sınır komşusu olması, Suriye’nin kuzeyini elinde bulundurun terör örgütü PYD/YPG’nin kontrolünde olmadığı ve içlerinde Nusra olsa da muhaliflerin son kalesi olması açısından oldukça stratejik önemi haiz.
Öte yandan PYD/YPG’yi açıktan destekleyen ABD’nin yanı sıra gerektiğinde PYD/YPG kartını kullanmaktan çekinmeyen Rusya var. Bu karmaşık denklemde Türkiye’nin de menfaatlerini koruma temelli hareket etmesi yadırganacak bir durum değil.
Türkiye, sınırlarındaki bu çok bilinmeyenli ve oldukça girift sorunundan dolayı Hatay-Reyhanlı’dan Suriye’ye açılan sınır kapısı Cilvegözü’nün ticari geçişlere kapatıldığını duyurdu. Hükümet MGK toplantısı sonrasında bir açıklama yaparak, sınırın Suriye tarafındaki Bab el Hava kapısında ‘yaşanan karışıklık’tan ötürü bu kararın alındığı ve on-on beş gün içinde durumun düzelebileceği, bu süreçte insani yardımlar haricinde sınırdan geçişlere izin verilmeyeceği ifade edildi.
Kısa sürede çözüme kavuşacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu sorulduğunda şöyle cevap verdi:
"Ancak insani yardım konusu, ne yazık ki insani yardımdan çıkıp adeta bir silahlanma sürecine girdi. Şu anda biz insani yardıma yine varız. O noktada Cilvegözü'nü açık tutacağız ama bunlar gıdadır, ilaçtır, giyim vesaire bunlarda... Fakat iş silah gibi vesaire, bu tür şeylere dönerse, buna tabii bizim yol vermemiz, müsaade etmemiz mümkün değil. İdlib'te ise görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatımız bu konuda gerek Rusya ile bu görüşmelerini sürdürüyor. Bu arada yine İran'la görüşmeler yapılıyor ve İdlib'le ilgili de Moskova görüşmeleri olumlu bir şekilde cereyan etti. Öyle zannediyorum ki Moskova görüşmeleri eğer uygulamada ki Astana filan biliyorsunuz bunlar bunun içinde, güvenli bölge vesaire bunlar da bu değerlendirmenin içinde yer alması halinde İdlib'i süratle çözüme kavuşturacağız diye düşünüyorum."
Sevda Dursun, 26.08.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları
Takip et: @sevdadur
Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015
İlk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.