27 Ağustos 2017 Pazar

SA4789/Sonsuz Ark-YD44: Türkiye, Rusya ve İlginç Yeni Balkan Jeopolitiği

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki Analiz'in dar kapsamından yola çıkarak, ABD'nin pasifiklerden Hind-Çin-Japon Denizi'ne, Hürmüz Boğazından Kızıldeniz'e, Akdeniz'den Adriyatik Denizi'ne, Baltık'tan Karadeniz'e kadar tüm alanlarda 2030 ABD  Projeksiyonlarına uygun olarak kaos üretmek için nasıl çabaladığını göreceksiniz. Halen ABD merkezli düşünce kuruluşlarınca 'Dünyanın Tek Hakimi-İmparatorluğu' olarak görülen-gösterilen ABD'nin gittikçe itibarsızlaştığını etki alanlarındaki yerel-ulusal itirazların şiddetle yükselmesinden anlayabiliyoruz. Aşağıdaki analiz, miyoplaşan ABD ile birlikte AB'nin de değersizleştiğini ve saygın politikalar üretemediğini itiraf etmekle birlikte daha sık-yoğun ilişki içerisine giren ABD-AB ülkeleri arasındaki ilişkinin, İngiltere'nin Brexit'le ayrışmasından sonra, ABD-Almanya arasındaki ilişki demek olduğunu gizlemiş görünüyor. Bir ABD tasarımı olan İntermarium Planı, Rusya ve Türkiye'ye karşı Doğu Avrupa ve Balkanlar'da Almanya liderliğinde Avrupa-Macaristan İmparatorluğunu yeniden dirilmeyi amaçlamaktadır ve bu plan işlemeye devam etmektedir. Merkel ve el uşağı Avusturya Türkiye'yi açık hedef hâline getirmek için yeterince çabalamaktadır, ancak Bulgaristan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Sırbistan, ayrıca bugünlerde Fransa ile sorunlar yaşayan Polonya ABD-Almanya planlarına uymadıkları gibi farklı alternatiflerle ulusal çıkarlarını korumaya devam etmektedirler. ABD'nin ve Almanya'nın Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Çekya ve Polonya'da terör ve darbe dahil her yöntemle hükümet değişikliklerini zorlaması bu anlamda dünya ve Avrupa istikrarı için yeterince açık tehdit oluşturmaktadır.
Seçkin Deniz, 27.08.2017



Avrupa Birliği'nin mevcut jeopolitik şablonu, Sovyetler Birliği'nin yirmi beş yıl önce çöküşünden bu yana yaşanan en derin değişikliklerden biridir. Türk-Macar İş Forumu'nun Ankara'da düzenlenen 30 Haziran 2017 tarihli toplantısında Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Macaristan'ın "dostlarının yanında" olduğunu ve mevcut Avrupa Birliği ile 'Söz Savaşı'nda Türkiye'nin tarafında olduğunu açıkladı



Macar Başbakan, Türkiye olmadan Avrupa'nın milyonlarca göçmenle başa çıkamayacağını ve Türkiye'nin "saygı görmeyi hak ettiğini" belirterek Türkiye'nin daha büyük bir mülteci akışını önlemedeki rolünü övdü. AB'nin seçilmemiş, yüzsüz bürokratlarını öfkelendirmek için yapılan bu açıklamaların arkasında, mülteci ve ulusal egemenlik hakları meselesinden çok daha fazlası duruyor.


Sadece Macaristan'da değil tüm Balkanlar'da büyük bir tektonik değişim yaşanıyor. Değişim vardiyası, Erdoğan'ın Türkiye'sini ve Putin'in Rusya'sını da içeriyor. Yeni bir Balkanlar jeopolitiği taslağı ortaya çıkıyor ve AB ülkeleri, iflasta olan ABD ile sıkı bir işbirliği, ekonomik ilişkileri geliştirmeme ve NATO-Atlas Okyanusu ülkelerinin sağlığı ve güvenliği konularında daha aceleci davranıyorlar, Amerikan Süpergücünü savunmaktan çok daha büyük hatalar yaşanıyor. 



Macaristan Başbakanı Orbán, keyifli bir fotoğraf çektirmek için Türkiye'de değildi, iş dünyasında, ekonomi-iş konuşmak için oradaydı. Artan ikili ekonomik işbirliği alanlarını görüşmek üzere kabinesinin yarısını ve Macaristan iş dünyasının yaklaşık 70 liderini yanında Ankara'ya getirdi. Orbán ayrıca, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'la özel olarak bir araya geldi.

Güneydoğu Avrupa için Enerji Merkezi


Medya bültenlerinde içerikle oynansa da Ankara'da tartışılan önemli bir konu, Rusya'dan doğal gaz ithalatının Türkiye'den geçen doğalgaz boru hattı vasıtasıyla sağlanması olasılığıydı.


Ukrayna'yı atlayacak olan Rus-Alman Nord Stream II doğal gaz boru hattına yatırım yapan Avrupalı ​​şirketleri hedef alan hukuki açıdan şüpheli yeni ABD yaptırım tasarısı sonrası Rusya, Güney Rusya'da Anapa yakınlarında Karadeniz'in altına inip, Türkiye'den çıkacak olan Bulgaristan'dan ve belki de Yunanistan sınırlarından geçecek olan Türk Akımı doğalgaz boru hattı çerçevesinde inşâ edilmekte olan gaz pompalama istasyonunun inşâsını hızlandırıyor.


ABD Kongresinden en son çıkan, İran ve Kuzey Kore şirketlerini de hedef alan ve inanılmaz derecede aptalca olan yaptırımlar, St Petersburg yakınlarından çıkan AB-Nord Stream II boru hattına yatırım yapan Alman ve Avusturyalı şirketlerin -ki bu şirketler yasal olarak bölge dışı olarak tanımlanmış bölgelerde yer alan şirketlere ABD başkanının yaptırım yapma yetkisinin olmadığını iddia etmektedir- cezalandırılmasını hedeflemektedir.


Nord Stream II'yi hedef alan yeni yaptırımların duyurulması, Rusya'nın planlanlandığı gibi yapılmakta olan Karadeniz Türk Akımı doğalgaz boru hattının açılışını hızlandırmasına yol açtı. Gazprom yüklenicisi Swiss Allseas mayıs ayından bu yana Karadeniz'in altına yaklaşık 15 mil uzunluğunda boru hattı döşedi.. İki paralel hat şeklinde yapılan boru hattının ilki mart 2018'de, ikincisi 1919'da tamamlanacak. Boru hattının her iki bacağının yıllık ayrı ayrı 15,75 milyar metreküp olmak üzere toplam 32 milyar metreküplük doğalgaz aktarım kapasitesi olacak.


İşlerin geldiği ilginç yer de burası.


Balkanlar Türk Akımı'na Katılıyor


Temmuz başında yeni seçilen Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Rus-Türk Akımı boru hattındaki doğal gaz transitleri konusunda bir anlaşma yapmayı planladığını açıkladı. Ayrıca, AB üyesi olmayan komşusu Sırbistan ile bir anlaşma imzaladı; muhtemelen Sırbistan, Rusya ve dostları ile arasındaki güçlü ilişkilerden dolayı bir AB üyesi olmayacak. Yeni anlaşmaya göre, Sırbistan nihai olarak 10 milyar metreküp Gazprom-Türk gazı alacak .


29 Haziran'da Başbakan Aleksandar Vučić Sırbistan Cumhurbaşkanlığına seçildi ve onun yerine Ana Brnabiç Başbakan oldu. Ana Brnabiç, parlamentoda "dengeli bir dış politika" arayacağını ve hükümetinin özellikle Rusya ve Çin ile iyi ilişkiler kuracağını söyledi. Washington, Sırbistan'ın yeni Savunma Bakanı Alexandar Vulin'e Rus yanlısı geçmişi nedeniyle şiddetle karşı çıktı. Aleksandar Vučić, Başkan seçilmesinden bir hafta önce Vladimir Putin ile bir araya geldi ve Rusya ile Sırbistan arasındaki yakın ilişkileri teyit etti.


5 Temmuz'da Macaristan hükümeti ayrıca Türk Akımı'ndan gaz almak için bir anlaşma imzaladı. Bu yılın başlarında Rusya Devlet Başkanı Budapeşte'ye gitti ve Başbakan Orban'la Türk akımına Macar katılımını ve Rusya'nın Macaristan'da nükleer santraller inşa etme konularını görüştü.


9-11 Temmuz 2017'de İstanbul'da yapılan Dünya Petrol Kongresi'nde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin doğu-batı, kuzey ve güney arasında bir enerji merkezi olmayı hedeflediğini söyledi. Kısacası, Balkan devletleri, Rusya ve Türkiye arasında 'yeni bir yeniden düzenlenmenin tüm unsurları' bir araya geliyor.


Türk Akımı


Aralık 2014'te Washington tarafından baskı altına alınan Brüksel'deki AB Komisyonu, Bulgar hükümetini, Güney Akımı boru hattı vasıtasıyla gelecek olan Gazprom gazını Bulgaristan'ın Burgaz limanına ulaştırma anlaşmasını iptal etmeye çağırdı, ardından Rusya Devlet Başkanı Putin, Güney Akımı'nın öldüğünü açıkladı. Eş zamanlı olarak Rusya, Türkiye üzerinden alternatif akış konusunda Türkiye ile müzakerelere başladı.


AB yasaklarını aşmak için Gazprom'un Türkiye üzerinden gerçekleşen Türk Akımı boru hattının ilk ayağı Türkiye-Bulgaristan sınırında, ikincisi ise Marmara bölgesinde Yunanistan sınırına yakın Lüleburgaz'da sona eriyor. Türk akımından gelen doğalgazı satın almak isteyen ülkeler bu iki noktada kendi boru hatları için anlaşma yapacaklar ve Türk Akımından gelen gazın aktarımı için kendi boru hatlarını inşa edecekler. AB yasaları, Gazprom'un AB üyesi ülkelerde kendi doğal gaz boru hatlarını kurup işletmesini yasaklıyor.


Baltık kaydırması


Brüksel'in AB politikalarının gittikçe anlamsız hale geldiği son aylarda, doğu Avrupa ülkeleri, özellikle Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan, Avrasya'ya, özellikle Rusya ve Çin'e, yani Doğu Ekseni'ne döndüler; OBOR ve diğer Avrasya altyapı ağlarındaki yatırımlarını öne aldılar.


Şubat 2017'de Rusya Devlet Başkanı Putin'in Budapeşte ziyareti sırasında Macaristan, ülkedeki tek nükleer santral olan Paks Nükleer Santralı'nda iki reaktör inşa etmek üzere Rus devlet nükleer şirketi Rosatom Group ile 17 milyar dolarlık bir sözleşme imzaladı. Rusya ayrıca, birkaç Çek Cumhuriyeti nükleer santrali için teklif verecek olan Nükleer Enerji İttifakının proje şirketi Çek Skoda JS'in % 51 hissesine sahip. En son Çek ulusal enerji planı, Macaristan gibi, nükleer elektriği, AB'nin CO2 emisyon azaltma hedeflerini karşılamak için güvenli bir yol olarak görüyor.


Türk hükümeti ayrıca ilk nükleer enerji santrali olan Akdeniz kıyısındaki Akkuyu Nükleer Enerji Santralinde dört reaktör ile inşa etmek için Rusya'nın Rosatom şirketini seçti. Maliyeti 20 milyar doları bulan 2023'te faaliyete geçecek olan ilk birim, Türk inşaat grubu Cengiz-Kalyon-Kolin (CKK) ile birlikte bir Rus-Türk konsorsiyumu tarafından inşa ediliyor.


Günümüzde ABD ve çoğu Batı Avrupa ülkeleri nükleer enerji teknolojisine yapılan yatırımları dondurdu ve nitelikli-eğitimli insan gücünü kaybetti; Rusya, nükleer teknoloji alanında küresel pazarın % 60'ından fazlasında etkin dünya liderliğini sürdürüyor.


Fransa'nın en büyük nükleer santrali üreticisi olan Areva, 2007 yılından bu yana yabancı bir sözleşme imzalamadı. Tarihsel olarak ABD'nin en büyük nükleer santral sağlayıcısı olan Westinghouse, yeni yatırımla ryapmakta zorlanıyor. Pittsburg grubunun nükleer kısmı satıldı ve bugün Japonya'nın Toshiba grubuna ait. Son zamanlarda dört yeni yerli ABD tesisini tedarik etmek üzere sözleşme imzalamış olan Westinghouse nükleer grubu, otuz yılı aşkın bir süredir aşırı maliyet sorunları yüzünden açılan davalarla uğraşıyor ve Westinghouse Electric iflas beyan etmek zorunda kaldı. Buna karşılık Rusya, şu anda 13 ülkede toplam 300 milyar dolarlık tahmini toplam bedeli olan 34 reaktör inşa etmek için sözleşmeler yapıyor.


Rusya'nın Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye ile yaptığı bu doğal gaz ve nükleer elektrik anlaşmalarının önemi Washington'da dehşet üretiyor, paramparça edilen bir Baltık bölgesinde, politik olarak iflas etmiş bir Brüksel AB'sinden ve kaybetmiş bir Almanya'dan uzaklaşan bir eksen kayması var.


Bu bağlamda dikkat çeken husus, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın , Trump Yönetmi'nin ve NATO'nun bütün durdurma girişimlerine rağmen, Rusya'nın gelişmiş S-400 uçaksavar savunma sistemlerinin 2.4 milyar dolarlık satın alımının bazı birimlerce onaylanması. 


Gelişmiş S-400 Hava Savunma Sistemi, askeri uzmanlar tarafından, dünyanın en yetenekli ve ölümcül uzun menzilli hava savunma füze sistemi olarak Washington'un Türkiye'yi satmak istediği ABD Patriot sisteminden daha etkin ve güçlü olarak tanımlanıyor.


Balkanların bir çok ülkesinin şimdi Rusya ve Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerini açıkça geliştirdiği gerçeği, vaat edilen Avrupa Birliği yerine bir Avrupa Birliği Delegesi gerçekliğini ortaya koyuyor. 


AB Komisyonu'nun Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'yı, zorunlu Brüksel mülteci kontenjanlarını reddettiği için AB mahkemesine götürmesi yönündeki aptalca karar, AB içerisindeki doğu ile batı bölünmesini de genişletti.


Temel ulusal egemenlik haklarını savunan ülkelere karşı, bugünkü AB ve AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu gibi tüm anti-demokratik kurumlar, sado-mazoşist kişisel ilişkiler gibi aşağıdan yukarıya etki etmeye çalışan politik yapılar doğal olarak elverişli değildir.


Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana Dünya'nın 'Tek Süpergücü' olarak Washington'un son çeyrek yüzyılda yaptıklarının gösterdiği gibi 'Top Dog-Under Dog- Üstteki Köpek- Alttaki Köpek' modeli sağlıklı barışçıl uluslararası ilişkiler için uygulanabilir bir model değildir. En gürültülü havlayanın histerik sesi bütün bunların hepsini anlatıyor.


 F. William Engdah, 31.07.2017, NEO-New Eastern Outlook


(F. William Engdahl, Princeton Üniversitesi stratejik risk danışmanı ve öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır,  siyaset, petrol ve jeopolitik alanlarda uzman "New Eastern Outlook" isimli çevrimiçi dergi yazarıdır.)





Seçkin Deniz, 27.08.2017, Sonsuz Ark, Yayın Dünyası'ndan, Çeviri



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı