11 Eylül 2017 Pazartesi

SA4851/KY60-ES18: Yabancı İstihbarat Servisleriyle İlişkin Var mı?



FETÖ soruşturmaları çerçevesinde gözaltına alınmış olan eski MİT’çi Enver Altaylı, geçtiğimiz hafta tutuklanarak cezaevine gönderildi. Amerikan istihbarat teşkilatı CIA’e olan yakınlığı ile bilinen Enver Altaylı’nın, FETÖ’nün üst düzey elemanları ile yoğun şekilde irtibatı tespit edilmişti. Duyumlara göre Altaylı ifadesinde bazı isimlerle görüştüğünü kabul ederken, bunların FETÖ mağduru olduğunu iddia etti.

İşkenceden korkmuş 

Enver Altaylı, hakkında yakalama kararı olduğunu öğrenmiş, ancak adli makamlara teslim olmak yerine Antalya’nın Korkuteli ilçesinin Yazır köyündeki kız kardeşinin yanına giderek saklanmıştı. Altaylı’nın arandığını bildiği halde neden teslim olmadığını yurt dışındayken basında çıkan haberler ile açıkladığı öğrenildi. Haberlerde bu tarz soruşturmalarda tutukluların ağır işkencelere maruz bırakıldıklarını okuduğunu söyleyen Altaylı’nın biraz dinlenip, ilaçlarını aldıktan sonra gelip teslim olacağını da iddia ettiği söyleniyor.

Başka istihbarata mı çalışıyorsun?

Enver Altaylı’ya ifadesi esnasında “yabancı istihbarat mensupları ile devam eden bir ilişkisinin olup olmadığı, herhangi bir ülkenin istihbarat servisine çalışıp çalışmadığı” sorulmuş. Altaylı “Hiç kimse ile temasım yoktur” şeklinde cevap vererek bunu reddetmiş. Ancak Altaylı daha önce “Tabi ki yıllar içinde benim de dostluklarım oluştu, çeşitli gizli servislerden tanıdığım insanlar var” şeklinde ifadeler kullanmıştı. Altaylı inkar etse de, kendisine bu sorunun sorulması, Altaylı’nın başka istihbarat servisleri ile ilişkili olduğunun düşünüldüğünü gösteriyor.

FETÖ onları yakmış!

Altaylı’nın Mustafa Özcan ile olan ilişkisi zaten biliniyordu. Bunun dışında Altaylı’nın görüştüğü isimler olarak, Bilal Ekşili, Salih Yaylacı ve Rasim Bölücek’in isimlerini telaffuz ettiği söyleniyor.

Altaylı, Salih Yaylacı ile bir iki kez görüştüğünü, Yaylacı’nın “Abi bunlar bizi de yaktılar, yetişmiş temiz insanları da yaktılar” dediğini iddia etmiş. Salih Yaylacı, FETÖ’nün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın başkan yardımcılığını ve Abant Platformu’nun genel sekreterliğini yapmış bir isim. Zaman Gazetesi mütevelli heyetinde de adı geçiyor. Geçtiğimiz hafta ölen Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Cemal Uşşak ile para ilişkileri olduğu da biliniyor. Yaylacı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ yapılanması ile ilgisi olduğu tespit edilen eski danışmanı Rasim Bölücek ile de bağlantısı ortaya konmuştu. Altaylı’nın Salih Yaylacı hakkında söyledikleri, Yaylacı’nın FETÖ mağduru olduğu izlenimi vermek amacıyla söylenmişe benziyor.

Türkiye aleyhine propaganda yapan isim 

Enver Altaylı’nın FETÖ’nün ABD yapılanmasındaki isimlerden olan Bilal Ekşili ile olan ilişkileri de daha önce gündeme gelmişti. Bilal Ekşili, FETÖ’nün 2015 yılındaki Amerikan seçimlerini etkilemek için ABD kongresine mensup bazı kişileri yurt dışı gezilerine götürmesi ve seçimlerde aday olacak kişilerin bir kısmına yüzbinlerce dolar aktarmasında rol alan isimlerden biri. FETÖ’nün Amerikan Midwest Türk Vakfı Başkan Yardımcısı Bilal Ekşili Cumhuriyetçi Cuellar’a bir seferinde 5000$ bağışta bulunmuş, 2010 yılından beri çeşitli politik kampanyalara yaptığı bağışlar ise 38.000$’a ulaşmıştı. Ekşili’nin yıllık kazancı ise 31.592$ gözüküyor. Türkiye karşıtı lobi faaliyetlerinde bulunan “Washington Strategy Group” adıyla şirketin kurucularından biri olan, ABD’de FETÖ’nün Türkiye karşıtı propaganda faaliyetlerini yürüten ve Gülen’le görüşen sınırlı sayıdaki kişilerden biri olan Bilal Ekşili’nin Altaylı ile neler görüştüğü merak konusu.

Kontrollü darbe söyleminin mimarı 

Enver Altaylı’nın, 15 Temmuz gecesi Ankara’da olduğunu ve neler olduğunu anlamak için arkadaşı Rasim Bölücek’i aradığı öğrenildi. Bölücek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı. Rasim Bölücek’in 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumundan hemen önce ABD’ye gittiği ve burada Bilal Ekşili ile yakın temas halinde bulunduğu, FETÖ ile birlikte hareket ederek Türkiye karşıtı faaliyetlere başladığı tespit edilmişti. Bölücek’in ayrıca FETÖ’nün üst kadrosundan Salih Yaylacı, Tevfik Emre Aksoy, Avukat Remzi Güvenç Külen, Osman Öztoprak, Fatih Mehmet Yiğittürk, Furkan Koşar, Dr. Vedat Obuz ile de sürekli görüştüğü ortaya çıkmıştı. Ekşili ve Bölücek’in 15 Temmuz darbe girişiminin “aslında kontrollü darbe olduğu” yönünde raporlar hazırlattığı da tespit edilmişti.

17-25 ve gezi öncesi yoğun görüşmeler 

FETÖ’nün 2 numaralı ismi Mustafa Özcan ile Enver Altaylı’nın 17-25 Aralık darbe girişimi, dershane tartışmaları ve Gezi Olaylarının hemen öncesinde ve sonrasında yoğun irtibatının olduğu ortaya çıkmıştı. Özcan’ı tanıdığını kabul eden Altaylı, bu görüşmeleri ise inkar etti. Mustafa Özcan ile tanışıklığının 90’lı yılların başında, başbakan olan Süleyman Demirel’in kendisini arayarak, Orta Asya’dan gelen Türk Cumhuriyetleri’ndeki öğrencilerin yurtlara yerleştirilmesi ile ilgili yardım istediğini, Diyanet kadrosundan bir kişinin kendisini arayacağını söylediğini ve daha sonra da kendisini Mustafa Özcan’ın aradığını anlattı. 

Özcan ile zaman zaman görüştüğünü de kabul eden Altaylı, 2005’te kızını istemeye gelen şu anki damadı Metin Can Y.’nin yanında ailesi ile birlikte Özcan’ın da geldiğini kaydetti. “Rahatsız olduk ama bir şey söyleyemedik” ifadesini kullanan Altaylı, Özcan’ın FETÖ içerisindeki faaliyetlerini öğrenince temasını kestiğini ileri sürdü. Ancak Altaylı’nın irtibatını kestiğini iddia ettiği FETÖ’nün ikinci adamı ve Türkiye imamı olarak bilinen Mustafa Özcan ile ülkede kritik olaylar öncesi ve sonrasında hem kendi hem de eşine ait telefonlardan görüşüldüğü belirlendi.

Ayrıca Altaylı, Özcan’ın 2000’li yıllarda Özbekistan’da kapatılan FETÖ okullarının tekrar faaliyete geçirilmesi konusunda kendisinden yardım istediğini, ancak kabul etmediğini iddia etti. Sebep olarak da 90’lı yılların ortasında Özbekistan’da bu okulların kapatılmasını kendisinin temin ettiğini iddia etti. Bu duruma göre Altaylı 92-93 yıllarında FETÖ’nün Türkiye’de yurtlara öğrenci yerleştirmesine yardımcı olurken, Özbekistan’daki okullarını kapattırıyordu.

Alexendr Dugin’i iyi hatırlıyor 

15 Temmuz darbe girişimi akşamı nerede olduğu sorulan Enver Altaylı’nın, 15 Temmuz akşamı Ankara’da olduğunu söylediğini ancak tam olarak hangi tarihte geldiğini hatırlamadığını söylediği ifade ediliyor. Altaylı, Temmuz’un 14’ünde Ankara olduğunu çünkü o gün Ankara’da Aleksandr Dugin isimli yazarın Ankara’da bir toplantıda olduğunu bildiğini söylemiş. 

Evet, 14 Temmuz günü Aleksandr Dugin Ankara’daydı. Avrasya Yerel Yönetimler Birliği’nin özel davetlisi olarak Türkiye’ye gelmişti. O gün Dugin, önce 15 milletvekili ile ardından da devletin istihbarat birimlerinin üst düzey yöneticileri ile bir toplantı yaptı. Dugin o görüşmelerde ordunun içinde bir hareketlilik söz konusu olduğunu ve bunun üzerine gidilmesi gerektiğini söylemişti. Ertesi gün saat 22.00 gibi ise darbe girişimi başladı. Altaylı ne zaman Ankara’ya geldiğini tam olarak hatırlayamazken Aleksandr Dugin’in 14 Temmuz’da Ankara’da olduğunu ve istihbarat örgütlerinin üst düzey yöneticileri ile 14 Temmuz’da olan toplantısını detaylı şekilde hatırlıyor. 

Altaylı, bu referansla ya bir şeyler bildiğini ima ederek mesaj veriyordu ya da gereksiz ayrıntılarla konuyu dağıtmaya çalışıyordu. Ancak her ne yapmaya çalıştıysa pek de başarılı olamadığı aşikar.


Emeti Saruhan, 11.09.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Hayatın Sıcak Yüzü, 

Emeti Saruhan Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Emeti Saruhan Hanımefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 06.07.2017



İlk yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı