29 Eylül 2017 Cuma

SA4939/TG230: Stratfor Devrede: İspanya ve Katalonya’nın Bağımsızlık Sürüşü'nü Frenlemek

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki Stratfor analizinin asıl başlığı 'İspanya, Katalonya’nın Bağımsızlık Sürüşünde Frenlere Basıyor' şeklinde olduğu halde, CIA-Stratfor'un tüm taraflara yol göstererek gerilimi sürdürmek amacıyla yaptığı analize uygun olarak üstteki gibi değiştirdik, CIA-Stratfor uzunca bir süre Irak ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetimi ve çevre ülkelerle ilgili yaptığı analizlerde benzer bir yol izledi ve bu gün gelinen noktada Kuzey Irak'ta 25 Eylül'de yapılan anayasa dışı referandumla ortaya çıkan sonuçla neredeyse birebir örtüşen bir sonucun hazırlandığını görüyoruz, araya Bask bölgesinin de sıkıştırıldığı İspanya ve Katalonya geriliminde. ABD dünyanın küçük problemleri olan tüm bölgelerinde ayrılıkçı hareketleri destekleyerek, 2030'daki kaotik dünya tasarımına hızla ulaşmak niyetinde. ABD için bölgenin Avrupa, Asya, Amerika, Avustralya ya da Afrika kıtalarında olmasının bir önemi yoktur.
Seçkin Deniz, 29.09.2017


Spain Pumps the Brakes on Catalonia's Independence Drive

İspanya hükümeti ve Katalonya'daki bölgesel hükümet arasında gerginlik devam ediyor. Madrid, 1 Ekim 'de planlanan Katalan bağımsızlığına ilişkin referandumun yasadışı olduğu ve gerçekleşmeyeceği konusunda ısrarcı. Katalan hükümeti ise, oylamanın planlandığı gibi devam edeceği sözünü verdi.

Sıcaklık Yükseliyor

Şu ana kadar Madrid’in Katalonya’nın ayrılmasına yönelik izlediği strateji üç parçadan oluşuyor.

Birincisi, bölgesel hükümet üzerinde hukuki ve ekonomik baskı uygulamak. Madrid, Katalan hükümeti tarafından alınan her ayrılıkçı kararı ülkenin Anayasa Mahkemesine götürdü ve mahkeme tarafından bu kararların her birinin gayri meşru olduğu açıklandı.  

İspanyol yargı sistemi, referandumun düzenlenmesi sürecinde herhangi bir suçun işlenip işlenmediğini tespit etmek için soruşturma başlattı ve referandumun gerçekleşmesine yardım öneren Katalan hükümeti üyelerinden ve Katalan belediye başkanlarından birçoğunu il savcıları önünde ifade vermeye çağırdı. Madrid ayrıca Katalonya’nın parasını nasıl harcadığı konusundaki kontrollerini de artırdı. İspanya Maliye Bakanlığı'na göre amaç, bölgesel hükümetin referandum düzenlenmesi sırasında kamu harcaması yapmamasını garanti altına almak.   

Madrid tarafından uygulanmakta olan ikinci strateji ise politik. İspanyol hükümeti iki büyük muhalefet partisinin, merkez sol İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve merkez Ciudadanos,  desteğini aldı. Her iki parti de referandumun meşru olmadığını ve gerçekleşmemesi gerektiğini açıkladı. Bu partiler ayrıca Madrid’in Katalonya’nın özerkliğini mümkün olduğu kadar uzun süre askıya almaktan kaçınma yönündeki kararını destekledi. İspanyol Anayasasına göre, parlamentonun bir bölgenin özerkliğini askıya alma ve kanunun ciddi şekilde ihlal edilmesi halinde kurumlarının doğrudan kontrolünü ele alma yetkisi bulunuyor. 

Bu yetkiyi göz ardı etmeyen Madrid, özerkliği askıya almanın ayrılıkçı duyguları körükleyeceğinin farkında. Bu nedenle mümkün olduğu kadar uzun süre bundan kaçınmaya çalışacaktır. Sol kanatta yer alan Podemos, hükümetin Katalonya konusundaki tutumunu eleştiren ve bölgedeki yasal referandum için müzakereleri destekleyen tek büyük İspanyol partisidir.

Madrid stratejisinin üçüncüsü, referandumun lojistiğini bozmak. Son günlerde İspanyol polisi, Katalan hükümet bürolarına girerek referandumla ilgili belgeleri araştırdı. 20 Eylül tarihinde, referandum organizasyonuyla bağlantıları bulunduğu iddiasıyla 14 Katalan hükümet üyesinin polis tarafından tutuklanması gerilimi yeni bir zirveye taşıdı. Tutuklamalar, Barcelona’da ve diğer Katalan şehirlerinde büyük protestoları tetikledi. 

Ayrıca polis tarafından, yaklaşık 10 milyon oy pusulasına, binlerce zarfa, referandum yanlısı poster ve broşürlere el konuldu. İspanyol hükümeti, ulusal posta bürosuna referandumla bağlantılı herhangi bir materyal dağıtmaması talimatını verirken özel kurye şirketlerine de baskın düzenledi. Ayrıca Madrid tarafından referandumla bağlantılı oldukları gerekçesiyle bazı web siteleri kapatıldı. 

Şimdilik, İspanyol hükümeti referandum organizasyonunu mümkün olabildiğince zayıflatmak istiyor. 2014 yılında, yaklaşık 2.3 milyon insan, resmi olmayan bir bağımsızlık referandumuna katıldı (yaklaşık 5.4 milyon kişinin oy kullanma hakkı bulunuyor). Katalan hükümeti, 1 Ekim referandumunun seçmen katılımına bakılmaksızın geçerli olacağını belirtirken ayrılma yanlıları, 2014'ten daha yüksek bir katılım olmasını bekliyor. 

Birçok Katalan, özellikle bağımsızlık isteyenler, oy kullanmaya çalışacak veya en azından 1 Ekim’de sokaklara çıkacaklar. Katalonya’nın farklı yerlerinde oy kullanma merkezleri-bazı yerlerde eğreti bir şekilde-muhtemelen açılacaktır. Ancak Madrid, referandumun meşruiyetini ortadan kaldırabilmek için, katılımın mümkün olduğunca düşük kalmasını ve oylama koşullarının olabildiğince gayri resmi olmasını istiyor.1 Ekim, insanların bazı yerlerde oy kullanabildiği bazı yerlerde ise kullanamadığı kaotik bir gün olacağa benziyor.  Büyük olasılıkla, özellikle Barselona ve diğer Katalan şehirlerinde büyük protestoların gerçekleşeceği bir gün olacak. Gerçekleşebilecek vahşi şiddet eylemleri ve vandalizm de göz ardı edilmemeli.

Bir Gün Sonra

Madrid ve Barselona için asıl sorun, beklenen referandumdan sonraki gün başlayacak. Oylama akamete uğrasa bile Katalonya’yı saran ayrılıkçı ortam kısa süre içinde dağılmayacaktır. 2 Ekim’den itibaren bölgesel hükümet yeni seçeneklerle yüzleşecektir. Tek taraflı olarak bağımsızlık ilan edebilir ancak bu durum, Madrid’in Katalonya’nın özerkliğini askıya alarak bölgesel hükümeti dağıtmasına neden olabilir. Ayrıca Katalan hükümeti, bağımsızlık için daha güçlü bir destek elde etme ümidiyle istifa ederek erken seçim çağrısında bulunabilir. Bu durum, sadece çatışmanın sürmesine ve bir başka siyasi ve yasal belirsizlik dönemine girilmesine neden olacaktır.  

Son olarak, bölgesel hükümet iktidarda kalmaya devam edebilir ve bölgenin geleceği konusunda Madrid ile uzlaşmaya varabilir. Bu durumda, Katalan hükümeti içinde ciddi sıkıntılar çıkabilir, çünkü en radikal ayrılıkçı kesimler, muhtemelen müzakere masasına geri dönmeyi reddedecektir. Ne olursa olsun, bağımsızlık meselesi Katalonya'nın siyasi ortamına egemen olmaya ve yakın gelecekte Madrid ile ilişkileri şekillendirmeye devam edecektir.

Madrid için tüm olasılıklar eşit derecede zorlayıcıdır. 

Seçeneklerden birisi, yasal bir referanduma izin vermek ve şartlarını Barcelona ile müzakere etmektir (referandumun geçerli olabilmesi için seçmen katılımı ya da bağımsızlık elde etmek için gereken çoğunluğun türü gibi). Kamuoyu araştırmaları, çoğu Katalan'ın bağımsızlık hakkındaki konumları ne olursa olsun, geleceği için oy kullanmak istediğini gösteriyor. Ancak, Bask Bölgesi gibi güçlü ayrımcı tutuma sahip diğer bölgelerin kendi referandumlarını talep etme olasılığı nedeniyle, merkezi hükümetin yasal bir referanduma izin vermesi pek olası gözükmüyor.



İkinci bir seçenek, İspanya Anayasasında gerçekleştirilecek bir reformla, özellikle vergilerini idare etmek konusunda bölgelerin daha fazla özerkliğe sahip olduğu daha federal bir sistemin benimsenmesi olacaktır. Katalan ayrımcılarının temel argümanlarından biri de, Madrid'in harcama politikalarının haksız olmasına bağlı olarak, karşılığında aldıklarından çok daha fazla vergi ödediklerini ifade etmeleridir. 

Geçen hafta iktidardaki Popüler Parti ve PSOE, anayasa reformlarını incelemek için bir parlamento komisyonu kurulması konusunda anlaşmaya vardılar. Komisyonun çalışma süresi için belirlenen bir limit yok ve bu çalışmanın birkaç ay süreceği tahmin ediliyor. Ancak komisyonun görevi oldukça zor çünkü anayasa üzerinde reform gerçekleştirmek, parçalara ayrılmış bir parlamentoda oldukça güç bir iş olan, büyük partilerin koordineli bir şekilde çalışmasını gerektiriyor. Ulusal düzeyde, ana siyasi güçlerin anayasa reformlarının içeriği ve kapsamı hakkında rekabetçi görüşleri bulunuyor.

Üçüncü bir seçenek, Katalonya'ya kendi vergileri üzerinde daha fazla kontrol imkânı vermek olacaktır. Kamuoyu araştırmaları, bu alternatifin Katalan toplumunun büyük kesimlerince iyi karşılanacağını ortaya koyuyor. Dahası, bu durum zaten İspanyol hukuk düzeninde mevcut; Bask Bölgesi yüksek derecede mali özerkliğe sahip. Ancak Bask Bölgesi, İspanyol ekonomisinin yüzde 10'undan azını temsil ederken, Katalonya yüzde 20'sini temsil ediyor. Katalonya'ya tam mali özerklik vermek, merkezi yönetimin önemli bir para kaynağından mahrum olmasına neden olacaktır. Ayrıca ülke çapında dağıtılacak daha az para olmasına bağlı olarak, bu durum daha yoksul bölgelerde muhtemelen tepkiye sebep olacaktır.

Bu problemlerle yüzleşen Madrid’in Katalonya sorununa yönelik stratejisi, somut adımların ve belirsiz reform vaatlerinin birleşimini içerecektir. Diğer yandan Madrid, muhtemelen Katalonya için daha fazla kamu yatırımı ve ek finansman sunacaktır. Belli bir süredir masada olan bu önerilerin birçoğu büyük olasılıkla hayata geçirilecektir. 

Öte yandan Madrid, muhalefet partileri ile daha derin kurumsal ve mali reformları tartışmayı düşünecektir, ancak ilerleme yavaş ve oldukça mütevazı bir şekilde gerçekleşeceğe benziyor. 

Katalonya kısa vadede İspanya'dan ayrılacak gibi görünmüyor, ancak bağımsızlık duyguları yakın zamanda kaybolmayacaktır. Şimdiye kadar Madrid'in stratejisi 1 Ekim oylamasını bozmaya çalışmaya odaklandı. Fakat Madrid, eninde sonunda isyancı bölge için daha derin bir strateji geliştirmeye zorlanacaktır.



Tamer Güner, 29.09.2017, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri




Makalenin orijinali için: 
https://worldview.stratfor.com/article/spain-pumps-brakes-catalonias-independence-drive?



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı