"Ülkemiz, devletimiz ve milletimizin menfaati ve hedeflerini gözeterek geleceğini daha sağlam inşa etme niyeti ile çıktığımız bu yolda, her zaman ve her durumda en sağlam ve en doğru örneği referans almak ve takip etmek düsturu gereği, hücre çekirdeğindeki TP53 proteinin keşfedilen denetim mekanizmasından şahsımız, milletimiz ve devletimiz için dersler ve uygulamalar çıkartmamız gerektiği inancı, kanaati ve taraftarıyım."
Tıbbi bir terim olmaktan çıkıp, halkımızın dilinden ve zihninden nerdeyse hiç düşmeyen bir kavram… özellikle son yıllarda çok aşina olduğumuz ve bir o kadar da çekinerek korktuğumuz bir hastalık... KANSER…
Aziz milletim, masum halkım neredeyse bir onkoloji (kanser bilimi) uzmanı kadar bu hastalık ile ilgili genel bir kültüre sahip olsa bile, bu çağın temel hastalığının sebeplerini, nedenlerini ve tedbirlerini tartışıp bilinçlenmek ve o bilinci yaşamak konusunda pek de maarif sayılmaz. Başımıza gelene kadar dedikodusunu, geldikten sonra şifasını, atlattıktan sonra ise yine rahat durmaz, belamızı ararız.
TV'lerde boy gösterip “- şunu yemeyin, -bunu yemeyin, -şöyle yiyin, -bu kadar yiyin” ikazlarına kulak verir, popülerlik ve polemik çerçevesinde durumu değerlendirir, ancak bu konuda ülkece, milletçe yetiştirdiğimiz ehil uzmanlarımıza da pek ihtiyaç duymayız. Bu nedenle, kansere yakalanma riskini heybemizde taşımakla kalmaz, kanserin bizlere nasıl bir referans, bir ders, bir örnek olabileceğini de gözden, kulaktan, zihinlerden ve idraklerimizden kaçırmış oluruz.
KANSER'in aslında, perde arkasında bizlere sessizce neler fısıldadığını duyabilmemiz için hep beraber yanımıza dikkatimizi ve idrakımızı de alıp yola çıkıyoruz. Bedenimizin herhangi bir dokusundaki bir hücrenin kapısını çalıyor ve içeriye giriyoruz.
Muhteşem bir senkroni ve senfoni ile çalışan hücre içi metabolizmasındaki rehber proteinler, bizleri hücrenin komuta merkezine yani o hücreye ait bütün sır ve bilginin genetik kod olarak kodlanıp saklandığı, hücre çekirdeğine götürüyor ve çekirdeğin o harikulade, tam donanımlı giriş kapılarından özel bir izin ile içeriye giriyoruz.
Bu gümrük kapılarından içeriye girerken, trafiğin muhteşem ötesi bir hız ve düzende çalıştığına tanık oluyoruz. Sıra yok, beklemek hiç yok… Kontrolsüz, kaçak giriş çıkış ise asla… Elimizdeki listede şu ana kadar bilim dünyasının KANSER'e dair keşfettiği önemli bir proteinin ismi var, kendisiyle tanışmak için can atıyoruz. Ve işte geliyor….. Nam-ı diğer “Gen Havuzunun Bekçisi, Ombudsmanı” karşımızda P53 ya da diğer bir ismiyle TP53 (Tümör Proteini 53)…
TP53 geni tarafından kodlanıp üretilen ve hücre çekirdeği içerisinde görev alan TP53 proteini lazer bir tarayıcı gibi gen havuzunun bir ucundan diğer ucuna dolaşarak genlerimizi sürekli bir şekilde kontrol eder. Bu kontrol ve denetimi, kendine benzer toplam 12 arkadaşıyla beraber ellerinde hesap defteri ve 7/24 sorumluluk ve vazife bilinci ile gerçekleştirir.
Bu denetim esnasında arızalı, sorunlu genleri bulur, sorununu not eder, bu sorunu tamir etmenin hücre için yararlı mı yoksa zararlı mı olup olmayacağını hesaplar, değerlendirir ve karar verir. Tamirine karar verdiği genler için, geçici olarak hücre bölünmesini durdurarak zaman kazanır ve bu zaman dilimi içerisinde tamirci proteinleri vazifelendirerek en kısa sürede hatalı genleri tamir ettirir ve böylece gen havuzunun yapısı ve içeriği sağlıklı bir şekilde korunmuş olur. Ancak, genlerdeki mevcut hasarın toplam onarım masrafı faydasına oranla daha fazla ise, TP53 proteini hücrenin bölünmesini süresiz durduran bir mekanizmayı aktif hale getirir ve görev aldığı hücreyi apoptosis`e yani bilinçli ve kontrollü bir ölüme programlar. .
TP53 proteini, genlerimiz üzerindeki bu denetçi rolüyle ayrıca hücre yaşlanmasını geciktirir ve düzensiz ve dengesiz hücre bölünmesini ve büyümesini de engeller. TP53 ün bütün bu elzem ve hayati öneme sahip fonksiyonlarını doğru bir şekilde yerine getirmediği ya da yapamadığı durumlarda ise neler olabilir?
Cevabını biliyorsunuz aslında,, hani o dilimizden bugünlerde hiç düşürmediğimiz bir kavram vardı ya... KANSER... Evet, maalesef bu çağın hastalığının temel sebebi bu protein ile alakalı. TP53 ün bu kadar hassas bir vazifedeki hatası ya da eksikliği hücre bölünmesini durdurmakla görevli P21 (protein 21) proteinini aktif hale gelmesini engelliyor ve kontrolsüz, dengesiz, amaçsız hücre bölünmesi olan ama aramızda KANSER diye tabir ettiğimiz hastalık ortaya çıkıyor.
Kanser için bu kadar önemli ve elzem bir fonksiyonu olan TP53 proteinini kim ne zaman nasıl aktif hale getirmektedir? Bu sorunun cevabı yine başka bir protein ailesinin üyeleri arasındadır ki bu üyelere genel olarak 'protein kinase' diyoruz. Bu kinase proteinleri hücre içinde artan stres koşullarının genlere zarar verebileceği sinyalini alır ve mevcut genlerin daha sıklıkla denetlenmesi ve kontrol edilmesi gerektiğini rapor eder ve neticede TP53'ün miktarının artırılmasında rol alır. Bu durum, denetimi yapan TP53 proteini kadar denetimi aktif hale getirmenin de ne kadar önemli olduğunu açık ve net olarak ifade eder.
Bu kadar hassas bir denetim vazifesi, gücü ve karar yetkisine sahip TP53 proteininin artan miktarı ve vazifesi dahi bir denetim-kontrol altındadır. Ne zaman ki P53 proteini, artan miktarı ve hassas fonksiyonundan dolayı “-patron benim!!, -kral benim!!” derse, derhal HDM2 (Human Double Minute 2) proteini tarafından pasifize edilmektedir, kontrol altına alınmaktadır.
Burada dikkat çeken en önemli nokta TP53'ün kendinin HDM2 proteini tarafından denetlenmesine müsaade etmesidir, daha doğru bir ifade ile, bu HDM2'ya lütfedilmiş bir ayrıcalıktan daha çok, TP53'ün yapmak zorunda olduğu başka bir vazifedir. Her ne kadar en yalın hali ile sizlerle KANSER'in arkasındaki kilit protein ve yaptığı vazifeyi ve dahi diğer proteinlerle nasıl bir mekanizmaya sahip olduğunu paylaşıyor olsak bile, bir hücre içerisinde mevcut olan sistem ve denetim mekanizmaları sanırım bizlerin, bilim dünyasının dahi tahmininin ve hayalinin ötesinde bir seviyededir.
TP53 yapısı, fonksiyonu ve büyük bir parçası olduğu denetim mekanizması ile beraber öncelikle açık ve net bir şekilde büyük punto harflerle bizlere, DENETİM i hatırlatmaktadır. DENETİM sistemini kurarken ciddi bir referans ve örnek kaynağı teşkil etmektedir. Hatayı, eksiği, yanlışı ve gidişatı algılama, hesap sorma ve hesap verme, kontrol etme ve kontrol edilme, değerlendirme ve değerlendirilme, zarar-yarar terazisinde tartma, ölçme gibi kritik faaliyetleri kapsayan çok güçlü ve etkin bir DENETİM mesajı vermektedir.
Ülkemiz tarihi, maalesef özellikle devlet birimlerimizin ve yöneticilerinin ve dahi insanımızın KANSER'leşmiş denetim kavramı, içeriği, uygulaması ve bunların acı neticelerinin örnekleriyle doludur. Her vatandaşımızın gözleri önünde halen daha cereyan eden bir sorun olduğu için bu kanserimizin çeşit ve türlerine dair örnekler verme gereği bile duymuyorum.
KANSER'leşmiş DENETİM algımız, kültürümüz, anlayış ve sistemimiz sebebiyle bu aziz milletin evlatları ötenazi ya da kanser arasında tercihe zorlanmakta, netice olarak; ya arkasında büyük dram ve acılar bırakarak hayatlarını kaybetmekte ya da ümitlerini, enerjilerini ve motivasyonlarını hergün bu kansere feda etmektedir.
Bu sebepler teşhis edilmez, ortadan kaldırılmaz ve DENETİM ve HESAP konusunda açık ve etkin bir mekanizma kurulmaz, doğru ve sağlam referanslara ve ilkelere dayanılmaz, her birim ve her bireyin en iyi şekilde devletine ve milletine hizmet etme, hesap verme, hesap sorma ve dahi birbirini denetleme ve kontrol etme senkronu kurulmaz, vazifesinin misyonuna ve vizyonuna uymayanlar programlı bir şekilde bu bedenin bünyesinden atılmaz ise, devletimizin yapısal hücrelerinde ve toplumumuzun temel değerlerinde halen daha mevcut olan denetimsiz, kontrolsuz, hesapsız zararlı bölünme ve büyümeler daima paralel ve dikey KANSER'lere yol açmıştır ve açmaya devam edecektir.
Ülkemiz, devletimiz ve milletimizin menfaati ve hedeflerini gözeterek geleceğini daha sağlam inşa etme niyeti ile çıktığımız bu yolda, her zaman ve her durumda en sağlam ve en doğru örneği referans almak ve takip etmek düsturu gereği, hücre çekirdeğindeki TP53 proteinin keşfedilen denetim mekanizmasından şahsımız, milletimiz ve devletimiz için dersler ve uygulamalar çıkartmamız gerektiği inancı, kanaati ve taraftarıyım.
Son olarak, bir NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) sunumunda konuşma yapan bir astronotun sıradan bir dinleyici grubuna hitaben kullandığı ilk cümle ile dikkat ve idraklerinizi düşünmeye davet ediyorum. "-Sevgili Amerikan halkı, bizlere vermiş olduğunuz her bir dolar`ın, her bir cent`in yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla boşa harcanmadığını ve ödediğiniz vergilerin karşılığını sizlere en iyi şekilde sunmak için gece gündüz çalıştığımızı öncelikle belirtmek isterim...”
Bu sözün arkasında nasıl bir denetim ve sorumluluk duygusunun yer aldığını sizlerin tefekkürüne bırakıyorum.
Referans: TP53 ile İlgilenenler için
https://ghr.nlm.nih.gov/gene/TP53
Seyit Yüzüak, 23.10.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Bilim, Organik Moleküller; Evrenin Sosyolojisi
Seyit Yüzüak Yazıları
Facebook: seyit.yuzuak.5
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.