Biraz da
sizi eleştirelim mi, siz anne-babaları? O çocuklarınızı her gün eleştiren ağzınızın
ayarı çoktan bozulmuştu; her şeyi biliyordunuz, biliyorsunuz, ama emin olun
bildiğiniz yanıldığınıza yetmiyor. Niye yetmiyor diyorum, çünkü siz artık
çocuklarınıza yetemediğiniz için... Sizi âciz bırakıyorlar, her gün görüyorum
bunu... Siz ne isterseniz isteyin çoğu sizin isteklerinizi umursamıyor, ama
kendi istediklerini size kesinlikle yaptırıyorlar... Hadi konuşalım bunu.
Konuşmamız
lazım artık. Okullara gidip öğretmenlerin başının etini yemeden önce, sizi
sorguya alalım. Nesini beğenmiyorsunuz çocuklarınızın? Bütün derslerinden 100
alamadıkları için mi bu kadar tepkilisiniz ya da doktor mühendis avukat olmak
istemedikleri için mi? Peki onlar sizi beğeniyor mu? Kaçınız doktor, mühendis
ya da avukat? Siz öğrencilik hayatınız boyunca hep 100'mü aldınız ya da 10
üzerinden 10?
Gerçekçi
olun; çocuklarınız da sizin bir zamanlar olduğunuz gibi çocuk, ergen, genç...
Nasıl anne-babalarınıza kapalı idiyse iç dünyanız, onların da iç dünyası size kapalı,
boşuna o kapıyı yumruklayıp duruyorsunuz, sizi içeri almayacaklar; sizin
istediğiniz gibi olmayacaklar, sizin hayallerinizde kurduğunuz mesleği
seçmeyecekler, çünkü siz de anne-babanızın sizin için kurduğu hayalleri
umursamadınız, çünkü her insan özgür yaratılmıştır ve o özgürlük alanını
korumak üzere programlanmıştır. Kendinizi boşuna yıpratmayın, çocuğunuzu baskılarınızla
paranoyaklaştırmayın.
Başarıyı
ne zannettiğinizi bilmiyorum, ama emin olun çocuklarınız sizin
anne-babalarınızın çocuklarından çok daha iyiler. Şöyle bir bakın; o kadar
büyük bir saldırı altındalar ki o masum yavrularınız, halen eğer
delirmemişlerse bu onların dayanıklılığından, sizden daha bilgili, daha gelişmiş
olduklarından... Emin olun bu böyle.
Ne tür
saldırılar mesela? Bilgi kirliliği, çeldiricilerin sınırsızlığı, çevre ve
anne-baba baskısı, nefsi uyaran çevresel faktörler, dijital dünyanın ürettiği
bağımlılıklar, diziler, filmler, yerel ve küresel örgütlerin-cemaat ve
tarikatlerin av listelerinde olmaları, gelecek kaygısının gün geçtikçe daha da
ağırlaşması, mesleklerin çeşitliliği, eğitim-öğretim ortamlarının
istikrarsızlığı, öğretmen ve okul yeterlilikleri - özel okullar bu anlamda tam
fecaat- ve daha birçok 'bilmediğimiz' saldırı türleri... Bunlardan kaç tanesini
siz yaşadınız?
Çok basit
bir örnek vereyim; sizin gençken kıyafetleriniz nasıldı, şimdiki gençlerin
kıyafetleri nasıl? Sizin yakışıklılığa veya güzelliğe verdiğiniz kişisel önemle
şimdiki gençlerin verdiği önem aynı mı? Sizin aşık olduğunuzu düşündüğünüz biri
için harcadığınız zamanla şimdiki gençlerin harcadığı zaman aynı mı? Tabi sizin
onlara bu konularda nasıl
yaklaştığınızla anne-babanızın size nasıl yaklaştığı konusunu da düşünmeniz
gerekir.
Sizi
yaşadığınız sıradan problemler yüzünden anne-babanız hemen psikologa ya da
psikiyatra götürüp ilaca boğmuyordu, ama siz her şeyi bilen olarak her şeye
burnunuzu sokmakta çok mahirsiniz, peki bunun bedelini o masum çocuklar nasıl
ödeyecekti sizce? Delirerek mi ya da ilaç bağımlısı olarak ömür boyunca acı
çekerek mi?
Derslere gelmeden bakın ne kadar çok şey konuştuk.
Henüz derse girmeden şunu da konuşmamız gerekir... Okula gitmek için ve okuldan
dönmek için kaçınız şehrin bir ucundan diğer ucuna gittiniz her gün?
Derse
girelim ve bakalım, acaba kaç çocuk kahvaltı yapmış olarak okula geliyor? Siz
anneler, kaçınız anneniz gibi erkenden kalkıp o değerli yavrunuza kahvaltı
hazırlıyorsunuz ve okulda yiyeceği şeyleri paketliyorsunuz?
Eğer
sabahları okullara giderseniz o zavallı gençlerin kantinde üst üste kuyruğa
girdiklerini ve kahvaltı adına, kraker, kek, simit ve içecek bir şey almak için
nasıl çaba harcadıklarını görecektiniz. Ama gelmiyor ve görmüyorsunuz, çünkü
harçlığını verdiniz ve onun ne yapacağını çok iyi biliyorsunuz, uykunuza
kıyamadığınız için...
Bilmezsiniz
tabi gözlerini size dikip baktıklarında o gözlerden binbir çeşit acıyı nasıl
okuduğumu... Vicdanınızı evde kavga ederken birbirinizle kaybetmiştiniz
çünkü.... o çocuklarınız da sizi görerek büyüdüler... Mutsuzluğu daimi
sandıkları için mutluluğun ne olduğunu bilmeden büyüyorlar... Çünkü mutluluk
size göre sizin istediklerinizin olması, peki ya onlar ne istiyor, hiç sordunuz
mu?
Marka
ayakkabıları aldınız, marka kıyafetleri de, kimseye sormadan, özellikle ona
sormadan onu en iyi etüd-kurs merkezine de kaydettirdiniz binlerce lira ödeyerek, özel
ders de aldırdınız, ama istediğiniz gibi 100'lük öğrenci yok ortada... Tabi
hemen yüzüne vurdunuz çocuğun, biz bunları görmedik diye... dedim ya kaçınız
onların gördüğünü gördü de şimdi kendi gördüğünüzü/görmediğinizi onların başına
kakıyorsunuz?
Bu konuda
daha çok konuşmalıyız; onlara kararsızlığınızdan ve geriliminizden başka bir
şey vermediğiniz halde onlardan çok şey bekliyorsunuz.
Bilmenizi
isterim, değişen sistemlere en iyi tepkiyi çocuklar veriyor ve bu çocuklar şu
anda, 2017 yılında yedi yıl önceki, dört yıl önceki çocuklardan daha iyi
yetişiyor, daha çok şey biliyorlar ve daha çok dengeliler... durum
zannettiğiniz gibi felaket değil yani... Siz öğrenci iken de sınıfınızda en iyi
notu birkaç kişi alıyordu, şimdi de öyle... hatta şimdi en iyi notu alanlar
daha fazla... Bin yıl sonra da bu değişmeyecek; herkes eşit hayallerle dopdolu
olmadığından her derste herkes eşit başarıyı elde edemeyecek...
Devletin
okulları da gün geçtikçe çok daha iyi imkanlara sahip oluyorlar ve öğrenciler
iyi ortamlarda yetişiyor; bu yıl kaldırılan TEOG'un ya da YGS-LYS'nin 2017'deki
binlerce birincisi nerede yetişiyor görmüyor musunuz? Kaç tane özel okul
öğrencisi var bu birincilerin içinde? Özel okulların hiçbirinde devlet
okullarındaki etkileşimli-dokunmatik-bilgisayarlı dev ekran ders tahtası yok;
anlamıyor ve görmüyor musunuz? Devlet okullarına güvenin artık.
Yeter mi
şimdilik? Burnunuzu az geri çekin, kendi sınırlarınızı yeniden gözden geçirin
lütfen; bunlar sizin çocuklarınız, anlamalısınız artık rakipleriniz ya da robotlarınız değiller...
Mustafa
Eyyüboğlu, Dört Kasım İkiBinOnYedi – OtuzBeş
Sonsuz
Ark'tan
- Sonsuz
Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark
linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark
yayınları Sonsuz Ark
Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.