Sonsuz Ark: SA5166/KY34-EE3: Dünya'daki Diğer İnsanlara Bir Mektup

15 Kasım 2017 Çarşamba

SA5166/KY34-EE3: Dünya'daki Diğer İnsanlara Bir Mektup

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla başlarım.

İnsanlarımız dünyanın dört bir tarafında hunharca katledilirken, ülkelerimiz işgal edilirken, insanlarımız dünyanın gözü önünde vatansız bırakılırken, şehirlerimiz tarumar edilirken, İslam ve Müslümanlar nefret ve barbarlıkla şeytanlaştırmaya ve ötekileştirilip yok edilmeye çalışılırken sizlere son yüzyıl içindeki Batı medeniyetinin dünyaya sunduğu yıkım, bozgun, katliam, işkence ve zulümlerinden kısa bir hatırlatma sunacağım. Yakup (as) gibi “Ben tasa ve üzüntümü/hüznümü ancak Allah’a arz ederim.” (Yusuf, 12/86.)[1]

Bu ayeti sizinle paylaşma nedenim bizim Âlemlerin Rabbi, Mevlâmız olan Allah’a iman etmemizdir. Yani size yapmayın, etmeyin ya da biz karşı sürdürdüğünüz nefret dolu savaşı durdurun da demeyeceğim tam tersine “elinizden geleni yapın, biz de gerekeni yapacağız.” (Hûd,11/121.)[2]

Hesap gününde Allah’ın huzurunda hesap vereceğiz. Tarihi bir gerçek olarak sabit ki gerek Yahudi gerekse de Hıristiyan olarak geçmişiniz sapkınlık, azgınlık, sömürü, zulüm, kan ve irinle dolu. Zulüm, fitne, kaosa ve katliamlara devam ettiğiniz sürece bilin ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!” (Ali İmrân,3/12.)[3]

Kıyamete kadar Hakk ile bâtıl arasındaki mücadele devam edecek ve Allah müttakilerle beraberdir. Âkibet ise müttakî Müslümanların olacaktır. Rabbimiz bize haber verdi ki: “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.” (Ali İmrân,3/139.)[4] Ama bu sürdürdüğünüz yıkım ve kaos sizi de yok edecek bunu haber vermek istiyorum. En azından kendinizi düşünüyorsanız artık dünyayı rahat bırakın!

Ey dünya da beraberce yaşamak zorunda olduğumuz Allah’ın kulları! Beni anlamanızı beklemiyorum ama nedensiz nefretini ve sebepsiz düşmanlığını düşünmeni istiyorum. Dünya da artık hepimize zarar veren kaos ve yıkım bizim elimizden değil sizin yani Batı medeniyetinin insanlığa armağanıdır. Kaldıysa biraz vicdanınız ve kötülüğe kullanmaya hasrettiğiniz aklınızla belki düşünürsünüz…

Ey Amerikalılar, Ruslar, İngilizler, Avrupa vatandaşları, Yahudiler, Suud ve İran vatandaşları…Devletlerinizin yeryüzünü kana bulamasına, insanlığın yüz karası barbarlıklarına dur deyin! Bu muazzam suça daha fazla ortak olmayın! Sizin, sizden olmayanları değiştirme, dönüştürme, onları yok etme, onlara kumpas kurma hakkınız yok! Kendi alanınızda istediğiniz gibi yaşayın ama dünyanın geri kalanından kanlı ve kirli ellerinizi çekin!

GİRİŞ

19. yy'ın son çeyreğinde Hıristiyanlık Avrupa'da tamamen tasfiye edilmişti. Yani bugün İslam'a yapılmaya çalışılan 19. Yy.'da Avrupa'da Hıristiyanlığa yapılmıştı. Çünkü dinlerin önerdiği değerler emperyalizmin taktiklerine en büyük tehdittir. Mücadele İslam/Hıristiyanlık arasında değildir.[5] Bugün paralel dinlerin tezahürü ise paralel yapılarla gerçekleşiyor. Batı icat ettiği dine, dünyanın geri kalanını uymaya zorlamaktadır. Bu projesinin gerçekleşmesinin önündeki yegâne engel olarak ta İslam’ı görmektedir.

BATI MEDENİYETİ VE KATLİAM TARİHİ

Batı’nın insanlığa bıraktığı esere bir bakacak olursak yine Batılı bir bilim adamının araştırması başlamak yerinde olacaktır: Cornell Üniversitesi’nde Milton Leitenberg’in (2006) yapmış olduğu “20. Yüzyıldaki Çatışma ve Savaşlarda Ölüm”[6] isimli çalışma insan eliyle işlenen cinayetlerin, katliamların, ölümlerin bir kronolojisini sunuyor. Araştırma kimi eleştirilere açık olsa da 20 yüzyıla ilişkin genel bir tabloyu yansıtıyor. Çalışmada iç savaşlarda, sivil savaşlarda ve devletler arası savaşlarda ölen kişilerin istatistikleri sunuluyor. Araştırmaya göre:

Birinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 13 ila 15 milyon,

1918-1922 yılları arasındaki Rus iç savaşında 12,5 milyon,

1909-1916 yılları arasında Meksika iç savaşında 1 milyon,

1936-1939 yılları arasındaki İspanya iç savaşında 600 bin,

1914 öncesi çeşitli sömürge müdahalelerinde yaklaşık 1,5 milyon,

İkinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 65-75 milyon[7],

1945’ten 2000 yılına kadar olan çatışma ve savaşlarda yaklaşık 41 milyon, kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

Leitenberg (2006) bütün sonuçların toplandığında 20 yüzyıldaki savaş ve çatışmalarda yaklaşık 136,5 milyon ila 148 milyon arasında insanın öldüğünü belirtiyor.[8]

Peki 2000 yılından sonra ne olmuştu?

Kamuoyuna yansıyabilen diğer araştırmalardan bir kısmına göre sadece son 10 yıldaki savaşlarda 2 milyon çocuk ölmüş. 6 milyon çocuk sakat kalmış. 12 milyon çocuk evsiz, 1 milyondan fazla çocuk öksüz veya yetim kalmış. 10 milyon çocuk psikolojik sarsıntı geçirmiş ve on binlerce çocuk tecavüz ve işkenceye uğramış.

Başka araştırmalarda ilgi çeken bir diğer nokta ise 1955’den sonra savaşla ilişkili yaşanan ölümlerin neredeyse tamamının Afrika, Ortadoğu, Uzak Doğu, Latin Amerika coğrafyalarında gerçekleşen savaşlar neticesinde ortaya çıkması. Bu savaşların, iç ayaklanma ve isyanların gerçekleştiği ülkeler şu şekilde sıralanıyor: Güney Amerika’da: Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Kostarika, Küba, Dominik Cumhuriyeti, El-Salvador, Guatemala, Honduras, Jamaika, Nikaragua, Peru, Ortadoğu’da: Kıbrıs, Mısır, İran, Irak, Filistin, Lübnan, Suriye, Türkiye, Yemen Güney Asya’da: Afganistan, Bangladeş, Hindistan, Nepal, Pakistan, Sri Lanka, Uzak Doğu’da: Burma, Kamboçya, Endonezya, Kore (Güney ve Kuzey), Laos, Malezya, Filipinler, Tayvan, Vietnam, Afrika’da: Angola, Brundi, Kamerun, Çad, Etyopha, Gana, Gine Bissau, Madagaskar, Mozambik, Namibya, Nijerya, Ruanda, Somali, Güney Afrika, Sudan, Uganda, Batı Sahra, Zaire/Kongo, Zambiya, Zimbabve, Cezayir, Fas, Tunus Araştırmacıların yaptığı incelemelere göre yukarı- daki ülkelerin hepsinde ortak bir nokta mevcut.[9]

AFRİKA:

Avrupa, Afrikayı sömürmeye devam etmektedir. İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İspanya, Portekiz, İtalya, Almanya Afrika kıtasını sömürmüş ve yarınlarını çalmışlardır.[10] 2009 yılında İklim Zirvesi yapıldı. Afrika’ya yapılacak yardım 100 milyar dolar olarak tesbit edildi.

Sömürdükleri açlık kıtasına dünyanın borcu var. Ancak vaad edilen para Afrika’ya hâlâ verilmedi. Ayrıca yardımlar hep köylünün hasadını pazara götüreceği dönemde yapılıyor. Böylelikle Afrikalı köylülerin malları satılamıyor.[11] Fransa 1958 yılına kadar sömürdüğü Afrika ülkelerini, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da sömürmeye devam etmiş. Fransa'nın bu ülkelerden 'koloni vergisi' adı altında, her yıl yüklü miktarda para aldığı belirtiliyor. Fransa'nın 14 eski sömürgesinden her yıl yaklaşık 500 milyar dolar para aldığı kaydediliyor.[12]

IRAK:

İngiliz başbakanlık konutu Downing Street ve Beyaz Saray'ın kullandığı başlıca istihbarat, uydurmaya, hüsnü kuruntulara ve yalanlara dayalıydı. Irak'ta Kitle İmha Silahı Yalanı[13] bütün dünyaya söylenerek Irak işgal edildi ve çekilirken de güya azılı düşmanı İran’a bırakıldı. İran’da yönettiği Şii teröristler eliyle, zulümle Amerika’nın işgal aparatı olan ve icat ettiği IŞİD’e Sünnileri yönlendirdi.

İngiltere'de ORB isimli bir araştırma şirketi, ABD işgalinin başladığı 2003 yılından beri süren kanlı saldırılarda ölen Iraklı sayısının 1.2 milyona ulaşmış olabileceğini bildirdi.[14] Ki bu rakamın 2 milyonu bulduğu da söylenmektedir.

AFGANİSTAN:

Amerika’nın yaklaşık 11 yıllık işgalinde 60 bini aşkın Afgan öldürüldü, on binlercesi yaralandı. On binlerce Afgan ise savaşın neden olduğu açlık, hastalık, tıbbi yetersizlikler ve mültecilik şartları nedeniyle hayatını kaybetti. Evleri olanlarsa işsizlik, yoksulluk, açlık, su ve giyecek sıkıntısıyla boğuşuyor. İşgal, 650 bin'den fazla insanı evini terk etmeye zorlarken, binlerce Afgan vatandaşı da tutuklandı, ağır işkencelerden geçirildi.[15] Nobel Barış Ödülü sahibi (!) Obama, İHA'lara kimlik tespiti yapmadan vurma yetkisi vermişti. Özellikle Afganistan-Pakistan sınırında yaşanan sivil kayıpların çok önemli bir kısmının arkasında İHA'lar bulunuyor. Ortalama bir Afgan aile günde 2 dolarla geçimini sürdürüyor, 13 yıllık 'özgürlük operasyonu'nun maliyeti '900 milyar dolar.' Ancak gerçekte bu maliyetin yılda 140 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. [16]

SURİYE:

Amerika ve Rusya’nın işbirliğinde yanlarına İran’ı da alarak ürettikleri DAİŞ (İŞİD) ve Hizbullah (Haşdi Şabi) terör örgütleri ile Suriye’deki 7.senesinde olan yüzyılın kirli savaşında hunharca ve dünyanın gözleri önünde 1.2 milyon insan katledildi.

Dünyaya verdikleri çekişme görüntüsünün dışında Amerika ve Rusya beraberce bu katliamı gerçekleştirdiler. Hem Amerika’lı hem de Rus kiralık paralı, profesyonel katiller Suriye’de yüzyılın cinayet ve katliamlarını işlediler. Paralı bir Rus özel Askerî Şirket askerinin itiraflarını okurken, 5000 ruble ödüllü kelle avcılarını, Rus devlet ideolojisinin yayılmasını, işsiz eşi çocuk izninde iki çocuk babası hukukçuların kiralık katil-paralı asker olarak geçimlerini sağlamasını, eski sabıkalıların bu tür proxy savaşlarında etkin bir şekilde kullanılmasını, para karşılığı bakire kızlarla kurulan cinsel tezgahlar, kirli savaşlardaki Özel Askerî Şirket rekabetlerini göreceksiniz ve Irak'ta katliamlar yapan vahşi Amerikan Blackwater'ini[17] hatırlayacaksınız.[18]

Profesyonel katiller olan Rusya Wagnergroup'u, ABD Blackwater'daki askerlere binlerce dolar maaş öderken, İran 600 dolara ordu kurdu. Hep beraber profesyonel bir şekilde insan katletmektedirler.[19]

DAİŞ (IŞİD) ve Amerika:

Amerika Başkanı Trump’ın “IŞİD'in Obama tarafından[20] kurulduğunu[21] ve "IŞİD Obama'yı onurlandırıyor[22]" itirafını hiç unutmamalıyız. İşgal aparatı olarak kullandıkları İŞİD ve onun diğer versiyonu olan Haşdi Şabi ve Hizbullah ile yüzbinlerce Müslüman katledildi.

Güya Amerika ve yandaşları koalisyon güçlerinin Suriye ve Irak’ı IŞİD’den temizleme yalanı ile Suriye ve Irak’ı harabeye çevirdiler. Bugün ise binlerce IŞİD militanı, SDG ile yani PKK'nın Suriye uzantısı ile anlaşma yaparak ABD'nin gözleri önünde Rakka'yı nasıl terk ettiğini BBC detaylı ve görselli bir hikaye ile anlattı.[23] BBC’ye göre ABD destekli PKK/PYD, Rakka'da IŞİD ile anlaşarak IŞİD'e üye ailelerden 4000 kişi ve en az 250 savaşçıyı gizlice tahliye etmiş.[24] ABD, Rakka’da sıkışan en az 350 DEAŞ’lının “gizli anlaşma” ile tahliye edildiğini kabul etti.[25] ABD PKK'lı teröristlerden sonra DEAŞ'lı teröristlerle de anlaşma yapmış oldu.[26] ABD, terör örgütleri PKK ve IŞİD ile dünyanın gözü önünde anlaşmalar yapıyor! ABD artık aleni bir terör devleti…

Bununla da kalmayan Amerika, Rakka'da Suriyeli IŞİD’liler boşaltılmış muhacirler (yabancılar) kalmıştı. ABD'nin PKK'ya emri: “yabancıları öldürün” olmuştur.[27]

ABD, terör örgütleri PKK ve IŞİD ile dünyanın gözü önünde anlaşmalar yapıyor! ABD artık aleni bir terör devleti…

El Kaide’yi yaratıp IŞİD’e dönüştüren, Esad’ı sıkıştırmak için Suriye’de IŞİD’in büyümesine göz yuman ABD şimdi de Rakka’dan tahliyesini sağlıyor. Bundan sonra IŞİD’in yapacağı her eylemin sorumlusu ABD’dir. Bugün Pentagon sözcüsü Pahon: “ABD, PKK/PYD ile DEAŞ'ın anlaşmasına saygı duyuyor” açıklaması yaptı. ‘Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor’ yaygarasını koparanların neyin üstünü örttüğü ortaya çıkıyor. Ama ceza-ödül mekanizması uzun süre işlemediği için çok bir anlamı olmuyor maalesef.

Zalimce ve yalanlar üzerine temellendirilen Irak işgalinden sonra Amerika bir kez daha suç üstü yakalandı. PYD/ABD'in DAİŞ ile kirli anlaşması.[28]

Diğer bir husus ise gerek Amerika gerekse de Rusya’nın yeni silahlarını masum insanların üzerinde kullanmak ve denemekten kaçınmıyor olmalarıdır, haklı kobay olarak kullanmışlardır.[29] Katil ve barbar Rusya, Suriye'de yeni sistemler de dahil 600'dan fazla silah çeşidi denemiştir.[30]

Yine güya Amerika İran’ı sıkıştırmak, nükleer anlaşmasını bozmak hatta Suud ve İsrail’i sahaya sürüp savaştırması konuşulurken bugün yayımlanan belgelere göre bırakın İran’la savaşmayı hala silah desteği veriyordu İran’a. ABD, Irak'taki İran'a Destek Veren Militanların Silahlandırılmasında Olası Rolü Onayladı.[31] İran’ı sınırlandıracağım diyerek Suud’a ümit veren ABD şii militanları silaha boğmuş. Hem nalına hem mıhına.[32]

Yeryüzünün tescilli zalimleri olan Amerika ve Rusya’nın işgal aparatı DAİŞ eliyle yıkım tamamlandıktan sonra terör örgütü PKK/PYD, Suriye'nin en büyük petrol sahalarını ele geçirdi![33]

Bugün katil Esed rejimi, İran ve Rusya Astana tiyatrosuyla Deyruzzor'da DAEŞ'i bitirdi. Guta'da muhalefeti zayıflattı. İdlib merkezli ana muhalefet pasifleştirildi, PKK güçlendi. Şimdi Rusya ve ABD askeri çözüm yok diyerek Türkiyeyi Afrin'de engellemeye çalışıyor.[34]

YEMEN:

Yemen’de ise yine Amerika destekli Suud ve İran’ın berberce katlettiği kirli savaşta, Birleşmiş Milletler (BM), Yemen’de 18 aydır devam eden iç savaşta ölenlerin sayısının 10 bini geçtiğini, 3 milyon kişinin de evsiz kaldığını açıkladı.[35] Yemen'de kolera vakaları 500 bini aştı ve hastalığın geçen Nisan ayı sonundan bu yana bir salgına dönüşmesinden beri en az 1975 kişi hayatını kaybetti.[36]

"Yemen'deki savaş sayesinde 2 yılda 775 Milyar $'lık satış yapan İngiliz silah firmaları 40 milyon $ vergi ödemiş."[37] Olduğunu biliyormuydunuz?

FİLİSTİN:

İngilizlerin 1917 yılındaki Kudüs işgali, Siyonizmin Filistin'de yer edinmesine imkan verirken, bunu takip eden süreçte etnik temizlik, sürgün, katliam, konut yıkımı, ayrımcı yasalar gibi yöntemlerle Filistinlilere sürekli zulüm uygulanmaya başladı. Siyonizm, Avrupa'nın yerleşimci, sömürgeci ve ırkçı epistemolojisi ile göbekten bağlı olmak üzere, İngiliz sömürgeciliği bünyesinde gelişti.[38]

Rothschild ve Balfour arasında karşılıklı yazışmalar sonunda hazırlanan deklarasyon, İngilizler’in "Halksız vatana, vatansız halkı yerleştirme"si ile, Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlayan "Balfour Deklarasyonu"nun üzerinden 100 yıl geçti. İsrail devleti, Filistinlilerin yaşadığı bölgelere hâlâ "halksız vatan" muamelesi yapıyor. Ancak İngilizlerin manda yönetimini sonlandırarak Filistin'den çekilmesinin ardından, 1948 yılında Filistinlilerin Nekbe (Büyük Felaket) diye andığı İsrail devletinin kuruluşu gerçekleşti. [39] O günden bu güne zulüm devam ediyor.

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem, son 20 yılda İsrail-Filistin çatışmaları sırasında 7398 Filistinli öldürüldü. Örgüt verilerine göre, son 20 yılda işgalci İsrail güvenlik güçleri, en az 1537'si çocuk 7398 Filistinliyi öldürdü. 2009, en fazla Filistinlinin öldüğü yıl olarak kayda geçirildi. Son 20 yılda Filistin topraklarında, bazıları cezalandırmanın bir sonucu olarak, bazıları da ruhsatsız olduğu gerekçesiyle 5000’in üzerinde ev yıkıma uğradı.[40] İsrail her geçen gün Filistinlilerin topraklarını işgale devam etmektedir.

Hala işgalci İsrail Hapishanelerinde Üç Yüz Filistinli Çocuk Var![41]

Bu arada işgalci haydut devlet İsrail askerlerin Filistinlilere yaptığı sistematik zulmün (Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…) raporu okunmalıdır.[42]

ARAP-İSRAİL SAVAŞI:

6 Ekim 1973 Arap-İsrail savaşının Bir ABD/Kissenger kurgusu olduğuna dair tutanaklar Dışişleri sitesinde bulunmaktadır.[43] 6 Ekim 1973 Arap-İsrail savaşı Kissenger'ın oyunuydu. İhanet ve zilletin tesiri bugün bile devam etmektedir.

MISIR:

Amerika, Avrupa, İsrail ve Körfez destekli gerçekleştirilen hain darbe de Mısır'da ordunun yönetime el koyduğu günden bu yana darbe karşıtlarına yönelik katliamlarda 3 bin 533 kişi hayatını kaybetti, 11 bin 520 yaralı olarak belirlendi. Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi ve binlerce kişi Sisi’nin zindanlarında işkence[44] ile boğuşmaktadır. İsrail, Suud (Körfez) ve Amerika Mısır ile bölgede çok daha büyük yıkımlar ve zulümler için işbirliği içindedirler.

KAFKASLAR VE TÜRKİ CUMHURİYETLER:

SSCB’nin İslam’ı yok etme çabası radikal bir nesil doğurdu. Nüfusun yaklaşık %90’ı Müslüman’dı, ancak ateizm SSCB’nin resmi diniydi. Bu nedenle Sovyet yönetimi 1920’lerde Orta Asya’da İslam’ı etkin bir şekilde yasakladı. Arapça kitaplar yakıldı ve Müslümanlar görev yapmaktan men edildi. Dini mahkemeler ve okullar kapatıldı; Müslüman ibadetlerini ifa etmek neredeyse imkânsızlaştı. 1912’de Orta Asya’daki cami sayısı 26.000 iken 1941’de 1000’e düştü. Orta Asya’da Müslümanlar, cami dışında dinden bahsettikleri veya resmen onay almamış bir Kur’an’ı taşıdıkları için cezalandırılabiliyordu. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, dini özgürlüğünü yaşadığı için binlerce Müslüman işkenceden geçti ve hapse atıldı.[45] Yeryüzünün azılı katilleri Rusya-FSB ile ABD-CIA arasındaki Suikast Savaşları devam ediyor.[46]

ARAKAN:

Arakan'da 300 binden fazla iç göçmen var. Bangladeş'te 800 binden fazla sığınmacı var. Her geçen gün bu sayılar artıyor. Özellikle İslam ülkelerinin derhal harekete geçmesi gerek. Arakan meselesi ferdi bir mesele değil. Azınlık bir Müslüman topluluğa katliam ve soykırım yapılıyor.[47]

Katlettikleri, işkence yaptıkları, köylerini yaktıkları yetmiyormuş gibi Arakanlı Müslüman kadınlar cinsel şiddete maruz kalıyor.

BM Genel Sekreteri'nin Çatışma Bölgelerinde Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Patten, Arakanlı Müslüman kadınların Myanmarlı askerlerin toplu tecavüzüne uğradığına ilişkin haberler aldıklarını söyledi. Cinsel şiddet, #Myanmar ordusu tarafından emrediliyor."[48]

Reuters'ın Bangladeş'ten geçtiği iç acıtan habere göre, Arakanlı çocuk işçinin 38 günlük ücreti sadece 6 dolar.[49]

SUUDİ ARABİSTAN:

Emperyalist ve işgalci Amerika ve İngiltere’nin gönüllü ev zencileri olan ve Müslümanlara Mısır, Filistin, Suriye, Irak, Yemen, Arakan ve daha bir çok yerde ihanet etmiş İsrail ve İran kadar tehlikeli bir yapıdan bahsediyoruz. Mısır ve Gazze’deki ihaneti unutulmadan önce Katar’ı işgal girişiminde bulunup sonra da Lübnan üzerinden bölgeyi savaşa sürüklemektedir. Yemen’de katlettiği Müslümanların hesabını vermeden ve daha Yemen’de İran’a galebe çalamayan Suud, arkasına tescilli zalim ve katiller olan Amerika, İsrail’i de alıp harekete geçmektedir.

Dürzi-Arap asıllı #İsrail İletişim Bakanı Eyüp Kara, Suudi Arabistan Müftüsü Şeyh Abdülaziz Al-i Şeyh’i Yahudilere karşı yapılan duaları yasakladığı ve #Hamas’ı terör örgütü olarak gördüğü için Tel-Aviv’e davet etmiş. “Birlikte #Hizbullah’ı yok edebiliriz” demiş.[50]

İRAN:

Pers kimliği ve cahiliye alt yapısının tekrar hortladığı İran, gözü dönmüş bir şekilde her türlü katil ve terör örgütü ile işbirliği yaparak oluk oluk Müslüman kanı akıttı Suriye, Irak ve Yemen’de. Haşdi Şabi, Hizbullah gibi terör örgütleri ile Müslümanlara karşı yapmadığı işkence türü ve zulüm kalmadı. Bugün ABD-Rusya-İsrail ve Pers İran birlikteliği ile sonuçta Müslüman araplar ölüyor, paraları ve zenginlikleri çalınıyor, çocuklarının organları batılıların vücudunu yaşatıyor, göçmenleri batılılara her türlü işçilik yapıyor.

Bu arada ABD’nin İngilizler’le giriştiği son büyük ortak harekât da İran’da gerçekleşen 1953 Musaddık Darbesi hatırlanmalıdır. Humeyni’nin bir Batı projesi olarak[51] İran’ın başına geçirilmesi de tıpkı proje Suud Devleti gibi bir Batı projesidir.

Haydut devletçik İsrail’de güya İran’la düşmanmış gibi bölgeyi tehdide ve Müslümanları katletmeye devam etmektedir. Güya dün ki açıklamasında İsrail: ''Şii eksenin Suriye'de etkinliğine izin vermeyeceğiz!!!''[52] demiştir.

TÜRKİYE:

Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki âlemlerin Rabbi olan Allah Türkiye’yi korudu. Küresel yamyamların sofrasında yemek kılmadı. Süreçteki hatalarına rağmen yegâne alternatif ses olmaya devam ediyor.

2002 yılı ve sonrasında ABD'nin Türkiye'nin varoluş mücadelesini nasıl baskıladığını, 1861'de kendi vatandaşlarına karşı uyguladığı gibi en sert yöntemleri deneyerek önce Ergenekon formatlı, sonra onun alternatifi olarak tasarladığı FETÖ maskeli operasyonlarla vahşice saldırdığını, PKK, DHKP-C-DAEŞ(IŞİD) vb terör örgütleriyle hemen her ay büyükşehirlerde bombalar patlattığını ve en son direnen hükümeti dize getirmek ve yıkmak için 15 Temmuz 2016'da FETÖ'ye askerî darbe yaptırdığını, darbenin bastırılması sonrasında darbeci askerlere sahip çıkış biçimini, FETÖ liderini açılan davalara ve suçlu iade anlaşmasına rağmen iade etmeyip CIA ve FBI tarafından yüksek güvenlikli standartlarla koruduğunu, darbe ve diğer FETÖ ilişkili operasyonlarda irtibat elemanı olarak çalışan Türkiye vatandaşı ABD İstanbul konsolosluk görevlilerinin yargılanmasını engellemek için Vize'leri iptal edişini ve bugün kendisine aynıyla karşılık veren Türkiye'ye karşı vize başvurularının sınırlı bir şekilde yeniden kabul edilmeye başlandığını ilan ediş biçimini Türkiye'de yaşayan herkes beraberce izlemekte ve değerlendirmektedir.”[53]

Türkiye, yeniden kendi varlık kodlarına dönerek, kısa sürede bütün dünya zalimlerinin önüne dikilmiş, “Dünya beşten büyüktür” diye haykırarak oyun bozmuş, bütün mazlum halkların umudu olmuştur. Bu yüzden yedekte tuttukları ve vekalet verdikleri, din maskeli, milliyetçi maskeli, solcu maskeli ne kadar kişi, grup, örgüt varsa hepsini birden sahaya sürmüşlerdir. Savaşın Türkiye içinde yürütülmesinin siyaseten ve kapasite olarak kendilerini epeyce aştığını fark ettiklerinden şimdi savaşı Türkiye’nin doğal uzantısı olan topraklara taşırmışlardır.[54]

Bugün hem Amerika’nın silahları hem de Avrupa ve Rusya’nın silahları bize dönmüş durumdadır. Onların silahları ile asker ve polisimiz şehid edilmektedir.[55]

Bizler ölümden, vahşetten, entrikalardan ve cinsel sapkınlıklardan başka bir şey olmayan son dönem batı kültürüne ait kitapların, dergilerin, ekran gösterilerinin müşterileri değiliz.[56]

Dünyanın bütün zalimlerine, haklılık maskesi takınmış bütün şeytanlarına rest çeken, her şeyin tekleştirildiği, insanlığın kapitalistlerin iştahları için bir çöplüğe mahkum edildiği, insanın değil mal ve ürünlerin değerli sayıldığı bu dünyaya yeni bir söz söyleyen bir Türkiye var.[57] Bu yeni dönem her bir satırı halkın farkındalığının arttığı, mücadele direncinin yükseldiği ve her türlü iç dış tehdide ve baskıya karşı kendi tercihlerini dayattığı bir tarihi başlattı.[58]

Ha, bu arada unutmadan İsveçli tarihçinin gözüyle, 12 Eylül 1980’den 15 Temmuz 2016 darbelerinde ABD istihbarat örgütü CIA rolü vardır. [59]

AMERİKA:

Amerika, ellerinde dünyanın masum ve mazlum milletlerinin kanını taşıyan, kendinden önceki azgın ve zalim devletler gibi yok olmayı bekleyen bir devlettir. Dünya Amerika'nın büyük tehdidi altındadır, ABD ordusu her an dilediği bir ülkeye saldırabilir, herhangi bir bölgede savaş çıkarabilir ya da Amerikan istihbaratı acımasız suikastlerle otoritelerine zarar veren liderleri yok edebilirler. Dünya delirmiş ABD'ye karşı dikkatli olmak zorundadır. [60]

- 2003 yılında Amerikan Eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından kaleme alınan makale, "Ortadoğu'da 22 ülkenin sınırları değişecek" ifadesiyle başlayan analizlere kaynaklık ediyor.[61]

-Amerika, 2. dünya savaşından beri, 37 ülkeye saldırmış ve 20 milyondan fazla insan öldürmüştür. [62] Kendi askerlerinin ağzından bu katliamlar bugün anlatılmaktadır. ABD askeri Jon Turner, Irak'ta binlerce masum insanı suçsuz yere nasıl öldürdüklerini anlatıyor, aldığı madalyaları çıkarıp yere fırlatıyor.[63]

-ABD'nin yurtdışındaki 70 ülke ve bölgede bulunan 800'ü aşkın askeri üssü mevcut[64] ve yeryüzünü kaosa sürüklemeye devam ediyor. Amerika hız kesmeden barbarlığına devam ederken Pentagon Raporu ABD'nin Çöküşünü İlan Ediyor. Rakipsiz dünya lideri olmanın en büyük riskleri siyasî-askeri tekdüzelik ve diplomatik kibir ile beraber çöküşün hissedilememesi.

-ABD, Suriye ve Irak'taki IŞİD'lilerin sayısını şişirerek binlerce sivilin katledilmesini meşrulaştırmıştır.[65]

-ABD, yeryüzünü kaosa teslim etmek için ya terör örgütü icat etmekte (DAİŞ) ya da saha da olan terör örgütlerini desteklemektedir. Irak ve Suriye’de PKK/PYD’ye verdikleri 2 milyar doları aşkınlık silah bunun en güzel örneğidir. Gerek resmi makamları gerekse de sahadaki rütbeli askerleri düşmanımız olan PKK/PYD’yi terör örgütü olarak görmemektedir. ABD'li General Thomas: “Ben PKK'ya Marksist değil demokrat diyorum.” Demiştir.[66]

-Avrupalı faşist göstericiler, Polonya’nın 99’ncu yıl dönümü kutlamalarında buluştu. Bazı sloglanlar ise şöyledir: “- Saf kan - Beyaz Avrupa - Müslüman Holokostu için dua et” diye İslam’a ve Müslümanlara karşı nefret kampanyalarını sürdürmektedirler.[67]

-Avrupa’da mülteciler hem organ mafyasının eline düşüyor[68] hem de seks sektöründe zorla çalıştırılıyor. Kaybolan 10 binin üzerinde çocuk[69] hala bulunabilmiş değil. Almanya'da barınaklarda kalan mülteciler güvenlik güçleri tarafından fuhuşa teşvik ediliyor.[70]

- ABD öldürebildiklerini öldürdükten sonra şeytani bir akıl ve yöntemle Müslümanlara hayatı dar etmeye ve müslümanların özgürlüğünün kısıtlanmasına kılıflar uydurmaya devam ediyor.[71]

Bu arada 22 milyon Amerikalı bugün neo-Nazileri desteklemektedir.[72]

Irkçı[73], neocon-siyonist bir anlayışla Amerika ve Avrupa’da etnik narsisizm yani ırkçılık örneği batının faşizm hastalığı nüksetmiş durumdadır. Kutsal Roma (!), Naziler, Mossad ve CIA Amerikan devleti aynı zulüm ve barbarlığın devamı niteliğindedir.

- Avrupa'da müslümanlara yönelik ferdi saldırılar ve dışlamalar sürekli artıyor.[74] Polis kayıtları ve sivil toplum örgütlerinin bildirimlerine dayanan raporda, Müslümanlara yönelik nefret suçları kişilere yönelik saldırı, tehditler ve mala zarar verme olarak sınıflandırıldı. Başörtülülere hakaret ve saldırılar ile camilere saldırılar ve kundaklamalar öne çıkan suçlar olarak gösteriliyor.[75]

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tespitlerine göre Avrupa'da 2016 yılında 356 caminin saldırıya uğramıştır.[76]

Savaş-Kan-Petrol ve Para dörtgeni ile çizilen Dünya haritası... kaynak ve soygun arasındaki frekans dağılımları ise şu şekilde olmuştur:

MUHTEŞEM MÜSLÜMAN İSYANI

Müslümanlar olarak bu savrulma, yabancılaşma, tefrikayı terk edip, tevhîd ve vahdeti koruyup, adaletten ayrılmadan, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olup, sırât-ı müstakîm üzere Kur’an ve Allah’ın elçisi Muhammed Mustafa’nın en güzel rehberliğine dönmeliyiz. Allah’a verdiğimiz söze sadık kalmalıyız. Rabbimizin istediği sıtandartlarda Müslüman olmalı ve Müslüman kimliğinin güzelliğini ortaya koymalıyız. Çünkü, dünyanın dört bir tarafında mazlum ve müstazaf Müslümanlar ümmetin suskunluğunu Allah’a şikayet etmektedir. Sorumluluğumuz gün geçtikçe artmaktadır.

Yüzyılın başında İslam milletinin varını yoğunu ortaya koyarak savunduğu ve sığındığı son kale olarak Türkiye tam olarak bu isyanın odağını oluşturmaktadır. Tam da bu nedenle emperyalizmin bütün dikkati, isyanın bükemedikleri bileği, pazusu olan Türkiye’ye yoğunlaşmıştır.[77]

Bölgeye silah satmak için sıraya giren ülkelerden ve onların yerleştirdiği Lawrance'lardan ses var mı?

Sömürge zihniyetine sırt yaslayan iflah olmadı, yakın/uzak tarih örneklerle dolu.

Yeryüzünü yaşanmaz hale getiren, milyonlarca insanı katleden, milyonlarcasını vatansız bırakan, binlercesine işkence eden Batı, hepimizi cahiliye dönemi gaddarlığı ve liberal hayasızlıkla imha edene kadar asla durmayacaklar.[78] Bunun farkında olarak diyorum ki dünya da beraber yaşamak zorunda olduğumuz ve insanlığı uçurumun kenarına getirmiş olan Batılı Allah’ın kuluna diyorum ki;

"Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman..." (Tekvir,81/8-9)

Ben Müslümanım… Burmada budistler, Afganistan'da hiristiyanlar, Keşmir'de Hindular, Filistin’de Yahudiler, Suriye’de Amerikalı, Rus ve İran’lılar beni öldürüyor, hala ben teröristim?!…

Milyonlarca insanı hunharca katlet, milyonlarcasını vatansız bırakan, karada ve denizde kaos/fesat üreten Batı medeniyeti değil, dünyanın her tarafında sistematik zulme uğrayan Müslümanlar terörist olacak öyle mi?

Emin Emre, 15.11.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, İlahiyat, Din ve Tefekkür
Emin Emre Yazıları

Kaynaklar:
[1] قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ

Sonsuz Ark'tan

Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

15 Kasım 2017 Çarşamba

SA5166/KY34-EE3: Dünya'daki Diğer İnsanlara Bir Mektup

Seçkin Deniz Twitter Akışı

Sonsuz Ark'tan