"Zimbabve'de yaşanan askeri darbeye "darbe" dememekte ısrar eden ülkelere rağmen bu post-modern darbede hangi ülkenin etkisi olduğu ve yeni yönetimin neleri değiştireceğine dair yorumlarda ülkenin ekonomik kararlarında değişiklik görüleceği yönünde..."
İki haftadır Güney Afrika’nın elmas zengini ülkesi Zimbabve de devam eden siyasi kriz, dün akşam saatlerinde 93 yaşındaki Robert Mugabe’nin devlet başkanlığından istifa etmesi ile yeni bir boyut kazandı.
Geçen hafta Mugabe’ye karşı askerler tarafından kansız bir darbe girişimi gerçekleşmişti. Fakat askerler yaptıklarının bir darbe girişimi olmayıp yönetimde istikrarı sağlamak, yolsuzlukla mücadele edilmesini sağlamak için bir askeri operasyon yapıldığını söyleyerek “darbe” yapmadıklarını ileri sürmüşlerdi. Gerçekten de askerler diğer Afrika devletlerinde geçmişte yapıldığı gibi klasik bir darbe yapmamışlar yalnızca siyasete “balans ayarı” vermek istemişlerdi.
Askerler biraz sabırlı davranarak birkaç bakan ve bürokratı tutarak Mugabe ve eşi Grace’yi gözetim altına almışlardı. Mugabe’den söz ederken hala devlet başkanı olarak söz etmelerine rağmen Mugabe’nin eşi ve birkaç hafta önce devlet başkanlığı yardımcılığına getirilen Grace Mugabe hakkında daha farklı düşündükleri hissediliyordu. Zaten bu darbenin veya siyasete ayar vermenin en önemli nedeni de Grace Mugabe’nin 2018 seçimlerinde aday olmasını önlemekti.
Bir gün sonra Mugabe ile askerlerin sıcak samimi ortamda gerçekleşen bir görüşmesi oldu. Taraflar saatlerce görüşmüşler, anlaşmanın sağlandığı izlenimini vermişlerdi. Fakat Mugabe bir süre sonra görevimin başındayım açıklaması yapması, Aralık ayına kadar süre tanındığı şeklinde yorumlara yol açmıştı. Hafta sonu ise Mugabe devlet televizyonundan bir açıklama daha yaparak göreve devam edeceğini duyurmuştu. Artık asker ve Mugabe karşıtlarının sabrı tükenmiş Pazartesi saat 13.00’a kadar istifa etmesi, aksi takdirde mahkemeye sevk edileceği belirtilmişti.
Mugabe askerlerin bu tavrına karşı sabah saatlerinde kabineyi toplayacağını duyurmuş, fakat kendisinden başka toplantıya gelen bakan olmamıştı. Askerler ve Mugabe’nin karşıtları artık 37 yıldır ülkelerini yöneten, ulusal kahramanlarına karşı biraz daha sertleşerek istifa etmediği takdirde, mahkemeye sevk edileceğini tutuklanacağını belirttiler. Salı akşamı da Mugabe devlet başkanlığından istifade ettiğini açıkladı.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, askerler “darbe” yapmadık deseler bile bu bir darbe girişimidir. Mugabe’nin istifaya zorlanması askerlerin müdahalesi ile olmuştur. Askerler siyaseti belirleyen en önemli faktör olmuşlar, silahların gölgesinde Zimbabve’nin geleceğine yön vermişlerdir. Askerlerin bu darbesine Namibya hariç bir çok Afrika, Avrupa ülkesi darbeye “darbe” diyememiştir. Afrika Birliği bile darbe yapan ülkeleri bir süre üyeliklerini askıya almalarına rağmen Zimbabve’de taraflara diyalog çağrısında bulunmuştur.
Bu darbe girişiminin muhatabı öncelikle Mugabe’nin kendisinde 51 yaş küçük eşi Grace’ye karşı yapılmıştır. Grace’nin git gide siyasete hakim olmaya çalışması, geçen ay devlet başkanlığı yardımcılığı görevine getirilmesi ve 2018’de de Mugabe’nin yerine devlet başkanlığına aday olmasını engellemek için yapılmıştır.
Bu postmodern darbe girişimi iktidar partisi Zimbabve Afrika Ulusal Birliğ-Vatansever Cephesi (ZANU-PF)’in kendi içinde yaptığı bir darbe girişimidir. Parti içindeki eski devlet başkan yardımcı Emmerson Mnangagwa ile Grace Mugabe arasındaki çekişmeyi askerlerin desteği ile Mnangagwa kazanmıştır. Artık eşine devlet yönetimi kapısını açan 37 yıllık Mugabe hanedanlığı dönemi sona ermiştir.
Bu darbenin bir demokrasiyi getirmesi beklenemez. Çünkü 48 saat içinde yeni devlet başkanı olarak göreve başlayacak Emmerson Mnangagwa ile Robert Mugabe arasında fazla fark yoktur. Timsah lakaplı Mnangagwa’da iktidar partisinin ideolojilerine bağlı birisidir. Üstelik Mugabe yolsuzluk, insan hakları ihlali gibi suçlamalarda da yalnız değildir. Mugabe bu suçları işlerken yanındaki isim hep eski yardımcısı çok güvendiği hatta gerilla döneminde “evlat” diye seslendiği Emnerson Mnangagwa olmuştur. Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki, nihayetinde eski lider devrilmiş yerine yeni bir lider gelecektir. Bu lider Mugabe döneminde bazı kısıtlamaları kaldırabilecek, muhalefetin biraz nefes almasını sağlayabilecektir. Hatta 2018 seçimlerinde iktidar partisi beklediği sonuçları alamazsa muhalefet partisi ile koalisyon bile kurabilir.
Yolsuzluk, işsizlik, ekonomik çöküşle zor günler geçiren iktidar partisi ülkenin yanlış yönetimdeki bütün suçu Mugabe’ye yükleyerek biraz rahatlamış, nefes almıştır. Mugabe döneminde iktidar çekişmelerinin yaşandığı ZANU-PF, muhalifleri temizleyerek Mugabe’nin istifası ile daha güçlenerek çıkmıştır.
Zimbabve’de hafta sonu Mugabe karşıtı gösteriler olmasına rağmen bu bir halk devrimi değildir. Halk, Mugabe’nin istifasında belirleyici bir rol oynamamıştır. Demokratik Halk Partisi gibi muhalif partiler de bu süreçte etkin bir tavır sergileyememişlerdir. Muhalefetin çok fazla heveslenmesi için henüz bir ortam gözükmemekte.
ÇİN ETKİSİ
Zimbabve’de Çin veya ABD gibi uluslararası aktörlerin etkisi henüz belirgin değil. Bu süreç ABD ve batılılar eli ile yapılsaydı muhalefete daha fazla rol verilirdi. Bu darbe ve istifanın arkasında ABD ve Avrupa’nın doğrudan etkisini söylemek zor. Fakat Çin’in bu darbe girişimine sessiz kaldığı hatta onayladığı söylenebilir. Zimbabve Genel Kurmay Başkanı’nın, Çin ziyareti sonrası bu darbe girişimini yapması manidardır. Son yıllarda Çin’in bariz bir şekilde Zimbabve’de artan ekonomik etkisine Mugabe’nin bir hoşnutsuzluğu herkes tarafından bilinen bir gerçeklikti. Mugabe her şeyden önce ulusal bir lider olup küresel aktörlerin ülkesindeki girişimlerinin hangi amaçları taşıdığının farkındaydı.
Eğer Çin bu darbe girişiminde etkili olduysa; ilk kez Afrika’da siyasi bir müdahaleye taraf olmuş demektir. Çünkü Çin daha önce ülkelerin siyasetlerinden çok ekonomileri ile ilgileniyor, hangi yönetim gelirse gelsin ekonomik menfaatleri ölçüsünde hareket ediyordu.
ABD ve Avrupa istemeseler de Zimbabve’de Mugabe'nin varlığına tahammül edebilirler ama, Çin tarafından kuşatılmasına tahammül edemezler.
Peki Mugabe sonrası ne olacak?
Zimbabve’de köklü değişikliklerin olması beklenmemeli. Mugabe gitti yerine Mnangagwa geldi. Hanedan gitti parti daha güçlü bir şekilde geldi fark bu. Robert Mugabe’nin istifası ile beyaz azınlıkçı yönetimden sonra iktidara geldiği 37 yıllık dönem bitti yalnız iktidar partisinin yönetimi hala devam edecek. Grace, geçen ay iktidara yakın isimken şimdi ülkede istenmeyen ve kocasını Mugabe’yi yoldan çıkaran olarak görülecek.
Siyasette işler kısa bir sürede yoluna girse de ekonomik bir refahın sağlanması şimdilik zor. Zimbabve’ye uygulanan ambargolar bir gün içinde kalkması beklenmiyor, öncelikle iktidar partisinin izleyeceği yol haritası önemli.
Birileri “Mugabe istifa etti yaşasın yeni başkan” sendromuna kapılmasın. Demokratik süreç için çok erken henüz.
Askerler biraz daha güçlendi Zimbabve’de. Zimbabve, Mugabe vesayetinden askerlerin vesayetine geçti diyebiliriz. Askerler sayesinde yönetime gelen yeni devlet başkanının onların gücünü sınırlaması beklenemez.
Belki bu darbenin Afrika ülkelerine de önemli bir etkisi olacak. Aileleri ile ülkelerini yöneten devlet başkanlarının ömrü artık uzun olmayacak. Uganda, Angola, Gabon, Ekvator Ginesi, Zimbabve örneğinden ders çıkartabilirler.
Tabiki en başta dersi de Güney Afrika Devlet Başkanı Zuma’nın çıkarması gerekecek. 2018’de devlet başkanlığına eski karısını getirmesi beklenen Zuma bu düşüncesinde ısrar edecek mi zaman gösterecek. Fakat göreceğimiz artık Güney Afrika ülkelerinde eskiye ait yönetimler yavaş yavaş yerlerini devretmeye başlayacaklar.
İbrahim Tığlı, 24.11.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları
Takip et:@ibrahimtigli
Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016
Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Dünya Bülteni
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.