"Eritre’nin gerek İsrail’in algısı ile hareket etmesi gerek soğuk savaş döneminden kalma despotizmini bir devlet politikası olarak benimsemesi bölge Müslümanlarını endişelendirmekte."
Eritre’de sadece hükümetin medyası bulunduğu için alternatif bir kaynaktan haber almak imkânsız. Fakat gerek uluslararası kaynaklar gerek Eritre dışında yaşayan Eritreliler 20’den fazla insanın öldürüldüğünü, en az 300 kişinin de tutuklandığını iddia etmekteler. Afrika’nın en kapalı ülkesinde bir şeyler oluyor gerçekten.
Ülkenin en büyük İslami okulu hükümet yetkilileri tarafından kapatılmak istendiği söyleniyor. Hükümet, kapatma olayının olmadığını, dini eğitim veren Asmara’nın tek İslami okulunun laik eğitime geçmesi için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Hükümet daha da ileri giderek okullarda başörtüsünün yasaklandığını, İslami eğitim veren okullarda dahi yasaklanacağını söyledi.
Kapatılmak istenen Al Diaa Medresesinin kurucusu Hacı Musa Muhacir Nur, Eritre yönetiminin bu tutumunu kabul etmeyeceklerini açıklayıp şehirde yaşayan Müslümanları sosyal medya aracılığı ile protesto etmeye çağırmıştı. 93 yaşındaki yaşlı din adamı bu çağrıdan sonra tutuklanmış ve nerede olduğu bilinmeyen bir yere götürülmüştü.
Al Diaa Okulu Asmara’da İslami eğitim veren tek okul. Anaokulundan liseye kadar kademeli bir eğitim vermekte. Erkek ve kız öğrenciler ortaokul ve lise de farklı sınıflarda eğitim alıyor. Okulun tarihi ise 1960’lara uzanıyor. Okulda yaklaşık 3000 öğrenci dini eğitim görmekte.
Hükümet bu okulda dini eğitimin sona ermesini, laik bir eğitime geçilmesini istiyor. Kız ve erkek öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesini, kız öğrencilerin başlarını örtmemesini istiyor. Bu istekler karşısında okul yönetimi hükümetle uzlaşmak için bazı çabalar içine girdi. Kız ve erkek öğrencilerin aynı sınıflarda eğitim görmeyeceğini, isteyen kız öğrencinin başını açarak okula devam edebileceğini, dini eğitime ait derslerin azaltılıp sosyal ve fen derslerin artırılacağını açıkladı. Fakat hükümet bu uzlaşma çabalarını yeterli görmeyerek okuldaki eğitimin tamamen seküler bir eğitim olmasını, dini derslerin tamamen kaldırılmasını ve okulda başörtüsünün isteğe bağlı değil, tamamen yasaklanmasını talep etmekte.
Eritre hükümetinin bu isteği ülkenin büyük bir bölümünü oluşturan ve Müslümanların ilk hicret ettiği yerlerden biri olan Eritre’de Müslümanlar tarafından kabul edilmesi imkânsız olarak görünüyor. Hükümet yetkilileri Katolik ve Ortodoks kilise okullarına da benzer talepler gittiğini, onların laik eğitime geçtiğini, İslami okulun da hükümetin bu düzenlemesini kabul etme zorunluğu bulunduğunu bizzat eğitim bakanı tarafından belirtildi.
Eritreli Müslümanlar gerek Etiyopya’daki Haila Selase, gerek komünist Deng rejimi döneminde Eritre özgürlük mücadelesine en büyük desteği verdi. Etiyopya ile savaşta biri hükümetin yanında oldular. Eritre’nin en güvenli ve sakin Afrika ülkelerinden biri olmasında Müslümanların payı oldukça büyük. Hükümete karşı 26 senedir herhangi bir karşı koyma, protesto hareketinde bulunmadılar, çatışma yerine her zaman uzlaşmayı tercih ettiler.
Hükümetin seküler eğitimden çok okulu kapatmaya yönelik çabasında ülkedeki Müslümanların nüfuzundan endişelenmesinin önemli bir etkisi var. Eritre Devlet Başkanı Isaias Afeverki 1993’ten beri ülkeyi tek adam olarak yönetiyor. Muhalifleri susturdu, hapse gönderdi veya esrarengiz bir şekilde kaybolmalarını sağladı. Kabaca bir tek adam yönetiminin bütün veçhelerini görmek mümkün. Eski komünist anlayışı ile tek adamlığını birleştirdiğinden muhalif olan her oluşumun yok edilmesi için bir arayış içinde.
Diğer bir faktör İsrail’in etkisi. İsrail yönetimi ile Eritre son yıllarda ilişkilerin geliştirerek stratejik ortaklık içinde hareket ediyor. İsrail’in Eritre’de bir askeri üssü bulunuyor ve İsrail Kızıldeniz’i bu üssünden kontrol ve gözetim altında tutuyor.
İsrail’in bölgede güçlenmesinden Eritre Müslümanları da kaygılı. Çünkü İsrail bölgedeki Müslümanları kendi politikaları için tehdit olarak görmekte. Müslümanların bölgedeki varlığı İsrail’i rahatsız ediyor. Özellikle bölgede ticareti geliştirmek istemesi, ekonomiyi elinde bulunduran Müslümanların tepkisine neden oluyor.
Eritre’nin gerek İsrail’in algısı ile hareket etmesi gerek soğuk savaş döneminden kalma despotizmini bir devlet politikası olarak benimsemesi bölge Müslümanlarını endişelendirmekte. 1991’den beri ilk defa halkın talebine karşı sertlikle müdahalede bulunulması, Eritre’nin geleceği açısından korkulan bazı gelişmelerin ortaya çıkmasını sağlayabilir. İki yıl önce Eritre yönetimi İslami pratiklerin namaz, oruç gibi ibadetleri de devlet kontrolüne alarak dini özgürlüklerin önünü kapatmıştı. Daha sonraki aşamada Angola’da olduğu gibi İslam bir kültür olarak kabul edilip dini uygulamalar tamamen yasaklanabilir.
Eritre’nin bölge ülkelerinin güvenliklerini zor durumda bırakmak için Ginbot 7, OLF, Eş Şebab gibi örgütlere finans ve eğitim desteği verdiğini görebiliyorduk. Fakat Müslümanların temel hakları olan dini eğitimlerine dahi tahammül edememesi, nasıl hoşgörüsüz bir yönetimle karşı karşıya olunduğunu da ortaya çıkardı.
Afrika’dan göçlerin en fazla gerçekleştiği ülkelerden biri Eritre. Her yıl Eritre’den insanlar daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için başka ülkelere göç etmek zorunda kalıyor. Açlık ve yoksulluk ülkenin en büyük problemlerinden biri. Özgürlük olmazsa güvenlik işe yaramaz. Güvenliği sağlamakla övünen Eritre yönetiminin bir an önce Müslümanlara uyguladığı baskı politikalarından vazgeçmesi gerekiyor. Çünkü Müslümanlar Eritre’nin mozaiğinin en büyük parçasını oluşturuyor. Diğer ülkelerle ilişkiler özellikle Müslümanlar üzerinden yürütülüyor. Siyasi baskılar nedeniyle bu sosyal ilişkileri sonlandırmak Eritre’nin daha büyük sıkıntılarla karşılaşmasının yolunu açabilir.
Müslüman halk, Eritre’de 26 yıl boyunca şiddet ve çatışma yolunu benimsememiş, Eritre topluluğunun birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesinden yana olmuştur. Eritre’yi yönetenlerin bu barış ve huzur ortamını bozmaya hakları yok. Yönetici olmak yönetilenlerin neye nasıl inanacakları hakkında karar vermelerini gerektirmez. Eğer karar vermek istiyorlarsa ve bir topluluğu dini inançlarından ötürü baskı altında tutuyorlarsa öncelikle bu bir insanlık suçudur ve bunun hesabı mağdur ve mazlumlar tarafından sorulur. Bizden Eritre yönetimine söylemesi…
İbrahim Tığlı, 30.11.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları
Takip et:@ibrahimtigli
Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016
Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.