İşgalci İsrail devleti Filistinlilere yönelik işgaline hız kesmeden devam ederken, işlediği cinayetlere kılıf bulmaya hazırlanıyor. Trump’ın Kudüs’ü sözde İsrail’in başkenti ilan etmesinden cesaret bulan İsrail, yeni hamlelerle işgalini meşrulaştırmaya devam ediyor. Bu anlamda atılmış en yeni adım, Filistinlilere idam cezasının getirilmesi. İdam cezasını öngören yasa tasarısı işgalci İsrail Parlamentosu’nda (Knesset) yapılan ilk oylamada kabul edildi. Yasalaşması için iki kez daha oylanması gereken tasarı, Knesset’in resmi internet sayfasında yer alan açıklamaya göre, ilk oylamada 49’a karşı 52 oyla kabul edildi.
Her zulmün bir bahanesini bulunan İsrail işgal devletinin, Filistinlilere idam cezasını getirecek olan yasa tasarısı Batı Şeria’daki bir olaya dayandırılıyor. Temmuz ayında Ramallah kenti yakınlarındaki Neve Tsuf (Halamiş) Yahudi yerleşim biriminde düzenlenen bıçaklı saldırıda 3 Yahudi yerleşimci ölmüş, 1’i yaralanmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren Filistinli Ömer el-Abd, İsrail askerleri tarafından açılan ateş sonucu yaralanarak gözaltına alınmıştı. İsrail askerleri olayın ardından Abd’in evini yıkmıştı.
Filistinli kanı çok ucuz
İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te 200 bin, Batı Şeria’da ise 400 binden fazla Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukuka göre Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim birimlerinin tamamı illegal kabul ediliyor. İşgal altındaki bölgelerde bulunan fanatik Yahudilerin Filistinlilere saldırı düzenlemesi ise normaliyattan.
Filistinli Ömer el-Abd’ın mahkemesinde idam cezası alması gerektiğini savunan İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, Twitter hesabından yaptığı açıklamasında “Bu tür bir suça verilecek tek uygun ceza ölümdür. Hakimlere cesur olmaları ve idam cezası vermeleri çağrısında bulunuyorum. Yahudi kanı ucuz değildir. Teröristlere hapiste bile yer yok” diyerek idam cezasının Filistinlilere yönelik olması gerektiğini de açık etmişti.
Şok etmeyi de siz bilirsiniz
Nitekim koalisyon ortaklarından olan Liberman’ın başkanlığındaki İsrail Evimiz Partisi, idam yasa tasarısını hazırlayarak meclise getirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da idam tasarısını savunurken “uç durumlarda adalet” anlamına geldiğini söylemekten hiç çekinmedi. Batı Şeria’da yaşanan olaya atfen, “Hayatımda çok şok edici şeyler görmüştüm ama yine de bu olay beni şok etti. İnsanların korkunç suçlar işlediği ve yaşamayı hak etmediği örnekler var. Yasayı böyle durumlar için değiştiriyoruz” diyerek dünyaya yeni bir şok armağan etti.
Netanyahu’yu şok eden olayın yüzlerce kat fazlası ve yüzlerce kere Filistinlilerin başına bizzat kendileri tarafından geldiğini tüm dünya biliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2009 Davos Zirvesi’nde Peres’e “one minute” sözüyle yaptığı tarihi çıkışında dediği gibi “Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.”
Trump’tan sonra
Bu şok olma hikayesi bahane tabii ki, İsrail, kutsal mekanlardan Filistinlileri temizlemek için attığı adımlara bir yenisini eklemiş durumda. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinden sonraki azgınlıklardan sadece bir tanesi bu. Diğerlerine gelecek olursak; 24 Aralık’ta İsrail Kudüs’te 300 bin yeni konut planını açıkladı. Likud Partisi merkez komitesi Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin İsrail’e ilhak edilmesini öngören yasa tasarısı hazırladı. İsrail Parlamentosu işgal altındaki Kudüs’ün herhangi bir kısmından çekilmeyi onaylamak için parlamentoda en az üçte iki çoğunluk aranması şartı getirdi.
Direnişi kırmak için
İsrail işgal devletinin, infaz etmek istediği Filistinliler için, herhangi bir yasaya ihtiyaç duymadan, sokak ortasında öldürdüğü tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek. Buna rağmen İsrail’de sivil mahkemelerde idam cezası bulunmuyor. Askeri mahkemelerde ise son derece istisnai durumlarda bu ceza verilebiliyor. Bu yetki İsrail tarihinde sadece bir kez 1962 yılında görülen bir davada eski bir Nazi suçlusuna karşı kullanılmıştı. Tasarının parlamentoda yapılacak iki oylamadan daha geçerek yasalaşması hâlinde askerî mahkemelerde idam kararı almak kolaylaşacak. Buna göre üç hâkim tarafından yönetilen İsrail askerî mahkemelerinde “terör” suçundan yargılananlara idam cezası vermek için askerî hâkimlerden ikisinin kararı yetecek. Yasa tasarısının amacı ise, işgale direnen Filistinlilerin direnişini kırmak. Zira Filistin makamlarının resmi verilerine göre, İsrail hapishanelerinde yaklaşık 7 bin Filistinli tutuklu bulunuyor.
Radikallikte yarışıyorlar
İsrail solunun yoğun bir şekilde Batı Şeria’daki saldırıyı düzenleyen Filistinliyi öldürme talepleri olduğunu söyleyen Anadolu Ajansı Ortadoğu Temsilcisi Turgut Alp Boyraz, bu yasayla işgal devletinin İsrailli aşırıları memnun etme çabası olduğunun altını çiziyor.
“İsrail’de 6 partili aşırı sağcı bir koalisyon hükümeti var. Radikallik konusunda birbirleriyle yarışıyorlar. Liberman liderliğindeki Evimiz Partisi bunlardan bir tanesi. Zaten yasayı da bunlar hazırladı. Netanyahu onlardan geri kalmamak için teklife desteğini sundu.
Geçtiğimiz aylarda ezan yasası da radikallik yarışlarından biri olarak gündeme gelmiş, ilk turda geçmişti. Ondan sonra tekrar gündeme getirilmedi. İsrail toplumu aşırı sağcı uçlara kayıyor. Sol, liberal, nispeten barışçı olan kesimlerin sesi giderek düşüyor. Siyasetçiler de bu radikal sağcıların oylarını almak için böyle kanunları meclise getiriyor.
Sadece Filistinlilere uygulanacak
Yeni gelen yasayla üç hakimin ittifakına gerek kalmadan iki hakimin ittifakıyla idam kararı verilmesi öngörülüyor. Eğer yasa bir şekilde geçerse, mahkemelere Filistinlilere idam cezası verebilmeleri için göz kırpılmış olacak. Yasada sadece Filistinlilerin idam edileceğine dair bir hüküm yok. Ancak bunun Filistinlilere yönelik bir yasa olduğu çok açık. Yasanın sahibi olan Liberman’ın ifadeleri de bunu açık seçik ortaya koyuyor. Netanyahu da yargılanan Filistinlinin yaşamayı hak etmediğini söylemişti. Bu açıklamalar ve İsrail askeri mahkemelerinin geçmişteki uygulamaları, bu idam yasasının sadece Filistinlilere uygulanacağını ortaya koyuyor.
Sokak ortasında infaz
Bu yasanın tekrar meclise gelmeyeceğini düşünüyorum. Ancak İsrail sağını kestirmek çok da kolay değil. Avrupa Birliği buna şiddetle karşı. İsrail şu anda buna yanaşmayacaktır, çok fazla ihtiyacı da yok. Çünkü saldırı girişiminde bulunacağı şüphesiyle zaten insanları sokak ortasında vurabiliyor. Uluslararası insan hakları örgütleri tarafından bunların sokak ortasında infaz olduğuna dair yoğun eleştiriler var. Ancak İsrail bunların hiçbirisini umursamıyor. Filistinlileri sokak ortasında vuruyor, daha sonra da ‘bunlar saldırı girişimindeyken vurulmuştu’ diyerek evlerini yıkıyor, ailesini sokağa atıyor ve Kudüs’te yaşayan yakınlarının kimliklerini iptal ederek ya Gazze’ye ya da başka bir yere sürgüne gönderiyor.”
***
Şehadet, Filistinlileri korkutmaz
İsrail’deki aşırı dinci grupların, yıllardır Filistinlilere idam cezası yasasının çıkartılmasını istediklerini söyleyen Filistinli araştırmacı Muin Naim, şimdiye kadar parlamentodan onay alamadıklarını da ifade ediyor.
“İstihbarat raporlarında bu yasanının geçmesinin olumsuz sonuçlar doğuracağı söyleniyordu. İleriki günlerde raporlar ve bilgilere dayanan istihbaratın mı yoksa popülizm ve aşırı çete gruplarına dayanan hükümetin mi kazanacağını göreceğiz.
Aslında amaçları direniş eylemlerine katılan Filistinlileri korkutmak. İdam edilirim korkusuyla artık eylem yapmazlar veya en azından eylem yapanlar azalır diye düşünüyorlar. Fakat bu karar Filistinlilerin direnişini hiçbir şekilde etkilemeyeceği gibi, İsrail işgal devletine ciddi bir zarar verir. Filistinliler zaten birçok eyleme şehit olmak için çıkıyor. Şehit olmayıp geri dönenlerin üzüldüklerine şahit oluyoruz. Birçok Filistinli aile için çocuklarının şehit olması esir olmasından çok daha iyi. Şehit olduğunda bilirler ki Allah’ın izniyle evlatları cennete gidecek. Esir olanları ise zindanlarda zaten ölümü her gün görmektedirler. Zindanlarda yapılan işkenceler bir Filistinli için şehit olmaktan daha zordur.
Öte yandan İsrail işgal devletinin yıllardır oluşturmaya çalıştığı batılı modern devlet imajı, bu yasayla birlikte zarar görecektir. Çünkü Avrupa’da idam yasalarına karşı ciddi bir tepki var. İsrail bu yasayı geçirirse, son zamanlarda Batı’ya karşı yaşadığı imaj zedelenmesine bir yenisi eklenecek ve İsrail işgal devletinin gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.”
Sevda Dursun, 20.01.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları
Takip et: @sevdadur
Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015
İlk Yayınlandığı yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.