"Nehir Nil'in, dilindeki iyimser dokunuşların, yüreğindeki ılık seslerin akıp dolaşıp geldiği yerde sorguladığı şeylerle yaşadıklarını bize anlatması, Sonsuz Ark'ta dillendirmesi, bizde eksik olanı hatırlattı; baskı altında, esaret parmaklıklarıyla dört bir yandan donatılarak kıpırdayamaz ve kendimizden başkasını göremez hâle getirildiğimiz gerçeğinin daha çok farkına vardık."
Dünyayı
gezmek, tarihin insan neslinde bıraktığı izleri, gelenekleri, kültürleri, inançları,
mekanları ve bunlar arasındaki farkları ve ilişkileri gözlemlemek, yorumlamak
insanın hayata ve insanlara bakışını olgunlaştırır; salt-saf insanı görmek
böylece mümkün olur ve insanlar arasında ayrım yapmak yerine insana saygı
duymak, insanı daha da geliştirmeye yönelik umutlara kapılmaya sebebiyet
verir.
Tek
başına 'dünyayı gezmek' demek iyimserlik demektir zaten; fakat biz Evliya
Çelebi'den bu yana gezip görmeyi ve anlatmayı unuttuk, bunu yapamaz hâle
geldiğimiz için unuttuk, buna karşılık dünya bizi hatırlıyor, dünya bizi 16
yıldır aldığımız yolun büyüklüğünü görerek hatırlıyor. Bizler de bizi
hatırlayanların bize bakışlarındaki umudu görerek kendi geçmişimizi,
iyiliğimizi hatırlıyor ve güçlü hissediyoruz.
Daha
çok gitmek, daha çok görmek ve görülmek zorunda olduğumuz bu dijital çağda,
gidip görenlerin anlattıklarının bize rehberlik etmesi gerek, gidip gören ve
anlatan iyilerin gözlediği şeyleri doğru bir tatla, doğru bir akılla, doğru bir
dille anlatmasına duyduğumuz ihtiyaç yüz yıldır batının gözleri, kulakları ve
diliyle anlatılanların bizde bıraktığı kekremsi, kötü kokulu tattan bıkkınlığımızdan.
Nehir
Nil'in, dilindeki iyimser dokunuşların, yüreğindeki ılık seslerin akıp dolaşıp
geldiği yerde sorguladığı şeylerle yaşadıklarını bize anlatması, Sonsuz Ark'ta
dillendirmesi, bizde eksik olanı hatırlattı; baskı altında, esaret
parmaklıklarıyla dört bir yandan donatılarak kıpırdayamaz ve kendimizden başkasını
göremez hâle getirildiğimiz gerçeğinin daha çok farkına vardık.
Özgürleşmeye
başladığımız 2002 yılı dünyaya açılmamızın da başlangıcı oldu bir nevi... Bugün
daha çok geziyor, daha çok gidiyor ve daha çok görüyoruz; hatırlıyoruz,
hatırlatıyoruz. THY'nin ulaştığı her yere kendi iyiliğimizle gitmeyi
başarabiliyoruz.
Bizim
dünyayı gezmemiz, hatırlatmamız ve hatırlamamız dünya iyilik hareketi gibi
duruyor... Bir gezgin ruhuyla bakan Nehir Nil'in bize anlattığı İspanya'da Endülüs'ü, Mısır'da Kahire'yi,
Ölüler Şehri Luksor'u, Nil'i, Aswan'ı, Piramitleri, Suriye'de binlerce yıllık
tarihi, Hindistan'da Tac Mahal'i, Nepal'de Katmandu'yu, Güney Amerika'da Santiago
De Chile& Valparaiso'yu, geziyormuşçasına hissediyor, İsrail'de Soykırım Müzesi'nde Yahudilerin
Filistinli müslümanlara uyguladığı soykırımı hatırlayabiliyor, Kudüs ve
Hayfa'yı gözlerimiz kapalı dinleyebiliyor, Saraybosna'da; Mostar Köprüsü &
Başçarşı-Dubrovnik'te müslüman soykırımının acısını hissedebiliyor, Güney
Afrika'da; Cape Town-Johannesburg-Pretoria-Pilanesberg-Sun City'de
beyazların zulmünü yâdedebiliyor, Paris'te, Dubai'de, Budapeşte'de gezip tarihi
ve doğayı iç içe görebiliyoruz.
Nehir Nil'in çevirilerindeki seslere kulak verdiğimizde de duyduklarımız dünyanın anlamadığımız dillerinde anlatılan gerçekleri olduğu gibi anlamaya ve yorumlamaya yardım etti... Bir dil-bir insan metaforundan doğan genişliği gördük...
Sonsuz Ark'ın bu toprakların ruhunu bu toprakları ve dünyayı
gezerek, inceleyerek, anlamayı, anlatmayı ve insana, tarihe, sanata bakmayı ve
bu bakışı geliştirmeyi hedefleyen manifestosuyla yolları kesişen Nehir Nil, 23. konuk yazarımız olarak Gezi Notları ve Çevirilerdeki Sesler etiket adı verdiğim yazılarından 14 Ocak 2015 Çarşamba günü
yayınladığım 'SA1093/KY23-NN1: Nehir Nil Gün Batımı'nda; İspanya & Endülüs' başlıklı ilk yazısından bu yana bir rehber,
bir gezgin bir yazar, anne, evlat, insan ve vatandaş olarak gören, uzmanlığını,
medyayı ve sosyal medyayı ülkesi yararına kullanan, dikkatli, meraklı,
araştırmayı seven, olayları, olguları değerlendirirken kendi özgün yorumlarıyla
fark üreten, Türkiye'nin genel gündemini ve gündemdeki değişiklikleri hiç sektirmeden
takip ederek öne çıkan olaylara, olgulara ve kişilere dair olanı araştıran,
soruşturan ve bizlerle paylaşan duygusal ve sanat refleksi yüksek bir akla
sahip olarak 30 yazısıyla Sonsuz Ark’a katkıda bulundu; kendisine ve
fedakarlıklarına müteşekkiriz, onu yetiştiren anne-babasına, onu öylece
koruyan, destekleyen ailesine ve
çocuklarına bu babda teşekkür etmek istiyorum.
Sonsuz Ark çıktığı sonsuza doğru yolculuğunda kişiliğine, kimliğine ve mesleğine olan saygısı net olan dostlarla yürümeye devam edecek.
Bu vesile ile Nehir Nil Hanımefendi'ye ve ailesine sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hayat diliyoruz.
Seçkin Deniz, 30.01.2018, Sonsuz Ark, Eleştiri, Teşekkür
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.