"Sizce mağdur bu halk ve bu halkın seçtiği siyasi iktidar olarak Ak Parti hükümetleri sizden daha mı az 'Masa'da Muhatap Sıkıntısı' çekiyor?"
Bana
sorar mısınız bilmem, bana göre bugün, 2018'de 'Yeni Türkiye', tarihinde ilk defa bu
kadar demokratik, özgür ve fikir tartışmasının rahatça yapıldığı bir ülke....
aksini iddia edenlere bunu kolaylıkla kanıtlayabilirim.
'Yeni Türkiye'nin
demokrasi ve fikir özgürlüğünü temin ve tesis hedeflerinde 2014'e, hatta 2011'e
kadar büyük yol aldığını, ama sonradan
bu yolda aldığı mesafeleri, elde ettiği kazanımları kaybettiğini düşünen ve bu
düşündüğünü esefle ifade edenlerin de bulunduğu bir ülke olarak gerçekten
demokratik bir ülkedir..
Türkiye'nin elde ettiği kazanımları kaybettiğini düşünen, 'Yeni Türkiye'den geriye pek bir şey kalmadığını iddia eden ve "Ama bu hale gelmesinde, zamanında o iyi ve yeni şeylere, önyargılarla ve ısrarla “kötü ve eski” diyen bu entelektüel bağnazlığın katkısı az değil." diyerek aslında asıl meselenin bu olduğunu çok iyi görebilen gözlerin gerçekte göremediği şey kendi bakışlarındaki çelişkili tutumdur.
Yeni
Türkiye'nin sizin değerli fikirlerinize ihtiyacı var; ancak bu fikirlerin ifade
edileceği yer neresidir? Karşılıklı rakiplerin oturacağı bir masa mıdır,
dostların oturacağı yer minderi midir, önce buna karar vermemiz gerekir. Ama
siz bunu yapmıyorsunuz, kararlı bir şekilde gidip ikircikli bir köşede duruyor
ve eleştirip duruyorsunuz, aradığınız bir muhatap değil, eleştirmek hiç değil,
tamamen yermektir. 'Yeni Türkiye'nin nasıl olması gerektiğine dair
fikirlerinizi serdetmek yerine kafanızdaki muhal bir 'Yeni Türkiye' üzerine
çelişkili şeyler söyleyerek kalp kırıyorsunuz, bu halkın iki yüzyıldır verdiği
'adam yerine konulma mücadelesi'ne saygı duymuyorsunuz.
Türkiye'nin
15 Temmuz 2016'da FETÖ-NATO askerî darbesi sonrası teröre karşı PKK'ya ve henüz
bitirdiği Fırat Kalkanı Harekâtı sonrası Zeytin dalı Harekâtı ile ABD-Rusya-Avrupa-İran-İsrail-Suud
ve BAE'ye karşı verdiği haklı mücadeleyi gözlerinizle görürken, o halkın çocuklarının
müttefik dediği devletlerin silahları ile şehit edildiğini çok iyi biliyorken,
bu mücadeleye karşı duranların bu mücadeleyi durdurmaya çalışanların da aynı
yapının elemanları olduğunu herkesten daha iyi idrak ederken, bütün bunlardan
uzakta eleştiriler yapmanız adil değildir.
Adil ve
ahlakî olan çelişkili çıkarımlar yapmamaktır.
Hem
'Yeni Türkiye'nin önündeki en büyük engelden entelektüel bağnazlıktan söz edeceksiniz
hem de bu bağnazlığın ürettiği veya desteklediği darbeye ve teröre karşı
yargının etkisiz eleman gibi davranmasını isteyeceksiniz, bu çelişkidir.
Masada
konuşmuyorsunuz, ama masada muhatap bulamamaktan şikayetçisiniz; bu da
çelişkidir. Önce masaya geleceksiniz, teröre, darbeye karşı yargılamanın da bir
hak savunma hakkı olduğunu kabul ederek masaya oturacaksınız, başka türlü gidip
bir köşede söylenmeniz de yersizce olur; bu da çelişkidir.
Türk Tabipler
Birliğinin terörle özdeşik özgeçmişini (2013 terör olayları), radikal, marjinal
tutumlarını ve 2002'den beri hem meslekî alanda hem de sosyal-siyasi olaylarda siyasî
iktidarı eleştiri sınırlarını ve birliğin tabi olduğu yasaları ihlal ederek verdiği
tepkilerini, bu tepkileri yansıtma biçimlerini ve bu tepkilerin zamanlamasını göz
ardı ederek, ideolojik fikir karşıtlığını meslek birliği üzerinden yürütmesinin
ve bütün üyelerini temsilen ama bütün üyelerinin fikrini almadan birliğin
sınırları dışına çıkarak beyan etmesinin ahlaki olmadığını pas geçerek, Türkiye'nin
güvenliği için teröre karşı başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'na karşı "Savaş
bir halk sağlığı sorunudur” cümlesi ile verdiği tepkiyi hiçbir zaman "Terör
bir halk sağlığı sorunudur" olarak hiçbir şekilde ifade etmemiş olmasını, demokratik
ortamda fikir beyanı kabilinden karşılanmasını ve yargısal süreçlerden muâf
tutulmasını isteyeceksiniz, bu da çelişkidir.
Eski İnsan Hakları Derneği Genel başkanı, HDP'nin önceki versiyonları olan DTP v BDP'nin eski vekil Akın Birdal TTB konsey üyeleri serbest bırakılınca şöyle tweet atttı. "Barışçı, TTB Merkez Konseyi üyeleri de adli kontrol koşuluyla serbest bırakıldı. Umarız Afrin’e duyarlı diğer barış yanlıları da derhal serbest kalırlar."
'Afrin'e duyarlı barış yanlısı' neyi ifade ediyor? Afrin, HDP'nin Rojavası, PKK'nın Kantonu ve HDP de PKK terör örgütünün siyasi kanadı... Türkiye de oradaki ABD destekli terör devletine karşı operasyon yapıyor...
Gözaltına alınıp serbest bırakılan TTB Merkez Konseyi üyesi Sinan Adıyaman'ın ifade ettiği duygu ve düşünceleri nasıl izah etmek gerekiyor? "Daha kötüsüne hazırdım. Neden biliyor musunuz? Şu açıklamaya gözaltı kararı veren zihniyetin her şeyi yapabileceğine inandık artık. Ama bekledik. Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi." Ya da şu dönüşümlü geometrik ifadeyi: "Açıklamamız Afrin operasyonuna yönelik değildi, oraya giden askerlerimiz bizim de canımız."
Halkın hukukunu korumaya başlayan devletin gücünün ABD'nin gücünden büyük olduğunu öğrendikleri için olabilir mi bu yepyeni ve tamamen zıt açıklamalar?
Herkes
hangi masada, hangi yerde hangi dili kullanıyor bunu sorgulamamak çelişki değil
midir?Türkiye'nin beka mücadelesi verdiği bir günde, teröre karşı mücadeleyi ifsad etmek, teröristlere yapılacak olan müdahaleyi engellemeye çalışmak bir suç mudur, değil midir? Suç ise soruşturulmamalı mıdır?
Soruşturulmalı ise nasıl bir yöntem izlenmelidir? Bunu konuşabilecek miyiz?
PKK
ülkenin her karışında bomba patlatır suikastler düzenlerken PKK'ya karşı barış
bildirisi ilan etmeyen akademisyenlerin devlet PKK terörüne karşı kamu
güvenliğini korumaya başlayınca barış bildirisi ilan etmesindeki terör
desteğini görmemek de ahlaki değildir, çelişkidir.
Alpaslan
Kuytul hadisesinin başlangıcını, gelişmesini ve nihayetinde radikal bir örgüte
dönüşmesini, vakıf sınırları içerisinde sorgulamayacak, bulunduğu şehirlerde
ne gibi bir dehşet ürettiğini araştırmayacak, 15 Temmuz FETÖ-NATO darbesine 'hayırlı olsun' demesini, darbecilerin soruşturulmasını ve yargılanmasını eleştirmesini tuhaf karşılamayacak, ama ona karşı yargısal eylemi
sorgulayacaksınız; bu da çelişkidir. Aynı vakıf görüntülü yapının kasasından
çıkan para miktarı üzerinden değil de o paranın kayıt dışı oluşu üzerinden
muhakeme yürütmeyince de eksik maddi delil yorumu yapacaksınız, bu da çelişkidir,
suçun tespitinde hatalı yönlendirme yapıyorsunuz demektir.
Görmemiş olabilirsiniz, Cumhuriyet gazetesi haberi şu şekildedir: "Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan vakfın kurucu başkanı Alparslan Kuytul hakkında, 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve FETÖ'nün darbe girişimini destekleyen açıklamaları nedeniyle 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle 2 dava açıldı. Öte yandan Kuytul ile birlikte öteki şüphelilerin emniyetteki sorgusu sürürken, Adana Asliye Hukuk Mahkemesince Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na kayyım atandı."
Görmemiş olabilirsiniz, Cumhuriyet gazetesi haberi şu şekildedir: "Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan vakfın kurucu başkanı Alparslan Kuytul hakkında, 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve FETÖ'nün darbe girişimini destekleyen açıklamaları nedeniyle 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle 2 dava açıldı. Öte yandan Kuytul ile birlikte öteki şüphelilerin emniyetteki sorgusu sürürken, Adana Asliye Hukuk Mahkemesince Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na kayyım atandı."
Devleti
suçluların takibinden medya yoluyla uzakta tutarak insanları terörle yaşar hale
getiren kötü fikirlileri eleştirmeyeceksiniz, ama suç işleyenlerin özgürce
ihbar edilmesini eleştireceksiniz, bu da çelişkidir.
Adnan
Oktar'ın her dinin karşı çıktığı seksüel gösteriler eşliğinde İslam'ı, İslam'ın
kavramlarını aşağılar gibi kullanmasının ahlakîliğini sorgulamayacaksınız,
mevcut kanunların işlemesini istemeyeceksiniz, devletin yasal düzenleme yapma
çalışmalarına karşı da zımnen bırakın dini kullansınlar diyerek demokrasiye pas
vereceksiniz, bu da çelişkidir.
Adnan
Oktar'ın mâli kaynaklarına yönelik eleştirel bakışlarınızı esirgeyeceksiniz,
reşit olmayan genç kızları televizyonda gösteri nesnesi olarak kullanmasını, masonlar
hakkında dehşet verici kitaplar yazdığı halde mason olduğunu alenen ilan
edişindeki derin hikmeti(!) sorgulamayacaksınız, eleştirmeyeceksiniz, buna
karşılık internet ya da uydu üzerinden seçenekli izlemeye özgürlük alanı olarak
bakacaksınız, bu da çelişkidir.
Hepimizin
minibüslerde, metrolarda, otobüslerde, kahvelerde, iş yerlerinde yıllardır maruz
kaldığı FETÖ'cü-Ateist- Solcu- Kemalist sözlü şiddetiyle üretilen terörü görmezden
geleceksiniz, buna karşılık vatandaşın şikayet etme hakkını kullanmasını
eleştireceksiniz, bu da çelişkidir.
Karşılıklı
güvensizliklerin yüz yıldır tek taraflı saldırganların eliyle
üretildiğini unutacaksınız, kiralık oyuncularla mağdur halka yüklenmeye
çalışılan saldırıları görmezden geleceksiniz, buna karşılık halkın devletten
görevini yapmasını istemesini eleştireceksiniz, bu da çelişkidir.
Suç ve
ceza konusunu masadan kaldırıp her türlü terörü, darbeciliği fikir özgürlüğü
diye tanımlayacaksanız, o zaman fikir(!) özgürlüğünün babası Avrupa ve
Amerika'da onlara neler yapılıyor bize önce bunu anlatacaksınız.
Birer örnek vereceğim, kötü örnekler belki, Yeni Türkiye'de yaşanma olasılığı bulunmayan bir örnek olarak bakarsak "ABD’nin Louisiana eyaletinde yaşayan bir öğretmen, okulda düzenlenen toplantı esnasında maaşlardan şikâyet edince kelepçelendi ve gözaltına alındı" ve diğer örnek Avrupa'dan "Fransa'da sekiz yaşında müslüman bir çocuk "Charlie Hebdo'ya yapılan saldırının ardından ülke çapında yapılan iki dakikalık saygı duruşuna katılmayı reddettiği belirtildi. Ahmet'in hem sınıfta hem de oyun parkında "Ben Charlie değilim. Ben teröristlerin yanındayım. Müslümanlar kesinlikle haklıydı. O gazeteciler ölmeyi hak ettiler" dediği kaydedildi. Polisin çocuğu 30 dakika boyunca sorguladığı, daha sonra çocuğun oyuncaklarıyla oynarken babasının sorgulandığı bildirildi."
Birer örnek vereceğim, kötü örnekler belki, Yeni Türkiye'de yaşanma olasılığı bulunmayan bir örnek olarak bakarsak "ABD’nin Louisiana eyaletinde yaşayan bir öğretmen, okulda düzenlenen toplantı esnasında maaşlardan şikâyet edince kelepçelendi ve gözaltına alındı" ve diğer örnek Avrupa'dan "Fransa'da sekiz yaşında müslüman bir çocuk "Charlie Hebdo'ya yapılan saldırının ardından ülke çapında yapılan iki dakikalık saygı duruşuna katılmayı reddettiği belirtildi. Ahmet'in hem sınıfta hem de oyun parkında "Ben Charlie değilim. Ben teröristlerin yanındayım. Müslümanlar kesinlikle haklıydı. O gazeteciler ölmeyi hak ettiler" dediği kaydedildi. Polisin çocuğu 30 dakika boyunca sorguladığı, daha sonra çocuğun oyuncaklarıyla oynarken babasının sorgulandığı bildirildi."
Terörü
ve darbeyi desteklemenin farklı fikir farklı pozisyon olarak telakki edildiği
bir ülkenin de gördüğünüz ve şahit olduğunuz hatta kimi zaman karşı çıktığınız
bombaların patladığı, darbelerin yaşandığı bir ülke olduğu da alenen malumunuzdur; lütfen
bakışlarınızı yıkayınız.
Eğer
masada ya da yer minderinde (nerede isterseniz) 'Yeni Türkiye'nin nasıl olması
gerektiğine dair konuşabileceksek, öncelikle tek taraflı bakış açılarınızı bir
kenara koyacaksınız, değişken olmayan, çelişkilerden mümkün olduğu kadar
arınmış tekliflerinizi dinleyeceğiz, biz tekliflerimizi söyleyeceğiz ve birlikte
yaşayacağımız bir ülke inşa edeceğiz.
Sizce mağdur bu halk ve bu halkın seçtiği siyasi iktidar olarak Ak Parti hükümetleri sizden daha mı az 'Masa'da Muhatap Sıkıntısı' çekiyor? Çözüm sürecini kim başlattı? Âkil İnsanlar Heyeti'ni kim, neden oluşturdu?
Soru çok ve sorulması gereken soruları sizin sormanız gerekirken neden sormuyorsunuz? Her soru ihbar mıdır? İhbar ise soru sormadan nasıl konuşacaksınız?
İsterseniz önce üyesi olduğumuz NATO'nun hâkim üyesi ABD'nin verdiği silahlarla terör örgütü PKK-PYD-YPG'nin şehit ettiği askerlerimizin ve sivil vatandaşlarımızın hakkını ABD'den sormakla başlayalım konuşmaya..
Ne dersiniz?
Seçkin Deniz, 06.02.2018, Sonsuz Ark, Ağacın Çürümüş Yaprakları-15,
Sorgulamalar
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.