31 Mart 2018 Cumartesi

SA5880/SD933: Bir Facebook Sohbeti; Abdülaziz Tantik- Seçkin Deniz; 'Her Önüne Gelen Dinî Yorum Yapabilir mi?'

Âlimler-Denetçiler, İlmî Gelenek, Kur'an, Mükellef, Müktesebât, Akıl



Abdülaziz Tantik: 29-30.03.2018, Facebook

"Modern özne'nin yorum hakkının kutsallığı üzerinden mevcut yorumların eş değer oluşuna yapılan gönderme sorunludur. Mesele din olduğunda bu daha da büyük bir soruna göndermedir. Dini sahada yorumun belirli kriterleri vardır ve kriterlere uymayan yorum reddedilmiştir. O yüzden her önüne gelenin yorum yapma imtiyazı yoktur. Bir bilgiye istinaden yorum yapabilmenin önü ise açıktır."

SA5879/KY71-ATANTİK1: Dini Yorum Yapmanın İmkânı…

"Bugünkü sorunları çözmek için iki seçenek öne çıkmaktadır. Birincisi, mevcut Müslüman tecrübe ve birikimini yok saymak ve yeni elde edilen modern kültürün sağladığı bilinç ile yeniden dini düşünceyi yorumlamak ve aradaki bütün aracıları çıkararak kişisel yorumun kutsanmasını sağlayarak bunu Müslüman dindarlığının yegâne temeli yapmaktır. İkincisi ise modern düşünce ve kültürün ayartıcı bir kültürü inşa ettiğini ve Müslümanların bu kültür yüzünden ifsada düştüklerini dillendirdikleri gibi geleneğin sahip olduğu bir ilim usul geleneğini kabul ederken sabit ve değişken yapısı üzerinden yeniden ama asli tecrübeyi dikkate alarak yorum yapmak ve yenileyici bir düşüncenin zeminini kurmaya çalışmaktır."


Modern özne'nin yorum hakkının kutsallığı üzerinden mevcut yorumların eş değer oluşuna yapılan gönderme sorunludur. Mesele din olduğunda bu daha da büyük bir soruna göndermedir. Dini sahada yorumun belirli kriterleri vardır ve bu kriterlere uymayan yorum reddedilmiştir. O yüzden her önüne gelenin yorum yapma imtiyazı yoktur. Bir bilgiye istinaden yorum yapabilmenin önü ise açıktır. Bu bilgi usul ilmine muvafık oluşan bilgidir.  Modern özne, bilginin kaynağı olarak kendisini kabul eder. Bu yüzden bilgi bizzat öznenin kendisine aittir. İşte bu algı üzerinden dini yorum yapanların ciddi bir sorun oluşturacağı bellidir.

SA5878/KY26-CA182: Kiev’de Lara Bakışıyla Karşılaşmak

"Ukraynalı kadının yaygın profili elbette bıçkın muhayyilede ağırlık kazanan komşu kızı imgelerine karşılık gelmiyor. Ciddi, birikimli, işini hakkıyla yapmaya gayret eden birçok kadınla tanıştım üç günlük yolculuğum sırasında."


Simalarında Bosnalı kadınlarda da fark edilen hak edilmemiş acıların sorularını okuyorsunuz. Hantal bir sistem çökerken onları tam olarak yerleşemedikleri kamusal alanda çatısız bıraktı. Azerbaycan’da yaşadığım yıllarda da gözlemlemiştim bunu: Sovyet idelojisi ütopyayı kamusal mekânlarda gerçekleştirmek istediği için özel alana konutlar son derece dar ve imkân açısından da sınırlı tutulmuştu. Hiçbir zaman tam anlamıyla içselleştirilmeyen kolektif hayat çöktüğünde ise bundan en çok kadınlar etkilendi. Kaos, makine düzeni yerine vahşi mücadelenin şartlarını dayatıyor ve savaş hiç eksik edilmiyordu.

Ağır kış şartlarında kar küremeyi sürdürüyor belediye işçisi kadınlar caddelerde ve parklarda. Bana rehberlik eden Asya İlçenko ile Kiev’de dolaşıyoruz. Hayat şartları ağır, buhran üzerine buhran yaşayan bu ülkede.

SA5877/KY13-AO170: Ahlâk'ın Yeniden İnşâsı

"Bizleri insanî değerlere önem vermek diriltecek."


Ahlâk denince bundan sadece dinsel bir anlam çıkarıyoruz. Kimileri ise ahlâkı bir başka alana hapsederek tanımlıyor. Oysa; ahlâk hayatın bütününü kuşatan bir öğreti. 

Eğer ahlâkın çöktüğünden, dibe vurduğundan söz ediyorsak; aslında insanlığın dibe vurduğundan bahsetmeliyiz. Parça parça çöküşünden bahsettiğimiz her şey aslında genel hayatın bozulmasıyla ilgili.

SA5876/KY58-GÖKA87: Kıskanç

"Haset de kıskançlık da arzu edilen bir ödül üzerine rakiple mücadeleyi içeriyor, bunun anlatılmasına dayanıyor. Haset, ödülü elde etmek için duyulan arzudan kaynaklanırken, kıskançlık onu kaybetme duygusundan köken alıyor."


Dilimiz Türkçe, haset ve ondan köken olan, onunla bağlantılı insan hissiyatını en iyi ifade eden dillerden. Birçok dilde tek bir kelimeyle ifade edilen ve söyleyiş bütünlüğü içinde anlamı şekillenen kavram, dilimizde ince ince işlenmiş.

Haset ve gıpta etmek, garez Arapça, imrenme ve kıskanmak Eski Türkçe, kin ise Farsça kökenli... Türkçe, bir takım anlam kaymalarıyla hepsini de içine almış, bu sayede gündelik kullanımda derdimizi gayet güzel anlatabiliyoruz. Günümüz Türkçesinde imrenme ve gıpta adeta karşıdaki insanın olumlu özelliklerini tasvip edip isteme manasına gelmiş ama haset ve kıskanma konusunda hala bir takım karışıklıklar var. Haksızlık etmeyelim, sadece gündelik kullanımda değil akademik kullanımda da öyle… Müsaade ederseniz ikisi arasındaki ayrım üzerinde duracağım bu yazıda.

SA5875/KY69-EY62: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5874/KY29-YA97: Bize Doğum Kontrolü, Kendilerine Çocuk Teşviki!

"Bırakın ekonomik kalkınmayı, yok olmamak için nüfusun artmasına ihtiyaç duyulurken, bazı kişilerin nüfus denilince yumruklarını sıkmalarının ne manaya geldiğini yazacak değilim. Ama diyorum ki, yeter Rumların lehine çalıştığınız. Bir kere de ortaya Kıbrıs Türkleri lehine faydalı bir maslahat koyun!" 


Geçtiğimiz günlerde Facebook'ta bir arkadaş, KKTC nüfusunun artırılmasına yönelik talepleri eleştirmiş, zengin ülkelerde yaşayanların az çocuk yaptığını veya az çocuklu ülkelerin zengin olduğunu yazmış.

Hani bize okullarda öğretilen pasta hikayesi.

Sayımız ne kadar artarsa pastadan alacağımız pay azalır dedilerdi bize.

Biz korktuk, payımız azalmasın diye çok çocuk yapmadık, yapanları kınadık. Aklımıza hiç, “ya çoğaldıkça pay azalıyorsa, niye o kalabalık daha fazla pasta yapmasın, illaki bir pastanın tepesinde verilecek dilimi beklesin?” demek gelmedi.

30 Mart 2018 Cuma

SA5873/KY1-CÇ481: Sıradan Bir Gün

"Sabah kötü bir halde uyanacağınızı düşünürken bilmediğiniz, anlamını veremediğiniz bir huzur içinde uyanmış güne huzurla başlamıştınız ve şimdi de.. balkonda oturmuşsunuz!" 


Balkonda oturmuşsunuz. Saat öğleden sonra üç-dört arası. Hafif hafif esen tatlı bir rüzgâr eşliğinde tavşankanı çayınızı ince belli bir bardaktan yudumluyorsunuz. Huzur içindesiniz. Duyduğunuz huzur her an artmaya meyilli. Bir hoş olmuşsunuz, daha da olmaktasınız, daha da olacaksınız. Huzurunuzu bozmaya aday en ufacık bir olaya, duruma ilişkin mini minnacık da olsa bir ihtimal yok, ufukta öyle bir şey görünmüyor. 

Ne dün geceki bültenlerde denk geldiğiniz napalm bombalarıyla kavrulmuş insan bedenleri, ne yıkılmış evler, ne evler altında kalmış minicik bedenler, ne yarısı tank altında kalmış annesini tankın altından çekip çıkarmaya çalışan beş yaşlarındaki bir kız çocuğunun gözyaşları belleğinizde bir yer tutup su üstüne çıkacak güce sahip ki huzurunuz bozulsun. 

SA5872/KY57-AHCZD95: Sûre Sûre Kur'an'da Mü'minlerin Vasıfları 58: A'raf (24-34)

"Müminler,  Allah’ın kurtuluş reçetemiz olarak gönderdiği Kur’an’a sımsıkı sarılırlar ve içindekileri düşünürler, anlamaya ve hayatlarına taşımaya çalışırlar. Allah’ın kitabından uzak ve gaflet içinde bulunamazlar. ”


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Bizi yaratan ve bize doğru yolu gösteren, kendine imân etme şerefini nasip eden, yediren ve içiren, hastalandığımızda da bize şifa veren, bizim canımızı alacak ve sonra diriltecek olan, hesap gününde, hatalarımızı bağışlayacağını umduğumuz (Şuara, 26/78-82) Âlemlerin Rabbi olan Allah’a sonsuz hamd’ü senâlar olsun. “Üsve-i hasene” olan Resûlü Muhammed Mustafa (sav)’e  salât u selâm olsun.


A’RAF SURESİNDE MÜ’MİNLERİN VASIFLARI (24-34. Ayetler)[1]

 قَالَ اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّۚ وَلَكُمْ فِي الْاَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ اِلٰى ح۪ينٍ

Allah, "Birbirinize düşman olmak üzere inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır" buyurdu; (A’râf Suresi,7/24.)

SA5871/KY69-EY61: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5870/KY48-SY47: Global-LEŞ!

"İnsan huzuru ve mutluluğu için birçok bakımdan yıkıcı bir süreçti elbette Aydınlanma. Hele doğurduğu insanlık dışı Pozitivist düşünce akımları filan..."


04 Haziran 2000, Pazar

1690''lardan sonra Voltaire, Montesquie, J.J.Rousseau ve Diderot tarafından yazılmaya başlanan Ansiklopedi, Aydınlanma (Enlightment) düşüncesinin ilk nüvesiydi. Bu düşünce hareketinin yol açtığı en önemli toplumsal sonuç ise, bilindiği gibi Fransız İhtilâli olmuştu. Filozoflar, içine yeni bir düşünce sistemi ve yeni bir görme biçimi koyarak ileri sürdükleri bu "Yeni İncil" ile, Ortaçağ boyunca Kilise''nin resmi görüşü olan Skolastisizm''i yerle bir ettiler. Temelleri Aristo felsefesine dayanan (Katolik ilâhiyatında Aristo, büyük saygı nişanesi olarak kısaca ''filozof'' diye anılır) Skolastik düşünceyi yıkan gerçekten neydi?

Şüphe ve soru. Düşünceyi sürekli olarak ve bir çizgi üzerinde yürüten bu iki unsur olmasaydı, ne Aydınlanma olurdu; ne de bugünkü Avrupa...

29 Mart 2018 Perşembe

SA5869/KY70-ZK1: -Eksik Kavgalarım-

"Söz konusu âli menfaatler olduğunda özenle hazırlanmış aidiyetleri, kimlikleri hunharca yedi bir kaplandan daha yırtıcı olan mahalleli. Gördüm. İnsan en çok bu çağın hayal kırıklığıydı belki de…"


I.

Hayatı uzun uçak yolculuğu yaparak geçen bir dostumdan duymuştum  'eksik uyku'yu. Uzun süreli uçuşlarla sarsılan zaman mefhumu bozardı uyku düzenini. Bazen, "Nasılsın?" diye sorduğumda: “Bir iki eksik uykum kaldı sonra normalleşeceğim.” derdi. Eksik uykularını itinayla tamamlar ve günlük rutinine ancak öyle geçebilirdi. 


Geçenlerde düşündüm; eksik bir şeyim var mı benim acaba? Sahi ben niye hiç önemsemezdim eksiğimi gediğimi. Belki de bu yüzden bir rutin tutturamıyordum. Sürekli ayağıma takılan ve yüreğimi burkan ve umursamadığım eksiklerim! Gerçi bazı insanların hobilerini, fobilerini anlatırkenki ciddiyetleri  beni hep şaşırtmıştır. Nasıl da eminler kendilerinden, sevdiklerinden, nefret ettiklerinden… Bana en sevdiğin renk nedir diye sorduklarında o an bir renk sevmem gerektiğini fark ediyorum. En sevdiğim şehir sorusunu boş bırakamıyorsam uzun uzun oyalanıyorum.

SA5868/SD932: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 314 (06-10 Aralık 2015)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(06-10 Aralık 2015)  (Aralık 2015: 3.340 Tweet+Önceki Toplam: 181.362+3.340 = 184.702 Tweet)

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Türkiye 4. sırada twitter.com/setavakfi/stat…

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Bilmediğimiz bitmeyen liderler... twitter.com/Sabah/status/6…

SA5867/KY29-YA96: Afrin Harekatı Neden Gerekliydi?

"Uyuşturucu baronları, Güneydoğu’da başlayan temizlik operasyonları, ardından da Zeytin Dalı Operasyonu nedeniyle yeni güzergah bulma peşine düştü. Yeni plana göre uyuşturucu, Kaibe Köyü ve Azez Siccu üzerinden Mersin Taşucu’na ulaştırılacaktı ancak alınan önlemler PYD’li uyuşturucu tacirlerinin planlarına darbe vurdu."


Afrin Harekatı, KKTC de dahil, dünyanın birçok yerindeki Türkiye düşmanlarını rahatsız etti. “İşgal” olarak göstermek isteyenler de oldu, sivil halkın katledildiği yönünde algı operasyonu yürütenler de…

Öncelikle şunu söyleyelim; Afrin asla ve asla bir işgal harekatı değil bir zorunluluktu, tıpkı 1974 gibi…

1974’te gerçekleştirilen Barış Harekatının neden gerekli olduğunun açıklamasını bir başka yazıya bırakarak, Afrin’e dönelim. Afrin Zeytin Dalı Harekatı, çok iyi yönetilmiş ve dünyada eşi benzeri olmayan bir harekattı zira Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyada hiç görünmedik şekilde, sivilleri ayıklayarak rasyonel bir strateji ile ilerledi.

SA5866/KY49-İTIĞLI96: Türkiye’nin Sudan’ı

"Artık bizim de zihinlerimizde yeni bir Sudan var. Bu Sudan iç çatışmalar, savaşlar, askeri darbelerle anılan bir Sudan değil. Bu Sudan, Türkiye kardeşliğinde bir Sudan algısı. Afrika’nın pak ve gür sesi Sudan…"


10 yıl aradan sonra tekrar Sudan’dayım. Diğer Afrika ülkeleri arasında Sudan’ın daima farklı bir yönü olmuştur bende. Kendimi her zaman Sudan’a yakın hissetmişimdir. Diğer Afrika ülkelerinde yabancılık duygusu daha ağırdır. Sokaklarda ve caddelerde dolaşırken “farklı” olduğunuzu hissedersiniz. Fakat burada böyle bir his olmaz. Sudanlı insanların sizden hiçbir farkı yoktur. Kuşkulu, çekinceli bakışları burada bulmazsanız.

Sudan’ı “Türklere daima gülümseyen ülke” olarak tanımlarım hep. Evet diğer Afrika ülkelerinde göremediğiniz sıcaklığı, gülümsemeyi burada bolca görebilirsiniz. Afrika ülkelerinde belki iklim ve çevre şartlarının etkisi ile kasvetli bir hava sezersiniz. Sanki her şey size gri bulanık görünür. İki yıldır Etiyopya Addis Ababa’da yaşamama rağmen, hep bu “griliği” fark ettim. Grinin bütün tonları sanki bu şehre hakim olmuştu. Diğer renkler gri içinde kayboluyordu. Fakat Hartum’da aydınlığı daha çok, renkleri daha diri hissedersiniz. İstanbul’da mavi nasılsa burada da aynıdır. Yeşilin tonları, mavinin bereketliliği burada da sizi büyüler.

SA5865/KY69-EY60: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5864/KY35-YTK257: Salı Pazarı

Yaşar Taşkın Koç'tan.... Di'li Geçmiş Zaman



30 Haziran 2015, Salı

Salı günü yani bugün Meclis'te başkanlık seçiminin ilk iki turu yapılacak.

Aynı gün birçok ilde onca çok ilçede yüzlerce semtte pazar kurulmuş olacak.

Başkanın hemen bugün seçilmesi beklenmiyor, muhtemelen Çarşamba günkü son iki tura kalacak.

Meteoroloji basın birimi uyarı bildirimleri yayınlamaktan bitap düşecek.

Kâh Batı kâh İç Anadolu'da sağanak ve şiddetli rüzgâr uyarılarının biri diğerini kovalamaya devam edecek.

28 Mart 2018 Çarşamba

SA5863/KY13-AO169: Yabancılaşma

"Özümüzün göreceli gerçekliğini, hakikatin salt gerçekliğinin önüne geçirmeye başladığımızda; insan olarak "hakikat" karşısında "yabancı" hâle geliyoruz."


Hepimiz çevremizde, dış dünyamızda çok güzel varlıklar görüyoruz.. Bazıları hayranlıkla izlenecek kadar güzeller.. İnsan bir an bu güzellikler karşısında kendini eksik görmeye başlayıp, kötü hissedebiliyor, değişik düşüncelere kapılabiliyor..

Böylesi bir yılgınlıkla karşı karşıya kalındığında insanoğlu bir müddet sonra bu kez kendi içine dönerek, kendini dış dünya güzelliklerine karşı dayanıklı hale getirecek "kendinden olan"a yöneliyor.. Böylece kendi içimize, özümüze yaptığımız yolculukta kendimizi yeniden keşfediyor ve yeniden kendi "ene"mizi öne çıkarabiliyoruz.

SA5862/KY37-AZ266: Hazırlıklı olun: Münbiç'ten Çekilmeyecekler

İsrail’in “vekil savaşçısı” olarak görev yapan CENTCOM Komutanı Votel’in Ortadoğu’da daha göreceği çok olay var, şimdiden söyleyelim… 


Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın son atamaları, dünyayı, yönetim içindeki emekli general, Irak işgalinin kanlı ismi, Savunma Bakanı “Kuduz Köpek” Mattis’i bile arar hale getirdi. İkisi de asker kökenli isimler, Mattis ve Beyazsaray Direktörü John Kelly’nin kendilerinden beklenilen “sağduyulu davranışlar” günü geldiğinde devreye girmezse, dünya büyük savaşlara hazır olmalıdır. 

Trump,aşırı sağcı Pompeo’yu Dışişleri Bakanlığı’na, yardımcısı “işkenceci” ve “karanlıklar prensesi” olarak adlandırılan Gina Haspel’i de CIA’nın başına getirdikten sonra üçlü tamamladı: Ulusal Güvenlik Başdanışmanı John Bolton!..

SA5861/Sonsuz Ark-YD92: Süperkütleli Kara Deliklere Evrenin Her Yanında Rastlanabilir mi?

"Madde, ışığın bile kaçamayacağı kadar büyük bir kütleçekim yaratacak biçimde yoğunlaştığında kara delik oluşur. Evrenin erken evrelerinde gaz çok boldu. Birkaç obur kara delik, muazzam miktarda enerji yayımlayarak bunları yuttu ve aşırı büyük kütlelere ulaştı. Dolayısıyla evrenin uzak köşelerine, yani geçmiş zamana baktığımızda süperkütleli kara delikleri çok parlak yıldızsılar (kuasarlar) olarak görürüz."


Yeni keşfedilen bir süperkütleli kara deliğin, evrenin oldukça tenha bir bölgesinde yer aldığının ortaya çıkmasının ardından, California Üniversitesi gökbilimcileri bu devasa gök cisimlerinin sanılandan çok daha yaygın olabileceğinden kuşkulanmaya başladı. 17 milyar güneş kütleli olan söz konusu kara delik, 200 milyon ışık yılı uzaktaki NGC 1600 gökadasında bulunuyor. Keşif ekibinden Prof.Chung-Pei Ma, bu bölgenin nispeten çorak bir alan olduğunu ifade ediyor.

Şimdiye dek keşfedilen en büyük süperkütleli kara delikler (kütleleri 10 milyar güneş kütlesi civarında olanlar) hep başka gökadalarla kaynaşan bölgelerdeki çok büyük gökadaların merkezlerinde bulunmuştu. Örneğin Guinness Rekorlar Kitabı’na giren en büyük kütleli kara delik olma ünvanını, 21 milyar güneş kütleli olan ve 2011 yılında California Üniversitesi Berkeley Kampüsü bilimcileri tarafından, Coma Gökada Kümesi‘nde keşfedilen süperkütleli kara delik taşıyor şu anda.

SA5860/KY69-EY59: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5859/KY38-SevDur132: İstiklal Marşı: Söz Başka Telden, Saz Başka Telden



Takdim

Kurtuluş Savaşı yıllarında yeni kurulan orduyu ayakta tutmak, ona moral verecek güçleri harekete geçirmek ve halkı işgal güçlerine karşı direnmesi için cesaret vermek için yapılmıştı İstiklal Marşı yarışması. Dönemin Eğitim Bakanı Rıza Nur, “Böyle zamanlarda milletler en güzel milli marşlarını yaparlar” diyerek marş yarışmasını açtırdığını anlatır hatıralarında. Yarışmanın tek şartı, gönderilecek şiirlerin Millî Mücadele ruhunu ifade etmesi olur. Kazanan yarışmacıya beş yüz lira ödül verileceği duyurulur. Beste yarışması daha sonra açılacak ve bu yarışmayı kazanan besteciye de beş yüz lira ödül verilecektir.

O sıralarda Dr. Rıza Nur’un yerine Maarif Vekilliği’ne getirilen Hamdullah Suphi, ilanın gazetede yayınlanmasının yanı sıra millî marş yazabileceği tahmin edilen şairlere ayrıca birer mektupla bildirildiğini de söyler. Son şiir gönderme tarihi olan 23 Aralık 1920’ye kadar 724 şiir Maarif Bakanlığına gelir. 

27 Mart 2018 Salı

SA5858/SD931: ABD'de Yaşayan Bir Türk Profösör'ün Türkiye-ABD Karşılaştırması

"Bunları yazmaktaki amaç yurt dışında yaşamamışlara Türkiye'nin artılarından bahsetmek. Yurt dışında her şey toz pembe değil. Ben toplam muhasebemi yapıp ABD'ye dönmüşüm. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür, biliyorum. Ama Ama hayat siyah/beyaz değil. ABD'de yaşama kararı alacalıdır."  
Prof. Kutsal Doğan, Naveen Jindal School of Management, Dallas


Prof. Kutsal Doğan'ın Twitter'da paylaştığı düşüncelerini olduğu gibi yayınlıyoruz.

* Yurt dışında yaşamamışların anlaması zor, ama gerçekten Türkiye'de sağlık sistemi iyi. Cumhuriyet çok iyi doktorlar yetiştirdi. Ülkemizin Tıp Fakülteleri hep en yüksek puanları alanların seçtiği okullar oldu. Tıpta uluslararası mobilite zor olduğu için iyi doktorlar Türkiye'de kaldı.

* Ben Türkiye'de sağlık sistemi iyi diye tweet attım madem, devamını getirelim. Başka neler iyi? Türkiye'de 2009-2015 arası yaşamış biri olarak Türkiye'den çok şikayet etmişimdir. Her ortamda. Başıma dertler de açtı bu şikayetler... Kendimce iyi yanlarını da söyleyelim madem...

SA5857/SD930: Safran Perdesi: Budizm Soğuk Savaş Sırasında Nasıl Silahlandırıldı?

Sonsuz Ark'ın Notu:
'Soğuk Savaş, Konümizm'le mücadele, Kittivudho adlı bir sağcı bir budist keşişin budizme saygı duyan solcularla işbirliğine giderek (Washington'dan dolaylı destekli) Tayland Hükümeti'nin baskı uyguladığı öğrenciler, emekçiler ve çiftçilerle girdiği derin ilişki ve CIA'in kurduğu, finanse ve organize ettiği Asya Vakfı, vekil(proxy) olarak kurulan budist cemaatler ve sivil toplum kuruluşları' cümlesi, eksiksiz ve tıpkı basım birer örnek olarak dünyanın bütün ülkelerinde uygulanan, sadece dinlerin adlarının değiştiği paket bir programdan alınma bir cümle gibi duruyor. Gerçek de tam olarak budur; Soğuk Savaş, Komünizmle Mücadele Derneği, Fetullah Gülen adlı müslüman(!)bir vaizin, inanca saygılı solcularla işbirliğine giderek (2013 sonrası marksist PKK ile ortak çalışarak, Bakınız, Ardan Zentürk, SA5844/KY37-AZ265: ABD ve Öcalan’ın 'Anarşist' Hayalciliği) 1960 darbesinden 3 Kasım 2002'ye kadar(Washington'dan dolaylı destekli) Türkiye Hükümetlerinin baskı uyguladığı öğrenciler, emekçiler ve çiftçilerle girdiği derin ilişki ve CIA'in kurduğu, finanse ve organize ettiği cemaat-FETÖ-Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, vekil(proxy) olarak kurulan müslüman cemaatler ve sivil toplum kuruluşları.15 Temmuz 2016'da tasfiye edilecekleri Askerî Şura öncesi darbe yapan FETÖ subaylarının, darbenin engellenmesi sonrası tutuklanması karşısında 'müttefiklerimiz tasfiye ediliyor, tutuklanıyor' diyerek bütün kiriyle açığa çıkan Amerika Birleşik Devletleri... İran'da Humeyni, Irak'ta Sistani, Pakistan'da Tahir'ül Kadri, Suudi Arabistan'da Suud Hanedanı ve vahhabilik, Mısır'da İhvan-ı Müslim yönetimine sızmış aynı paket programın müslüman görünümlü mason proxy görevlileri, El Kaide, IŞİD, Boko Haram, Eşşebab ve daha bir çok soğuk savaş döneminin irin dolu örnekleri sayılabilir. Vatikan'a mason ve cizvit bir Kardinal'i I. Fransiscus olarak taşıyan masonik güç, siyonist olmayan samimi yahudileri de tıpkı samimi budistler, samimi müslümanlar, samimi hristiyanlar gibi yok etmeye kararlı; barışı barındıran tüm dinleri yeryüzünde kötülüğün temsilcisi olarak gösterip yok etmek ve satanizmi egemen kılmak için çalışmaya devam ediyor.
Seçkin Deniz, 27.03.2018


Saffron Curtain: How Buddhism Was Weaponized During the Cold War

ABD, Güneydoğu Asya'da, bölgenin bugünkü siyaseti için ölümcül sonuçları olan komünizm karşıtı bir Budist blogunu kışkırtmaya çalıştı.

Dünyanın başlıca inançlarından biri olan Budizm, genellikle barış, hoşgörü ve merhamet dini olarak nitelendirilir. Budizm ile Batı'nın karşılaşması büyük ölçüde yoga, beatnikler, Hollywood ve Dalai Lama'nın Facebook'ta paylaştığı alıntılardan damıtılmıştır. Ancak Budist dünyadan yayılan haberlere gelişigüzel bir bakış bile, daha akılcı bir durumu ortaya koymaktadır.

SA5856/SD929: "okumak artık hepten dünyevî, hepten depresif" /14.05.2005/ 358. patika



...gençlerin hayâllerine bir parmak bal çalınmış gibiydi; şimdi artık değil...
...onların hayâl kurma güçleri sıfırlanıyor...
...okumaktan mütevellit para kazanma dönemi bitti sanki...
...okuyup adam olmaya, tuz biber serpilip yendi...
...gerçi; okumak artık küresel dünya'nın elinin kiri...
...herkes okuyor; alabildiğine çok ve alabildiğine karmakarışık...
...okumak artık paraya tevil edilmek için uzmanlaşmayı gerektiriyor...
...iyi okuyan, analiz yapan ve sentez yaparak yeni tezler ortaya koyanların okuma eylemleri ciddi para kazandırıyor...
...uyanık olmak da artık özel bir sıfat...

SA5855/SD928: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 313 (01-05 Aralık 2015)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(01-05 Aralık 2015)  (Aralık 2015: 3.340 Tweet+Önceki Toplam: 181.362+3.340 = 184.702 Tweet)
 Ensar Çalışkan@ensarcaliskan
Rusya ve Esed güçleri Türkmen köylerini böyle bombalıyor. #TürkmenDağı pic.twitter.com/FmDvJkw5ed
@Seckin_Deniz retweetledi

 Akşam Gazetesi
@Aksam
Flaş! Irak, Türk Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı aksam.im/1Iwde0K pic.twitter.com/W5QBCWkAnC
@Seckin_Deniz retweetledi

26 Mart 2018 Pazartesi

SA5854/KY28-ATA357: Rum Lider'in Timsah Gözyaşları

"Rum lider kim olursa olsun, kim seçilirse seçilsin, Rum Ortodoks Kilisesi tarafından “Aforoz” edilmemek ve “Vatan Haini” olarak Helen tarihine geçmemek için asla Kıbrıslı Türkleri adanın yönetimine ortak edecek ve Kıbrıslı Türklere adanın belli bir bölgesinin mutlak yönetimi olacağı bir anlaşmaya imzasını atamaz."


Rum Yönetimi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu’nun otobiyografisinin ikinci cildini yayınlaması nedeniyle Politis gazetesinde yayınlanan özel söyleşisi tam bir aldatmaca. Özellikle de Ghali Fikirler dizisinin kabulü ve üzerinde mutabakata varılması konusundaki sözleri tam bir softa yanıltması içeriğinde.

Rum eski lider Vasiliu’nun, başkanlığı döneminde Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile New York’ta yaptıkları son müzakerelerde “Denktaş ya Ghali Fikirleri'ni kabul edecek veya Maraş’ın iadesi de dahil yaptırım uygulanacak” denilen meşhur 789 sayılı kararın çıktığını ancak ardından Rum başkanlık seçimlerini kaybettiği için bu hareketliliğin sonlandığını söylemesi tam bir hikaye. Belli ki kendini aklamaya çalışmış Vasiliu.

SA5853/KY1-CÇ480: İstilâ-i Cihan-Kara Öfke/Roman IV-6- Son

Zenci halkının istilası, Avrupa'yı alkana boyayacak; bir eşi daha görülmemiş kıyımın öncüsü olan bu ilk darbe böyle gerçekleşmişti.

Dördüncü Bölüm
-6-

Paris’i Tüfek Atılmaksızın Ele Geçirilmesi- Sultanın Eliza Sarayına Girişi- Önemli Bir Belge

Aradan yirmi dört saat geçmişti.

Güneş parlak ışıklarıyla milyonlarca insan bir mezar olan bu acıklı sahayı parlatırken Paris surları önünde sabah namazını kılan İslam Ordusunun tekbir seslerinden başka bir şey duyulmuyordu.

Velü balonu yere inmiş ve reisler ordularına katılarak askerlerinin durumlarını kontrol etmişlerdi.

Görünen manzara pek acıklıydı.

SA5852/KY57-AHCZD94: Sûre Sûre Kur'an'da Mü'minlerin Vasıfları 57: A'raf (11-23)

"Müminler,  Allah’ın kurtuluş reçetemiz olarak gönderdiği Kur’an’a sımsıkı sarılırlar ve içindekileri düşünürler, anlamaya ve hayatlarına taşımaya çalışırlar. Allah’ın kitabından uzak ve gaflet içinde bulunamazlar. ”


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Bizi yaratan ve bize doğru yolu gösteren, kendine imân etme şerefini nasip eden, yediren ve içiren, hastalandığımızda da bize şifa veren, bizim canımızı alacak ve sonra diriltecek olan, hesap gününde, hatalarımızı bağışlayacağını umduğumuz (Şuara, 26/78-82) Âlemlerin Rabbi olan Allah’a sonsuz hamd’ü senâlar olsun. “Üsve-i hasene” olan Resûlü Muhammed Mustafa (sav)’e  salât u selâm olsun.


A’RAF SURESİNDE MÜ’MİNLERİN VASIFLARI (11-23. Ayetler)[1]

 وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَۗ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ لَمْ يَكُنْ مِنَ السَّاجِد۪ينَ

“Andolsun sizi yarattık; sonra size şekil verdik; sonra da meleklere, "Âdem’e secde edin" diye emrettik. İblîs’in dışındakiler secde ettiler. O secde edenler arasında yer almadı.” (A’râf Suresi,7/11.)

SA5851/KY69-EY58: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5850/KY58-GÖKA86: Enayi

“Enayi” diye geleneksel zamanlarda, bencil, kendini beğenmiş kimselere deniyordu.


Hayvanlar da tıpkı biz insanlar gibi acıkırlar ama açgözlülük sadece bize mahsus... Bu açgözlülük mevzuunu aydınlatmadan mutluluk meselesine ışık düşürmemiz mümkün değil. Zira açgözlülük doyurulamaz. Göz açlığının doyurulamaması, açgözlülerin asla kanaatkâr insanlar gibi mutlu olamayacakları anlamına gelir. Onların yıldızları ancak çok kısa sürelerle parlayabilir ama yeni bir açgözlülük atağına hazırlanabilmek için kendi ışıklarını bir süre sonra bizzat kendileri söndürmek zorundadırlar.

İşte bu yüzden bir toplumdaki aç gözlülük oranlarını ortaya koymadan –ki bunu asla tam olarak bilemeyiz- yapılan mutluluk anketleri benim için bir değer taşımıyor. Kaldı ki, mutluluk, “Mutlu musunuz?” sorusuna verilen cevaplardan kalkılarak ölçülemez. Bir insanın mutluluk düzeyini anlamak için, “Bir daha dünyaya gelecek olsanız, aynı ülkede, aynı meslekte, aynı aile ve çevrede, aynı şekilde mi yaşamak isterdiniz?” tarzında sorular sormak gerekli. Onların cevapları bile mutluluk düzeyini anlamamız için yeterli olmayabilir.

25 Mart 2018 Pazar

SA5849/KY43-BRŞ26: Klasik Sosyoloji Kuramlarında Din Olgusu

 "Din ile ilgili değerlendirmelerinin kaynağında din olarak Hıristiyanlığın ve/ya Yahudiliğin olduğu unutulmamalıdır. Buna rağmen, bu sosyologların sosyolojiye katkıları yadsınamaz."


Avrupa’daki Aydınlanma ve Endüstri Devrimi ile eşzamanlı olarak bilimler felsefeden kopmaya ve çeşitlenmeye başladığında, sosyoloji, topluma dair olan bütün çeşitliliği, değişkenliği ve tüm ayrıntıları kendi içinde inceleme konusu edinmiştir. Sosyolojinin bir bilim olarak kabul edilmesinden önce Yunan Antik Döneminde yaşamış olan Platon, Aristoteles gibi düşünürlerin görüşleri, Orta Çağ’dan sonra Avrupa’nın Doğu kültürleriyle buluşması ve etkileşime geçmesiyle birlikte yeniden değerlendirilmiş ve başvuru kaynağı olarak kabul edilmiştir. 

Aydınlanma, “Avrupa düşüncesinin aklın, deneyimin, dinsel ve geleneksel otoritelere kuşkuyla bakmanın ve seküler, liberal ve demokratik toplumların ideallerinin tedrici biçimde şekillenmesinin vurgulanmasıyla somutlaşan dönemi” (Marshall, 1999: 48) olarak ifade edilir. Aydınlanma, bilim, sanat, felsefe ve din aracılığıyla çeşitlenen bir yelpazesi vardır.

SA5848/KY59-MLÖZ42: 2018 Yılında Rusya’da Yoksulluk


Бедность в России в 2018 году

“Rusya’da çalışanların altıda birlik kısmı kendilerini ve ailelerini geçindiremiyor” deniyor hükümetin analitik merkezinin çıkardığı “Rusya’da ve Yurtdışında Çalışan Yoksullar” adındaki bülteninde. Bu kişilerin 2016 yılındaki gelirleri yoksulluk seviyesinin altındaydı.

Rusya istatistik kurumunun verilerine göre yaklaşık 2 milyon Rus (Nisan 2017’deki verilere göre çalışanların% 7,3’ü), asgari geçim seviyesinin altında maaş alıyor. “Sadece maaşı değil, diğer gelir kaynakları da göz önünde bulundurursak ve paranın ailelerin diğer fertlerine de harcandığını hesaba katarsak, yoksul çalışanların sayısı kat kat yükseliyor. 2016 yılında bu sayı yaklaşık 12,1 milyon kişiydi, yani çalışan nüfusun  % 16,8’lik kısmı” diyor analiz merkezinin sosyal politikalar uzmanı Vladimir Trubin.

SA5847/SD927: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 312 (26-30 Kasım 2015)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(26-30 Kasım 2015)  (Kasım 2015: 2.818 Tweet+Önceki Toplam: 178.544+2.818 = 181.362 Tweet)

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Rusya PKK'nın Suriye'deki kolu YPG'ye de silah sevkiyatı yapıyor twitter.com/Aksam/status/6…

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
BAE denen aşağılık bir ülke var... twitter.com/milliyet/statu…

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Geçek bu Sputnik: ABD,Türkiye'nin Rus savaş uçağını düşürmesini 'orantısız ve acımasız' nitelendirmeyi reddediyor twitter.com/sputnik_TR/sta…

SA5846/KY35-YTK256: Geldik Şimdi Koalisyon İhtimallerine

Yaşar Taşkın Koç'tan.... Di'li Geçmiş Zaman



03 Temmuz 2015, Cuma

Kafası karışık olanların biraz durulmasına sebep oldu herhalde Meclis Başkanlığı seçimleri.

Kafası daha rahat olanların da bu sefer biraz karıştığı ortada. Bu seçimle koalisyonun bir işaretini buluruz diyenler yanıldığını düşünüyor.

İkisi arasında bağ yok ama koalisyon muhtemelen MHP ile olur diyenler de CHP ile olur diyenler de şimdi şüphe içinde.

Ankara'da bu soruların cevaplarını bilen var mı?

SA5845/KY69-EY57: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA5844/KY37-AZ265: ABD ve Öcalan’ın 'Anarşist' Hayalciliği

"Artık, Amerikalılar ile hüsrana uğramış hayallerini değil gerçekleri konuşma zamanıdır. Hem FETÖ, hem de PKK konusunda…" 


Abdullah Öcalan, İmralı’da kendi başına kaldığında, geçmişiyle hesaplaşmak zorunda kaldı, vardığı nokta, önemli bir ideolojik kırılmadır. Marksist-Leninist zeminde kurmuş olduğu örgütün yıkım anlarında yaşadığı yalnızlığın, kendi başına gelenlerin, hatta küresel sol hareketin “özgürlükçü sosyalist” kanadından destek alamayışını bu ideolojik zemine dayandırdı. 

Örgütü, Marksist-Leninist çizgiden uzaklaştırma, ama yine sol kanattan bir akımın içinde tutma arayışı içindeydi, 1999’da başlayan bu arayış, Amerikalı “anarşist” felsefeci Murray Bookchin (1921-2006) ile sonlandı. 

24 Mart 2018 Cumartesi

SA5843/ÇY4-DB123: Düşüşten Sonra; Weinstein Skandalı Sonrası

"Hollywood'daki sansasyon, ekrana gelen farklı hikayelerle sonuçlanacak"

After the fall
The aftermath of the Weinstein scandal

2009'da, daha önce bir Walt Disney stüdyosu başkanıyken, sonradan bağımsız bir film yapımcısı olan Nina Jacobson, Hollywood'daki kodamanlara yeni bir imtiyaz tanıyordu. Çok satan bir romana dayanan “Açlık Oyunları”, kolay bir satış gibi görünen bir distopya bilimkurgu destanıydı. Ancak bazı yöneticiler, kısmen kahramanlar gençler olduğu ve kısmen de ana karakter bir kadın olduğu için onay verdi. 

Projeyi sonunda küçük bir stüdyo olan Lionsgate'e satan Jacobson, “Bize kızlar kendini bir erkek kahraman ile özdeşleştirirler ancak erkekler bir kadın kahraman ile kendilerini özdeşleştirmeyecek diye öğretildi” diyor. Jennifer Lawrence'ın başrol oynadığı film, büyük bir hit oldu.

SA5842/KY26-CA181: Hepimizin Neşeli Üretkenliği

"Zorlu iş şartlarını, hayattan bezdiren adaletsiz iş düzenlerini, yıkıcı gelir uçurumlarını sorgulamaktır gerçekçi ve faydalı olan, çalışmaya mecbur kalan kadınları değil."


Sanıyoruz ki bir konu tartışıldığında artık onunla ilgili kördüğümler aşılır da başka bir aşamaya geçilebilir. Öyle olmuyor. Çalışan kadınlar meselesi neredeyse aynı cümlelerle konuşuluyor dönem dönem. Söz söyleme yetkesini kamusal faaliyet ve iş tecrübesinden alan kimi kadınlar, hemcinslerinin çalışma hayatını sorgulayarak katılıyor bu tartışmaya. Kimseye kendi hayat tecrübemizin beğenilmesini zorunlu bir giysi gibi giydiremeyiz oysa.

Kim sabahın köründe evden çıkmaya can atıyor günümüz dünyasında, kimin istediği saatte evden ayrılma lüksü var? DİSK’in “Türkiye’de Kadın İşçi Gerçeği” raporuna göre Türkiye’de her 10 kadından 3’ü çalışıyor. Çalışan kadınların yarısı kayıt dışı, düşük ücretle ve kötü şartlar altında mücadele veriyor. Sabahın köründe toplu taşımayla uzaklardaki fabrikaya gidip üç kuruşa saatlerce ayakta çalışan, bu arada tuvalete gitmesi bile dakika kaydına bağlanan kadın, bu çalışma temposuna niye mecbur kalıyor?

SA5841/KY58-GÖKA85: Kanaat Bakkaliyesi

"Başta kadınlar, çocuklar ve gençler, hepimiz, sadece neyi nasıl giyeceğimizi değil hayatlarımızı nasıl yaşayacağımızı tüketim toplumunu yöneten akıllardan öğreniyoruz. Evler, sayıları giderek azalan çocukların krallığına dönüşmeye başladı."


Elbette tüketim olacak, toplumsal iş bölümü neticesi ortaya çıkan ürünlerden ihtiyacımız karşılayacağız. Elbette insan arzusu, beğenisi ve kazancı farklı olduğu sürece ürünlerde ve kalitede çeşitlilik olacak. Ama ne dersek diyelim yaşadığımız dünyadaki hırs ve tamahkârlığı, durmaksızın artan ürün çeşitliliğini ve her seferinde bunların vazgeçilemez ihtiyaçlarımız gibi sunulmasını açıklayamayız. 

Besbelli ki kapitalizmin oyununa geldik. Kapitalizmin hayatlarımızı belirlediği bir dünyada çırpınıyoruz ama belli etmemek için de türlü çeşit yollar deniyoruz. İdeolojik ve siyasi fanatizmden bir şal alıyoruz mesela üstümüze…

Seçkin Deniz Twitter Akışı