...o eserlerdeki zerâfetin bazen ne kadar kaba ve ne kadar hoyrat olduğunu gördünüz mü hiç?...
...felsefe, hukuk ve dahi tüm sosyal temelli 'ana kaynaklar', görülesi bir derinlikten daha çok, kaydırılmış anlamların derinmiş gibi görünmesi sayesinde elde edilmiş saygınlığı içerirler...
...sahip oldukları değer, sonradan 'iterek/yücelterek' elde ettirilmiş olan değerden başkaca şey değildir kimi zaman...
...ah, evet; cidden bu eleştirimizden muaf olabilecek çok sayıda 'kaynak' da var...
...sözlerimizdeki şiddet onların saygınlığına halel getiremez bile...
...ve sözlerimizdeki derinlik onların derinliği yanında sığ kalır belki...
...lâkin diğerleri daha meşhur ve etkili iken onların saygınlığına dair hakedişleri yeterince yerinde değildir, deyip de sözlerimizdeki hiddeti arttırıyoruz...
...yani; kaydırılmış anlamlarla etkisi arttırılmış eserlerin ne kadar kuşku ve kötülük dolu olduğunu unutamıyoruz...
...insanı sürüleştirmeye matuf tüm düşünür kalıplarına duyduğumuz öfkedir bizi bu eleştiriye iten neden...
...insanın özelliğini, tek oluşunu ve dahi benzersizliğini ortadan kaldırmayı hedefleyenlerin felsefî ve haklara dayalı temelleri olamaz...
...bireyin varlığını sürü kategorilerindeki tasnif kaygısına kurban edenlerin yakasına yapışan ellerimizdeki şiddet, insanı yerinde ve değerinde görmek istememizdendir...
...sistemlerin sürüleştirilen insanlardan kötülük ürettiğini görmüyor musunuz?...
...kötülük üretmeye programlanan insanların iyilik/kötülük ayrımını kendisine empoze edilen felsefi kalıplardan ürettiğini fark etmiyor musunuz?...
...daha açıkçası; iyilik ve kötülük gerekçelerini analiz etmeden kabullenen ve gerçekte izafiyete kurban edilmiş temel iyilik/kötülük ayrışımını yapamayan sürü fertleri, daha nasıl kötülük üretmesinler?...
...her insanda doğuştan varolan ve en tabi kontrol mekanizmalarını baskı altına alan ve bununla beraber insanın sorgulama özelliğini anlamsızlıklara yöneltenler düşünürler değil midir?...
...düşünürlerin etkilediği derinliksiz sistemlerin, bireyleri birer sürü figürü haline getiriyor olmaları ne kadar acı...
...oysa insan, tekliği ve özel oluşu dolayısıyla toplumları oluşturabilir....
...ve toplumlar sadece bir arada duran canlı varlıklar değillerdir...
...insanın birey olma savaşı varken, insanın sürü mensubu haline getirilmesi savaşı da varolacaktır...
...birey yetiştirilmeden toplum yetiştirilemez...
...toplum sanılan toplulukların içinde birey yetişemez...
...özgün, nitelikli ve değişimi süreklileştirerek gelişen, ancak buna karşılık özgül ve temel insanî değerleri ve evrensel iyilik/kötülük ayıraçları değişmeyen bireylerin varlığı toplumları oluşturabilir...
...işte geçmiş zaman düşünürlerinin bugünkü küresel baskı mekanizmalarına kaynaklık eden sebepleri oluşturmalarındaki fesatlık, gerçekte sanrılarla yaşayan hasta bireyler ve toplumlar oluşturan sistemler üretmiştir...
...biz bu sebeple kızıyoruz ve hiddetleniyoruz...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Takip et: @Seckin_Deniz
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.