27 Mart 2018 Salı

SA5858/SD931: ABD'de Yaşayan Bir Türk Profösör'ün Türkiye-ABD Karşılaştırması

"Bunları yazmaktaki amaç yurt dışında yaşamamışlara Türkiye'nin artılarından bahsetmek. Yurt dışında her şey toz pembe değil. Ben toplam muhasebemi yapıp ABD'ye dönmüşüm. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür, biliyorum. Ama Ama hayat siyah/beyaz değil. ABD'de yaşama kararı alacalıdır."  
Prof. Kutsal Doğan, Naveen Jindal School of Management, Dallas


Prof. Kutsal Doğan'ın Twitter'da paylaştığı düşüncelerini olduğu gibi yayınlıyoruz.

* Yurt dışında yaşamamışların anlaması zor, ama gerçekten Türkiye'de sağlık sistemi iyi. Cumhuriyet çok iyi doktorlar yetiştirdi. Ülkemizin Tıp Fakülteleri hep en yüksek puanları alanların seçtiği okullar oldu. Tıpta uluslararası mobilite zor olduğu için iyi doktorlar Türkiye'de kaldı.

* Ben Türkiye'de sağlık sistemi iyi diye tweet attım madem, devamını getirelim. Başka neler iyi? Türkiye'de 2009-2015 arası yaşamış biri olarak Türkiye'den çok şikayet etmişimdir. Her ortamda. Başıma dertler de açtı bu şikayetler... Kendimce iyi yanlarını da söyleyelim madem...


* Türkiye'de iş yerlerinde verilen yemekler harika. Öğlen yemeklerinin standart veriliyor olması bulunmaz nimet. ABD''de profesör olarak sağlıklı yemek yemek için ben ve arkadaşlarım her gün sefer tası ile okula geliyoruz... Dışarıda kaliteli yemek hem pahalı hem zaman alıyor.

* Türkiye'de özel okullarda verilen yemekler de harika. Sağlıkli birçok alternatif var. Biz burada kızımızın yanına sefer tası veriyoruz. Kafeterya yemekleri ya fastfood ya da aşırı yağlı.

* Türkiye'de kendi aracı olmayana ulaşım imkanları bol. Küçük şehirler dahi öyle. ABD'de birkaç büyük şehir dışında kendi aracı olmayana ulaşım alternatifi yok. Otobüs yok, dolmuş yok, taksi her yerde yok. Telefon et gelir ama pahalı. Araban arızalanınca ortada kalıyorsun. UBER yeni.

* Dışarıda bir yere gittiğinde mekanın sahibi ve garsonlar çocuklara ilgi gösteriyor. Üst sınıf yerlerde oyun alanı ve ablası bile var. Çocuklara keşke gelmeseydiler gözüyle bakılmıyor. Çocuklara olan bu ilgi neredeyse her ortamda ABD'den çok ama çok daha iyi.

* SGK sistemi ve ilaç fiyatları Türkiye'de ABD'den çok daha iyi. Burada sigortalar genelde kötü. En ufak bir sağlık probleminde cebinizden ciddi para çıkıyor. Sigortanız yoksa hele yandınız. Türkiye'de sigortalı çalışanların ve çalışmayanların temel sağlık hizmetlerine erişimi var.

* Türkiye'de çalışanların emeklilik sistemi her ne kadar maaşları az da olsa var. ABD'de eskiden sadece sayılı büyük şirkette vardı Türkiye'ye benzer emeklilik sistemi (pension). Şimdi ise hiçbir yerde kalmadı. Olanlar da iflas ediyor bir bir. Özel emeklilik sistemi hakim... Ama zor.

* Yazlıklar... ABD'de yazlık alabilen çok ama çok az insan var. Tatiller zaten çok az. Maaşlı çalışanlar için ekseri iki hafta. 10 işgünü. O da eğer paralı iznin varsa. Çoğu onu da alamıyor... Türkiye'de yazlıklar ve tatil miktarları çok ama çok iyi. Birçok yazlık mekanı tam cennet.

* İstanbul dahil parası olmayanın sahile erişimi mümkün. O konuda bir özgürlük var Türkiye'de. Değişiyor olabilir ama hala var. ABD'de belirlenmiş alanların dışında sahiller yer yer özel mülk olmuş. Ancak belirlenmiş alanda, bazen ücret karşılığı, piknik/kamp yapabiliyorsun....

* Türkiye'de yıllardır aynı yerlerde olanların standart gittiği esnaf lokantaları var. Burada esnaf lokantası kalitesinde yemeğe ancak evde kendi yaparsan veya 5 yıldızli $$$lı mekanda ulaşırsın...

* Berberler/Kuaförler... Türkiye'de berberim 10-20TLye yarım saat harcayarak saçımı kesiyordu. Burada 20$ veriyorum. Bazen 5 dakika bile sürmüyor. Berberden sonra eve gidip kulak arkalarının kalan kıllarını alıyorum. Ben kıllıyım tamam ama yine de yani! Türkiye'den kötü berber yok.

* Oto/kaporta tamiri... Türkiye'de iyi bir usta bulursan hem ucuza hem de gayet güzel araban kısa sürede cillop gibi olur. ABD'de bu işler çok pahalı. Ulaşım alternatifi de olmayınca arabayı tamire vermek/almak bir cefa. Bir de parası. Dolayısıyla eski arabalar "ucuz". Yeni şart...

* OGS sistemi... Türkiye'nin bir ucundan diğerine aynı sistem var. Burada Houston'da ayrı Dallas'da ayrı sistem var. Özel şirket bazı yolları yapan. Bir yerde aldığın TollTag (OGS şeysi) ötede çalışmıyor. Yeni yeni kabul eden yerler var. Eyalet dışına çıkınca hele iyice imkansız.

* Ev temizletmek... Eğer evinizi birine temizletiyorsan Türkiye'de alacağın hizmeti ABD'de alamazsın. Nokta. Burada temizliğe gelenler sadece iki saatte üstünkörü bir temizlik yapar gider. Öyle Türkiye'deki gibi dipli kıyılı temizlik, tüm gün kalmak, vb... şeyler yok, olsa da para yetmez.

* Sokak köşesi çiçekçileri... Çok kaliteli çiçekler çoğu zaman çok ucuza her köşede hazır. Mis gibi kokuyorlar. Fiyat fazla geldiyse iki sebep vardır. Yağlı müşteri görünüyorsundur. Ya da o çiçeğin arzı azdır. Pazarlık et.

* Pazarlar...Taze ve kaliteli sebze/meyve. Türkiye'de temel sebzeler hem kaliteli hem ucuz. İstanbul'un kenar mahalle pazarları ise ülkenin birçok yerinden hem daha kaliteli hem de daha ucuz. İnsan sayısı çok, sürüm çok. Herkes kazanıyor... ABD'de sebze pahalı, hormonlu ve kalitesiz.

* Sosyal destek sistemi... Eş, dost, akraba. Çocuk büyütmek burada anne ve babanın sırtında. Destek olacak kimse yok. Para vermeden çocuğunu bir iki saat teslim edeceğin kimse yok. Anne yok, kardeş yok. Burada canciğer dostluk bence yok. Bizim anladığımız şekli yok.

* Komşuluk... Türkiye'de çok hırt insan var. Doğru. Tanımayanlar birbirine soğuk nevale... Doğru. Ama çok güzel komşuluk da var. Benim tüm hayatım boyu çok güzel komşularım oldu. Ailem gibi yakın olduklarım oldu. En son İstanbul'da bu konuda çok şanslıydık. Hala görüşüyoruz...

* Biraz da sistemlerden bahsedelim... Türkiye'de bankacılık sistemi çok iyi. Fatura ödemeleri, vs. Eğer bankada yüklü bir bakiyen varsa o zaman daha da iyi. İstediğin ülke para biriminde hesap açman mümkün. ABD'de bankacılık maalesef geride. EFT yapmak dert. Sadece $ hesabı var...

* E-devlet... Türkiye'de e-devlet sistemi çok iyi. Daha da iyi olacak. E-devlet üzerinden özel kurum hizmetleri dahi mümkün. Gelirken birçok hesabı (elektrik, internet, vb...) e-devlet üzerinden kapattım, güvenceleri IBAN verdim hesabıma yattı. Burada böyle merkezi bir sistem yok.

* Ev vergileri... Her ne kadar karşılığını çoğu yerde okul kalitesi olarak alıyorsak da ABD'de yıllık ev vergisi hayli yüksek. Eğer çocuğunu özel okula yollarsan o zaman topluma fayda bu vergi ama sana direkt faydası yok. Evin gerçek değerinin %3'ü neredeyse. Türkiye bu açıdan "iyi".

* Kahvaltı... Türkiye'de en uyduruk hotelde bile sağlıklı bir kahvaltı olur. Orta sınıf bir hotelin ise kahvaltı büfesini ABD''de ben hiçbir mekanda bulamadım. Üst sınıf hotellerin kahvaltı büfeleri ise abartı artık. Hani derler ya İstanbul'u ancak üç jenerasyonda öğrenirsin, öyle.

* Ekmek... Bildiğin o ekmek ABD'de maalesef yok. Değişik değişik ekmek var tabi. Ama Türkiye'deki Francala ekmeği o şekilde ve o fiyata maalesef yok. Biz alıştık ve aramayı bıraktık. Ama Türkiye'deki o fırından aldığın sıcak ekmeği arama... Belki yeni yeni büyük yerlerde olabilir.

* Ekmek demişken ekmeğe saygıya gelelim. Türkiye'de nimete olan saygı maalesef ABD'de yok. Genel olarak ABD' tüketim toplumu. Bol kazan, bol harca... Yemediğinı çöpe at. Biz öyle değiliz. Kızımız da yle değil. Bizde yazık ve günah kavramları hakim. Yenilebilecek bir şeyi atmayız...

* Denizler... Her ne kadar balık sayısı zaman içinde azalıyor olsa da Türkiye'deki denizler kalitesinde bir deniz ABD'de yok. Okyanus farklı. Key West, belki San Diego'da bir iki plaj harici o bizim anladığımız koylar - deniz ve dağların buluşması burada yok...

* Yalnızlık... ABD'de yalnızlık daha zor. Bireysel olanı da zor ama ailece yalnızlık da daha zor. Tanıdığınız yoksa ABD'nin birçok yerinde sıkılırsınız. Sokaklarda insan bulamazsınız. Yukarıdaki birçok şey gibi bu da bölgesel. Ama ortalamada durum böyle gibi. ABD'lilere de daha zor.

* Pasta... ABD'de pastalar görüntüde çok güzel ama tadları Türkiye'de en ücra bir kasaba pastanesinden alacağın pastadan kötü. Amerikalılar yağ ve şeker bazlı bir kremaya bayılıyorlar. Bizim ağız tadımıza uymuyor. Ben sevene rastlamadım. Bizim pastalarımızı/tatlılarımızı arıyoruz.

* Dişçiler... Pahalı ve kötü bir hizmet. Diş hekimi nezdinde yolunacak kazsınız. O kadar pahalı ki Türkiye'ye gidenler var bu hizmet için. Gidiş geliş uçak dahil çok daha ucuza geliyor. Nasıl olmuşsa sağlık sigortası dişleri kapsamıyor. Diş sigortaları ise mantıksız ve kapsamsız...

* Aklıma gelenler bunlar. Burada noktalayayım. Fırsatını ve şartlarını ayarlayabilen tabi ki ABD'ye veya başka yerlere gelsin. Ama gelemeyenler de yurt dışını cennet sanmasın. Artıları var eksileri var. Benim derdim bir nebze olsun perspektif vermekti. ABD'nin artıları zaten aşikar...

Prof. Kutsal Doğan Twitter'da paylaştığı düşüncelerine karşılık Türkiye'de işsizlikten bahseden birine şöyle cevap veriyor:

"Son iki yıldır durum nedir bilemiyorum. Ama çalıştırmaya kalifiye adam bulamıyorduk ben oradayken. Üniversite mezunlarının çoğu dört yıl okula gidip gelmiş, kendine iş dünyasında hemen fayda yaratabileceği bir yetkinlik katmamış, staj yapmamış insanlardı. Dünya değişti maalesef. Ben meslek lisesi mezunuyum. Üniversite'ye giremeseydim elimde iki mesleğim vardı. Elektrik ve Pompa teknisyenliği. Ortaokulun ilk yazından beri her yaz ya çalıştım ya da staj yaptım. Yaptığım işler: bakkal çıraklığı/işletmek, mandra işçiliği, muavinlik, elektrik tesisatçılığı...

Demem o ki insan kendine "Benim ne yetilerim var? Beni neden işe alırlar? Bu işimi kaybetsem ne olur?" sorularını hep ve işteyken sormalı ve kendi kendisinin en büyük yol göstericisi olmalı. Ben bugün bu işimi kaybetsem ne iş yaparımı hep düşünüyorum. Hiçbir konum garanti değil...

Türkiye'nin eksileri listemi görmediniz henüz:) Maalesef o liste daha uzun olduğu için ABD'ye geri döndük... Biz de o sebepler, kariyer ve iş imkanları nedeniyle ABD'de karar kıldık." diyerek cevap veriyor.

"Ben iş ve kariyer konusunda Türkiye'de cok daha avantajlı olacağımı düşündüğüm halde yurt dışında kalmayı tercih ediyorum..dediğim gibi sosyal nedenler cok rahatsızlık verici" diyerek fikrini ifade eden bir takipçisine, "Anlıyorum. Biz onu dahi göze almıştık Türkiye'ye giderken. Ama olduramadık. Dilimiz uzun..." şeklinde bir özeleştiri yapıyor.

Ve sohbetine devam ederken şunları ekliyor:

"Şaşırdım gerçekten. İzmir ve İstanbul'da cok iyi hizmet aldığım hastane/sağlık ocağı oldu. Çeşme'deki devlet (Alper Çizgenakat'tı sanırım adı) hastanesi, Erzurum Oltu Devlet hastanesi, Kirazlıdere Sağlık Ocağı (Çekmeköy) gerçekten kimseyi tanımadan gidip memnun kaldığımız yerler.

Şikayet milli sporumuz. Ben de dahil. Bazen kapılıp negatife yöneliyoruz. Hep düşünmüşümdür trafikte kornalaştığımız insanlar kim diye. Senin benim gibi insanlar. Ama o trafiğin içinde canavarlaşıyoruz. Kişinin kendine sahip olmayı bilmesi öğrenilebilecek/eğitimi mümkün bir alan.

Türkiye'nin artıları listesinde Türkiye'nin eksilerini arıyor vatandaş. Eksileri neden yok diyorlar.  Artı kelimesi dört harf. Ama onu dahi anlamak istemeyenler var... Cümle içinde kullanayım belki o zaman anlaşılır. "Ben artı gördüm."

Tecrübelerimi aile sohbetlerinde hep paylaşıyorum. Ama yazmak lazım. İnsan her yaşadığı yerde güzelliklere ve iyiliklere odaklanmalı. Bir ülkenin/şehrin her şeyinden nefret edip hala orada kalan, bunu yaparken 20li yaşlarında olan ve onu oraya bağlayan ailevi veya başka sebepleri olmayan insana ne diyebilirsin ki?

Ben gerçekten böyle gençleri görünce üzülüyorum. Hem kendilerine hem de bulundukları yere yazık.

İnsan 20li yaşlardaysa, akli ve fiziki yetileri yerindeyse finansal imkanları ne olursa olsun çalışır eder kendini o cendereden kurtarır. Yok eğer bununla ilgili çabanız greencard piyangosuna vb. hayal ülkelerine başvurmakla limitliyse o zaman Twitter Şövalyeliği yaparsınız anca.

Kısacası bir tespite "ama hocam o çok iyi bir şey değil ki" demek pek yerinde değil. İyi veya kötü o ayrı. Tespit tespittir. Sebepleri, problem olup olmadığı, kime ve neye göre problem olduğu, nasıl çözüleceği ancak tespit yapıldıktan sonra olur. Ben tüketici gözüyle tespiti yaptım.

Türkiye’de iktidar yanlısı-karşıtı kutuplaşması öyle bir hal almış ki Türkiye ile ilgili artıları iktidara destek, eksileri ise iktidara köstek görüyor birçokları. Halbuki benim bu yazdıklarımın tamamını 1995te de 2005te de aynen yazardım. Ülkenin en büyük eksisi o bence:(

Burada da küfrü yiyorum. Olsun. Zaten amaç tecrübemi kendi ağzımdan yazmak. Bilimsel bir araştırma yayınlamıyorum. Bunlar benim kendi gerçeklerim. ABD'ye gelip burası tam aradığım yer diyen arkadaşlarım da oldu. Türkiye'yi tamamen unutabilenler de oldu." 

Prof. Kutsal Doğan, 19 Mart 2018, Twitter

Kutsal Doğan @dikili



Seçkin Deniz, 27.03.2018, Sonsuz Ark, Ağacın Çürümüş Yaprakları-19, Sorgulamalar





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı