"Bunları yazmaktaki amaç yurt dışında yaşamamışlara Türkiye'nin artılarından bahsetmek. Yurt dışında her şey toz pembe değil. Ben toplam muhasebemi yapıp ABD'ye dönmüşüm. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür, biliyorum. Ama Ama hayat siyah/beyaz değil. ABD'de yaşama kararı alacalıdır."
Prof. Kutsal Doğan, Naveen Jindal School of Management, Dallas
Prof. Kutsal Doğan'ın Twitter'da paylaştığı düşüncelerini olduğu gibi yayınlıyoruz.
* Yurt dışında
yaşamamışların anlaması zor, ama gerçekten Türkiye'de sağlık sistemi iyi.
Cumhuriyet çok iyi doktorlar yetiştirdi. Ülkemizin Tıp Fakülteleri hep en
yüksek puanları alanların seçtiği okullar oldu. Tıpta uluslararası mobilite zor
olduğu için iyi doktorlar Türkiye'de kaldı.
* Ben
Türkiye'de sağlık sistemi iyi diye tweet attım madem, devamını getirelim. Başka
neler iyi? Türkiye'de
2009-2015 arası yaşamış biri olarak Türkiye'den çok şikayet etmişimdir. Her
ortamda. Başıma dertler de açtı bu şikayetler... Kendimce iyi yanlarını da
söyleyelim madem...
* Türkiye'de özel okullarda verilen yemekler de harika. Sağlıkli birçok alternatif var. Biz burada kızımızın yanına sefer tası veriyoruz. Kafeterya yemekleri ya fastfood ya da aşırı yağlı.
* Türkiye'de
kendi aracı olmayana ulaşım imkanları bol. Küçük şehirler dahi öyle. ABD'de
birkaç büyük şehir dışında kendi aracı olmayana ulaşım alternatifi yok. Otobüs
yok, dolmuş yok, taksi her yerde yok. Telefon et gelir ama pahalı. Araban
arızalanınca ortada kalıyorsun. UBER yeni.
* Dışarıda
bir yere gittiğinde mekanın sahibi ve garsonlar çocuklara ilgi gösteriyor. Üst
sınıf yerlerde oyun alanı ve ablası bile var. Çocuklara keşke gelmeseydiler
gözüyle bakılmıyor. Çocuklara olan bu ilgi neredeyse her ortamda ABD'den çok
ama çok daha iyi.
* SGK
sistemi ve ilaç fiyatları Türkiye'de ABD'den çok daha iyi. Burada sigortalar
genelde kötü. En ufak bir sağlık probleminde cebinizden ciddi para çıkıyor.
Sigortanız yoksa hele yandınız. Türkiye'de sigortalı çalışanların ve çalışmayanların
temel sağlık hizmetlerine erişimi var.
* Türkiye'de
çalışanların emeklilik sistemi her ne kadar maaşları az da olsa var. ABD'de
eskiden sadece sayılı büyük şirkette vardı Türkiye'ye benzer emeklilik sistemi
(pension). Şimdi ise hiçbir yerde kalmadı. Olanlar da iflas ediyor bir bir.
Özel emeklilik sistemi hakim... Ama zor.
* Yazlıklar...
ABD'de yazlık alabilen çok ama çok az insan var. Tatiller zaten çok az. Maaşlı
çalışanlar için ekseri iki hafta. 10 işgünü. O da eğer paralı iznin varsa. Çoğu
onu da alamıyor... Türkiye'de yazlıklar ve tatil miktarları çok ama çok iyi.
Birçok yazlık mekanı tam cennet.
* İstanbul
dahil parası olmayanın sahile erişimi mümkün. O konuda bir özgürlük var Türkiye'de.
Değişiyor olabilir ama hala var. ABD'de
belirlenmiş alanların dışında sahiller yer yer özel mülk olmuş. Ancak
belirlenmiş alanda, bazen ücret karşılığı, piknik/kamp yapabiliyorsun....
* Türkiye'de
yıllardır aynı yerlerde olanların standart gittiği esnaf lokantaları var. Burada
esnaf lokantası kalitesinde yemeğe ancak evde kendi yaparsan veya 5 yıldızli
$$$lı mekanda ulaşırsın...
* Berberler/Kuaförler...
Türkiye'de berberim 10-20TLye yarım saat harcayarak saçımı kesiyordu. Burada 20$ veriyorum. Bazen 5 dakika bile sürmüyor. Berberden sonra eve gidip kulak
arkalarının kalan kıllarını alıyorum. Ben kıllıyım tamam ama yine de yani!
Türkiye'den kötü berber yok.
* Oto/kaporta
tamiri... Türkiye'de iyi bir usta bulursan hem ucuza hem de gayet güzel araban
kısa sürede cillop gibi olur. ABD'de bu işler çok pahalı. Ulaşım alternatifi de
olmayınca arabayı tamire vermek/almak bir cefa. Bir de parası. Dolayısıyla eski
arabalar "ucuz". Yeni şart...
* OGS
sistemi... Türkiye'nin bir ucundan diğerine aynı sistem var. Burada Houston'da
ayrı Dallas'da ayrı sistem var. Özel şirket bazı yolları yapan. Bir yerde
aldığın TollTag (OGS şeysi) ötede çalışmıyor. Yeni yeni kabul eden yerler var.
Eyalet dışına çıkınca hele iyice imkansız.
* Ev
temizletmek... Eğer evinizi birine temizletiyorsan Türkiye'de alacağın hizmeti ABD'de
alamazsın. Nokta. Burada temizliğe gelenler sadece iki saatte üstünkörü bir
temizlik yapar gider. Öyle Türkiye'deki gibi dipli kıyılı temizlik, tüm gün kalmak,
vb... şeyler yok, olsa da para yetmez.
* Sokak köşesi çiçekçileri... Çok kaliteli çiçekler çoğu zaman çok ucuza her köşede hazır. Mis gibi kokuyorlar. Fiyat fazla geldiyse iki sebep vardır. Yağlı müşteri görünüyorsundur. Ya da o çiçeğin arzı azdır. Pazarlık et.
* Pazarlar...Taze
ve kaliteli sebze/meyve. Türkiye'de temel sebzeler hem kaliteli hem ucuz. İstanbul'un kenar mahalle pazarları ise ülkenin birçok yerinden hem daha
kaliteli hem de daha ucuz. İnsan sayısı çok, sürüm çok. Herkes kazanıyor... ABD'de
sebze pahalı, hormonlu ve kalitesiz.
* Sosyal
destek sistemi... Eş, dost, akraba. Çocuk büyütmek burada anne ve babanın
sırtında. Destek olacak kimse yok. Para vermeden çocuğunu bir iki saat teslim
edeceğin kimse yok. Anne yok, kardeş yok. Burada canciğer dostluk bence yok.
Bizim anladığımız şekli yok.
* Komşuluk...
Türkiye'de çok hırt insan var. Doğru. Tanımayanlar birbirine soğuk nevale...
Doğru. Ama çok güzel komşuluk da var. Benim tüm hayatım boyu çok güzel
komşularım oldu. Ailem gibi yakın olduklarım oldu. En son İstanbul'da bu konuda
çok şanslıydık. Hala görüşüyoruz...
* Biraz da
sistemlerden bahsedelim... Türkiye'de bankacılık sistemi çok iyi. Fatura
ödemeleri, vs. Eğer bankada yüklü bir bakiyen varsa o zaman daha da iyi. İstediğin ülke para biriminde hesap açman mümkün. ABD'de bankacılık maalesef
geride. EFT yapmak dert. Sadece $ hesabı var...
* E-devlet...
Türkiye'de e-devlet sistemi çok iyi. Daha da iyi olacak. E-devlet üzerinden
özel kurum hizmetleri dahi mümkün. Gelirken birçok hesabı (elektrik, internet,
vb...) e-devlet üzerinden kapattım, güvenceleri IBAN verdim hesabıma yattı.
Burada böyle merkezi bir sistem yok.
* Ev
vergileri... Her ne kadar karşılığını çoğu yerde okul kalitesi olarak alıyorsak
da ABD'de yıllık ev vergisi hayli yüksek. Eğer çocuğunu özel okula yollarsan o
zaman topluma fayda bu vergi ama sana direkt faydası yok. Evin gerçek değerinin
%3'ü neredeyse. Türkiye bu açıdan "iyi".
* Kahvaltı...
Türkiye'de en uyduruk hotelde bile sağlıklı bir kahvaltı olur. Orta sınıf bir
hotelin ise kahvaltı büfesini ABD''de ben hiçbir mekanda bulamadım. Üst sınıf
hotellerin kahvaltı büfeleri ise abartı artık. Hani derler ya İstanbul'u ancak
üç jenerasyonda öğrenirsin, öyle.
* Ekmek...
Bildiğin o ekmek ABD'de maalesef yok. Değişik değişik ekmek var tabi. Ama
Türkiye'deki Francala ekmeği o şekilde ve o fiyata maalesef yok. Biz alıştık ve
aramayı bıraktık. Ama Türkiye'deki o fırından aldığın sıcak ekmeği arama...
Belki yeni yeni büyük yerlerde olabilir.
* Ekmek demişken ekmeğe saygıya gelelim. Türkiye'de nimete olan saygı maalesef ABD'de yok. Genel olarak ABD' tüketim toplumu. Bol kazan, bol harca... Yemediğinı çöpe at. Biz öyle değiliz. Kızımız da yle değil. Bizde yazık ve günah kavramları hakim. Yenilebilecek bir şeyi atmayız...
* Denizler...
Her ne kadar balık sayısı zaman içinde azalıyor olsa da Türkiye'deki denizler
kalitesinde bir deniz ABD'de yok. Okyanus farklı. Key West, belki San Diego'da
bir iki plaj harici o bizim anladığımız koylar - deniz ve dağların buluşması
burada yok...
* Yalnızlık...
ABD'de yalnızlık daha zor. Bireysel olanı da zor ama ailece yalnızlık da daha
zor. Tanıdığınız yoksa ABD'nin birçok yerinde sıkılırsınız. Sokaklarda insan
bulamazsınız. Yukarıdaki birçok şey gibi bu da bölgesel. Ama ortalamada durum
böyle gibi. ABD'lilere de daha zor.
* Pasta...
ABD'de pastalar görüntüde çok güzel ama tadları Türkiye'de en ücra bir kasaba
pastanesinden alacağın pastadan kötü. Amerikalılar yağ ve şeker bazlı bir
kremaya bayılıyorlar. Bizim ağız tadımıza uymuyor. Ben sevene rastlamadım.
Bizim pastalarımızı/tatlılarımızı arıyoruz.
* Dişçiler...
Pahalı ve kötü bir hizmet. Diş hekimi nezdinde yolunacak kazsınız. O kadar
pahalı ki Türkiye'ye gidenler var bu hizmet için. Gidiş geliş uçak dahil çok
daha ucuza geliyor. Nasıl olmuşsa sağlık sigortası dişleri kapsamıyor. Diş
sigortaları ise mantıksız ve kapsamsız...
* Aklıma
gelenler bunlar. Burada noktalayayım. Fırsatını ve şartlarını ayarlayabilen
tabi ki ABD'ye veya başka yerlere gelsin. Ama gelemeyenler de yurt dışını cennet
sanmasın. Artıları var eksileri var. Benim derdim bir nebze olsun perspektif
vermekti. ABD'nin artıları zaten aşikar...
Prof. Kutsal Doğan Twitter'da paylaştığı düşüncelerine karşılık Türkiye'de işsizlikten
bahseden birine şöyle cevap veriyor:
"Son iki yıldır durum nedir bilemiyorum. Ama çalıştırmaya kalifiye adam bulamıyorduk ben oradayken. Üniversite mezunlarının çoğu dört yıl okula gidip gelmiş, kendine iş dünyasında hemen fayda yaratabileceği bir yetkinlik katmamış, staj yapmamış insanlardı. Dünya değişti maalesef. Ben meslek lisesi mezunuyum. Üniversite'ye giremeseydim elimde iki mesleğim vardı. Elektrik ve Pompa teknisyenliği. Ortaokulun ilk yazından beri her yaz ya çalıştım ya da staj yaptım. Yaptığım işler: bakkal çıraklığı/işletmek, mandra işçiliği, muavinlik, elektrik tesisatçılığı...
"Son iki yıldır durum nedir bilemiyorum. Ama çalıştırmaya kalifiye adam bulamıyorduk ben oradayken. Üniversite mezunlarının çoğu dört yıl okula gidip gelmiş, kendine iş dünyasında hemen fayda yaratabileceği bir yetkinlik katmamış, staj yapmamış insanlardı. Dünya değişti maalesef. Ben meslek lisesi mezunuyum. Üniversite'ye giremeseydim elimde iki mesleğim vardı. Elektrik ve Pompa teknisyenliği. Ortaokulun ilk yazından beri her yaz ya çalıştım ya da staj yaptım. Yaptığım işler: bakkal çıraklığı/işletmek, mandra işçiliği, muavinlik, elektrik tesisatçılığı...
Demem o
ki insan kendine "Benim ne yetilerim var? Beni neden işe alırlar? Bu işimi
kaybetsem ne olur?" sorularını hep ve işteyken sormalı ve kendi kendisinin en
büyük yol göstericisi olmalı. Ben bugün bu işimi kaybetsem ne iş yaparımı hep
düşünüyorum. Hiçbir konum garanti değil...
Türkiye'nin
eksileri listemi görmediniz henüz:) Maalesef o liste daha uzun olduğu için ABD'ye
geri döndük... Biz de o sebepler, kariyer ve iş imkanları nedeniyle ABD'de
karar kıldık." diyerek cevap veriyor.
"Ben iş ve kariyer konusunda Türkiye'de cok daha avantajlı olacağımı düşündüğüm halde
yurt dışında kalmayı tercih ediyorum..dediğim gibi sosyal nedenler cok
rahatsızlık verici" diyerek fikrini ifade eden bir takipçisine, "Anlıyorum. Biz onu dahi göze almıştık
Türkiye'ye giderken. Ama olduramadık. Dilimiz uzun..." şeklinde bir özeleştiri yapıyor.
Ve sohbetine devam ederken şunları ekliyor:
"Şaşırdım gerçekten. İzmir ve İstanbul'da cok iyi hizmet aldığım hastane/sağlık ocağı oldu. Çeşme'deki devlet (Alper Çizgenakat'tı sanırım adı) hastanesi, Erzurum Oltu Devlet hastanesi, Kirazlıdere Sağlık Ocağı (Çekmeköy) gerçekten kimseyi tanımadan gidip memnun kaldığımız yerler.
"Şaşırdım gerçekten. İzmir ve İstanbul'da cok iyi hizmet aldığım hastane/sağlık ocağı oldu. Çeşme'deki devlet (Alper Çizgenakat'tı sanırım adı) hastanesi, Erzurum Oltu Devlet hastanesi, Kirazlıdere Sağlık Ocağı (Çekmeköy) gerçekten kimseyi tanımadan gidip memnun kaldığımız yerler.
Şikayet milli sporumuz. Ben de dahil. Bazen kapılıp negatife yöneliyoruz. Hep düşünmüşümdür trafikte kornalaştığımız insanlar kim diye. Senin benim gibi insanlar. Ama o trafiğin içinde canavarlaşıyoruz. Kişinin kendine sahip olmayı bilmesi öğrenilebilecek/eğitimi mümkün bir alan.
Türkiye'nin
artıları listesinde Türkiye'nin eksilerini arıyor vatandaş. Eksileri
neden yok diyorlar. Artı kelimesi dört
harf. Ama onu dahi anlamak istemeyenler var... Cümle
içinde kullanayım belki o zaman anlaşılır. "Ben artı gördüm."
Tecrübelerimi
aile sohbetlerinde hep paylaşıyorum. Ama yazmak lazım. İnsan her yaşadığı yerde
güzelliklere ve iyiliklere odaklanmalı. Bir
ülkenin/şehrin her şeyinden nefret edip hala orada kalan, bunu yaparken 20li
yaşlarında olan ve onu oraya bağlayan ailevi veya başka sebepleri olmayan
insana ne diyebilirsin ki?
Ben
gerçekten böyle gençleri görünce üzülüyorum. Hem
kendilerine hem de bulundukları yere yazık.
İnsan 20li yaşlardaysa, akli ve fiziki yetileri yerindeyse finansal imkanları ne olursa olsun çalışır eder kendini o cendereden kurtarır. Yok eğer bununla ilgili çabanız greencard piyangosuna vb. hayal ülkelerine başvurmakla limitliyse o zaman Twitter Şövalyeliği yaparsınız anca.
Kısacası
bir tespite "ama hocam o çok iyi bir şey değil ki" demek pek yerinde değil. İyi
veya kötü o ayrı. Tespit tespittir. Sebepleri, problem olup olmadığı, kime ve
neye göre problem olduğu, nasıl çözüleceği ancak tespit yapıldıktan sonra olur.
Ben tüketici gözüyle tespiti yaptım.
Türkiye’de
iktidar yanlısı-karşıtı kutuplaşması öyle bir hal almış ki Türkiye ile ilgili
artıları iktidara destek, eksileri ise iktidara köstek görüyor birçokları.
Halbuki benim bu yazdıklarımın tamamını 1995te de 2005te de aynen yazardım.
Ülkenin en büyük eksisi o bence:(
Burada
da küfrü yiyorum. Olsun. Zaten amaç tecrübemi kendi ağzımdan yazmak. Bilimsel
bir araştırma yayınlamıyorum. Bunlar benim kendi gerçeklerim. ABD'ye gelip
burası tam aradığım yer diyen arkadaşlarım da oldu. Türkiye'yi tamamen
unutabilenler de oldu."
Prof. Kutsal Doğan, 19 Mart 2018, Twitter
Kutsal Doğan @dikili
Prof. Kutsal Doğan, 19 Mart 2018, Twitter
Kutsal Doğan @dikili
Seçkin Deniz, 27.03.2018, Sonsuz Ark, Ağacın Çürümüş Yaprakları-19, Sorgulamalar
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.