"Trump halkına sürekli bir korku ve tehlike aşılıyor. Dış tehlike tanımlamasını yaptığı bu korkularla nasıl hareket edeceğine dair en ufak bir işaret yok. Ama en önemlisi ise ABD’nin bu tehditlerin hangisini önceleyeceği ve hangi yöntemleri kullanacağı meselesi."
Zeytin Dalı Harekâtıyla bölgedeki dinamikleri değiştiren Türkiye, bu operasyonla kimlerin oyunlarına çomak sokmuştu da işleri böylesine değiştirmiş, herkesin kartlarını açık oynamasını sağlamıştı?
Gelin bu güvenlik belgesini daha yakından inceleyip o gün aldığım notlarla bugüne bir bakış açısı sunalım.
ABD, Fransa ve İngiltere önceki gün (14 Nisan 2018, sabah) erken saatlerde Şam’daki askeri bölgeleri bombaladı. Birçok kişi tarafından beklenen bu saldırı, kimileri için sürpriz oldu. Aslında olayın kimse için sürpriz olacak bir yanı yoktu.
Çünkü ABD, geçtiğimiz yıl sonu açıkladığı ulusal güvenlik stratejisiyle olacakların sinyalini bir şekilde vermişti. Tam bu strateji açıklandı derken yaklaşık bir hafta sonra Rusya’da 10 yıllık askeri modernizasyon ve savunma planlarını içeren bir program hazırladığını duyurdu.
Şam saldırısı dahil olmak üzere ABD’nin attığı hiçbir adımın sürpriz olmadığı/olmayacağı o günü iyi okuyanlar için gayet açıktı. Belgeleri bir deli saçmalığı olarak niteleyenler ise şimdi yeniden o belgelerin okunması gerektiğine işaret ediyorlar.
Her şey ortada mı?
ABD’nin 2017 yılı sonunda yayınladığı stratejik güvenlik belgesi, gündemin diğer konuları arasında kendine ciddi yer bulamadı. O gün birçok kişi tarafından endişe verici ve sonuçlarının çok farklı olacağı şeklinde yorumlanan bu belge, ABD Fransa ve İngiltere'nin Suriye rejimini 14 Nisan cumartesi günü sabah erken saatlerde bombalamasıyla tekrardan gündeme geldi. Bombalamanın anlaşılmasında önemli olan bu noktayı “güvenlik belgelerinden ABD’nin yeni bir güvenlik politikası izleyeceği ortadaydı” gibi sıradan cümlelerle örtmeye çalıştı bazı analizciler.
O gün şartlarıyla belgedeki maddeler ve güvenlikle kastedilenler neyi kapsıyor pek net değildi. Mesele, bu belgeler yayınlandıktan bir ay kadar sonra Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtıyla başlatmasıyla netleşti.
Hem rakip hem tehdit
ABD Başkanı Donald Trump, basın toplantısıyla açıkladığı 55 sayfalık ulusal güvenlik strateji belgesinde Çin’le Rusya’yı askeri açıdan tehdit tanımlamış, Çin'e ayrıca ve açık bir şekilde "ekonomik açıdan bize rakipsin" demişti. Bu 4 yıllık stratejiyi bir seçim kampanyası edasında sunan Trump, güvenlik ve ekonomiyi aynı kefede tutarak ABD’ye karşı “ekonomik agresiflik” içinde olan Çin ve Rusya gibi ülkelerin ulusal güvenlik için önemli bir sorun teşkil ettiğini ifade etmişti. Bunu derken kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutacağı vurgusunu da en yüksek tondan yapmıştı.
Bir yandan da Kuzey Kore ve İran için "haydut rejimler" diyen Trump, aslında o günden kime nasıl yaklaşacağını üstü kapalı da olsa belirtmiş. Trump’ı o günlerde ciddiye almayanlar, maddelerin hayata geçirilmesiyle yeni bir keşif yapmış olmanın heyecanıyla okkalı bir ABD ve Trump analizine soyundular. Oysa her şey zaten ortadaydı.
Trump’ın siyasi körlüğü
ABD’nin yeni ulusal güvenlik belgesi, ülkenin stratejik meyli ve bu meylin mevcut uluslararası düzene etkisi açısından da önemli. Trump'ın göreve geldiği günden bu yana yaşadığı siyasi körlük ve kapıldığı hevesleri ülkesinde istenen ekonomik büyümeyi sağlamıyor. Ulusal güvenlik bağlamındaki tespitler, ekonomi açısından doğru görülse de siyasetteki denge politikasına denk gelmiyor. Donald Trump’ın bu hareketleri, akıllara ABD için bir rejim değişikliğini mi hazırlıyor sorusunu getiriyor.
ABD Başkanı Trump, "ekonomik güvenlik" kavramına da değindiği belgede, "barışı korumak için" orduyu güçlendireceklerini de söyledi. Güvenlik ve ekonomiyi ayrı tutmayışı ise dikkatlerden kaçmadı. Bunun yanı sıra belgede nasıl olduysa, Ortadoğu'daki terör örgütlerini ABD çıkarlarına karşı tehlike olarak konumladı. Ortadoğu’da yeni bir pozisyon geliştiremeyen Trump yönetimi, aslında belgelerde bahsettiği “korku”lara yenik düşmüş gibi görünüyor.
Korku var önlem yok
Trump halkına sürekli bir korku ve tehlike aşılıyor. Dış tehlike tanımlamasını yaptığı bu korkularla nasıl hareket edeceğine dair en ufak bir işaret yok. Ama en önemlisi ise ABD’nin bu tehditlerin hangisini önceleyeceği ve hangi yöntemleri kullanacağı meselesi.
NATO için de daha fazla sorumluluk vurgusu yapan ve herkesin dış politikada başının çaresine bakmasını isteyen Trump, kendi ulusal stratejisini güç çerçevesinde şekillendiriyor. Bu stratejiyle yönetimin güvenlik tanımlaması, tehdit algılaması ve bu tehditlere karşı hangi şekilde karşı koyulacağı genel hatlarıyla ortaya koyuluyor.
Aslında ABD, bu belgeyle kime karşı nasıl bir tavır alacağını önceden söylemişti. Ve o günden sonraki adımları da söylediklerini tasdikler nitelikteydi. O zaman 14 Nisan gününe yeniden dönecek olursak ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit eden unsurların ve strateji belgesinde bahsedilen hususlar çok daha rahat anlaşılabilir.
Halime Kirazlı, 16.04.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Özel Dosyalar
Özel Dosyalar
Halime Kirazlı Yazıları
Takip et: @hlmkrzl
Özel Dosyalar
Halime Kirazlı Yazıları
Takip et: @hlmkrzl
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.