Yazmak
sevdiğim, ama öylesine gelişen bir şey (di) benim için. Anlık bir heyecan gibi,
ama gelip geçici olmayan anlık heyecanlardan biri.
Eğitim
süreci başlarken ilk defa "gerçekten yazıyor muyum, gerçekten yazabilir
miyim?" sorusunu sordum kendime. Sanırım yazmayı ilk defa ciddiye almaya
başladım..
Daha
önce yazarken hissetmediğim bir his eğitim süreci boyunca bırakmadı peşimi. 'Olacak mı?' endişesinin verdiği bir baskı hissi.
Sanırım
bu his yazmak için gerekli olsa da abartınca ket vuruyor insana.
İlk defa
hocamdan duyduğum "yazmak için gerekli psikolojik uzaklığı öğrenme"
işini tam olarak beceremediğimi gördüm. Dış dünyanın etkisinden kurtulup iç
dünyamla verimli bir bağlantı kuramıyor olduğumu fark ettim.
Yazarken
kendimi ifade etmek için gerekli olan kelime dağarcığımda eksikler olduğunu
öğretti bu süreç bana. Çok iyi bir yazı yazmayı hedeflersem, ortaya iyi bir
yazı çıkaramayacağımı da.
Hata
yaparak öğreneceğimi öğrendim bu süreçte, ama bu durumu sürekli bir hale
getirmemem gerektiğini de.
Kalemin
hakkını vermek için kalemle aramda disiplinli ve samimi bir bağ kurmam
gerektiğini öğrendim. Düşüncelerimi baskılamak yerine, onları serbest bırakmam
gerekiyor; bunun da farkına vardım.
Bilgi
toplama,analiz, verilen ödevi doğru algılama, algılanan şeyi doğru ifade etme,
imlâ kurallarına dikkat etme gibi şeyler konusunda kendimi daha donanımlı bir
hâle getirmem gerektiğini fark ettim.
İyi iş
çıkaramasam da bana sunulan bu eğitim sürecinde yazmayı gerçekten sevdiğimi
öğrendim.
Son
olarak, öğrenmem gereken çok şey olduğunu biliyorum, öğrendiğim şeyleri
geliştirmem gerektiğini de.
Vazgeçmediğim
ve vazgeçmeyeceğim için mutluyum..
Ve bana
sunulan bu eğitim fırsatı için minnettarım...
Emine Örs, 16.04.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Gri Günce, Denemeler
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.