21 Nisan 2018 Cumartesi

SA5994/KY38-SevDur138: Halkı Öldürme Yetkileri Varmış



Takdim

İkinci Dünya Savaşı esnasında, aralarında anlaşan bir grup Alman subayı Adolf Hitler’e suikast yapmayı planlar. Operasyon ana hatlarıyla iki aşamadan oluşur. İlk aşamada Hitler, yapılacak bombalı bir suikastla öldürülecek, ikinci aşama da ise rezerv askerler devreye sokularak Hitler’e karşı bir darbe yapılıyor bahanesiyle SS’ler ve üst düzey ordu mensupları devre dışı bırakılacaktır. 

Her şey yolunda gibi gözükürken planın en hayati kısmı olan Hitler’in öldürülmesinde başarısız olunduğu haberi gelir. Bunun üzerine darbe yanlısı olmayan fakat sesini de çıkarmayan komutanların hepsi canlarını kurtarmak için darbecilere karşı savaşmaya başlarlar.

15 Temmuz ana darbe davasında tutuklu sanıklardan eski Kurmay Albay Nebi Gazneli’nin avukatı yarım saat bu filmi anlatmakla başladı savunmasına. Belli ki akıl hocalarından aldığı taktikle Valkyrie Operasyonu filmiyle 15 Temmuz arasında benzerlik kurmak istedi. Devlet başkanına suikast girişimi, darbenin kısa sürede bastırılması ve her iki olaya da kalkışma denmesi gibi benzerlikleri sıraladı ardından. 

“Bu filmi mutlaka izlemelisiniz” önerisinde bulunan Avukat Lale Beşe, “Tutuklu olan taraf biziz, tabii ki konuşmamızı uzatacağız, beraat verecekseniz kısa keseyim” diyerek kendisine ayrılan iki buçuk saati, iki film anlatımı, köşe yazısı örnekleri ve başka dosyaların içeriğini anlatarak “bu dosyalar hep böyle” genellemeleriyle tamamladı.

Cezaevleri çok masraflıymış, bu kadar kişiyi cezaevinde tutmaya ne gerek varmış, evlerinde elektronik kelepçeyle de cezalarını çekebilirlermiş, uzun vadede müvekkillerinin beraat edeceklerine inançları tammış, o zaman da devletin tazminat ödemesi gerekirmiş, devlet bu tazminatlarla nasıl baş edecekmiş… Bunlar da sanık avukatı Lale Beşe’nin savunma yöntemlerinden.

Emniyet söylemese darbeci olduğundan haberi yok

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin aralarında 4 generalin de bulunduğu tutuklu 14 sanığın yargılandığı davayı Gerçek Hayat dergisi olarak izledik. 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ndeki büyük salonda görülen davada 11 Nisan Çarşamba günü eski Kurmay Albay Sadık Cebeci ve eski Kurmay Albay Nebi Gazneli’nin savunması dinlendi. İkisi de kendilerine yöneltilen suçlamaları reddetti, diğer FETÖ’cü sanıklar gibi hiçbir şey bilmediklerini iddia etti. O kadar ki; WhatsApp’a üye olduğunu, telefonundan mesaj çekildiğini emniyet söylemese bilmeyecekler(!)

Verilen vazifeleri emir komuta zinciri içinde yaptığını ileri süren sanık Sadık Cebeci, “15 Temmuz günü ben ve alayıma bir tuzak kurulmuş ve bu darbe kalkışmasına bulaştırılmıştır. İddianamede somut bir delil yoktur. Askeri görev yaptığım unutularak hayatın olağan akışına uygun olan askeri vazifeler darbe kalkışması ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır” ifadeleriyle iftiraya uğradığı izlenimini vermeye çalıştı.

Görmedim, duymadım, bilmiyorum

Tutuklu sanıklardan eski Kurmay Albay Nebi Gazneli de hakkındaki tüm suçlamaları reddederek savunmasına başladı: “Hiçbir kanunsuz emir almadım, kanunsuz iş yapmadım. Darbe girişimi içinde bilerek ve isteyerek yer almadım. WhatsApp grubunda kendi faaliyetlerim hakkında rapor vererek girişimin yönlendirilmesi konusunda faaliyette bulunduğum iddia edilmektedir. Malum 23.50 sıralarında bu gruba atılan ‘Taksime takviye istiyoruz. Kalabalık toplanıyor’ şeklindeki mesajı da benim faaliyetlerimle ilgili rapor verdiğim iddiası şeklinde yer almıştır. İddiayı kabul etmiyorum. İddianamede geçen sözde şahsıma ait olduğu belirtilen mesajın kim tarafından, ne zaman atıldığını, nasıl atıldığını bilmiyorum. İradem, bilgim ve isteğim dışında bu gruba kaydedilmişim. Birileri benim telefon numaramı kaydetmiş. Ben gece boyunca WhatsApp mesajlarına hiç bakmadım. Ben WhatsApp’a üye olduğumu, telefonumdan mesaj çekildiğini emniyette öğrendim” şeklinde konuştu.

Darbe gecesi “sıkın, ateş edin” gibi emirleri kesinlikle vermediğini savunan sanık Gazneli, o gece şehit olanların da askerler tarafından açılan ateş sonucunda şehit olduğunun kesin delillerle ispatlanmadığını ileri sürdü. Mesleğini mutlak itaatin oluşturduğunu söyleyen Gazneli’ye göre sempatisi bile olmadığı bir örgüte üye olmakla suçlanıyor. Üstelik her ikisi de ifadelerinde halk darbeyi biliyordu, askeri linç etmek için dışarı çıktı, askerin de nefsi müdafaa için halkın üzerine ateş açma hakkı olduğunu savundu.

Halka iftira attılar

Her ikisinin de ağzından çıkan halkı suçlayıcı bu ifadelere bir şehit annesi dayanamayıp tepki gösterdi. Mahkeme başkanı tepki gösteren şehit yakınını önce uyardı sonra salondan çıkarttı. Askerin halkına karşı silah kullanma yetkisi vardır sözlerine tahammül edemediğini söyleyen Şehit Muharrem Kerim Yıldız’ın annesi Asiye Yıldız, şu açıklamalarda bulundu: “Halk darbeyi bilerek dışarı çıktı, askerleri linç etmeye çalıştılar, askerin de nefsi müdafaa için silah kullanma yetkisi var diyerek halkı suçladılar. Bizim askerimizin, bizim ödediğimiz silahlarla bize ateş etme yetkileri varmış. Ben en çok buna sinirlendim. Hakim beye sanığın hakaret ettiğini söyledim, o da normal savunmasını veriyor dedi. Tartıştığımız için dışarı çıkarttı beni. Bu adamlar devlete darbe yapıyor ve bu şekilde konuşabilme cesareti buluyorlar. Bazı darbecilerin paralarına koyulan tedbirler kaldırılıyor. Buna ister istemez sinirleniyoruz. Ben bir şehit eşiyle konuştum, eşi emeklilik hakkını kazandığı halde, şehit olduğu için şehit ailesi maaşıyla birleştirilerek maaşı düşürülmüş. Şehit ailelerinin maaşları düşürülüyor, edinilmiş hakları kısıtlanıyor, ama darbecilerinki birikmişleriyle birlikte veriliyor. Adalet midir bu?”

Darbeciler, ekmek elden su gölden

“Onları dinlememiz lazımmış, bizim acımız ne olacak” diye feryad eden bir diğer şehit yakını “Silah kullanma yetkimiz vardı diyor, dışarı çıkan vatandaşlar askerleri tehdit etmiş, onlar da kendilerini savunmuş. Onları dinlerken mahkeme başkanının bazı konularda ikaz etmesi gerekmez mi? Bizim şu andaki en büyük sıkıntımız bunlara gereğinden fazla ilgi ve alaka gösterilmesi, imkan tanınması. İlk zamanlar aileleriyle görüşmeleri kısıtlıydı, şimdi rahatlar. Bazı birikimleri üzerindeki tedbir kaldırılmış, avukatlarıyla olan görüşme süreleri uzatılmış. Sanıkların şikayetleri üzerine bunlar yerine getiriliyor. Ama bizim hiçbir talebimiz yerine getirilmiyor. Tek tip kıyafet dedik, hani nerde? Koskocaman çatı davası, ana darbe davası burada en fazla 30 kişi alacak bir salona sıkıştırıldı. İzleyici gelemiyor. Burayı bulmak bile zor” diyerek öfkeli olmalarının sebeplerini sıraladı.

Sanık yakınlarıyla aynı yerde namaz kılıyoruz

Bu davaları şahsi meselesi olarak görmediğini söyleyen Muhammed Fazlı Demir’in eşi Fatma Demir, çatı davanın hepsinden önemli olduğunu ifade ederek, darbe ana davasına yönelik gözlemlerini anlattı. “Sanıkların söylediklerinden onların kendilerini zanlı olarak görmediklerini anlıyoruz. ‘Cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırarak ayaklandırdı, halkı galeyana getirdi’ diyorlar özetle. Ellerinden gelse bizi içeri atıp, kendileri keyif sürecek. Ama Allah büyüktür, adalet güneş gibi bir kavramdır. Bazen kararır ama doğduğu zaman her yeri aydınlatır. Allah’ın adaletinin yanında mahkemenin adaleti konuşulacak bir şey değildir.

Ben mahkemelerde sabretmeye çalışıyorum. Bir şehit annesi dayanamadı bu konuşmalara. Bizim aleyhimize de kullanılacağını düşündüğümüz için susuyoruz. Mahkemelere gittiğimizde sanık yakınlarıyla da karşılaşıyoruz. Aynı yerde namaz kılıyor, aynı yerde kuran okuyor, aynı yerde her şeyi yapıyoruz. Bizim şahsi meselemiz yok, al bu senin zanlın deyip benim elime verirlerse benim konuşma hakkım olur ve İslam ölçüleri altında zulmetmeden yargılarım. Sabır Allah tarafından insana verilen bir mükafat diye düşünüyorum. Ama sabır bazen adalet önünde olmuyor.”

Sevk ve idare için örgütlenen kişiler bunlar

15 Temmuz Derneği Avukatlarından Faruk Görmüş, İstanbul ana darbe davasında sona gelindiğini, hakimin 16 Nisan Pazartesi günü kararı açıklayacağını ifade etti. Savcının mütalaasına göre sanıkların son savunmalarını yaptıklarını söyleyen Görmüş, İstanbul’un çeşitli yerlerindeki birliklerin darbeyi yöneten komutanlarının ana darbe davasında yargılandığını söyleyerek şu açıklamalarda bulundu: “WhatsApp grubu üzerinden haberleşip koordine olup, sevk ve idare etmek üzere örgütleşen kişiler bunlar. Bugün dinlediğimiz Nebi Gazneli, Hasdal Kışlası’nın komutanı. 14 Temmuz günü oraya tayin oluyor. Bir gün önce dinlenen Müslüm Kaya da yine Hasdal Kışlası’nın eski komutanı. 14 Temmuz’da devir teslim yapıyorlar, ancak Müslüm Kaya yeni kışlasına gitmiyor. Nebi Gazneli ile 15 Temmuz gecesi askerleri sevk ve idare ediyorlar. Darbeyi üst mevkide yöneten toplam 14 kişi bu dosyada yargılanıyor.

Darbe davalarının geneline baktığımız zaman çok fazla rütbeli kişi görüyoruz. Örneğin Köprüde yarbay rütbesinde olan adamlar da var, binbaşılar da var. Kuleli askeri lisesinin davası başlayacak haftaya, orada rütbe olarak önemli isimler var. Ancak burada yargılanan 14 kişi darbeyi en tepeden yöneten kişilerdir. Bu kimselerin daha önemli görevler alması örgüt içi hiyerarşilerinde daha yukarıda olduklarını gösteriyor. Zira Acıbadem bölgesindeki terör faaliyetini gerçekleştiren Mehmet Karabekir yüzbaşı rütbesindeydi ve WhatsApp grubunda etkin bir şekilde emirler yağdırmıştı. Hâlbuki bir yüzbaşının generallere emir vermesi askeri hiyerarşinin kabul edeceği bir durum değildir.”

Komutanının telefonunu araklamış

Ana davadan beraat çıkacağını düşünmediğini söyleyen Görmüş, çıkarsa da üst mahkemeye götüreceklerini belirtti: “En ağır şekilde ceza almalarını istiyoruz ki bir daha hiç kimse darbeyi aklından dahi geçirmesin. Mahkemeler kanunları uyguluyor. Elinde olmayan yetkilerle inanılmaz yüksek cezalar vermiyor zaten. Kanun bunu açıkça yazmış, bu suça teşebbüs eden kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alır. Mahkeme de bu suça teşebbüs etmiş mi etmemiş mi diye tespitini yapıyor, ona göre de cezasını veriyor.

Nebi Gazneli savunmasında WhatsApp yazışmalarının ona ait olmadığını söyledi. Halbuki kayıtlar var, emirler ve o emirlerin aynen uygulandığını biliyoruz. Hangi emirler yazılmışsa askerler aynen uygulamış. Demek ki aralarında bir koordinasyon var. Bu sefer de “benim emir erim telefonumu almış ve yazmış” diyor. Orgeneraller, tuğgeneraller gibi ciddi rütbeli insanlardan bahsediyoruz. Hangi askeri hiyerarşide bir emir eri gelip de komutanının telefonunu gizlice ele geçirip darbeyi organize edebilir. Buna inanmamızı bekleyerek aklımızla dalga geçiyorlar. Bu adamların kaçış rotasına bakıyoruz, Gazneli, Müslüm Kaya’yla birlikte Konya’ya kaçmış ve orada yakalanmışlar. HTS kayıtlarına baktığımızda patır patır rotalarını çizdiklerini anlıyoruz. İnkar etmek ve gizlemek her zamanki taktikleri zaten. Ama bir işe yaramayacak inşallah.”

Savunmalarını günlerce dinledik

Şehit yakınlarının duygularını anladıklarını fakat davaların hassasiyeti için son derece titiz çalıştıklarını söyleyen Av. Yasin Şamlı, şu ifadelerle dava sürecini anlattı: “Bizler şehit yakınlarının ve gazilerin avukatları olarak; 16 Temmuz’dan itibaren meydanlarda, kahramanca, hukukuna sahip çıkan milletimizin, açılan davalarda da hukukuna sahip çıkmaya karar verdik.

Temsil ettiğimiz şehitlerin bedenlerini darbeciler paramparça etmişti. Buna rağmen bizler, inancımız gereği, yargılanan hiçbir sanığa karşı kin ve nefretle hareket etmedik. Masumiyet karinesine, adil yargılanma hakkına, savunma hakkının kutsallığına dikkat ettik, savunmalarını günlerce ve dikkatle dinledik.

Mutlak adaletin sağlanacağı, hiç kimseye hiçbir haksızlığın yapılmayacağı bir mahkemede yargılanacağımızı düşünerek hareket ettik. Esas hakkındaki beyanımızı da bu hassasiyetle hazırladık. Şehitlerimizin, gazilerimizin, şehit yakınlarımızın hukukuna sahip çıkacağımızı bir kez daha teyit ederiz.”



Sevda Dursun, 21.04.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015

İlk Yayınlandığı yer: Gerçek Hayat





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı