"Samimi söylemek gerekirse bana bazen doğu bazen batı katılır; bazen hem doğu hem batı; bazen de ne doğu ne batı katılır. Ben neredeyse hiçbiriyle ilgilenmem. Sadece burası vardır benim için."
Örneklendirelim; Irak kitle imha silahları yalanıyla işgal edildi. Şu anda Türkiye kendi Suriye vizyonunu izliyor. Bunun içerisinde Esed'le uzlaşmak yok, ama savaşmak da yok.
Bu esnada kimyasal silah kullanıldığı ileri sürüldü. Bazı görüntüler de var. Esed'le kapışan kampta mı yer almalıyız? O zaman vizyon çıkmaza sürüklenebilir.
Rusya ile ortaklık da riske giriyor. Bu çok daha önemli. Türkiye Esed'i kimyasal saldırıyla suçlayınca Rusya hemen diş gösterdi. Kimyasal saldırı gerçekten olduysa bunda Ceyşül İslam'ın da katkısı var. Tahliye anlaşmasını yokuşa sürdü.
Türkiye eğer Esed'e karşı dönerse Batı hemen uzlaşmak isteyecektir. Esed ise Rusya-İran-Türkiye saflaşması nedeniyle ABD ile uzlaşmadı.
Türkiye Esede karşı döndüğünde onlar Esedi masaya çekecek, yanı sıra Rusya-İran-Türkiye safını dağıtacak bir aralık elde edecekler.
Türk karar alıcılar, kimyasal saldırı iddiasına verilecek tepkinin Rusya-İran-Türkiye saflaşmasını bozağından eminseler bu işten uzak durmalılar.
İran'a saldırı tehdidini ardından nükleer anlaşmayı; Kuzey Kore ile nükleer inatlaşmayı, ellerin düğmeye gitmesini gördük. Sonuçta anlaştılar. Türkiye yanlış adım atarsa benzerine yol açar.
Trump tehdit savurur, asar keser; sonra masaya oturur, alacağını masada alır. Onun aldığı bizim kaybettiğimiz olacaktır.
Öte yandan kimyasal saldırı haberlerinin sahihliği, sahihse kimin yaptığı soruşturulmalı. Türkiye bunu kendi kanallarından yapmalı. BM'yi bile boşverin.
CIA başkanı Brennan "Esed'in devrilmesini istemiyoruz." demişti. ABD düne kadar Esed'le flörtünü sürdürdü. Ta ki, 1-Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonları, 2- Türkiye-Rusya-İran saflaşması olana dek.
Bizim, Batı gibi "kimyasal infialine" "kimyasal sömürüsüne" de ihtiyacımız yok. Yüzbinlerce insan varil bombaları ve topçu ateşiyle, tüfeklerle öldürüldü. Müdahale etmek için yeterliydi bu.
Stratfor da Ceyş'ül İslam(Cİ)'a dikkat çekmiş. Esed'in Cİ'ı tahliyeye zorlamak için kimyasal silah kullanmış olabileceğini yazmış.
Bekir Bozdağ'ın açıklamaları Türkiye'nin kendi çizgisini koruyacağı hissini uyandırdı bende.
Bozdağ: "Sadece kimyasal silah kullanıldığında değil, jetlerle bombalandığında, diğer silahlarla siviller öldürüldüğünde uluslararası toplumun aynı tepkiyi vermesi gerekir. Tabii bu bölgede Doğu Guta'da yaşananlarla ilgili Türkiye uzunca bir zamandır Rusya üzerinden bir çalışma yürütüyor..."
Doğu Guta'da Türkiye uzunca bir zamandır Rusya üzerinden bir çalışma yürütüyor... tahliyeler başlıyor.... Ceyş'ül İslam ne yapıyor? Kime tepki koyuyor?
Ceyş'ül İslam'ın ayak sürümesi üzerine kimyasal kullanılıyor (ya da kullandığı iddia ediliyor) Trump Esed hayvanını cezalandırmak için 48 saat ara veriyor.
"ABD Esed'in devrilmesini istemiyoruz" derken Suudi prens Selman daha geçen hafta aynısını söyledi. Tek istekleri Esed'i masaya çekmek.
Türkiye kimyasal rüzgarına kapılmamalı, demektir
Şu da sakın dikkatlerden kaçmasın: Trump'ın kimyasal gerekçesiyle Esed'i vurması Suriye'den çıkmasını öteler. Halbuki Trump Suriye'den çekilmek istediklerini söylemişti.
Selman ise ABDye "Suriye’den çıkmayın" "işgal edin" çağrısında bulunmuştu geçen hafta.
Demek ki; kimyasal saldırı sırf Türkiye'nin değil ABD'nin de politikalarını (çekilme planı) etkileme potansiyeline sahip. Kimyasal iddiaları ciddi bir soruşturmayı fazlasıyla hak ediyor.
FBI, Trump'ın avukatının ofisini basıp pornocu Daniels ile ilişkisine dair belgeler toplamış. Bill Clinton da Monica Lewinski ile ilişkisi patlayınca Irak'ı bombalamıştı
Arap Bahar'ını çoşkuyla selamladık, bugünlere geldik. Bugün ise öfkemizi askıya alarak düşünmeliyiz. Yoksa zihin kontrolü mağduru olmaktan kaçınamayız.
Trump'ın kararı açıklamak için 48 saat süre biçmesini Esed'e verilen mühlet olarak anlıyorum.
Haksız sayılmazlar. Trump Suriye'den çekilme planını mezara gömecek bir yönde ilerliyor çünkü. Her şey Centcom'un istediği gibi. Suriye'den çekilme planına "dedikodu" diyenler haklı çıkacak bu gidişle...
Kendi düşmanını başkasının hikayesinde öldürmen nakıstır. Kaddafi'nin ölümü Libya'ya hayır getirmedi. Libya, köle ticareti dahi yapılan bir ülke haline geldi.
Birşeyler söylediğimde bazen Nato kampında bazen Rus kampında buluyorum kendimi. Bazen İran bazen Avrupa; bazen ABD bazen Çin. Halbuki ne diyorsam "buralıdır"
Bazen doğu bazen batı; bazen hem doğu hem batı; bazen de ne doğu ne batı. İşte "buralı olmak" budur.
Samimi söylemek gerekirse bana bazen doğu bazen batı katılır; bazen hem doğu hem batı; bazen de ne doğu ne batı katılır. Ben neredeyse hiçbiriyle ilgilenmem. Sadece burası vardır benim için.
Ortam çok sıcak ve hareketli. Tıpkı Obamanın kırmızı / kimyasal çizgisi aşıldığında olduğu gibi...
Hatırlayalım;
Tabi Esed'in cezalandırılma vakti için geri sayım başlamışken dağ fare doğurdu. Sonra gemiler birden bire başka hedef yöneldi; Irak-DEAŞ..
ABD'nin bu kez ciddi olup olmadığı pek önemli değil. İsterse Esed'i öldürsün, hikaye bize göre devam etmeyecektir. Güçlerini kendi kafalarındaki Suriye için kullanacaklar.
Şu anki askeri hareketlilik bana 2013'teki gibi heyecan vermiyor. Çünkü; Türkiye-Rusya-İran'ın Suriye'deki gidişata birlikte el koyması üzerine -bizatihi bize karşı- başlamış bir hareketlilik.
Suriye'ye yönelik hareketliliğin bize karşı olduğunu görmeyenler, hatta sevinenler, bir yere kadar mazur. Türkiye-Rusya-İran çözümünde Esed'in "cezadan yırtması" adalet duygusunu incitiyordu. "Adalet duygusunu inciten" bir çözüm nedeniyle savruluş yaşıyorlar. Ancak devletin tek pusulası kendi bekası, fiziki bütünlüğü ve çıkarlardır.
Türkiye, Rusya-İran'ın tiksidirici şekilde Esedi koruması ile Batı'nın Suriye'deki müzmin kıyım politikası arasında tercih yaparak Astana ve Soçi süreçlerini başlattı.
Esed vurulduğunda "Cenevre"yi (hatta bu kez daha fazlasını dayatacaklar.) Cenevre en başta bir PKK devleti dikme projesidir. Esed vurulacak, intikam duygusu sönümlenecek; Cenevre dayatılacak. Bu iyi mi cidden?
DEAŞ mermisi biten ABD, Suriyenin kuzeyinde PKK devleti kurmak için (bu son safhada) İran'ı düşman seçti.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPWC) Suriye'de kimyasal silah stoğunu imha ettiği için 2013'te Nobel ödülü almıştı. Yeterince imha edememiş... Nobel'i iade etsin...
İngiltere Başbakanı May, Suriye'yle savaş için parlamento onayı aramayacaklarını söylemiş. Fakat bakıyorum da John Kerry de 2013'te aynısını söylemiş. Theresa May'in acelesi anlaşılabilir bir şey: Esed rejimine sarin gazı üretiminde kullanılan iki kimyasal maddeyi İngiltere vermişti.
Suriyede tansiyonun yükselmesi Türkiye'nin Esed'i gönderme teklifine kapı araladı. Ancak Batı Esed'in kalmasını istiyor. İstekleri: 1- İran'dan kopması, 2- PKK devletinin kurulmasını kolaylaştırması.
Münbiç'ten çıkmayan ABD, PKK ile çalıştığı bölgelerde harita projesini uygulamak istiyor. Esed'i vururlarsa anlaşamadıklarını gösterir.
Rusya-ABD her ikisi de Suriye'de kimyasal soruşturması teklif etti; her iki taraf da diğerinin tasarısını reddetti. Rusya kimyasal kullanılıp kullanılmadığının soruşturulmasını istedi.
Esed'i zayıflatmayan saldırı (Esed'e) saldırı sayılmaz. Esedi'n bu süreçten güçlenerek çıkmasına bile yol açabilirler.
İngiltere başbakanı küresel standartları korumak için saldırdıklarını açıkladı. O halde bu bir "norm savaşı". Fransa Cenevre sürecinin kaldığı yerden hemen derhal başlamasını istemiş.
Fransa: "Kimyasal saldırıya ilişkin istihbarat raporumuz sosyal medya paylaşımlarına dayanıyor..."
Kim kimi trollemiş oldu?
Trump'ın BM temsilcisi "Cenevre" diyor. Ayrıca "ne Esedi devirmekte ne de bir savaşta gözleri varmış"
Fransa d. Başkanı Macron: "Suriye'nin vurulması Türkiye ve Rusya arasında ayrılığa yol açtı "
Bu yazının Suriye'nin vurulmasına ilişkin üç tezi vardı:
1- Türkiye-Rusya-İran saflaşmasını hedef alıyor;
2- Trump'ın Suriye'den çekilme kararını iptal ediyor;
3- Masada PKK devleti kurmak için Cenevre'yi öne sürüyor.
Not: Twitter'daki düşüncelerim derlenmiştir, yazı bağımsız bir yazı olarak tasarlanmamıştır.
Ertuğrul Aydın, 22.04.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Mahfil'den
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.