"Güncel siyasi tartışmaları abartmayın. Serinkanlı olun. Birlikte başaracağız."
Günün temel çelişkisi Devlet ve FETÖ’dür.
Bu çelişki, Atlantik’ten bakıldığında “Türkiye ve ABD/Avrupa” şeklinde okunur.
Ülke içindeki kavgalar devletlerarası mücadelenin izdüşümüdür.
FETÖ tek başına Devlet’in değil Avrasya’nın da güvenlik sorunudur.
Eksen değişmesi tartışmaları FETÖ ile mücadele sonrası otomatik pozisyondur.
Suriye siyasetinin değişmesi de tam budur.
Bu temel çelişkiye bağlanmayan her analiz ya kısmi ya mevzi ya da hükümsüzdür.
Yakın gelecek siyasi hayatımızın bütün başlangıç, gelişme ve sonuçlarını bu temel çelişki belirleyecektir.
Alt çelişkileri zorlamak sonunda sahibini üzecektir!
Tersten de durum aynıdır.
Bugün tüm siyasi disiplinlerin tepesinde ya Devlet ya da FETÖ vardır.
Darbe sonrası tutanaklarda FETÖ-PKK, amir-memur ilişkisinin test edilmesi gibi.
NATO’culuk, bu “çatı örgütü” formülünü pratik ihtiyaçlar için daha rantabl buldu.
FETÖ, Asya’nın gelişini öngören Batı’nın, Devlet’in jeopolitik kırılmasına ihtimaline karşı yaptığı çok başarılı, derin ve uzun erimli hamleydi.
Zira kendi halinde bu ülkeye güvenilmezdi!
Defalarca bu realite ile yüzleştiler.
Türkiye için mutlak kölelik düzeni gerekiyordu.
FETÖ “mutlak kölelik” programıydı.
Her geçen gün bu anlam daha da pekişecektir.
Sonuçta Türkiye kazanacak!
Bu onlardan daha güçlü olduğumuz için gerçekleşmeyecek.
Kendileri bir “görünmeyen ele” yenilmeye devam ettikleri için olacak!
Yelkenimiz açık.
Zamanın ruhuna uygun olarak doğudan ve batıdan esen her rüzgâr yelkenimizi dolduruyor.
Ya Apaz ya Pupa ya Orsa seyrederiz ama hep ilerleriz.
Devletin FETÖ ile mücadelede geciktiği söyleniyor.
Devlet, Batı (FETÖ) ile mücadeleyi nihayet “göze alabildi.”
Bedelini kaldırabileceğini düşündü. Şimdi başa baş bir mücadele sürüyor.
Gücü Batı gücü kadar olan yeni nesil terör örgütü tüm kuvvetiyle direniyor.
15 vekilin transferini her iki parti liderinin bile sonradan duyduğuna tanık olduk!
Devşirme entelektüeller hala mücadelenin içini boşaltmakla meşguller.
Kim bilir belki bir kez daha yeniliriz.
Başak gibi zamanı gelince yeniden ayağa kalkarız.
Bu toprak bizim.
Bu coğrafyada ennihaye biz biteriz.
24 Haziran seçimi “siyaset üstü”
Devlet Bahçeli’nin refleksleri sıradan politika değil.
Reisicumhur’un Ülkücü işareti yapması Makyavelizm değil.
Darbe gecesi ve sonrası tutumlarıyla Ülkücüler iltifatı hak ettiler.
FETÖ’nün içine sızmayı en az başardığı bir yapı olmanın gururu kendilerinin.
Günün demokratik mücadelesi; bütüne, ulusa ve devlete dairdir.
Bu gerçeklik değişmedi ki yeni denklemler oluşsun.
24 Haziran bunu test edecek.
Bu anlamda Kürtleri izleyin. Onlar Ülkücü işaretinin anlamını pekala biliyorlar.
Devasa bir bünyenin uzuvlarıyız.
Farklı düşünmemiz büyük bedenin tabiatı.
Aynılık ancak bir cesette müşahede edilir.
Güncel siyasi tartışmaları abartmayın.
Serinkanlı olun.
Birlikte başaracağız.
Herkes üst yapılara karşı ideolojik eleştirinin aynı dalga boyunda duran alt toplulukları inciteceğini bilmeli.
Hoyrat, bencil, pervasız olmamalı.
Kendi aramızdaki seçime yarış, FETÖ’cü üst yapılarla verilen mücadeleye arınma diyoruz.
24 Haziran hem demokrasi hem hesaplaşma.
Bu dengeyi kurabildiğimiz, olguları birbirine karıştırmadığımız oranda geleceği kuracağız.
Başkanlık sistemi hem doğrudan demokrasinin hem emperyalizmle mücadelenin en büyük dinamosu.
Bugünün temel çelişkisi de baş çelişkisi de Devlet ve FETÖ(Batı)’ dür.
Bu öyle sert bir çapraz ki, önüne çıkan her şeyi yakar.
Israrla Abdullah Gül’ün adaylığını soruyorlar!
Ömer Altaş, 27.04.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Tekâmül Serinliği, Deneme, Fikir
Ömer Altaş Yazıları
omeraltass@gmail.com
Takip et: @omraltas
Facebook; Ömer Altaş
Sonsuz Ark'ın Notu: Ömer Altaş Beyefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 04.08.2017, Sonsuz Ark
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.