Takdim
Mevcut kanunlara göre çiftlerin bir gün veya on yıl evli kaldığına bakılmaksızın, erkek ömür boyu nafakaya mahkum ediliyor. İkinci bir evlilik yapanlar ise iki eşin geçimini sağlayamıyor. Bir milyonun üzerinde erkek bu durumdan şikayetçi. “Yüzünü unuttuğum kadına nafaka ödüyorum” diyen mağdurların gözü nafakaya sınır getirmek için çalışan bakanlık komisyonunda.
Türkiye’de mevcut kanuna göre ister on yıl isterse bir gün evli kalsın, yoksulluk nafakası adı altında erkeğin kadına ömür boyu bakması gerekiyor. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz” deniyor.
Yasaya göre sadece kadının boşanma yüzünden düştüğü yoksulluk göz önüne alınıyor. Erkek işsiz dahi olsa ömür boyu nafakaya mahkum oluyor. Bu durumda erkek ikinci evliliğini yapsa bile eski eşine nafaka ödemek zorunda. Bu koşulların altından kalkamayan erkeklerin ikinci evlilikleri de tehlikeye girip, cinnet getirme noktasına gelebiliyor. Süresiz nafakanın iptal koşulları ise; kadının evlenmesi, asgari ücretin üzerinde geliri olması (asgari ücret iptal koşulu sayılmıyor), kadının haysiyetsiz hayat yaşadığının boşandığı eş tarafından kanıtlanması. Bu üçüncü koşul hem kadın için onur kırıcı, hem de erkeği ağır tahrike sürükleyebiliyor.
Nafaka için yeni kriterler
Yaklaşık 1 milyon 2 yüz bin mağdur olduğu bilinen süresiz nafaka kanunu için TBMM’ye yüzlerce şikayet gitmiş. Bu şikayetler üzerine harekete geçen Adalet Bakanlığı ve Aile Bakanlığı, boşanan eşe “ömür boyu” nafakaya sınır getirmeye hazırlanıyor. Bakanlık komisyonunun alternatifli çalışmasına göre, çocuksuz boşanmalara en fazla 1 yıl, çocuklu boşanmalara da yine dava açılış tarihinden itibaren yani tedbir nafakası süresi dahil olmak üzere 3 ya da en fazla 5 yıl yoksulluk nafakası verilmesi planlanıyor. Çalışmayan, sosyo-ekonomik durumu zayıf kadını mağdur etmeyecek hakkaniyete uygun bir düzenleme yapılması için de çalışmalar sürüyor.
Hazırlanan taslağa göre nafaka kriterleri arasında çocuk sayısı, boşanan eşin “kusur” derecesi, evliliğin süresi, kadının yaşı ve gelir seviyesi olmak üzere beş koşul göz önünde bulundurulacak. Bu beş kriter, nafaka hesaplamasında etkili olacak. Kadının boşanmadaki kusurunun yüzde 50’nin üzerinde olması durumunda mahkeme, nafaka verilmemesi yönünde karar alabilecek.
30 yılda bir milyon mağdur üreten yasa
Süresiz nafaka mağdurlarının sosyal medya üzerinden örgütlenerek kurduğu Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu’nun kurucusu İlknur Birsel, ne kadının ne de erkeğin mağdur olmasını istemediklerini, ailenin tarafında olduklarını ifade ediyor:
“Ömür boyu süren ağır psikolojik, ekonomik baskı, cinnet ve intihar vakaları sebebiyle Medeni Kanunun yeniden ele alınması gerektiğini 2016 yılında ilgili Meclis Araştırma Komisyonuna açık ve net anlattık. Üyelerimiz arasında yıllar önce kısa süreli evlilikler yapmış 28-30 yıldır nafaka ödeyen mağdurlarımız var. 2. yuvasını kurmuş ancak sonu belli olmayan borç, icra davaları, hapis cezaları nedeniyle intiharı düşünen nice mağdur umut içinde yasa değişikliği bekliyor.
Ömür boyu açılan nafaka arttırma, icra davaları nedeniyle ödenen avukat, mahkeme masrafları da insanların bütçelerine ağır yük getiriyor. Sürekli artarak borçlanan mağdur konumunda yaşamalarına neden oluyor. Ömür boyu bu duruma kimse katlanamaz. Bu yasa İnsana yapılan ağır zulümdür. 1 günlük, 15 günlük evlilikler, hatta nikahı yapıp düğünden önce boşanmış süresiz nafaka mağdurlarımız olduğu gibi, eşit kusurla süresiz nafakaya mahkum edilmiş mağdurlarımız da var. 1988 yılında süresiz hale getirilen yoksulluk nafakasının 30 yılda bir milyonu geçmiş mağduru var."
Erken seçim, yasayı çıkartmaya engel olmasın
"Evlilik kurumunun kutsallığını kaybederek ticari kuruma dönüştüğünü" ifade eden Birsel, aile kavramının giderek çöktüğünü vurguluyor:
“Bu yasa yoluyla ömür boyu nafaka mahkumu yapılan erkek, hapis cezalarıyla itibarsızlaştırılıp, ikinci evliliklerinde sorunlar yaşıyor. Evlilik kurumu, aile kavramı giderek çöküyor. Çocuğa bile bağlanan iştirak nafakası süreli iken, kadına ömür boyu deniliyor. Bu durum genç ve sağlıklı kadınların çalışmamasının teşvik sebebi oluyor.
Biz nafaka kaldırılsın demiyoruz. Tarihin hiçbir hukuk sistemi boşandığı için eşlerden birinin geçimini diğer eşin üzerine ömür boyu yüklemez. Nafakanın süresiz olması hiçbir ahlaki ve sosyal gerekçelerle açıklanamaz. Yasanın süreli olmasına karşı çıkan kadın hakkı savunucuları tarafından ne yazık ki 2. eşler, oğlu hapse girmesin diye nafaka borçlarını ödeyen anneler, işsiz ağabeyinin borçlarını ödeyen kız kardeşler kadından sayılmıyor. Tam yasa çıkma aşamasındayken seçim sürecine girdik. Seçim çalışmaları başlamadan önce aile kavramımızı çökerten bu yasaya karşı süreli nafaka yasasının seçim öncesi çıkarılmasını acil olarak talep ediyoruz. Nafaka hapsi gibi bir ilkelliğe son verilmesini istiyoruz?”
Süresiz nafaka boşanmaya izin vermiyor
Süresiz nafakaya hükmedilmesi, çalışma konusunda kadının gelişimine engel teşkil edeceğini söyleyen Av. Cavit Tatlı, erkeğin de nafaka artacak korkusuyla çalışma hayatının gelişmesine engel olduğunu vurguluyor:
“Boşanan eşlerin topluma yeniden adapte olabilmesi, yeni evlilikler yaparak aile kurması için, boşanmış olduğu eşiyle her türlü bağının kesilmesi şart. Aksi halde sona ermiş olan eski evlilik, yeni evliliğin mutlu şekilde yürümesinin önünde ciddi bir engel olmaktadır. Nafaka alan eski eşi resmi nikahsız yaşamaya iten bu durum, erkeğin de nafaka artacak korkusuyla üzerinden mal kaçırmaya, yalana, kayıtsız çalışmaya teşvik ediyor. Ülke ekonomisine külliyen zarar. Ömür boyu nafaka arttırma davaları, hapsi cezaları ve ceza kabusuyla yaşama neticesinde insana, ülkeye zarardır.
Süresiz nafaka, ömür boyunca tarafları kâğıt üzerinde boşayıp, ancak boşanmalarına izin vermeme durumudur. Nafaka iptali için kadının haysiyetsiz hayat yaşadığını kanıtlama şartı vardır ve kağıt üzerinde boşanan kadının özel yaşamının boşandığı eş tarafından takip edilmesi gerekliliği mevcut yasada belirtilmiştir. Bu durum da daha büyük problemlerin çıkmasına sebebiyet vermektedir. Süresiz nafaka tazminat alabilmek için boşanma, dava süreçlerinde atılan yüzlerce iftirayla erkeğin boğuşma travması demektir.
Mağdurlar genelde asker ve polis
Bu yasanın mağdurları genelde memur, asker, polis gibi adresleri, işleri belli olan insanlar olup, ömür boyu her ay maaşlarını eksik almaya mecbur bırakılıyor. Bu kişilerle yapılan beş on günlük, aylık evlilikler sonucu bu kişiler ortak çocukları olmasa dahi ömür boyu köle edilip, ömrünü borç batağında geçirmek zorunda bırakılıyor.
Bizim önerimiz, yoksulluk nafakası, hâkim tarafından bir süre ile sınırlandırılmak suretiyle; tarafların yaşı, mali durumu, eğitimi ve boşanmada kusurlu olup olmaması gibi hususlar göz önünde tutularak belirlenmelidir. Ancak yine adalet duygusu gereği altı aylık süreden az olmamak kaydıyla bu süre için belirli bir üst limit de konulmalıdır. Bu üst limit boşanan tarafların normal şartlar altında yeni bir hayata adapte olmaları için gereken makul süreden, örneğin iki yıldan fazla olmamalıdır. Yine altı aydan az olmamak üzere evlilik süresinin yarısını veya üçte ikisini geçmeyecek şekilde nafakaya hükmedilmesi de alternatif bir öneri olarak düşünülebilir.”
Hafızamda kaybolan kadına nafaka ödüyorum
32 yıldır eşine nafaka ödeyen emekli polis Taki Süme, “Hafızamda kaybolan bir kadına sürekli nafaka ödüyorum” diyerek anlatıyor müebbet nafaka yıllarını:
“İki yıl evli kaldığım eşime 32 yıldır nafaka ödüyorum. Resmi olarak boşanma süreci başladığından itibaren tedbir nafakasıyla başlayıp, bugüne kadar ödemeye devam ettim. Her iki yılda bir nafaka artırımı yapılıyor. Birikmiş nafakalar icra yoluyla alınıyor. Ayrıldığım eşimden olan çocuğuma da 18 yaşına kadar nafaka ödedim. Şimdi 31 yaşında.
Boşanma sırasında yerel mahkeme ilk olarak hatayı karşı tarafa vermişti. Karşı tarafın bütün isteklerini reddetti. Lakin Yargıtay’dan yeni çıkan kanunla birlikte nafaka ödemem gerektiği söylendi. Bir süre sonra ikinci evliliğimi yaptım, 13 yaşında bir kızım var. Bu durumdan evli olduğum eşimin de çocuğumun da psikolojisi bozuluyor. Nafaka artırım davası, maaştan nafaka kesimi, ödeyemeyeceğim durumlarda bile otomatik kesildiği için biz sıkıntıya düşüyoruz. Bunlar hepimizi etkiliyor.
Boşandığım eşim bir daha evlenmedi, aşağı yukarı 30 senedir yüzünü görmedim zaten. Hafızamda kaybolan bir kadına sürekli nafaka ödüyorum. Çocuğum annede, onu da görmüyorum, çünkü onu da bana düşman yetiştirdi. Onun yanına yaklaşmam bile yasak. Aldığım haberlere göre ev almış kendine, durumu iyiymiş. Ama ben onu ispat edemiyorum. İspat etmem için takip etmem lazım. O da sıkıntı. Gerçi ispat etsem de nafaka yine devam ediyor, her şey onun tarafında, biz her durumda mağduruz. Öyle sıkıntılar yaşıyoruz ki, cinnet geçirecek hale geliyoruz. Şükür inancımızdan dolayı buna tevessül etmiyoruz. Benim gibi 1 milyon iki yüz mağdur var. İnşallah kanun çıkar da süreli olur nafaka. Ben nafakaya karşı değilim, ama bir sınırı olmalı bunun.”
Kim evlenir benimle bu borçlarla
İsmini vermek istemeyen nafaka mağduru bir uzman çavuş da 8 ay süren evliliğinin hayatını nasıl cehenneme çevirdiğini anlatıyor:
“Askeriyeye başvuru yaptığımda görev yerime eşimi getirme durumunun olamayacağını anladım. Kendisine bunu söylediğimde, sorunlar başladı. Aramızda şiddet veya aldatma olayı hiç yaşanmadı. Annesinin evine gitti, bir daha da gelmedi. Şu an davamız devam ediyor. Boşanma süreci başladığı andan itibaren tedbir nafakası bağlandı, iki yıldan beri tedbir nafakası ödüyorum. Ömür boyu mahkum oldum nafaka ödemeye. 29 yaşındayım, ama bir kez daha evlilik yapmayı düşünmüyorum. Kim evlenir benimle bu borçlarla, sürekli borç ödüyorum.”
Kolunu morartıp fotoğraf çekmiş
İki ay evli kalıp operasyona gittiğinde eşinin evi terk etmesiyle boşanma süreçlerinin başladığını söyleyen bir başka uzman çavuş ise, boşanma sürecinde kendisine iftira atarak nafakaya mahkum ettiklerini ifade ediyor:
“Ben operasyondayken eşim abileriyle beraber gelip eşyaları toplayıp gitti. Arkamdan uydurma işler çevirmiş. Kolunu morartıp fotoğraflar filan çekmiş. Bunları mahkeme sürecinde öğrendim. Abisi avukat olduğu için ona akıllar veriyordu. Küçük ev eşyalarını, altınları, evde bulunan paraları toplayıp, kendi üzerine yaptığım arabayı da alıp, abileriyle birlikte evi terk etmişler. 40 bin lira tazminat, süresiz nafakaya mahkum oldum. Nafaka ödemeye ilk mahkeme açıldığından beri tedbir nafakası olarak ödemeye başladım. Maaşımdan direkt kesiliyor zaten. Ben şu anda daha düğün borcunu ödüyorum. O iki aylık süreçte yaptıklarından sonra 5 tane duruşma gördüm. Avukatlık ücretleri, dosya masrafları var. Onlardan dolayı sürekli kredi çekmek zorunda kaldım. Şu durumda ikinci bir evliliği nasıl düşünebilirim?”
Gayrı meşru ilişkiye teşvik ediyorlar
Dokuz ay evli kalıp beş yıldır nafaka ödeyen Servet Sanat, “O zamanlar 24 yaşlarında bir gençtim, boşanma nedir, nafaka nedir bilmeden girdim bu sürece” diyor. “Bir gün işteyken eşimin rahatsızlandığını haber verdiler, çok uzakta olduğum için kardeşimle annemi gönderdim. Akşam annesi geldiğinde, ‘Benim kızımın kaç kocası var. Sen nasıl hastaneye götürmezsin’ dedi. Aramızda tartışmalar yaşandı. Bir süre sonra da polisle gelerek kızının darp edildiğini söyledi. Bu şekilde ayrılık boyutuna geldik. Şimdi süresiz bir nafaka borcuna girdim. Maaşlı çalışan bir elemanım, ödeme yaptığım halde bazen geç yatıyor hesaplarına, dava açıyorlar, bunlarla uğraşıyorum.
Daha yaşımız küçüktü ikimizin de, anlaşmalı olarak boşandık. Ailem bir avukat tutup davayı takip ettirdi. Eşim de o zaman 21 yaşındaydı, herhalde bir iki seneye kadar çalışır veya evlenir diye düşünmüştüm. Ama şimdi güvenlik kurumu gibi görüyor beni. Sürekli para koparma, sömürme olayına dönüştü bu durum. Süresiz olduğunu bilseydim, anlaşma yapmaz, hakim karar versin isterdim. Hiçbir şekilde darp uygulamadım, aileme kötü davranmadım. Annesinin baskısıyla boşandık. Şu anda yüzünü bile hatırlamıyorum.
Altınları giderken götürmüşlerdi, eşyaları da avukat vasıtasıyla gönderdim. Daha sonra bana eşyaları ve altınları almadıklarına dair dava açtılar. Eşyaları avukat vasıtasıyla gönderdiğim için kanıtlayabildik, ancak altınları ödemek zorunda kaldım. Kadının beyanı esas oluyor burada. Bu dava da beş sene sürdü, çok yıprandım ben o sırada. 2015 yılında tekrar evlendim, Allah razı olsun yeni eşim bana destek veriyor bu konularda. Eğer onun desteği olmasaydı gerçekten büyük sıkıntı yaşardım. Çünkü sürekli ihbar geliyor, mahkemeden kağıt geliyor, bu şekilde ikinciye boşanan insanlar dahi var. Gayri meşru hayata teşvik ediyorlar erkekleri. Çünkü gayrı meşru ilişkide ayrıldıkları zaman bu sıkıntılar yaşanmıyor. Biz meşru bir evlilik yaptık ve boşandık. Ama ömür boyu bunun çilesini çekeceğiz.”
***
Nafaka kadını sınırlandırıyor
KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz
Nafakanın süresiz olması, kısa süreli evlilikler açısından sorunlu. Türk Hukukunda yoksulluk nafakası ile ilgili herhangi bir süre öngörülmüyor. Ayrıca evlilik süresi ve çocuk durumu da dikkate alınmıyor. Bu nedenle Kadem olarak yoksulluk nafakası ile ilgili belli kriterlerin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz. Tabi bizim de önceliğimiz kadının yararı. Mahkemeler tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilirken bir üst sınır belirlenebilir. Farklı ülkelerde kusur durumuna ve evlilik süresine göre değişen bir üst limit sınırlaması var. Örneğin Avrupa, Hollanda, Fransa ve Avusturya’da üst limit öngörülmüş.
Bizde de kusur durumu, kadının yaşı, çocuk olup olmadığı, kadının beden ve ruh sağlığının çalışmaya elverişli olup olmaması, eğitimi, iş bulma imkanının olup olmaması gibi durumlar değerlendirilmek sureti ile bir üst limit konulabileceği gibi kimi durumlarda süresiz olmasına da karar verilebilir. Üst limit konulması halinde ihtiyaç sahibi kadının yoksulluk ve ihtiyaç durumu devam ediyorsa devlet fonundan karşılanması gibi bir çözüm de düşünülebilir. Nafakaya hükmedilirken de hakkaniyetle hareket edilmesi bizim önceliğimiz. 1 ay evli kalan ile 10 yıl evli kalanı aynı yasa maddeleri dikkate alınarak değerlendirmek son derece sağlıksız. Dolayısıyla her bir evlilik kendi koşulları içerisinde değerlendirilmeli ve hakimler bu koşulları göz önünde bulundurarak tazminat veya nafakaya adalet ve hakkaniyetle hükmetmelidir.
Süreli nafaka boşanma kararını etkilemez
Süresiz nafaka uygulamasındaki adaletsizlik sadece erkeklere değil kadınlara da zarar verdiğini düşünüyoruz. Çünkü kadınların gelecekteki ekonomik beklenti ve durumunun sadece boşandığı eşine bağlı olarak belirlenmesi kadın açısından da bir mağduriyettir. Bir kadının geleceği daha müreffeh inşa edilebilecekken kadını yalnızca biten evliliği ve boşandığı kocasından gelecek gelirin içine hapsetmek de haksızlıktır. Nafaka konusu kamuoyunda kadına bir güvence gibi gösterilirken başka bir açıdan da kadını sınırlandırdığını görmemiz gerekir. Dolayısıyla kadın derneklerinin tamamının süresiz nafakanın adaletsizliğine ilişkin hem fikir olacağına inanıyorum.
Süreli nafaka uygulamasının kadının boşanma kararında herhangi bir engel oluşturacağını düşünmüyoruz. Bir kadın boşanma kararını alırken sadece eşinden gelecek parasal maddi nafakayı düşünerek karar vermez. Kadınlar üzerinden yapılan böyle bir kurgu sadece kadınları aşağılamakla kalmıyor aynı zamanda kadınların kendi başlarına geleceklerini kurabileceklerini de hafife alıyor. Pek tabi ki boşanma taraflar için bir mücadele sürecidir. Bu sürecin çatışmadan öteye sağlıklı bir şekilde sonuçlanması toplumun huzur ve refahı için önemlidir.
Sevda Dursun, 02.05.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları
Takip et: @sevdadur
Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015
İlk Yayınlandığı yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.