"Adorno’nun vardığı sonuçlar arasında, anti-semitizmin doğası gereği öznel ve irrasyonel olduğu, genel olarak batıl inançlarla çarpıtılmış deneyimler üzerine kurulu olduğu ve ahlaksal, süper egoist bakış açılarıyla rasyonelleştirildiği, zihinsel eğilimlerin ve psikolojik kategorilerin “mitolojik” karmaşaya meyilli olduğu ve genelde de anti-demokratik hissiyat ile ilişkili olduğunu düşünceleri yer almaktadır."
Adorno!
Söylediklerinden ziyade söyleyemedikleri ile normalliğin dışında seyreden kıymetli Marksist Yahudi Bilim Adamı & Frankfurt Okulu düşünürü..
Normallik elbet ölümdür onun için. Zira bir Yahudi olarak o antisemitizme karşı hep mesafeli durmuştur.
"Önyargı Üstüne Çalışmalar" genel başlığı altında beşinci cilt olarak yayınlanan ve Adorno'nun "Otoriteryan Kişilik" adını verdiği kitabında ona göre (döneminde) bir güçlü bir de zayıf bir düşman kurgusu üzerine yükselen ve provokatif bir nitelik arz eden anti-semitizm, yukarıdan manipüle edilmekteydi. Zira Yahudi’nin jest ve mimikleri, kışkırtıcı bir şekilde taklit edilerek Yahudi "uygarlığın zincirlerine karşı kendi güçsüz öfkesinin merkeze yerleştirdiği kurgu üzerinde bir simge" haline getiriliyordu.
Adorno’nun vardığı sonuçlar arasında, anti-semitizmin doğası gereği öznel ve irrasyonel olduğu, genel olarak batıl inançlarla çarpıtılmış deneyimler üzerine kurulu olduğu ve ahlaksal, süper egoist bakış açılarıyla rasyonelleştirildiği, zihinsel eğilimlerin ve psikolojik kategorilerin “mitolojik” karmaşaya meyilli olduğu ve genelde de anti-demokratik hissiyat ile ilişkili olduğunu düşünceleri yer almaktadır.
Bu psikolojik yorumlar, birçok gözlemcilerce, burjuva demokrasisi normunu hiç sorgulamadan yapıldığını ve esasen Marksist geçmişten tamamen koptuğu yönünde eleştirilere tabi tutuldu.
Gerçekten de çalışmanın hiçbir bölümünde sınıfsal bir bakış açısı yoktu. Ve fakat araştırma Amerika’da yapıldığından ve Amerika ile Avrupa’nın toplumsal yapılarının farklı oluşundan dolayı böylesi bir ayrıma ihtiyaç duyulmamıştı. Zira anti-semitizm Avrupa’da orta sınıfa özgü bir tutum iken, Amerika’da gerçek konumları ile arzuladıkları konum farkı olan insanlarda görülen bir tutumdu.
Nihayet araştırmanın sonucu da bunu destekler nitelikte idi. Adorno, çalışmasını şu ifadelerle savundu:
"Giderek daha da anonimleşen ve anlaşılması güç hale gelen toplumsal süreçler, insanın kişisel yaşamındaki sınırlı deneyim alanını, nesnel toplumsal dinamiklerle birleştirmeyi güçleştirmektedir. Toplumsal yabancılaşma, tam da karşıtının vurguladığı yüzeysel bir olgu tarafından gizlenmektedir: siyasal tutumların alışkanlıklarının kişileştirilmesi, bugünkü yakınmaların tam da temelinde bulunan toplumsal alanın insansızlaştırılmasını telafi etme çabasıdır."
Onun savunması, bugünkü ortamı açıklama yeterliliğine hâlâ sahip. Bu yüzden 20. yüzyılın en önemli analistlerindendir nazarımda..
Selam ile..
Birsen Şöhret, 14.06.2018, Sonsuz Ark, Konu Yazar, Sosyoloji Temrinleri, Makaleler
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.