"Yeni dönemde Erdoğan(Ak Parti)-Medya ilişkilerinin daha serin bir atmosferde sürmesi gerektiğini düşünüyoruz; yeterince etkin bir uzaklık duygusu hem medyanın denetleyici niteliğini ortaya çıkaracak hem de insanların manipülatif ve spekülatif haberleri ayırdetme zorluğunu ortadan kaldıracaktır."
Türkiye,
büyük bir gerilim atmosferinden, 24 Haziran 2018 pazar günü yapılan
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin Erdoğan'ın (%52.59) ve
Ak Parti-MHP-BBP üçlüsünün oluşturduğu Cumhur İttifakının (%53.66) zaferi ile
sonuçlanması sonrası yavaş yavaş kurtuluyor. Çünkü bu seçimle birlikte ilk kez
uygulanacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi gerilim üretecek bir yapıya sahip
değil; devlette iki başlılık (Cumhurbaşkanı-Başbakan) riski yok ve seçimlerin
getirdiği stres, özellikle CHP'nin tek taraflı yaydığı kaos duygusu, yine seçim
sonuçlarını kabullenen CHP Cumhurbaşkanı adayı'nın geri dönüşleri ile
zayıflıyor.
Demokrasiyi
zaafa uğratmak üzere sosyal mühendislik projeleri olarak tasarlanan sokak
çatışmaları da böylece rafa kaldırılmış olarak geçmişe gömülüyor. Erdoğan
karşıtı eski Ak Partililerin (Gül-Davutoğlu ve ekürisi) dipten CHP'ye (SP ve İP)
verdikleri destek de artık başarısız olduğu kesinleşen bir seçim stratejisinin çökmesi ile
etkisiz hale geliyor.
Kuşkusuz
seçimde ABD-AB politikacıları ve batılı medya ile zirveye ulaştırılan gerilim
atmosferinin yavaş yavaş dağılması, gerilimin Türkiye'den uzaklaştığı anlamına
gelmiyor, ancak artık daha yönetilebilir bir denge noktasına doğru kayıyor. Denge
noktası da yeni kararlar almayı gerektiriyor. Çünkü konu sadece CHP üzerinden
yürütülen dış gerilim değil, etkin bir grup tarafından üretilen dip-iç gerilim daha
tahrip edici sonuçların ortaya çıkmasına neden oldu, bu problemin de kökünden çözülmesi gerekiyor.
Yeni
dönem eskisiyle ilgisiz çok farklı politik alışkanlıklar da üretecek; doğal olarak
kendilerini küskün olarak tanımlayan bu tipler, eski alışkanlıklarla
ürettikleri dip gerilimin sona ermesi için yine her zamanki gibi özeleştiri
yapmadan Erdoğan'a yükledikleri 'kırgınlıkların giderilmesi' gibi bir parametreye
umut bağlamış durumdalar; oysa kırdıkları Erdoğan'dır ve Erdoğan'a oy vererek
onu her dönemde destekleyen Ak parti seçmenidir; sahneye geri dönmek için rol kapma çabaları
anlamsızdır.
Eski alışkanlıkların ürettiği politik hantallığın yeni dönemde çözülmesi mümkün değil, çünkü ortada kırgınlık olarak tanımlanabilecek bir konu yok; Erdoğan'a rakip olan ve asılsız iddialarla onu zayıflatan, Ak Parti'ye oy vermeyen ve karşı propaganda yapıp verilecek oyları da etkilemeyi amaçlayan 'küskünlerin' meselesi kırgınlık değil, tipik geleneksel 'sahip olma hırsı', ancak 'kırgınlığı' yeni dönemde tekrar 'itibar' elde etmek için masaya sürüyorlar. Her devir kendi başarısızlarını tarihe gömdüğü gibi bu devir de yeni devre dönüşürken başarısızlarını tarihe gömecektir, aksi halde yeni devir yeni dönem demenin bir anlamı yoktur.
Eski alışkanlıkların ürettiği politik hantallığın yeni dönemde çözülmesi mümkün değil, çünkü ortada kırgınlık olarak tanımlanabilecek bir konu yok; Erdoğan'a rakip olan ve asılsız iddialarla onu zayıflatan, Ak Parti'ye oy vermeyen ve karşı propaganda yapıp verilecek oyları da etkilemeyi amaçlayan 'küskünlerin' meselesi kırgınlık değil, tipik geleneksel 'sahip olma hırsı', ancak 'kırgınlığı' yeni dönemde tekrar 'itibar' elde etmek için masaya sürüyorlar. Her devir kendi başarısızlarını tarihe gömdüğü gibi bu devir de yeni devre dönüşürken başarısızlarını tarihe gömecektir, aksi halde yeni devir yeni dönem demenin bir anlamı yoktur.
24
Haziran seçimlerine yaklaşan son iki ay içerisinde 'küskünler' olarak
tanımlanan, aslında 'hainler' olarak tarihe geçmeleri gereken siyaset, akademi,
bürokrasi, iş ve medya dünyasının proaktif bu elemanlarının yayın organlarında
çarpıtma haberlerle, yorumlarla, stratejik yalanlarla ortaya koydukları çaba
dip gerilimin artmasına ve Erdoğan ve Ak
Parti seçmeninin kararlılığın azalmasına-(Ak Parti 1 Kasım 2015'e göre %7 oy
kaybına uğradı) neden oldu.
Bu çabalarını medyada, sosyal medyada ortaya
koydukları performansta tek tek izledik ve hem kişisel hem de Sonsuz Ark olarak
özellikle bu kara propaganda faaliyetlerine karşı koyduk, okurlarımıza
ülkemizin gerçekleri ile ve değerleri ile sıkı ilişkili analizlerle ulaşmaya
çalıştık.
Onların
küskün ya da kırgın olmadığını, aksine 15 Temmuz FETÖ-NATO-ABD-AB askeri
darbesinden önce, Ak Parti'yi ele geçirerek Erdoğan'ı yalnızlaştırmaya çalışan
bir ekibin üyeleri olduğunu bütün Türkiye ile birlikte biz de biliyorduk.
CHP'nin ürettiği yapay gerilim Erdoğan ve Ak Parti oylarını doğrudan olumlu
etkileyecekken bu grup dipten ürettikleri dalgalarla bu etkiyi olumsuza
döndürmeyi başardı. Bu sebeple yeni dönem bu ekibi olduğu gibi tarihe emanet
etmeyi zorunlu kılmaktadır. Devlette ve partide çift başlılık olmayacağı için
de tasnif doğal bir sürecin de sonucu olacaktır.
Seçkin Deniz, 26.06.2018, Sonsuz Ark, Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.